4 Mayis — SoNn PosrtTaA ; elf © Garbi Anadoluda _Şpor Şenlikleri Dört Mıntakanır İdman Teşkilâtı İzmir- de, Çok Canlı Bir Varlık Gösterdiler Balıkesir, Manisa, ; Uşak Gençliği, Milli Türk Sporunun Bünyesine Kuvvet Verecek Mühim Unsurları İhtiva Ediyor Cuma âznıın İzmirde yapılan Garbi Anadolu spor birincilikle- rinden bahscitik. İzmir muhabiri- mizin bu canlı idman fanliyetine Bit gönderdiği resim ve tafsilâtlı meklubu yeni geldi, dercediyoruz: İzmir, (Hususi muhabirimiz- den) — 927 senesinde Ankarada yapılan Türkiye birinciliklerinden sonra, en canlı spor hâdis--inin, Alsancak stadyomunda , oılan Garbi Anadolu - birincilikleri ol- duğunu iddia edebilirim. Garbi Anadolu birinciliklerine beş mın- laka iştirak edecek iken, Denizli mıntakasının — hazırlıklı olmayışı, müsabakaların bizzarur dört mın- taka arasında yapılmasını intaç etti. Daha çarşambadan - itibaren hariçten gelmiye başlıyan spor: cular perşembe akşamı İzmirde toplanmıştı. Balıkesir, Manisa ve Uşaktan üç yüzden fazla seyirc! de gelmişti. Garbi Anadolu birinciliklerini görmek Üüzere sahada binlerce seyirci vardı. Memleketin tanım- mış simaları, ecnebiler, şehrimiz- deki birçok zevat bu büyük spor hâdisesini seyre gelmişlerdi. Geçit Resmi Saat 14,20de mıntakalar he- ce sırasile tribünler arkasından çıkarak resim geçide başladılar. Başta Balıkesir mımtakası, onu takiben Manisa, İzmir ve Uşak mıntakaları muntazam bir yürü- üşle halkın önünden geçiyor; er mintaka sürekli alkışlarla rasimeye iştirak ediyordu. Büyük bir muvaffakiyetle biten geçit 'resminden “sonra müsabakalara başlandı: Balıkesir - Manisa Karşılaşması Saat 15,45 te evvelâ Balıkesir, onu takiben Manisa takımları sa- haya çıktılar. Bu oyunun hakem- liğini İzmirden Mustafa Bey de- ruhte etmişti. Manisalıların serin bir hücumu ile başlıyan oyun daha ilk daki- kalarda heyecanlandı. Beş daki- ka kadar Balıkesir kalesi Manisa muhacimlerinin çok — mahirane idare edilen tehlikeli hücumlarına maruz kaldı. Beşinci dakikada Balıkesir orta muavini Şevki Beyin müda- halesile bu tazyik çemberi açıldı. Balıkesir sağ açığının crtaladığı top ilk defa Manisa kalesine girdi. Oyun büyük bir hararetle de- vam etmiye başladı. Balıkesir takımının hasmına faik olduğu nazardan kaçmıyordu. Bu aralık Balıkesirin ikinci gölü de kay- dedilmiş —*idu. — Bu iki — gol oyuna fazla bir hararet verdi. Manisalılar bilmukabele gol ç- karmıya, Balıkesirliler gol yap- tırmamıya çalışıyorlardı. vu oyu- nu | - 4 Balıkesirliler kazandı. lanisa takımı mağlüp olmasına rağmen çok canlı ve seri bir oyun gösterdi.. Uşak - İzmir Maçı Uşak - İzmir maçının ilk haf- ftaymini — seyredenler — neticenin Uşak lehine biteceğini iddia ede- !il.hrlerdi. Daha ilk dakikadan itibaren muntazam bir surette :msl_aşm.y. başlıyan — Uşaklılar Zinir kalesi önünde tehlike ya- ratmaktan hali kalmıyordu. İzmir Muhtelitinin muavin hâttı çok Zayıf - tertip edilmişti. Muhacim .:.:ll(ınd_ı da ahenk yoktu. Buna abil Uşak oyuncularında ne- 100 Metre Koşusu ticeyi kazanmak için mlyük bir azim göze ıyordu. İlk devre- nin 436 uncm::ikmdı İzmir takımının tesadüfi bir gölü bu devrede Uşak takımının 0- 1 mağlüp olmasına sebebiyet verdi. İkinci devreye çıkarken Uşaklı gençler çok ümitli görünüyordu. Bu golün telâfi edilmesi de pek mühtemeldi. Buna mukabil İzmir muhacim hattında ufak bir tadi- lât yapıldı. Sağ açıkta oynyan İsmail Beyin yerini Sezai dol- durdu. Takımda yapılan ufak bir tadilât derhal tesirini göster- di, Saitle Sezai arasında başlıyan kombinezon, Saidin ayağile arka arkaya beş lül_ pılmasına vesile oldu. Bunu takiben Sezai de bir gol attı. Vaziyet 7 -O zmir lehine idi, Uşaklılar bu neticeden hiç meyus görünmüyorlardı. Bu cevherli çocuklar seri paslaşmalarla İzmir kalesine yine tehlike oluyorlardı. Bir aralık 20 yarda haricinden çekilen bir şut Uşağın ağlarına takıldı. Bunu takiben İzmir muhta- liti bir gol daha atarak 1 - 9 ga- lip geldi. Bu maçta Uşaklıların büyük bir gol farkile mağlüp oluşları, tecrübelerinin azlığı neticesidir. Uşak takımında çok — kiymetli elemanlar vardır. Atletizm Müsabakaları Bir tarafta futbol müsabaka- | HARUNURREŞİT GERAKAIN 100 GKUN v ozer : x X MN Tarihin Esrarengiz Sayfaları — Biliyorsun ki seni yanımda görmekten zevk alıyorum. Ayni zevki bana veren bir vücut daha var ki o da Abbasedir. Birinizi sağ ve birinizi sol gözüm gibi seviyorum. İkinizden biri yanımda bulunmazsa bir nevi körlük ele- mi duyuyorum. Bu elemden kur- tulmak için aranızda rabıta tesis etmek istedim. Sizi biribirinize nikâhla takrip ede- ceğim, Şu şartla ki bu takarrüp, hiçbir zaman zevç ile zevce mu- kareneti şeklini almıyacak! Cafer, mağrur ve — mesrur, boyun kırdı: Seyyidetina — Abbasenin zaten kölesiyim, Emir buyurulan nikâh, o köleliği tağyir etmex, teyit eder. — Başıma yemin et ki müs- terih olayım. Vezir istenilen yemini yaptı, hiçbir. zaman Abbasenin kölesi olmak mevkiinden ileri geçmiye- ceğini temin etti. Yine o gün Harun, Abbaseyi çağırttı, fikrini söyledi ve Cafer gibi ondan da and istedi, güzel dul, aylardan- beri bir türlü tekrarlıyamadığı gaşyengiz rüyasının hakikate in- kılâp etmek üzere bulunduğunu sezerek telâş içinde idi, yüzü kızarmıştı, gözleri bulutlanmıştı, dudakları titriyordu. O helecanla kekeledi: — Ben yüksek kanınızı - taşı- makla beraber cariyenizim. Ne emrederseniz itaat ederim. Zifafsız nikâhi Bunun hiçbir devirde eşi yoktur ve hiçbir hükümdar böyle bir acibeyi ter- viç etmemiştir. Fakat Harun, sağ ve sol göz olarak telekki ettiği bu iki genci daima yanında bulundurabilmek için başka çare bulamamıştı. Bu arap hükümdar, zeki idi. Nikâhsız zifafları mene- demiyen insan kuvvetinin zifafsız nikâh önünde husrandan başka bir netice elde edemiyeceğini takdir edebilirdi. Lâkin şahin- şahlık zihniyeti, o zeki adamın bu tabii neticeyi görmesine mâni oluyordu. Hükümdarlar, kendile- rinin tabiatten de kuvvetli o duklarına — inanırlar. Bu fasit iman, onların en zayıf noktaları- dır. Harun da ayni zihniyetle hareket etti ve Abbase ile Caferi, meşru aşk haklarına sahip ve fakat o haklara tasarruf etmek salâhiyetinden mahrum karı koca ları yapılırken diğer tarafta da atletizm birincilikleri yapılıyordu. Alınan dereceleri kaydediyorum: 100 metre: Bahadır. (İzmir), Agâh (İzmir), Nesip (Balıkesir) . 200 metre: Agâh (İzmir) , Kadri (Balıkesir) . 400 metre: Nuri (Balıkesir), Ali (İzmir) . 800 metre: Ali (Balıkesir). 1500 metre: Kâmil (İzmir), Kadri (Balıkesir) . 5000 — metre : Halim — (İzmir), Kadri (Balıkesir). Disk atma : Sabahattin(İzmir), Selman (Balıkesir). Cirit atma: Refik (İzmir), Mazhar (Balıkesir). Gülle atma : Niyazi Sabahattin (İzmir). Yüksek atlama : Cihat (İzmir), Sakahattin (İzmir). Besim (İzmir), (İımır). şer'i bir | haline getirdi. Koca — şahinşah, tabiatin bütün fanilerden kavi olduğunu — tcemmül — etmiyordu, ateşe tutulan pamuğun mutlaka tutuşacağımı hatırına getirmiyor- du, gülünç bir iş yaptığını dü- şünmüyordu. — Yalnız — kaprisini tatmin ettiği için memnun olu- yordu. Şimdi Huld sarıyında yeni bir hayat başlamıştı. Harun Abbase ve Cafer, bir neşe müsellesi gibi birleşmişlerdi. Şen, çok şen gece- ler geçiriyorlardı. Güzel Dena- nirin, şuh Zatülhalin, oynak Zatül- cemalin, şivekâr Zatülvisalin teşkil ettikleri canlı murabba, bu mü- sellesin önünde füsunlarını, işve- lerini, inceliklerini açıp kapıyor- lardı. Sazlar kıvrak nağmelerini yine bu neşeli müsellesin ayakla- rına döküyorlardı. Sürahilerin ta- şıdıkları sarhoşluk tohumları yine © müsellesin dudaklarına -saçılı- yordu. Sarayda gece, bu üç vü- cut için müşterek bir örtü olu- yordu ve onlar bu örtüye bürü- nerek uzun haz saatleri geçiri- yorlardı. Harun, — saltanatmın — zevkini şimdi çıkarabildiğine kani idi. Caferin engin zekâsında, yüksek nüktedanlığında kendi hilkatinin noksanlarını kapanmış buluyordu. Abbâsenin lekesiz samimiyetinde ve gün geçtikçe artan şetarelinde kendi rubunun müphem elemle- rini söndüren bir şifa seziyor- du. Halkın dedikodularını işitmi- yordu, Haşimilerin kızgınlıklarını anlamıyordu. Öğleye doğru uyan- dığı vakit, gözbebeklerinde Ab- base ile Caferin güzel çehreleri- ni selâmlıyordu ve onlarla birleş- mek için yeni gecenin doğumunu beklemiye koyuluryodu. Devlet işlerile alâkadar bile olmuyordu. Caferin yorulmak bilmiyen bir çalışkanlıkla ve yanılmaz bir dira: yetle o işleri idare ettiğine emniyeti vardı. Halbuki Cafer, Halifenin çok fevkinde bir kudret temin et mişti. Herkes ve bütün dünya, Abbasiler — saltanatının — hakiki sahibi ve o büyük devletin hakik! müdürü olarak onu tanıyordu. Genç vezirin saraya gelip gidişi, güneşin —ufukta — dolaşmasından daha parlak bir hâdise oluyordu. O, arkasında altın iz. bırakan canlı bir güneşt. Mutlaka ve mutlaka yol boyuna servet eki- yordu, refah tohumu döküyordu! ( Arkası var) Sırıkla irtifa : Kadri(Balıkesir), Talât (İzmir). Tek adım : Cihat Kadri (Balıkesir). Üç adım : Bahadır (İzmir). 100X4 ve 400X4 bayrak yarışlarını İzmir takımı — kazandı. Balıkesirin 31 puanına mukabil İzmir 87 puan kazanarak$i birinci ilân edildi. Bu kıymetli teşebbüsü kuvve- den fiile çıkaranlar takdire lâyık- tır. Bugünkü müsabakalar göster- miştir ki, Türkiyenin spor muva- zenesi yalnız İstanbul, İzmir ve Ankaranın — mahdut - varlıklarile değil; ihmale uğrıyan diğer m m- takaların da iştiraklerile —tenin edi ecektir.. Bu — müsabaka'arın cereyan larzı, umumiyetle &« or teşkilâtımız için bir tecrübe Cersi teşkil etmelidir. (İzmir), ADNAN