7 Temmuz 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

7 Temmuz 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ae —e | Tavsiye bütün bemcinsleri — Sabahleyin kalkar kalkmaz tereyağı, havyar, sütle bir kah- | valtı edersiniz. Öğle vakti tavuk söğüşü, makarna ve bir komrosto yersiniz. İkindiyin yine kahvaltı, gemeği öğledekinin ayni olacak.. Bil günde on tanc- den fazla sigara içmezsiniz.. Söy- | lediklerimi yaptığınız — takdirde | on beş gün içinde bu rahatsız- | hğınızdan eser kalmaz. Hasta, tavsiyeye riayet etti. On beş gün sonra tekrar dokto- runu gördü. — Doktor bütün söyledikle- | rinizi yapım. Yalnız, bir tanesi | çok rahatsızlık verdi. Gün- de on cığara beni sarsıyor.. Ha- yığımda bir defa bile bir tene siğara içmiş insan değildim del. Niçin? — Eve niçin geç gidiyorsun?. | — Karımla kavga ediyoruz Ca!. — Karınla — kavgana 2e?. — Eve geç gittiğim |.. | İspirtizm | —Ölen karınızın rTuhunu çağı- rayım mı7? ’ — Bir dakika bekleyin, orta- da Süpürge varsa kaldırayım!.. —e e vamez Genç —— — Selma Hanım dişini — çıkartı- yordu, dişci kerpetene iki elile sarıldı, bir aşağı bir yukarı — sal- ladı, bütün kuvvetile asıldı.. Sek ma H. bağırdı: — Rica ederim biraz yavaş! | — Yok, Hanımefendi, bana | Mesleğimi siz öğretemezsiniz! — Peki amma, siz de ne diye mesleğinizi marangozdan Öğrendiniz. Piyango Nihat B. üç tane tayyare pi- yango bileti almıştı.. Karısı bun- ları görünce hiddetlendi: — Sen de ne kadar müsrif adamsın. Biliyorsun ki bir tane büyük ikramiye var, bir - bilete çıkacak; üç tane yok ki üçü de çıksın diye üç bilet birden aldın! Üzür Âmir memura darıldı.. — Sen her dakika sigara mı içersin? — Darılmıya — hakkınız yok beyefendi, ben çalıştığım zaman- karda sigara içmeden yapamam.. Bugün akşam oldu; daha ilk - si- garamı içiyorum.. | di Bir gün hasta | defa da göreli; Mühlik, Müsteh'ik sebep | (. | mam. Fakat bild. Dil Naciye Hanım, gibi fazla gerere yatıyordu. Dostla- mıadan doktor Sü- leyman Bey mua- yeneye gelmişti : anımefendi, çıcarır mt- — Bilmem ki na- l olur? — Nazıl oluru var m. Bir. kere göreyim.. — Armı çocuk- lar gibi dilimi ç- FParmaktan utanı- yorum da. — Zararı yok hanımelendi, şm- diye kadar yek çok dinledik bir — Sen ne der. duğundan — anla- gim bir şey varsa Fâzıl Ahmet Beye nükte mevzuu ol- da. — kız kavalyesine — Daha başka bildiğiniz ne dansı var?. Ressam Ressam çalışı- yordu, model s0- yunmuştu. — Kapı | vuruldu. Model: — Aman, dedi, bir adam geldise hemen giyineyim.. Ressam birden- bire ceyap verdi: — Hayır, — bir ressam — arkadaş gecekti; odur. Yüzellilik Tramvayda idik, önümüzde çok şiş- man bir. hanım oturuyordu. O ka- dar gişmandı. ki iki kişilik kane- peyi tamamile kapladıktan başka vücudünün dörtte biri dışarıda kal- mış, sıralar arasın: | daki yolun yarisinı kapamıştı. Arka- daşımı | —- Garip vey || dedi, bu kadının hudut harici edil- mesi İcap © du. — Niye?.. — Yüz ellilik- lerden de onun içial.. sİREYR” En fena şey, insanın kızarmıyacak yerde kızarmasıdır. — Bundan fenası var; kızaracak yerde kızarmaması!. İncee'k pemba mayo; Yakışıyor bak şuna.. Yazın denizde banyo; Gidiyormuş hoşuna * Ger'nir. kırı'arak; Geliyor yine, bak baki. Görzen olsa mahakkak Şaşirir duruşuna.. a Şimdi coşan plâjlar. Gün gelir onu urar.. Önümüzde bir kış var; Yaz geçmesin boşuna... “50 SENE SONRA. Ç7 Hakkı Var Salamon meş- Komşusu Karabet son — zamanlarda fena bir vaziyete düşmüştü. — Sala- moadan yirmi gün iç'n elli lira ödünç istemek mecburi- yelinde kaldı, Sa- lamon bu teklife: — Hayhay, de- di, — biz dostlar için yaşa- rız. İstediğin pa- zaten yim. Fakat yirmi gün — sonra lira / faizile —yüz Kiranı alırım. — Aman Sala- mon ne yapıyor- sun? Yirmi gün için elli lira faiz istenir mi 7.. — Doğru, bak- kın Yirmi gün için istenmez VAre amma, sen, benim, caya kadar uyku- suz — geçireceğim yirmi geceyi hiç düşünmüyorsun 1., Küçük Halükan- nesinin yamına gitti.. — Anne, ben birşey kırsam, son- ra da — kırdığımı saklamayıp söyle- sem bana — darılır misin ?.. — Hayır darıl- mam.. Söyle baka- Y lim ne kırdın ?.. macım; fakat et- rafta kıracak birşey bulursam kırmıya niyetim var datl, Kapıcile Vakit gece ya- mısını geçmişti. Sü- leyman Bey, apar. tıman — kapıcısıni uykudan uyandırdı — Ne yar be- yim mühim — bir şey mi?, — Süleyman B. kaçıncı katta olu- ruyorL. — Aman beyim bir yanlışlık olma- sin, Süleyman B. siz değil miziniz?, Süleyman B. benim amma, oturduğum — katı unuttum. hur tefecilerdendi. | rayı hemen vere- | parayı geri alın- | aN düşünüyorum. — Yok daha kir- Sabiha Hanım güzel, hem — tam manasile güzel bir kadındı.. — Vücut mütenasip, endam mükem- mel, yüz zarif.. Yalnız bir kusuru vardı.. Ağmı biraz büyüktü.. Geçende tanınmış bir ressas ma, — yağlıboya — bir portresini yaptırıyordu. Ressam, resmin ağ- zını boyayacağı sırada Sabiha Hamım ağzının köçük görünmesi için dudaklarını büzdü. Ressam bunun farkmıma vardı: — Hanımefendi, dedi, ağzınıs zı küçültmek için zahmet çekme- | nize lüzum yok, İsterseniz resims de hiç ağzınızı göstermeyim. Anlayış Amerikalı bir seyyah, tercile * manile beraber — Kapalıçarşıdan | çıkıyordu. Yanında Üç çocuğu — olan bir dilenci kadın yanlarına sokuldu. Üç çocuğum için bir kuruş verir misiniz?. Seyyah tercümana sordu: — Ne diyor?. | Tercüman dilencinin söyledi- gini İngilizceye tercüme etti. Sey- yah biraz düşündü. — Ucuz satıyor, alayım amma, Amerikaya nasıl götürürüm diye --. ge: ——7 — Hanmelendi, — sizi ben çok seviyorum |.. İnanmam, — İnanmamanız için sebep | yok. — Erkekler hep böyle söye lerler. — Yok hamimefendi, beni başka erkeklerle mukayese ede- mezsiniz. Sizi sevciğimi ispat edecek olursam.. — Nasıl ispat edersiniz!.. — Senelerd saberi.. — Senelerdenberi beni takip mi ediyorsunuz?.. — Hayır fakat daha mühim * bir şey, pederinizin çalıştığım bankadaki günden güne artan hesabı carisini.. Çam Kokusu — Ben çam kokusuna bayı- hırım. Bilhassa yazm, daiwa çam ağaçlarının yanında bulunur, on- ların kokusu ile âdeta meslo- İurum. — Adada oturuyorsunuz zan- | nederim., — Hayır.. — Çam ağaçlarının yanında bulumaktan beysediyorsunuz dal Me icabı efendim, beğ — -— slek mar, ngozum

Bu sayıdan diğer sayfalar: