Alman Kabine Buhranının Sebebi Berlin, 15 — Volf Ajansı milli müdafaa nazırı M. Grönerin İstifası o bakkında neşretliği bir tebliğde milli müdafaa ve dahiliye Bezaretlerinin ayni şahsın elinde ulunmasının o Almanyanın milli müdafaası için faydasız olduğunu Yazmakta ve şu mütalenda bu- İunmaktadır: Rayhştag Meclisin deki son hâdiseler, milli müdafaa mezareti ile dahiliye nezaretinin ayni elde bulunmasının Alman ordusunun siyasi hâdisata edildiğini göstermektedir. M. Brünning, M. Gröneri De- hilile nezaretinde tutmıya karar vermiştir. ialara göre bu va” ziyetin, o Milli Mü- dafaa Nezareti mehafilinde değil, Hinderburgun hususi mesai arka- daşları arasında şiddetli muka- vemetlere maruz kalacağı söylen” mektedir. Berlin 15 — Deveran eden #ayıalara rağmen Almanyanın siyasi vaziyetinde biçbir tebed- dül yoktur. Nazislerin İçtimaı Berlin 15 — Nazislerin meb'- usan meclis grupu, Reiscümhur- dan Rayhştagda 19 mayısta içti- maa davet edilmesini istemiştir. Berlin, 15 — M. Vol, bir makalesinde Lozan konferansının arfesinde (beynelmilel © vaziyeti mevzuu bahsederek: o" İmzalar- mızı inkâr etmek niyetinde deği- fiz. Yung plânının hukuki taah- hüdatı ihtiva ettiğini kabul edi- Yoruz, Fakat muahedeler hiçbir Zaman yeniden tetkik edilme- miş veya, kılıç vasıtasile tet- kik edilmiş bulunsalardı mik İetlerin hayatlarında hiçbir in- kılâbın — vücut bulması imkânı olmıyacaktı, boğulmakta olduğu- muz bu havanın içinden çıkabi- lecek miyiz? Yoksa cihan, işsizlik ve sefaletin içinde yüzen dema- &oji ve hayvaniyet hislerinin i9- kişaf ettiği bir enkaz halinemi gelecek? Umumi bir itimada muhtaç olduğumuz bir sırada M. Grönerin sukutile devlet düşmanı Hitlerin hücum kıt'alarının ilga” Mwdan mütevellit kinin intikamı alınıyor. Bayramlardaki Kazalar Paris 15 — Her bayramda, olduğu gibi, dünkü yortuda da yol kazalarında 11 kişi ölmüş 20 kişi yaralanmışlır. âlet a e EDEBİ TEFRİKAMIZ: 1! VİKET n Müharri Genç kız kollarını ileriye Wratarak, ve gözleri garip bİr Şule ile parıldıyarak ona doğru bir adım attı, Sonra birden di- Yarak ve kollarmı | salıvererek Sevap verdiz — Hayır, hiç bir şey olmadı. Yalnız attan indim, eve yaya gi mek “istedim. Oh, Yohan, bana böyle bakmayın. Vaktile göl rında da bana böyle bak yordunuz. Benden ne istiyorsunuz. Çocuk kekeliyerek mırıldandı: — Ne mi istiyorum? Maksa- dıniz; anlıyamıyorum?. — Ne kadar kuvvetlisiniz.. Viktorya . elini gencin eli üze rine koymuştu: üz Knut Hamsun M. Kayyo, Dünya Medeniyet Tehlikededir, Diyor Tehlikededir Paris, 15 — Radikal Sosyalist fırkasının ve maruf maliyeciler- den M. Kayyo söylediği bir nu- tukta, dünya buhranından bah- sederek demiştir ki: “Dünya ittihat edebilmek imkânını bula- mazsa, medeniyet tehlikededir. Bilhassa sulhperver ve çalışkan Fransa faydalı olmak şartile her türlü fedakârliğa hazırdır. Ancak yalnız Avrupa için değil, fakat bütün cihan için de iyi bir bal çaresi bulmak ümidile gözlerimizi Amerikaya çevirmek lâzundır. İngiltere Kıralı Emir Feysala Nişan Verdi Londra, 15 — Emir Feysala dün kıral tarafından impratorluk nişanının büyük salip rütbesi ve- rilmiştir. Emir yarın Almanya, Lehistan ve Rusyaya mütevecci- hen hareket edecektir. Yunan Komünistlerinin Kıyamı Atina 15 — Hapishanede bu- lanan 67 komünist, haklarında tatbik edilen rejimin sertliğini protesto için kıyam etmişlerdir. Muhafızlar silâh kullanmıya mec- bur olmuşlar ve birkaç kişi ya- ralanmıştır. Dünya Medeniyeti Varşova Casusları İdam Edilecek Varşova 15 — Mühendis Viladislar Borakovski ile erkânı harbiye dairesi o memurlarından Bonkveki (o ve dansöz Majevska ecnebi bir devlet hesabına ca- susluk yapmakla maznun olarak tevkif edilmişlerdir. Maznunlar hafi olarak muhakeme edilmişler, erkekler ölüm cezasma, kadın müebbet küreğe mahküm olmuş- tur, Reisicümhur cezayı affetme- diği takdirde yarn sabah hüküm infaz edilecektir. ORYA Nakleden: H. Ş. — Cidden çok kuvvetlisiniz, hususile bileğiniz. Hem renginiz o kadar esmer ki, âdeta fındık kabuğu rengini andırıyor. Yohan ani bir hareket yaptı. Kızın ellerini tutmak istedi. Fakat genç kız çekilerek eteğini top- ladı, ve: -—- Merak ( ctmeyiniz, bana bir şey olmadı. Eve yaya dön- mek istedim. Diyerek uzaklaştı. ge han yeniden şehre döndü. Maş a ve tetebbüle dolu birçok günler, seneler, uzun bir zaman geçti Artık o epey yol almis iler devrinde İran büküm- Kayyo, son; konferanslarından birini verirken Bu Sefer De Küçük Lindbergin Macar Avukatlarının Katilleri Aranıyor Teşebbüsleri Nevyork 15 — Lindbergin çocuğunu öldürenlerin aranması- na devam edilmektedir. Sahil muhafaza gemilerinin hepsi 24 .İ saattenberi Boston ile May burnu arasında o Lindbergin çarşamba günü muhabereye giriştiği esra" rengiz gemiyi aramaktadır. Kurtis yanında iki memuru olduğu halde müzakereye girişen eşbası aramak için bir semti meçhule haraket etmiştir. Çocuğun kaçak- çılar tarafından bahçeye indiri- lirken düşüp ölmüş olması da imuhtemelmeldir. Halkın hiddeti mütemadi ziyadeleşmektedir. sakitvleri, canileri linç ut olacaklarinı söyle- mektedir er. Müddeiumumi, fidyei tesviye eden doktor Kondonu ve muhafızı eski boksör Alyeyh ve diğer bazı eşhası mahkemeye necati sevkedeceğini söylemişlir. Çocu- ğun bulunduğu yerde kırık bir bahçe küreğine ait bir maden parçası bulunmuştur. Vaşingtondan gelen bir tel gafa göre izine o nezareti, emahiri Müttebide gizli zabıta- sına her ne babasına olursa olsun çocuğun katilleriöin bulunmasını emretmiştir. Massakuset meb'usu M. Dug- las katilleri ihbar edecek olan kimseyi 100.000 dolar o nakti mülkafatla taltif edeceğini bildir- miştir. Maliada Heyecan Lavalet 15 — İntihabatın yaklaşmasını rağmen vali umu- minin 17 umumi içtima menet- mesi üzerine büyük bir heycan hüküm sürmektedir. | darının zevcesi olmıya muvaffak İ olan Yahudi kızı Ester hakkında | yazdığı şliri büyük bir ücret mukabilinde satn alınarak tab- edilmişti. Eakat asıl “Aşk lâbirentleri,, ismini taşıyan Vond namında' bir rahibin ağzından naklen yazılmış olan diğer bir manzum eseri, isminin birdenbire (o şöbret bul- masına sebep olmuştu. Bu eserin kahramanı olan rahip Vond ken- dikendine soruyordu: .. Aşk ne idi? Göllerde fsı dıyan rüzgâr mu? Yoksa kanları tutuşturan fosforlu bir şule mi, aşk bazan ihtiyarların bile yüreğini | çarptıran sıcak şeytani bir teren- | nümdü... O, geceleri açan bir papatya, bir nefesle sararan ve bir dokunuşta ölen bir şekayıktı.. Evet aşk böyle bir şeydi. O insanı mabveder, sonra tek- rar harap etmek için ona yeniden A Budapeşte 15 — Macar avu- katlar birliği vergiler yüzünden düştükleri müşkül vaziyet bak- kında hükümetin nazarı dikkatini celp için 2000 kişilik bir kafile halinde başvekili ziyrete karar vermişlerdir. Sevilda lirev Sevil, 18 '— Ziraat amelesi grev yapmış 24 kişi tevkif edil- miştir. Kurtuba, 15 — Sükünet hü- kümfermadır. 60 kişi tevkif edil- miştir. Hindistanda Karışıklıklar Bombay, 15 — İki Müslüma- na Oİena muamele yapılması üzerine şehrin birçok yerlerinde karışıklıklar — çıkmıştır. 6 kişi yaralanmıştır. Amerikada İşsizlik Vaşington 15 — Demiryollar idaresinin başlıca yedi amele teşekkülü M. Hovere bir istida vererek, işsizlikle mücadele edil- mesini, kendi sefaletlerinin azal- tılması için tedbir. alınmasını istemişler, aksi takdirde vukuu muhakkak olan kargaşalıklardan dolayı mes'uliyet kabul etmiye- ceklerini bildirmişlerdir. —- TAKVİME / PAZARTESİ) 31 Gön - 16- Mayıs - 932 Kihinri Arat Rum 10- Muharrem « 1350 | 3-Mayım save - Vakit Jösmet | Ve ef. vak öznel Vi Güne; İn 204 43İ Akşamlız.— fıs. ' Öğle 14, Siliz Of Yat (1. s021 ikindi | 4716 7 İİ İmsak (7. 2023 can verirdi. Bugün beni, yarın akşam seni, öbür akşam bir baş- kasını ifna ederdi. O böyle her- cai bir mahlüktu, Fakat © bazan da vefakârdı. Silinmez bir damganın İzi, sönmez bir alev gibi son mefesi- ne kadar insanı yakabilirdi. O okadar ebedi bir kuvvetti O halde bu esrarengiz kuvvetin hakiki mahiyeti ne olabilirdi? Ah, evet! Aşk, yıldızlı seması ve kokulu toprağile bir yaz ge cesine benzer. Fakat neden 6, gençleri ıssız yollara sürükler, iktiyarları, ayaklarının uçlarına yükselterek, pencereden baktırır- dı? Oh! Aşk, insanların kalbini twfeyli ve küstah omantarların neşvünema bulduğu bir tarlaya zengin bir bahçeye benziyen bir kuvvetti. Geceleri rahipleri etrafı yük- sek duvarlarla çevrilmiş bahçeler- de gezdirten ve uyuyan rahibe- : İttihat Edemezse Suallerine Cevaplarım “ Beraber bulunduğum, öte“ denberi samimi görüştüğüm bir genci son zamanda sevdiğimi hisse diyorum, Kendisine bu hissimi söyle miyo cesaret edemiyorum. Bu tak: dirde ondan uzaklaşımaklığım lâzım. Hangisini tavsiye edersiniz? SB Genci ufak bir imtihandan geçirirsiniz. Onun da sizi sevdi- Zine, veya sevebileceğine kanaat getirirseniz, hissinizi (gözleriniz ve etvarınızla ifade edersiniz. Yok erkeğin bundan rencide olacağını ve sizi sevemiyeceğini tahmin ediyorsanız, o vakit uzak- laşıp başınızı belâya sokmamanız müraccahtır. » “ Akrabamdan bir gençle ni- şanlıyım. Fakat evlenmemiz için üç sene beklememiz lâzım geli- yor, ben bu kadar uzun müddet beklemiye | taraftar (oo değilim. Nikâh — tekliflerine © yanaşmıyo- rum. Zaten gençte bu defa mektup bile göndermiyor. Şimdi ailem kat'i bir karar vermem için beni sıkıştırıyor. Ne cevap ve- reyim?,, NH. Benim anladığıma göre siz erkeği sevmiyorsunuz, asıl tered- düdünüz bundan geliyor. Eğer başka birini sevmiyorsanız, bu gençle de iyi bir yuva kuracak vasıfları o buluyorsanız kararımızı ona göre verirsiniz. Filhâkika üç sene uzun müddet. Fakat ni- şanlı, nikâhlı veya evli yaşamak arasında çok fark yoktur ki! Ev. lendikten sonra nişanlı hayatının uzamadığma esef edeceksiniz. Yok genci sevemiyeceğinizi anlı- yorsanız tereddütsüz ret cevabı veriniz. * “Bir kızı seviyorum, o da beni seviyor. Fakat görüşemiyo- ruz. Kendisine fotoğrafımı gön- derdim; o mukabele etmedi. Sevdasından şüpheye (düştüm, aklı m ? : — KÂMRAN Haksızsınız. Bir kız erkek kadar kolaylıkla fotoğraf vere- mer. İmtihanı yanlış yapmışsınız. Kızın sizi sevmediğine hükmet- mek için ortada sebep görmü- yorum, HANIMTEYZE aa a m m an lerin pencerelerinden o baktırtan bep o kuvvet değil miydi? Baki- releri çıldırtan, prenseslerin akıl larına hiffet getirten de hep odur. Kıralları, saçları topraklara sürü- nünciye kadar yerlere iğdirtirken o, çapkın ve küstah, bir şeyler mırıldanır ve dilini çıkararak kahkahalarla güler. İşte aşk böyle bir şeydir. Hayır, hayır, o büsbütün baş- ka bir şeydir; o, dünyada hiçbir şeye teşbih edilemez. O bir ilk- seri > ra bir delikanlı aranlıkta parıldıyan bir çift gördüğü anda dünyaya geldi. Ve genç adam bu gözlere İ onları kendi gözlerine nakşetti; o anda kalbinde, alevler n bir güneşle bir yıldızın biribirine İ tesadümü gibi bir bal ol, | yoz Sar kolların e na düştü, Ve artık genç sevdalı dünyada başka ne birşey gördü, nede bir şey duydu. (Arkasi