SON POSİA Sultan Muradm Dairesi Abluka Edildi Abdülhamit, Avrupa Hükümetlerinin Muhabbetlerini Celp İçin Kanunu Esasıyı Biran Evvel İlân Etmek İstiyordu Muharriri * Her Hakkı Mahfuzdur —8 Hükümetin bütün kudret ve nüfuzunu sarayda toplamak isti- | yenler, bu mübim hâdiseden isti- fade etmek fırsatını da kaçırma- dılar. Cürmü meşhut halinde ya- | kalanan ve damat Mahmut Paşa- nin karşısında açıkça itirafatta bulunanlar, şuraya buraya nef- yedildikten sonra, arlık bu gibi hâdiselerin tekerrürüne meydan vermemek için lâzım gelen ted- birler alındı. Evvelâ, Musa Efen- di isminde bir adamın kuman- dasında hususi bir muhafız bö- lüğü teşkil edilerek Sultan Mu- vadın dairesi tamamen abloka edildi. Sonra da ( resmi hükümet kuvveti ) gaflet ve ataletle ilham olunarak böyle fevkalâde hâdisat karşısında sarayın kendi kendini müdafaa edebilmesi için muhalaza teşkilâtına kuvvet ve ehemmiyet verildi. Abdülhamit bu basit tedbir- leri kâfi görmüyor, bu gibi hâ- disatın önünü tamamen almak için 'gerek memleket dahilinde ve gerek Avrupa hükümetleri nezdinde hakikt bir muhabbet ve şeref kazanmak istiyordu. Memleket dahilinde bu muhab- beti istihsal edebilmek için artık Kanunu Esasiyi bir an evvel ilân etmek — lâzmgeliyordu. Mithat Paşa ve taraftarlarının propagan- daları sayesinde, — bütün halk Kanunu Esasinin ilânını dört gözle bekliyordu. Halkın bu arzusunu yapmak, tabiidir ki umumun mu- habbetini kazanmıya sebep ola- caktı.. Aymi zamanda Avrupa- hlar nezdinde de gerek hükü- metin ve kerek hükümdarın şe- ref ve mevkii artacaktı. Çünkü © aralık devam eden İstanbul Konferansi iyi bir şekilde devam etmiyor, akametle neticelenmek istidadı gösteriyordu. Konferans, her iki tarafı da memnun elmi- yecek bir şekilde inkıtaa uğra- yaverirse, bütün Avrupa aleyhi- mize dönecek, belki de umumi bir müdahale vakua gelecekti. Buna binacn Kanunu Esasinin ilânı, bu gibi korkanç tehlikele- rin önüne de bir set çekecekti. Abdülhamit bu karazı ver- dikten sonra, mülkiye, askeriye, ülema ricalinden ve nezaret müs- teşarlarından üç hıristıyan âzadan | mürekkep olmak üzere yirmi sekiz kişilik bir komisyon teşki- lini emretti. Bu komisyona, Server Paşa riyaset edecekti. Bu komisyonun wazifesi, Mithat Paşa ve rüfekası tarafından tanzim edilen Kanunu Esasi projesini tetkik ve icap eden tadilâtı icra etmekti. Komisyon, büyük bir faaliyetle çalıştı. Uzun münakaşalardan son- ra Mithat Paşanın lâyihası üze- rinde bir hayli tadilât icrasından sonra, ( 140 madde ) den mürek- kep bir Kanunu Esasi tertip et- ıııı ve lıu suretle işini bitirmişti. ) kanun, kesbi kat'iyet | Hattâ, elini bile sürmek istemedi. ,bugünkü oyuncuların tam pro- etnı:deıı evvel bir kerre de ( Mın- zuru âli ) buyurulmak Üzere Ab- dülhamide takdim edildi. Abdül- hamit, evvelce Mithat Paşanın | lâyihasını görmüş ve bunu çok müfrit bulmuştu. Şimdi kendisine takdim edilen kanun müsveddesi- ni bununla karşılaştırdı. Birçok tadilât yapılmasına rağmen yine matluba muvafık bulmadı... Ab- dülhamit, asırlardanberi en ağır kayıt ve şartlar altında — yaşı- yan milletin birdenbire — geniş bir hürriyete atılmasına taraftar olmuyor, eğer böyle olursa, bir- çoklarının bu hürriyeti hazmede- memek yüzünden müfrit hare- ketlerde — bulunacağını ve bir hercümerce kapı açacağını iddia ediyordu. Maamafih, kendisine takdim edilen bu kanun müsveddesi hak- kında bizzat beyanı — mütalea etmeden evvel, Namık Paşayı çağırttı. Evvelâ onun - fikrini al- dı... Namiık Paşa, Jâyihaya baş- tan nihayete kadar iliraz etti. Abdülhamit bir kere de sadra- zam Rüştü Paşanın sureti husu- siyede fikrini almak istedi. Müs- veddenin bir suretini Rüştü paşa- ya gönderdi. Rüştü paşa, Namık paşa gibi açıktan açığa muhalelfet etmedi. | Yalnız şu noktaları tenkit etti: — | sozaamacımı Cevapları “Yarım Profesyonellıge Taraftarım Ayda 100 Lırş Maaş Kafidir.,, ( Baştarafı | inci sayfada ) eden bir sporda bugünkü hayat şeraiti dahilinde ( amatörce ) ileri- lemelerine imkân yoktur. Esasen futbol zafımızın önüne ancak — profesyonellik” geçebilir. | Bilhassa şirket halinde sermaye- darlar tarafından - teşkil edilen ve sırf kâr kastile- Çek ta'ı ala- rı gibi - bir idare heyetinin eline werilen ve oradan oraya dolaştı- rılarak maç yapfirılan beş altı takım meydana gefirilirse futbul bek tabi ilerler. Fakat bugünkü şeklimizle tam profesyonellik imkânsızdır. Bizim fesyonel olmalarına imkân da yoktur. Esasen, yukarda söyle- diğim şirket şeklindeki kulüple- rin teşekkülüne bizde imkân ol- madığından, yarı profesyonellik, yani oyuncuların kulüp tarafın: dan bir parça daha terfih edil- miş şeklini anlıyorum. Bunun bilhassa şu faydasi vardır: Oyun- cu 'daha fazla idman yapmak mecburiyetinde kalır. Ancak — milli — takımın pro- fesyonel — olmasına ben maddi imkân göremiyorum. Esasen bu- Profesyonâ Olalım Mı ? Kaleci Ulvi Bey Şu. | yacak? Bu, zaten dedikodu ile 1 — (Lâyihanm — mukadde- , Mesinde vazifei hükümdariyi ta- dat eden maddeler, Padişahımızın kadrüşanını enzarı nasta tah- fif eder. Padişahın nüfuz ve ik- tidarı ise, tahdit kabul etmez. O maddelerin külliyen tay ve ihs racı ) .. 2 —( “ Sadaret ,, mesnedi- nin ilgasile “ başvekâlet ,, man- sabı ihdas olunup vükelâi saire- nin başvekil tarafından intihap edilmesi, muvafık değildir. Sada- retin devamı ile vükelânım ke- makân, tarafı padişahiden intihap ve tayini ) lâzımdır. Gerek Namık Paşa, ve gerek Sadrazam Rüştü Paşa, muhafaza- kâr birer idareci idi. İkisi de ta- mamen şarkın Tuhunu taşıyorlar ve hükümdar denilen mahlüka asırlardanberi verilmiş olan hak ve imtiyazı haleldar etmemiye çalışıyorlardı. Maamafih kıraldan ziyade kıral taraftarı olan bu iki eski vezir, bu fikirde yalmnız kal- mıyorlardı. Saraydakiler de aynı fikri ta- şıyorlar ve (Zatışahane) nin bütün (an'anevi hak )larını muhafaza etmesine taraftar bulunuyorlardı.. Ülk günlerde bu fikri taşırmak istemiyen saray erkânı, Namık Paşa ile Ömer Rüştü Paşanın mütaleasını görür görmez artık daha fazla beklemediler ve der- hal harekete geçtiler. | (Aıuıı vır) | Veriyor: | na lüzum olmadığı gibi faydası da yoktur. Bu takım senede kaç maç yapacak ve nekâr temin edecek, memleket dahilinde kiminle oym- mahmul olan fulbol hayatımızı çıkmaz bir yola sokar. Hariçte çalışmak ve çalışıldığı yerde hiçbir himayeye ve antren- man zamanları müsaadeye mazhar olamamak — oyuncunun bem - fut- bele karşı olan manevi rabıtasını kırar, hem de idman yapmalarına mani olur. Başka memleketlerde yarı profesyonel - oyuncular bir yere plase edilerek, yani bir işe konarak oralarda himayeye maz- bar — olurlar. İstedikleri zaman idman yapabilirler. Ayni zamanda böyle bir oyuncu futbolü bırak- tıktan sonra hayatta önünde zaten mevcut bir kariyer de bulmuş olur ki çok faydalıdır. Ben şahsen amatör zevkini profesyonellikte bulamam. Ekseri oyuncuları gizli ve yarım profes- yonğüel olan oyuncuların bulunduğu ( Servet ) takımının içinde ( Ama- tör) olarak bulundum. Bu suret- le amatörlüğün zevkini — tama- men tattım. ] fazla Bende Muslihin fikrindeyim: Dun anın * En B k Agaçlan Afrıkadadır Oradaki Ormanlarda “Amstka Apar- tımanlarından Buyuk Ağaçlar Vardu' hassa vasat tarafları çok zengin Jormanlarla doludur. Bu ormanlarda büyüklük itibarile insana dehşet veren ağaçlar doludur. Son za- matnlarda — Afrikanın — ormanlık mıntakasında senelerce tetkikat yapan bir İngiliz coğrafya âlimi bu hususta şayanı dikkat malü- mat — vermektedir. İngiliz pro- fesörünün — anlattıklarında — gö- re, Afrika ormanlarına Ame- rikanın — muazzam — apartıman- larından daha büyük ağaçlar vardır. Vahşi hayvanların sürü 'hliıdcdoluhldınbnuıudıı— da Büm öğaçdar verder ki bnle: kızgın güneşten kendini kolay- Fakat, herbirinin yalnız ke- Sucular Teşebbüs Yapıldı Bir buçuk sene evvel tecasüs etmiş olan “Sucular Cemiyeti,,pek yakin bir zaman sonra tekrar yeni teşebbüslerle ihya edilmiye | çalışılacaktır. Bundan bir müddet evvel, cemiyet reisi Âtâ Beyin istifası ile heyeti idare sukut etmiş ve İktısat Vekâletine mü- racaat edilerek cemiyetin tasfiyo işini esnaf mürakipliğine havale olunmuştur. Murakıplik geçenlerde bu işi tamamlıyarak raporunu - hazırla- mıya başlamıştır. Sucular Cemi- yetinin 15 bin kadar azası vardır. Murakıplik göreceği lüzum üze- rine cemiyeti ya hamallar veya Bakkallar Cemiyetine — taksim edecek veya tekrar ihya ede- cektir. Bu son fikrin taraftarı hayli arimıştır. G0 100 liradan aşağı çalışmak imkâ- nnt göremiyorum.. Bugünkü takımlarınızın heyeti mecmuası itibarile, yani profesyo- nel takım halinde kıymetleri çok azdır. Ferden kıymetli — oyuncuları- mız vardır. Bizim memleketimize göre, yani sabahtan akşama ka- dar kafa patlatıp —70-80 lira alanların — yanında - haftada iki antrenman — ve bir maçla daha para kazanmak — haksızlık olur. , temlekesi olan Afrika kıt'asında bugün medeni insan eli değme- Yerli — zencileri kolaylıkla ve çok —ehven — şartlar — altında istihdam eden Avnıpılı müsteme lekeciler, bu geniş kıt'anın her- tarafından istifade çaresi aramış" lar ve bulmuşlardır.. Yukarda bahsettiğimiz. kocaman ağaçlar yerli zenciler tarafından avrupalı- lar kesabma kesilerek iktısadi me* ta haline getirilmektedir. Zenciler tabur halinde bu ağaçlara üşi- — şürler ve bunları baltalarla pars çalara ayırırlar. Fakat ağaçlar çok iri olduğu için binlerce zenci bunları halatlarla bir nehir kena- zına sürükleyip nehir vasıtasile ihraç limanlarına naklini temin ederler. Yukardaki resimde vah- şi zencilerin koskoca bir ağaç etrafına üşüşerek ha babam ça- Iıılıklınnı görüyorsunuz. |Bir Aylık İthalal 'Cemıyehn'l'eknrîhyuılçın Ve İhracat Gümrükler Umum Müdürlüğü İstatistik ve Tetkik Müdüriyeti 932 mayıs ithalât ve ihracat kıymetlerini tesbit etmiştir. Hazırlanan — cetvele nazaran ithalât kiymeti - 11,645,590 lira ve ihracat kıymeti de 6.807,209 liradır. ki ithalât lehine oluık 5,842,381 liralık bir fark görük mektedir. 932 nisan ithalât kıy- meti ise 5,606,116 Hira ve ihracat kiymeti de 6,841,212 İiradır ki ihracat lebine olarak 1,235,096 Kliralık bir fark vardır. Mayıs ayında ithalâtın ihra* cattan ( 4.842.381 ) lira fazla o- ması, 16 teşrinisani 1931 tari- hinden evvel sipariş edilen eşya- mn ithal tahdidatına tâbi tutuk mıyacağı hakkında verilen karar rın bir neticesidir. Bu gibi eşyâ tahmin edildiğinden Fazla zuhür etmiş ve eshabı bunları gümrük- ten geçirmekte — istical göster” mişi> Ma;ıs ayında ithalât lehint teceki eden bu netice, ( Hralık deri, (437000) liralık yün ve kıl iplikleri, (249009) liralık şeker — (173000) Jliralık — kâğit: (227000) İiralık pamuk - ipliğİ (1,181,000) liralık pamuk mensü” ıeıt, ((ısmoo) lırnlııl'(( Ilstık mamü”r âtı, (139000) liralık cam, (7 Hiralık demir ve çelik, (S(M;k liralık makine, — (135000) Hiral mabrukat ye maden yağlarının nisan ayına nisbeten fazla î:'ı tarda itbâl edilmesinden gelmiştir.