Vd - POSTA TİMURLENK - Hmtlı, Mollaya Bir lâhza sonra gözlerini açan Timur, Sint nehrinin kenarında yere çömelerek oturduğunu, kar- şısında bağdaş kuran çıplak Hint- linin sabit bir bakışla kendisini süzdüğünü gördü. Hayran hayran ona, suya ve orduya baktı. Müte- akıben yerinden kalkarak - sekiz, on adım geride duran adamları- na haykırdı: — Umur hocayı bulun, yanı- ma iletin! Umur Hoca, uzakta değildi. Timurun emrini kulağile işitecek kadar yakın bir mesafede bulu- nuyordu. Bu sebeple çarçabuk buzura geldi., büyük bir hürmet- le Hakanı selâmladı, cübbesini kavuşturup bekledi. Timur ayakta idi, atımın eğe- rine yaslanmıştı. Hintli yine yer- de idi. Bir işaretile ülkeleri ve küme küme insanları aleşe ata- bilen Cihangir ile muhleşem or- dusu, bu çıplak adam üzerimde hiç bir tesir yapmıyor gibiydi. Bir avüç toprak gibi hissiz, fakat yi- ne bir toprak yığını gibi perva- sız görünüyordu. Timur, Umur Hocanın urzun sakalına baka baka, birkaç: sani- ye düşündü ve birkaç saniye de kendi sakalını karıştırdı. Nef- sile mücadele mi ediyordu, ağır bir Şşeye karar mı — vermek istiyordu. Burası meçhuldü. Lâ- kin onun derin bir düşünce geçirdiği belli idi. Neden sonra beybetli başımı kaldırdı. hocaya sordu: ç — Kaybı kim bilir ? — Lâ yalemulgaybi iilallah ! — Bu adam kayıptan haber veriyor | — Yalan söylüyor ! — Kızımı ölü gösleriyor! — Dili tutulsun. Haltediyor | — Ömer Şeyhi de attan dü- şürüp öldürüyor. — Eliyazıbillah, sümmeliyazı- billah. Hindiyandır! — Bunları diliyle söylemiyor, avucunda — teressüm — ettiriyor. Rahmetlik Evliya hatumun meza- rını, Cihangir — merhumu bana seyrettirdi. — Ardından — Akayı, Ömer Şeyhi gösterdi. Onlar bi- rer birer gözümün — önünde ve bunun avucunun içinde öldüler. — Bu kâfirin sibirbaz oldu- ğuna şüphe yok. Ona göre ce- zası tertip olunmak gerek. — Ne edelim dersin? — Öldürmeli. — Ya dedikleri doğru çıkar- sa, oğlumla kızıma bir hal olursa? — Nasıl olur. efendimiz, bir çıplak adam, gayri mümin bir derbeder, mukadderatı keşfe ka- dir midir? Timur, biraz daha düşündü. — Sen, dedi, hocasın. Yüke sek bilgiçsin. Sıhri, efsunu bo- zabilirsin. Herife söyliyelim. Bana yaptığım sana da yapsın. Oku- yacağın dualarla sihirbazlığı sa- bit olursa kendini yok ederiz. felâ halâ ! Timurun maksadı, Ata Böyle Ömer şeyhin ölümlerini gösteren tablonun — hükümsüzlüğüne — bir tutamak büulmaktı. Sevgili çocuk- larının acıklı birer ölüme namzet olduklarımı görmek, onu ta yü- Yanash Ve : Çıplak Bir Adam, Gayrimümin Bir Det- beder Mukadderatı Keşfedebilir Mi? Avucuma Bak! Dedi reğinden — yaralamışlı, — içi — sızlı- yordu. Eğer çıplak Hintli, Umur hacaya da bazı sahneler göste- remezse, kendisine sihir yapıldığı kanaatile müteselli olacaktı. Aksi takdirde üzüntüsü ziya- deleşecekti. İşte bu mülâhaza ile © âlim adamı ileri sürerek ikinci bir tecrübeye girişiyordu. Hintli, cihangir ile molla ara- sındaki — muhavereyi — dinliyordu. Hocanın — kendisini — sihirbazlıkla itham ettiğini, öldürtmek istedi- ğini işitince seslendi: — Molla! Beri gel! Umur Hoca, emreden adama Y arışta Birinci Gelen Bir Yelkenli Avrupada her sene bu mev- simde kotra yarışları terip edi- lir. Bu yarışlar çok zevkli olur ve binlerce kişi tarafından sey- redilir. Bazan yüz elli kotra bir arada yarışa çıkarlar, düz denizin Üzerinde —martı — gibi uçarlar. Fakat son zamanlarda gayet şayamı dikkat bir deniz yarışı daha tertip enilmiştir. Bu yarışa eskiden kalma koskoca yelkenli gemiler iştirak etmiştir. Yarış çok heyecanlı bütün yelkenlerini pupa eden koskoca — gemilerin — yürüyüşü kahkahalarla seyredilmiştir. Re- simde güördüğünüz gemi yarışta birinciliği alaıştır. olmuş, ve Timura hayran ha; baktı. Hakan kaşlarını çım,". — Git, dedi, durma git. Fa- kat okumayı unutma ! Hintli, tıpkı Timura 'tığı gibi Molla Umuru da ’;:nne | Nuri oturttu. Kısa bir göz murakabe- | sini müteakıp ihtar etti: — Avucuma bak! Molla, iki dakika ancak süren bir bakıştan sonra saçları dim- dik —olarak — yerinden — fırladı, Timurun yanına koştu. — Oh, efendimiz; adam, yaman adam ! — Ne yaptı, ne gösterdi ! — Bana beni gösterdi. Lâkin aklımı başımdan alıyordu. — Kendini nasıl gördün de ürktün ? — Güya ben cellât olmuşum, adam kesiyormuşum. — Sonra? — Sonra çıldırıyorum, kırlara m. — Okuyup üfledin miydi ? Okumuştum, — efendimiz, ukuııqhın— Fakat herifin sihri benim dualarımdan kuvvetli çıktı. Bu sırada Hintli, * Timurun yanına geldi: dedi; bu | - dedi - sana se- nin akıbetini göstermedim, yalnız uğrıyacağın felâketlerden bir kıs- mini tanıttım. Görüyorsun ki akıbetini görenler, şaşırıyorlar, titriyorlar. Seni bu vaziyete dü- şürmek istemiyorum. — Yalmız so- ruyorum: Geri mi — döneceksin, ileri mi geçeceksin? Geride saa- det, ileride Felâket var. İkisinden birini seçmek senin elindedir. Timur, hiç — düşünmedi sadece homurdandı: — Bir adam, bir ordu dur- duruyor. Ne ayıp, ne ayıp! Müteakıben emir verdi: — Asker yürüsün, bu herif te 1 ve Biraz sonra, meşhur Sint nehri, !:ın;'ır imurun Hint l:-' rına ine şahit ol Havada Yürüyen Ordu Timur, nehrin geçilmesini ve köprünün yıktırılmasını müteakıp askerine tarama emri verdi. Şimdi yüz bin muharip, av arayan tazı hassasiyet ve ihtirasile Pencap topraklarına — yayılmıştı. — Evler değil, dağlardaki kovuklar, ka- yalardaki delikler bile bu aman bilmez taramadan masun kala- mıyordu. Kaçanlar, yoruluncıya kadar yürüyorlardı. Lâkin yo- rulmak — bilmiyen istilâ ordusu, nihayet onları da sığındıkları yerlerde bularak ya boğuyor, yahut tutarak karargâha süri- yordu. ( Arkası var ) — Süyfa 9 İzmırdekı Cmayet Polıs Nuri Efendır Karısını Ve Kain Biraderini (Baş tarafı | inci sayfada) Cinayetin sebebi bir aile ge- çimsizliği ve şüphedir. Efendi polis kadrosunda dört senedenberi çalışmaktadır. Zevcesi Müzeyyen Hanım 29, ka- yınbiraderi Sadettin Efendi 35 yaşında bulunuyorlardı. Karı koca arasında epey bir müddettenberi geçimsizlik olduğu anlaşılmaktadır. Bu arada kalil Mehmet Nuri Efendinin zevcesi Müzeyyen Hanımın hareketlerin- den şüpheye düştüğünü de öğ- reniyoruz. Fakat Mehmet Nuri Ef. bü- tün işlerde kayınbiraderi Sadettin Ef. nin parmağı bulunduğunu, geçimsizliklerin onun hareketle- rinden ileri geldiğini zannetmek- tedir. Karı ve koca, bu geçim- sizlik — yüzünden —bundan bir ay kadar evvel biribirlerinden ayrı yaşamıya — başlamışlar ve Müzeyyen Hanım d: kardeşi Sadettin Efendinin evine gitmiştir. Bu sirada Müzeyyen H. mahke- meye müracaat eltmiş ve talâk davası açmıştır. Mehmet Nuri Efendi, bu es- nada karısının avukat Sait Beyle konuştuğunu haber almış, onunla görüşmemesini söylemiş ve fakat karısının bu sözlere kulak as- madığı vehmine düşerek Müzey- yen Hanımı birkaç gün evvel sokak ortasında dövmüştür. Mü- | zeyyen Hanım bu dayak üzerine karakola müraczat etmiştir. Mehmet Nuri Ef, zevcesi Mü- zeyyen hanıma cuma günü avu- kat Sait Beyin bahçesine gide- ceğini haber almış, fakat gidip 28 Haziran Salı İstanbul — (1200 metre) 18 gramofon, 19,ö alaturka saz, Hafız Burban he- yeti tarafından, Ajans haberleri, saat ayarı, 20,5 gramofon ile opera parça ları, 21 alaturka saz, Halız Burhan B. heyoti tarafından, 922 orkestra. Bükreş — ( 394 metre ) 20 Radyo orkestrası, 90,5 konferans, 20,45 şarkı. Belgrat (420 metre) 20 Köonfe- rans, 20,40 Kosuva faclası isminde bir dram, 21,10 konferans, 21,40 konser, sgonra Olgan orkestrası. Roma ÇHL matre) 20 Ajan ha- berleri, tolsiz telgraf dersi, 21,05 gru- mofoo, 21,45 muhtelif konser. Prağ —( 498 metre ) 20 Brünodan nakil, 21 İspanyol şarkıları, 21,20 mandolin koenseri, 22 — Bratislavadan nakil Viyana — ( G17 metre ) 20,90 Kon- ser, 21,15 Graç opaerasının orkastrası . Peşte — (Ö30 metro) 20,30 Macur dansları hakkında bir konferans, 21,30 stüdyada komedi, Varşova — ( 1411 metre ) 20,15 muhtelif 20,35 radyo gazetesi, 21 halk konseri, 21,56 edebiyat bahisleri, 22,10 konser, Berlin — ( 1635 metre) 20 tiyatro bahisleri. 20,15 san'at musababesi, 21 küçük şarkılar. 29 Haziran Çarşamba fatanbul — ( 1900 metro ) mofon, 19,6 alatorka saz, 20,5 gramolon, saat ayarı, Ajans haberleri, 21 Münir Nurettin Bey ile arkadaşları tarafından konser, 22 örkeştra 18 grw , Bükreş — (394 metre) 20 Çellokun- ser, 20,5 konferans, 20,45 piyano kon- seri, 21,15 viyolomnsel Be); ırıd—-— (4209 metre) 20 g 3,5 akşam & Roma — (ddl metrej 21 Ajaca har Mehmet | 23,15 Çigan orkestrası. Niçin Öldürdü ? | gitmediğini öğrenememiştir. Erte si gün avukat - Sait Beyin yazı- hanesinin önünden geçen - Meh- met Nuri Ef. karısımı içerde gör-« müş ve yapına girerek bir daha bu yazıhaneye gelmemesini söylemiş- Kadın bu sözlere karşı, bir aydanberi açlık sıkıntısı çektiğini bu vaziyeti görmiyen bir adamın kendisile alâkadar olamıyacağı cevabını verraiştir. Bir aralık Kemeraltı karako- luna giden Mehmet Nurektin efen- di zevcesile kayınbiraderi Sadet- tin efendinin yan yana geldikle- rini görmüş, yanlarına yaklaşarak artık barışmak ve meseleyi hals letmek istediğini söylemiştir. Fakat Sadettin —efendi bu sözlere, çok ağır bir cevap ver- — | mek suretile mukabele etmiştir. Nuri efendi bu söz üzerine ta- bancasını çekmiş ve derhal dört el ateş etmiştir. Çıkan kurşunlar- dan bir tanesi Sadettin efendiye üçü de zevcesi Müzeyyen Hanı- ma isabet etmiştir. | İki yaralı kardeş derhal has- | tahaneye kaldırılmışlardır. Katil de karakola — giderek kendini | komisere teslim etmiştir. | Fakat yaralı kardeşler biraz | sonra ölmüşlerdir. Katil Mehmet | Nuri Ef. tevkif edilmiş ve adli- yeye verilmiştir. Evlenma merasimi İhtisas —mahkemesi İstintak — Hâkimi Hakkı Şükri Beyle Vakit azetesi Tahrir Müdüri Refik — îlımet Beyin baldızı Nimet Ha- mamın akitleri dün Beyoğlu Bele- diye dairesinde yapılmıştır. Tara- feyne saadetler temenni ederiz. tir, Resminizi Bize Gönderiniz| K ççt Size Tabiatinizi Söyliyelim 73 Nebahat H. t Zeki — ve topludur. Eş yasının ve ki- taplarının hüs- nü — istimaline' dikkat — ede, tavır ve hareket leri kapalı de gildir, açık ve samimidir; ge- yoktur, sadeliğe ve te- vazua mütemayikur. Söz söylemek ve ikna etmek kabiliyetlerini te- kemmül ettirdiği takdirde iyi bir muallim olabilir. derli ruru Fatoğraf Tahlil Kuponuna 11 inci Sayfamızda bulacaksınız. ——— D — berleri ve gramofon, 21,15 düktorün tavsiyeleri, 21,45 — operadan naklea Deja operası. (488 metre ) 20 Boris Gö- 23 sant uyarı, Prağ dünov isnindeki opera, tolgraf haberleri. Viyana —( GI7 metre ) 19,55 Musi- — kili musahabe” 20,23 senfoni, 22,05 — şarkı, 23,03 akşam kanseri, Peşte — (500 metre ) 20 'ı...—mı- 4 kında bir konferana, trası, 29 salon örk (HD metre) 26 Vurşova m4 hafil konser, 22,10 clebiyat b Konser. Berlin — ( 1675 metre) 90 Bi rya #l- yercli, S1 Koloayadısı naklern o St