Dünya Garibeleri Mükemmel Bir Ziyafetten Sonra... Pariste M. Roat isminde biri fazla misafirperverliği yüzünden hapishaneye düşmüştür. M. Roat, bir gün bir kadın ile tuttuğu bahsi kaybederek ah- baplarına bir ziyafet — vermek mecburiyetinde kalmıştır. Roat Parisin lüks lokantala- tından birine giderek 16 - kişilik bir sofra hazırlanmasını emret- tikten sonra lokantacıya: “ Sof- ranın ayrı bir odada ve mükem- mel bir surette hazırlanmasını isterim. “Şunu da söyleyim ki parayı hemen veremiyeceğim. Akraba- mın birinden kalan 210,000 frank mirası almaklığım için noter ta- rafından davet edildim, ziyafet- ten sonra beraberce notere gi- derek parayı alır va hesabımızı kapatırım, — diyerek — cebinden çırkardığı — bir zarfı lokantacıya göstermiştir. — Lokantacı zarfın üzerinde — noter mührü görünce hemen sgofranın hazırlanması için garsonlara emir vermiştir. Roat ve misafirleri saatlerce yemişler, içmişler ve mükemmel sürette eğlenmişlerdir. sonra lokantacı hazırladığı 18000 franklık hesap pusulasını yanına alarak Roat ile Noterliğe gitmiş- tir. Her ikisi de noterliğin salo- nunda bir müddet olurduktan sonra Roat ayağa kalkmış ve: *“Gidip işi bir an evvel bitirmesini notere söyliyeyim ,, demiştir. Fakat Roat herhalde içtiği içkinin tesirile olacak ki noterin oda kapısını açacağına sokak kapısını açarak çıkıp - gitmiştir. Biraz sonra meseleyi anlıyan lo- kantacı soluğu karakolda almıştır. Yapılan tahkikat neticesi» herifin bir dolandırıcı olduğu anlaşılmış ve muhakeme edilerek hapse atılmıştır. Pırlantalar Sergisi — Londra, (Hususi) — Oksfort — eaddesinde bulunan büyük bir kuyumcu mağazasında Londranın maruf kuyumcularının - iştirakile bir pırlanta sergisi vücude geli- rilmiştir. Teşhir edilen pırlanta- ların kiymeti 100 milyon İngiliz Hirasından fazladır. Serginin mu- © hafazası için birçok tertibat alın- mıştır. Sergiye ancak elinde davetiye onlar girebilmektedir. Sergi da- ima sivil ve resmt polisler tara- fından muhasara 'altına! alınmış bir vaziyette bulunmaktadır. Vitrinin önünde ' çekilen bir parmaklık yapılmıştır. Bu par- maklığa kuvvetli elektrik cereya- mı verilmiştir. En fazla mubafaza — &ilen kısım, içinde iki pırlantanın bu- lunduğu vitrindir. Bu pırlantala- rın da birinin kıymeti 9, diğerinin 6 milyon sterlin tahmin edilmek- tedir. Garip Bir Mübadele Amerikanın Nevyork şehrinde karılarını değiştiren iki kişi mah- kemeye düşmüş ve mahküm ol- muşlardır. Bunlar Svenson ismin- de bir fabrikatörle o fabrikanın müdürü Mister Bertran'dır. Fab- rikatör Svenson mükemmel bir #porcudur. Fakat karısı spordan hiç hoşlanmaz. Bilâkis sporu hiç sevmiyen Mister Bertran'ın karısı ise en mükemmel sporculardan biridir. Ziyafetten | SON POSTA Bir Genç Nevyork, 20 (Haziran) — A- merikanın gerek tayyarecilikte ve gerek gazeteci- likte büyük bir şöhret kazanmış olan simala - rından — Hedan Klark bir gece yarısı yatağında ölü olarak bu- lundu ve evvelâ bir kazaya kur- ban — gittiğine bükmedildi. Masasmın Ü- zerinde kısmen makine ile kıs- men de kurçun kalemi ile vazıl- muş iki v — >tup vardı, birisi ni- şanlısı — ( Misis Miller ) e diğeri de tayyare yüz- başısı ( Lankas- ter ) & — hitap ediyordu. —Her ikisinde de: * Parasız kal dim, Avrupaya giderek iş bulmıya ve zengin olmıya çalışacağım, sizi ebediyyen terkediyorum. Allaha ısmarladık,, diyordu. Anlaşılan bu mektubu yazdık- tan sonra yol hazırlığı görmiye ve bavulunu yerleştirmiye - başla- mış, bu arada cebinden revolveri düşmüş, ateş almış ve bu kazaya sebep olmuştu. Fakat hâdiseyi tesbite memur edilen polis —müfettişi Mister Rowland bu noktai nazarın haki- kate tevafuk etmediğini gördü. Kazanın bir cinayet olması ihti- malinden şüphe etti. Zira cesette ölümünden evvel şiddetli bir mü- cadeleye girişmiş olduğunu gös- teren birçok bereler vardı. Evet muhakkak bu, bir cinayetti, fakat acaba cani kimdi ? Polis müfetlişi bu noktayı araştırdı. Ve bu arada hatırına ilk olarak yüzbaşı Lankasterin ismi geldi. Filhakika Hedan Klarkın mek- tuplarını yazarken kullandığı kuür- şun kalemi yüzbaşı Lankasterin- di, kazaya sebep olan rövelver de onundu. du. Adamin aldırdı. * mektupları taları - vardır hayatını * Polis müfettişi Hedan Klarakı yüzbaşı Lan Kasterin öldürülmüş olmasından şüphe — eddiyor ço A İki adam bu vaziyet karşısında i karılarını değiştirmeye karar ver- mişler. ve —meseleyi — kadınlara açmışlardır. Karıları, kocalarının bu kararını garip bulmakla be- raber kabul etmekte bir beis görmemişlerdir. Bunun üzerine sahte talâk davaları açılmış ve neticede karılar kocalarını değiş- tirmişlerdir. Fakat hâdiseyi haber alan hükümet bu iki garip ada- miı ceza mahkemesine vermiştir. Muhakeme neticesinde ikisi de hapis ve para cezalarına mah- küm olmuşlardır. Okyanus Kahrmanı | zanaltına Fakat Lankas- ter inkâr ediyor: — Bu, çocukça bir zandır, diyordu. Polis Müfettişi He- dan Klarkın - bıraktığı bir. müte- hassısa muayene ettirdi ve gördü ki, mektup- larda birçok imlâ ha- Halbuki gazetecilikte geçirmiş olan mütevef- fanın hiçbir yazısında imlâ ha- tasma rast gelinmemiştir. Bundan başka mektubun ma- kine ile yazılmış olan kısmında da bütün satırlar bir müptedinin elinden çıkmış gibi noktasız ve ve — fasılasızdır.. Halbuki He- dan Klark makine ile yazı yazmakta cidden mahirdi. Fazla olarak mektuplardaki im- za da sahte idi. * Maznun olarak tutulan yüzbaşı Lankaster bir tecrübe yaptırıl- ması düşünüldü ve eline bir kâğıt — verilerek — makine — ile bir mektup yazdırıldı ve görüldü ki, yüzbaşı imlâ hatası yapmakta ve makine ile yazıyı fasılasız ve noktasız yazmaktadır. Artık — hakikat — anlaşılmıştı, esasen yüzbaşı da fazla mukave- met göstermeden itirafta bulundu: — Evet, ben yaptım! dedi İşin İç yüzü Facianın esası şudur: Bilmem hatırlar mısınız: Yüz- başı Klark 1927 senesinde refa- katinde — kendisi gibi tayyareci olan Mis Miller — olduğu halde hava tarikile Londradan Avus- turyaya — gitmişti, bütün dün- yayı günlerce kendisile alâka- dar — etmişti, ©o aralık iyi bir çift teşkil eden bu erkek ve kadın — tayyarecinin yekdiğerile evlenecekleri de söylenmişti. Fa- kat hakikati halde aralarında ar- kadaşlıktan başka bir münasebet yoktu. Avusturalya seyahatinden sonra ayrıldılar. Lankastr yalnız başına müteaddit seyahatlere gi- rişti, - Mis Miller ise Nevyork ile Los Ancelos arasında yapılan bir müsabakaya girdi, kazandı, Ame- rikarla müteaddit şampiyonluklar all. bakat iki senelik bir iftiraktan sonra bu kadın ve erkek tayya- reci birleştiler, evlenmiye karar verdiler. Yalnız iktısadi buhran başlamıştı, ikisinde de para yok- tu. Projelerini bir müddet te- hire karar verdiler. Aradan ge- Bulı!ndu Yüzbaşı Lankastr Mevkuftur Yüzbaşı Lankastr Meksika hududundan Tayyaresine atlıyarak Miyamiye geldi çen zaman zarfında Lankaster Meksikada pilotluk yapacak, ni- şanlısı da hatıratını yazacaktı. Lankastr Meksikaya gitti ve Mis Miller de hatıratını yazmıya koyuldu ve bu hususta ken- | disine — yardım — etmesi — için hem tayyareci hem de gazeteci olan Mister Hedan Klarkın yardı: | mını rica etli. Son Safha Hâdisenin — bundan — sonrası basittir. Mis Miller — hatıratını yazarken gazeteci ile sevişmiş ve nişanlısını bırakarak - onunla ev- lenmiye karar vermiş ve bu ka- rarını da nişanlısına yazmıştır! Yüzbaşı Lankasterin bu mek- tuba telgrafla — verdiği — cevap şudur : — Saadetinize engel olmak hatırımdan - bile geçmez. — Sizi şimdiden tebrik ederim! Fakat Yüzbaşı Lankastr bu mektubu yazmakla b:'ıha kıs- ka m tesiri ile derhal tayyare- ru%.ıçılılğ:tlımış. "ekdlııdıı”hvı tarikile Miyami'yegelmiş ve o ge- ce gazeteciyi öldürmüştür. Bir Kadın Karakteri Şurasinı da ilâve edeyim ki : Yüzbaşı Lankaster polis mü- düriyetinde cürmünü itiraf ettik- ten sonra müstantik huzuruna çıkarılmış, orada ise sözlerini ta- mamen geri alarak: — Ben katil, değilm. o sözle- ri birçok tesirler -altında mecbu- ren söylemiştim, demiştir şin yaribi şudur: Mis Miller yeni nişanlısını öldüren eski ni- şanlısını müdafaa etmiye başla- mıştır. Kurtarmıya çalışmaktadır, soranlara da: — Okyanus üstünde günlerce tehlike karşısında birlikte yaşa- dığımız adamı nasıl unuturum? Demiştir. Maamafih yüzbaşı Lankaster cinayetten başkaşka ayrıca Mek- sika hududunda kaçakçılık yap- mış olmakla da maznundur, Ölü Olarakğ K o Temmuz 1 — Dünyada Olup Bitenler — Ff BİR HAVA FACİASI Hem Tayyarcci,Hem De Gazeteci Olan Gece Yatağında ŞO AA SAA Caddeikebirdeki Kokunun Sebebi Beyoğlunda Caddeikebirdeki polis kulübesinin civarında bir lâğım mazgalı var. Burası yazın feci surette taaffün etmektedir. İstanbulun en kalabalık ve yegâne caddesi olan Caddeike- | birde akşamları binlerce halk bu kaldırımlar Üzerinde piyasa yapmaktadır. Artık herkes bura- | ya yaklaşırken cebinden mendi- lini çıkarıp burnuna tutmak mec- buriyetinde kalıyor. Son günlerde lâhımın Üzerine bir saç kondu. Bu da derme çat- ma bir şey olduğu için kayıyor. | Teaffün yine başlıyor. Belediye burayı kapatsa, yabut — buraya | Anti septik bir şey dökse halkın hem zevkini hem de sıhhatini korumuş olurdu. Beyoğlu Alyon sokakı Ahmet Suphi Garip Bir Adam Geçen gün kapalı çarşıdaki dükkânımda bir müşteriye bir elbise sattım. Müşteri gidince içeriye bir adam girdi. Bu müş- teriyi sana ben getirdim, bana bir lira ver, dedi. | Bu alış verişten bir lira ka- zanmadım ki ona vereyim. Kavga çıktı. Karakola düştük, Meğer bu adam çarşıda birkaç dükkâna ayni şekilde müracaat etmiş imiş. Bu hareket doğru mudur ? Lâleli apartımamında Hüsmü 'Sokakta (Gezen (Çocuklar Geçen gün tramvayla Şişha- neden geçiyorduk. — Tramvayın önüne pejmürde kıyafetli, sefil, | çıplak iki çocuk çıktı. Azkaldı | ezileceklerdi. | Vatman fren yaptı. Fakat tramvayın içindeki bütün halk biribirine girdi. Dört beş yaşın- daki çocukları anneleri sokaklara bırakıyorlar. Bu yüzden hergün otomobil ve tramvay kazası olu- î | | | yor. Belediye yahut zabıta bu ka- bil çocukları başıboş birakan aile reislerinden nakdi ceza alsa çok hayırlı bir İş yapmış - olur. Hiç olmazsa bu ceza tehdidi alb- tında lâkayt ana babalar çocuk- larile alâkadar olurlar. Bu suretle hem kazaların önü alınmış olur, hem de içtimal se- faletimizi ecnebilere iteşhir eden bu yavrular göz önünden kalk- mış olur. Bu vazifeye karşı Hi- mayei Etfal de biraz himmet gösterse herhalde çok isabet etmiş olur. Çengelköyı Hasan Fehmi Bozuk Para Meselesi Geçen gün Postahaneye iki mektup verdim. 12 kuruş bozuk para verdim. Memur bozuk - pa- raları almak istemedi. Paranın her çeşidini almıya mecbur ok duğun söyledim. Fakat ısrar etti, almadı. Bü- tün para vermemi söyledi. Uğ- raşmıya fazla vaktim yoktu. Ben de memurun keyfini yerine ge- tirdim. Nazarı dikkati celbetme- nizi rica ederim. Karinlit: Şemal