*v aüyıd z ÇANAKKALE Tagiltere Hükümeti tarafından Gaai Hz. ne hodiyo odilen eserin tersümesi, Ceneral Oglander Boğazlara Taarruz Karararile Hükü- met Muvaffakıyetten Emin Değildi Hükümet, mühim bir kısım. gemilerin — ziyamı göze alsaydı, belki bu teşebbüs yine muvaffa- kıyetle — neticelenebilirdi. — AL- man amirali bu fikirde * idi. Fakat tereddüde, şüpheye, ka- rarsızlığa meydan — vermemek, derhal harekete geçmek lâzımdı. Hükümet boğazları zorlamıya karar verdiği zaman kat'1 bir muvaffakıyete — varacağına emin | değildi. Kapılar açılamıyacak ka- dar kuvvetli görünürse, işe bir nümayiş süsü verilecek ve donan- ma geri çağırılacaktı. O sırada hâkim olan Fran- sız. kanaatine — sapanlar — için bu plânın iyi tarafı, garp cephe- sinden hiçbir askerin ayrılmasına ihtiyaç — hissettirmemesinde — idi. Zaten bu plânın Fransa hükümeti tarafından da — kabulünü temin eden âmil de bu idi. Filhakika bu teşebbüs elde | mevcut bülün kuvveti Fransız cephesine lahşit etmek istiyen- lerle, düşmanı en kuvvetli yerin- den değil, en zayıf noktasından vurmak — istiyenlar arasında mü- tekabil bir müsamaha neticesinde hâsıl olmuş bir anlaşma ile ta- karrur etmişti. Herşey — kararlaşmış - olmak- la beraber, henüz kimse tat- min edilmiş değildi. Zaten kimse bu işe itimat etmediği için mu- vaffakıyetsizlik mevut gibi idi. En mühim meselelerden biri, Bal- kan devletlerini elde etmek ve bu suretle Sırbistanı kurtarmaktı. Fakat plânın tasdik edildiği gün hükümet Sırplara yardım için da- | ha emin başka bir yol aramıya başlamıştı. 23 kânunusanide Atinadaki | İngiliz sefiri, Yunanistana Sırbis- tanla birleştiği takdirde Anado- | ludan bazı arazi vermeyi - teklif | ediyordu. Yunan hükümeti, an- | cak üç şartın tahakkuku halinde | Sırbistanla birlikte hareket ede- | bileceği cevabını verdi. 1 — Bulgaristan bizimle be- raber olmalı. 2 — Bulgaristanın dostane bitarafisi temin olunursa, Roman- | yanın yardımı temin olunmalı. ı 3 — Bulgaristanın bitaraflığı | temin edilemezse, -Selâniğe kâfi derecede itilâf kuvvetleri gönde- rerek Bulgar Kıralının şüpheli hareketine mâni olmalı. Bu maksatla, Venizelos Selâ- niğe iki İngiliz veya Fransız ko- lordusu sevkini istiyordu. İşte 25 kânunusanide donan- ma kumandanlığı Boğazları zor- lamak emrini aldığı ve hükümetin yeni askeri kuvvetleri hangi sa- hada — kullanmak — lâzımgeldiğini düşündüğü —zaman vaziyet bu merkezde idi. Harp komitesi, Selâniği tavsiye ediyordu. Sirp- lara yardım için Selânikten daha iyi bir lman olamazdı. Sırbistanın vaziyetindeki — fenalık — günden güne artıyordu. Şimdi mesele bu kıtaatın ne vakit gönderilebileceği mese- lesi idi. Şüphesiz sevkiyatı tlehir etmekte tehlike — vardı. — Fakat | Lort Kiçner âni bir Avusturya- | asırda yapılan bültün şeyi sadece | Macar taarruzu mevzu bahsolamıya- cağını, çünki geçitlerin karla dolu olduğunu söylüyordu. Zaten şimdi Çanakkalede Türk cephesinde bir istirahat lâhzası bu işe tahsis edilecek asker de yoktu. Halbuki iki hâdise 13 kâm- nusaniden evvel bir miktar aske- rin tasarruf — edilmesini teminl etmişti. Dogger Banktaki bahrt hareket, Almanların şark sahille- rine hücum edecekleri korkusunu izale etmişti. Diğer — taraftan Jeneral Jofrun Flânder cephe- | sinden 100 bin askeri geri alması, Sir- Con Frenchin Zebroj — taarruz — plânımı — gay- ri. muüayyen bir müddet için tehire sebep olmuştu. S Halbuki bu taarruz için, 29 uncu Kanada ve iki piyade | fırkası tahsis edilmişti. Bu şerait dahilinde bu dört fırkayı da Fran- saya göndermek lüzumu hissedil- miyordu. Bu asker bir tarruz için hazırlanmış ve - vadedilmişti. Bu taarruz. tebir edilince Sir Con Frenche — bir. — firkayı — verip diğer Üüç fırkayı başka bir cepheye göndermek mümkündü. Lort Kiçner hâlâ garp cep- hesinde bir Alman laarruzun- dan korkuüyor ve Sir Edvar Grey Akdemıde yapılacak bir hnrel.e- | taraftar | Con Frenche naktai nazarını bil- w—_Kaldmm Kızı Ne Demektır? ti Fransanın tasvip etmiyeceğin- den endişe ediyordu. Fransada, Fransız başkuman- danlığile — İngiliz ne kadar büyük tesiri vardı ki, hükümetin ekseriyeti — başka bir cephede taarruz yapılmasına olmakla beraber, Sir karargâhının, dirmek — fırsatı — verildi. Mister Çorçil, Sir Con Frenche, kandır- mak için Fransaya gitmiye mec- bur oldu. Elde kalan fazla üç fırkanın ya ihtiyaç balinde gön- derilmek Üüzere İngilterede ala- konulacağını, veyahut bir ay zar- fında başka bir.cepheye gönderile- bilmek üzere Fransaya gönderi- leceğini izah etti. Ayni zamanda Balkanlarda düşmanı şaşırtacak yeni bir cephe açmanın faydasını anlattı ve bu sahada Fransanın muvafakatini temin için ne yap- mak lâzımgeldiği hakkında onun fikrini sordu. 31 kânunusanide Mister Çor- çil Londraya döndüğü zaman, Sir Con French'in dört fırkanın da Frausaya gönderilmesinde israr ettiği haberini getirdi. ( Arkası vırl Bu Tabir Fransada Bir Asır Evvel İcat Edilmiş Paris Belediyesi Paris sokak- ! larına kaldırım döşenmiye başlanı | | masının 150 inci yıldönümünü | tes'ide hazırlanmaktadır. Fakat tarih bilenlerin iddialarına göre, bu bususta geç kalınmış, diğer | noktai nazara göre de acele edil- miştir. Filhakika Paris sokaklarına ilk defa olarakı ( 17) inci asır başlarında, yani tâm ( 300 ) sene evvel taş döşenmiştir. Şurası da yvar ki bu taş bütün sokaklara değil, sadece Pon Nöf denilen yeni köprünün Üüzerine ve iki başına düşenmiştir. Bu itibarla eğer bu kısmı tefriş bir mukad- dime addedilirse ilk kaldırımın 150 inci değil, 300 üncü yıldö- nümünü tes'it etmek lâzımdır. Fakat doğrusnuu söylemek lâ- zimgelirse bu hareket bir başlan- gıç addedilemez. Filhakika 17 inci | bir köprüniı üzerini ve iki başı- ni döşemekten ibaret kalmış, 18 inci asırda da yalnız Paristeki müli tiyatronun etrafı kaldırım- / Tanmıştır. Aul mukaddime 19; uncu asır- dadır. Tarihlerin kıydelhklerını göre 1802 senesinde Pariş Beledi- ye Reisi Froşot halk arasında bir anket yaparak, sokaklara - taş döşemenin muvalık olup olmıya- cağı hakkında ahalinin fikrini sormuştur. Belediye reisinin ak dığı cevap umumiyetle menfi çıkmıştır. — Filhakika halk kal- dirim — parasının — kendisinden alınmasından koriarak, şehirde sokaklara taş döşemiye hiç lü- zum olmadığı, cevabını vermiştir. Buna rağmen sokakta taş dö- şenmesine başlanmış, parası da taş döşenen sokaklarda evi olan- lardan alınmıştır. Evvelâ 10 metre genişliğinde olan caddelerden başlanmış ve bu hal (1826) senesine kadar böyle gitmiştir. O tarihte ise Belediye Reisi kaldırım döşeme- nin masrafını belediyeye yüklemiş ve bu defa da bütün Paris halkı bilâmum sokaklara taş döşenme- sine taraftar çıkmıştır. Evvelâ — Rişelyö, — Sentonore Dünkü Hikâyenin Hulisası Bağlarda gezmiye çıkan bir genç, dalgın yürürken şapkasina bir ham kiraz düşüyor. Bunu atanıarıyor; bulamıyor. Bir hafta buhal devam ediyor. Nihayet bir gün yüzün düşen bir kiraz ve bunun tesirile gencin isyanı, bir kız. kahkahasile karşılaşıyor. Muhavereye başlıyorlar.?| Ondııı kiraz lstiyor, vermiyor. * Geri geri çekilerek kayboldu. İki gündür ayni yerden geçi- yorum. Yok... Bugün yine ağaca bakındım, ümidimi keserek yolu- ma devam ettim. Çok ilerleme- miştim; bir ses, onun sesi beni durdurttu: — Ne kadar da hbızlı gidi- yorsun. Kan ter içinde. Evden nasıl kaçtım bilsen, Eteğinde ne var? Kiraz. Nereye göltürüyorsun? Sana, — Bana mı? Hani ben kiraz- dan mahrumdum. — Sus ve yürüyelim. Uzağa tenha bir köşeye gidelim. Bera- ber gittik; bir su başındaki kü- çük söğüdün altına oturduk. Ete- ğini açtı avuç avuç kirar.. — Doya doya yiyesin diye getirdim. — Peki şimdiye kadar niçin bir tane bile vermedin. — Seni üzmek, seni benimle meşgul etmek istedim. Amma bu devreyi Tüzumundan fazla uzat- mıştım. Bana kaç defa vakit ge- çiyor diye ihtar ettin; ben bunu şaka gibi karşılamıştım. Hakikat | karşısında anladım ki vakti çok geçirmişim. — Hangi hakikat. — Anlatacağım; evvelâ kiraz ye. Al bir tane. Dur istersen ben vereyim. Ne kadar ars- zım değil mi? Kimbilir aklın- dan neler geçer. Sahi beni nasıl buluyorsun, Hani cevabın kuzum. Söyle bana acıyor musun? Niye mi. Öyle ya sen benim zavallı olduğumu öğrenmedin ki, Hem sana kim — söyliyecekti — zaten. Kiraz yesene.. Söyle kalbinde Sosse Danten gibi asilzadelerin oturdukları mahallelerin sokakları yapılmış ve döşenen taşlara da “ kaldırım , ismi — verilmiş, ve kaldırımın zengin mahallelerinde yapılması dolayısile de Fransızlar arasında yeni bir tabir doğmuştur. Filhakika — evlenecek zengin aile kızılarına: — Kaldırım kızı, denmiye başlanmıştır. Fakat bu tabir son asrın or- tasına doğru değişmiş fahişelere verilmiştir. Hulâsa görülüyor ki, Paris sokaklarına taş döşenmiye başla- nalı birbuçuk asra yakın bir zaman olmuştur. Acaba İstanbul- da ilk kaldırım ne vakit- yapıl- mıştır, tarihi fıkra - muharririmiz günün birinde size bunun ceva- bını verecektir. Bu Sütunda Hergün KİRAZ .ve kurutma » toprak ve Km"' Yazan: Hayrettin Ziya banı kırşı klıçük bir yer ayırdın mı? Kalbinde küçük bir kiraz için yer bulunmaz mı, Öyle bir kiraz ki senin için, sana doyâ doöya bakmak için günlerce dab | larda dolaştı. Demek bu kadar küçük bir yeri ondan kııkııııyu"'ı sun öyle mi? | — Bir köşesini değil, ona her tarfını vermiştim zaten. — O halde onu seviyorsun. | Bahtiyar kiraz, o da seni seviyor. Hem nasıl biliyor musun? Belki sen onu bir kiraz kadar seversin; lâkin o seni dünyalar kadar sevi> | yor. Kiraz dudaklarımın arasında saniyelerce duruyor. Onu sevdi- ğgimi hissediyorum. Ve yanılmadı- ğımı heyecanımdan anladım, — Ye bunlar senin; doya doya ye. Kiraz vakti geçti artık. Kirazı son — defa — gördüğün gibi o da seni son defa görü- yor. — Kiraz — olgundur. — diye kocaya verceklerdi; o bu talep- leri hep reddediyordu. — Fa- kat geçen gün onu bir defa ağlarken bir defa da bahçe du- varı üzerinde o dakikada sokak- tan geçen sevgilisile konuşurken gördüler. Ailesi şüpheye düştü, akıllarındakini derhal ortaya koy- dular. Onu kocaya veriyorlar. Şimdi sevgisine kanmadan dalın- dan koparıyor. Beni seviyor | musun? — Haydi öyleyse dıyf doya ye. Bu kirazları sırf senit için topladım. Onları sana ye* dirmeseydim hayatım bana bir diken gibi batacaktı. Yoook, bak öyle somurtmak olmaz. Ne ya- palm kader. Durma ye, kiraz vakti geçiyor, görmüyor musun? İşte bu kiraz mevsimi de böyle geçti! Yeni Nısrıyıl “ Fikirler — İzmirde neşredilen bit — hars mecmnasının — haziran — nüshast © İntişar etmişlir. İzmirin tanınmış ka' lemleri bu mecmuada İlmt, edebi mâ” | kalo ve şiirler, bikâyeler yazmışlar” ı: dır. Tavsiye ederiz. El Emekleri — 18 üncü sayısl | çıkmıştır. Alle ve mektep — mecmuast” şlerinin muhtelif nevilerindet — , ipek, kâğıt işlerinden, salotl eğlencelerinden, Tresimden, tahnit vt koleksiyon işlerinden bahsoder. Konya Yolunda Tahassüs” ler — 16 sayfalık küçük bir şiir KİT tabıdır. Neşredilmiştir. Azerbaycan — Mecmuası — 4 üncü 5 inci nüshası bir arada İnti şar etmiştir. Azerbaycana xit kıymetl! — yazılar vardır. h Zirat İhtisas Raporları— Milli İktısat ve Tasarruf Cemiyetinin W'V büsile 981 senesi birinci kânunundt Ankarada toplanan birinci ziraat Kot gresine ait ilk cildi neşredilmiştir. — Memleketimizin muhtelif ziraat |II"'“ lerine ait kıymetli İhtisas ııporlıf" ihtiva edon bu — osorl herkes uku' hdır. Eser güzel bir cilt içinde İ”' a sayfadır. Muhteviyatı “şunlardır: ’_1 'Tütün - afyon; pulamut, moyankö” | kü - gülcülük ve ıtriyat - kuru ğ mişlerden: incir - fındik - ıııı'ın—M" ü tap fıstığı - Tifli nebatlardan: kı-':ıdlı ve keten - yağlı nalııdl"u“ ; zeytin - hububat - bakliyat - çlar. hum aslalı - pirinç — - söbae - PU al - limon - çiçek - ağaçlımın ü' Ş eti - kuru 've sulu ziraat - l“"», at ve muzir hayvanlar - nebat falıklari * altsat Aletleri - MWISL' 230 kuruş mukabilinde - Milli ve Tasarruf Cemiyetinde ııılılıl'"J :