' Ü Siz bizi Üç Serseri.. Üç Milyoner ea yena | Kaptan Hul Ahlâkını Hiç Beğen- Kaptan Hul: — Hemen dedi. Götüreceğimiz erzakı sonra hazırlarız. Makar: — Oh, fazla erzak götürmiye Iözüm' yoktur, cevabımi - verdi. Sefer uzun müddet devam ede- cek değildir. Bundan başka da av eti bulmak her vakit kabildir. — Mümkün! Fakat ben kendi hesabıma bu av etlerinin may- mundan ibaret kalmasından kor- karım. Binaenaleyh ihtiyatlı bu- hlanmalıyız. Oh, oh, baksağız a periler güzeli de arm endam ediyor. Kaptan Hulun burada periler güzeli dediği, kulübesinin balko- * munda görünen ( Vigar ) dı.Ada- mın suratı son günlerde ehem- miyetli surette değişmişti. Anlaşı- lan senenin muayyen aylarında yaptığı ayyaşlığın sonuna gek mişti. İçkiye nihayet vermişti. Ve bu itibarla da kaptan (Hul)a pek iğrenç görünen favori sakak larına rağmen yüzü biraz insanı- İeşmişti. Bir aralık balkonundan #kilerek içeriye girdi, kapıdan d- ÜĞ şarıya çıktığı görüldü. Omuzunda bir tüfek, boynunda da bir dizi kurşun vardı. Çadırın önünde bekliyen arkadaşlara doğru yü- rüyordu. Çünki bu sabah birlikte yemek yiyeceklerdi. Fakat kaptan Hul misafirlerini beşuş bir sima ile karşılamadı. Bilâkis kaşları çatıktı. Adam yaklaşınca: — Muharebeye mi gidiyoruz, diye sordu. Bu tüfenkle kurşun- ları ne yapacaksınız? —Bu da sual mi ya? Ne yapa- cağım? Hiç, sadece yanımda ta- şıyorum. — O halde mademki bir maksadınız yoktur, bizi memnun etmek isterseniz bunları kulübe- nize bırakınız. Biz bir gezintiye gidiyoruz. Avlanmaya değil! Viyar bu fikirde değildi: ormana gittiğim za- man yanıma her zaman silâh alırım, cümlesile mukabele etti. Huk — Olabilir, fakat bu defalık bu itiyattan — vazgeçiniz, dedi. Sizin izzeti nefsinize dokunmak niyetinde değilim. Fakat tanıma- — dığım silâhlı adamlarla ormana dalmakta beni mazur görünüz. Si- zin dürüst, sevimli ve nazik bir adam olduğunuzdan eminim. Fa- kat ne de olsa benim için bir yabancısınız. Binaenaleyh son sö- — züm şudur: Bu sefer esnasında — üzerinizde silâh bulunmıyacak ! Viyar tüfeğin omuzladı, geri dönmek ister gibi bir hareketle : — O halde bensiz gidersiniz, dedi. Fakat kaptan Hul derhal ayağa kalktı ; — Bir dakika, bir dakika, dedi. O kadar aceleye lüzum yok. sevketmeyi — taahhüt ettiniz. Şimdi sözünüzü tutmak mecburiyetindesiniz. Bunu unut- mayınız Bu dakikada Makar'ın karşı- sındaki adama gizli bir işaret yapıp — yapmadığını — söylemek mümkün değildir. Fakat adam birdenbire fikrini — değiştirerek hiçbir şey söylemeden evine gitti ve selâmlarını — bıirakarak — geri döndü, yemek yemek Üzere ar- kadaşlarının yanına oturdu ve: — İhtiyikâr olmanızı tayip etmem, dedi. Fakat hepiniz de Muharriri Stakpool — 52 — mediği Viyar'ın Yanına Silâh Alma- sına Müsaade Etmek İstemiyordu yatı çok fazla bulurum, Maamafih bu bahsı burada bırakalım.,, Vesiyoti pek iyi anlamıştır Kaptan Hulün hareketi — ale- lâde bir ihtiyattan ibaret deği- di. Bir beyaz insanm bu gibi — hâdiselerde — diğer — bir beyaz insana karşı yapabileceği en büyük bir tahkirdi. Bununla beraber şimdiki halde bu tahkiri silâhlı olduğunuza! göre bu ihti- ’ hazmetmek — mecburiyetinde ol- duğunu hissediyordu. Kaptan Hule gelince, o, ha« reketinin — nezaket — kaidelerine uyup uymıyacağını hatırına bile getirmemişti, kararinı vermişti, tatbik ediyordu ve Viyar emre itaat etmeseydi, ellerini ayakla- rını — bağlıyacak ve kendisine zorla rehberlik - ettirecekti. ( Arkası var ) ——— —.7 Fransada Mükellef Bir A- mele Mahallesi Yapılıyor Beş senede ikmal edilecek olan amele mahallesi Fransada Radikal Sosyalist fırkası reisi M. Heriyot ayni za- manda Liyon şehrinin belediye reisidir. Fransanın en mühim şe- hirlerinden — biri olan Liyon, M. Heriyonun idaresinden çok memnundur, M. Heriyo yirmi senedenberi — şehir — meclisine azim bir ekseriyetle reis intihap olunmaktadır. Her sahada M. Hariyot mu- vaffak olmuştur. - Liyon dünya üzerinde ipekçi- lik hususunda büyük bir şöhret kaynmıştır. Bu defa M. Heri- yot, Liyon — kasabasında bir amele mahallesi inşa etmiye ka- rar vermiştir. Bu projeyi belediye meclisi kabul elmgı:zır. Projenin ana hatları şunlardır: Yüz on milyon franklık bir istikraz aktederek Vilöbon kasa- bası asri bir mahalle inşa etme- ğe mezundur. Bu istikraz 30 senede tediye edilecek, inşa edilecek evler yüz bin kişi alabilecek, her dairenin banyo odası, haloriferi, — suyu, alektriği, telefonu, gazı, radyosu bulunacaktır. Mahallede bir belediye dairesi, bir mesai odası bir tiyatrosu bir park, bir spor stadyomu olacak- tır. Bu evde oturan ameleler ufak bir kira vererek 30 sene zarfın- da bu evlerin sahibi olacaklardır. rDr. HORHORUNİ(= Cilt ve Zührevi hastalıkları muayenehanesi. B> Beyoğlu, Taksim. Zambak sokak No. 4i I EMLÂK ve EYTAM BANKASI İLÂNATI I ayllüğya EMLÂK VE EYTAM BANKASI İSTANBUL ŞUBESİNDEN: Kiralık Emlâk Esas Mevkii ve nevi Teminat K186-2 Beylerbeyi Bostancıbaşı mahallesi Araba caddesi 5 L. 2- 4 No. yedi dönüm tarla. -252-7 Beykozda Tokat Çifliği müştemilâtından dört 10 ,, dönüm bahçe. 252-17 Beykozda Tokat Çiftliği müştemilâtından Kebek- 10 ,, çiler ocağında kır kahveciliği. 131 Teşvikiyede Bostan sokağında 8- 1 No, atik 10 ,, karakol binasında odalar. Balâda yazılı emlâk bilmüzayede birer sene müddetle kiraya verileceğinden — taliplerin ihaleye müsadif 16- 5- 932 Pazartesi saat on altıda Şubemize müracaatleri. — (4) ARIYO Bu Sütunda—Hergün ÂYE Sabah RUM, Muhbarriri : BULAMIYORUM! ilim adamı, bir hayat adamı olmak için kadın sevmek (kâfidir azizim. Kadın, bir Darülfünun, bir ansiklopedidir vallahi... Edebiyatçı bir kadınla tanış- mıştım. Fuzuliden, Şeyh Galipten, Nedimden tut ta bugünün son şairlerine varıncıya kadar hepsi- nin kasidelerini, gazellerini, man- zümelerini ezberlemiye — mecbur kaldım. Sevgilim bir imektep hocası gibi, her randevuda beni imtihan eder dururdu! Sporcu bir genç kız sevdim, sporcu oldum. Futbol, tenis, kü- rek... Vesaire... Hepsini - bilirim. Maç seyrederken heyecanlanır, yerimden fırlar, ağzımi açar ve bütün kuvvetimle: — Vuuur... bağırabilirim! Ben, her kadını severim. Bir [ Dayaaaan! diye Piyano çalan bir refikam var- dı. Nota öğrenmiye, en meşhur parçaları ıslıkla çalmıya başladım. Sese çalıştım. Bugün icap ettikçe Moris Şövalye kadar neşeli şar- kılar okuyabilirim. Sevgilim pi- yano çalarken onun notasını — ta- kip eder, notanın sayfalarını tam zamanında çevirebilirim! Geçenlerde bir Macar dan- sözü ile tanıştım. En klâsik dans- lardan tut ta, en asri danslara kadar hepsini mükemmel surette oynıyabilirim. Çarliston, tango, fokstrot, bunlar benim için pey- nir ekmek yemek kadar kolay şeyler.. Son çıkan Rumbayı ben Üç ay evvel öğrenmiştim! Daha sonra resim meraklısı bir kadınla ahbap oldum. Bunun- la da seviştik. Elimizde yağlı bo- ya takımları o cami senin, bu türbe benim dolaşır durur, bun- ların karşısında saatlerce resim yapardık. Eğer bu kadını bir iki sene daha sevseydim, vallahi bir Çallı İbrahim olup çıkacaktım! Azizim şimdi aklıma gelenle: bu kadar. Daha çeşit çeşit mes- lekte ve tabiatte kadınlarla ta nıştım. İyi kötü hepsi bana bi. şeyler öğrettiler. Gerçi benim hiçbir tahsilim yoktur. Hiçbir şehadetnamem — yoktur. Yoktur amma bugün kadınlar sayesinde yüksek bir kültüre malikim! Benim mektebim kadın, ho- cam kadın, kitabım kadındır. Ben kerşeyi onlara medyunum ! Hukukçu bir kadından geve- zelik etmesini, dişçi bir kadından tüp yıkamasını, doktor bir ka- dından pansıman yapmasını Ööğ- rendim. Daktiloyu, maniktir yap- masını, kan almasını, dudak bo- yamasını, kirpik yapıştırmasını, tebessülm edip diş göstermesini, adam kandırmasını, ümit verme- sini ve aldatmasını hep kadım lardan öğrendim. Sonra satıcı kızlardan ipek- lilerin envamı, telefoncu matma- zellerden küfretmesini, tütünde amele kızlardan cıgaranın iyisini, hizmetçilerden — birçok — evlerin esrarını, ecnebi çocuk mürebbi- lerinden evin hanımının nasıl kandırıldığını birer birer — öğ- rendim. Fakat azizim henüz mükemmel bir adam olamadım. Maalesef çok noksanlarım var. Henüz kadınlar- dan öğrenecek çok şeylerim var. Yemek pişirmesini ve sökük dik- mesini hâlâ öğrenemedim. Hayat ve tesadüf bznim önüme bu iki şeyi bilen bir kadın çıkarmadı. Şimdi yemek pişirmesini bilen sökük — dikmekten anlıyan bir kadın arıyorum, bulamıyorum. Bir — senedenberi — arıyorum. Vallahi bulamıyorum billâhi bu- lamıyorum! l Devlet Demir Yolları İlânları l Temsil ve müsamere vermek üzere asgari beş kişilik gruplar halinde seyahat etmek veya beş kişi ücreti vermek şartile Devlet Demiryollarında seyahat edecek tiyatro ve musiki heyetlerine ma- halli belediye reisliklerinin vesikaları mukabilinde tren ücretlerin- den "4 50 tenzilât icrasına dair D. D.-59 numaralı bir tarife ihdas edilmiştir, Fazla tafsilât için istasyonlara müracaat edilmelidir. İstanbul Gümrükleri Müdürlüğünden : Miktarı Cinsi 100 Adet Cibinlik 150 » Yatak çarşafı V6 ö0 » kalıfi 150 ,, Yastık kılıfı gÜ"ciğ Hasta abası DiŞ TABİBİ ALi RiZA FEYZULLAH ANKARA: BALIKPAZAR CADDESİ: No. 3.TELEFON 1096 Muhafaza Pazarlık tarihi 7 Mayıs Cumarti saat 15 te 8 », Pazar M n 8 » ” v li 8 » " . A03 8 , " " Gümrük Muhafaza kıtaatı revirleri ihtiyacı olan balâda miktar, cins ve pazarlık gün ve saati yazılı eşyanın pazarlığına iştirak edeceklerin nümunelerini ve evsaf ve şeraitini görerek vakti mu- ayyeninde 96 7,6 teminatlarile Müdüriyette bulunmaları.