l Siyaset Âlemi İngiliz Heyeti Müsalemetten Bahsediyor Cenevre, 28 — Konferansta- ki İngiliz Murahhas Heyeti, M. Tardiyönün rahatsızlığı dolayısi e yarınki — müzakerelere “ iştirak etmiyeceğini duyunca sukutu ha- yale uğramıştır. İngiliz Heyetinin nakıli kelâmı olan bir zat şu be- yanatta bulunmuştur : — İngiliz bükümeti, İngiliz heyetini, teslihtın mümkün oldu- gu kadar vâsi bir mikyas dahi- linde tahdidini temin için gönr dermiştir. Maksat sulhün tesisi- dir. İngiltere Akvam Cemiyeti- Din — nüfazunu çeğaltmak iste- mektedir. Bu —gayeye kim — usulü, — uzlaşma, ve hatta — muvakkat la vâsıl olunabilir. Gerçi keratın uzayıp gitmesi inkisarı hayali mucip - olmaktadır. amma, iyi neticeler alınacak zaman elbete gelecektir. Londra koönferansının Üç devlete munhasır kalması şa- yani teessüftür. Tahdidi teslihat vüsi mikyasta bir tarakki husule getirmek — için beynelmilel bir uzlaşma vücuda getirilmesi şaya- Bi lemennidir. sında mevzubahs edilecek mese- leler çok muğlâktır. Alâkadarlar bir bal suretine vasıl olacaklarını fmit etmektedirler. Beyne'mil2l Bi Kuyvet İhdası Cenevre 28 — Tahdidi teslihat konferansı hava işleri encümenin- de İtalyan murahhası, şimdiye kadar tekliflerin esas - ittihaz edilmesini — istemiştir. — Lehistan murahbası, bunu tasvip ederek, Şesavüzi bharekâtın ancak kâfi miktarda Beynelmilel bir kuvvet Ahdasile Önüne geçilebileceğini söylemiştir. Bahriye encümeninin içtiman- da Lehistan murahhası tam bir filosu olmıyan devletler için tah- telbahirlerin lüzumundan — bah- , Betmiştir, Önümüzdeki celsede müs- bet bir mesai programı hazır- lanacaktır. Cenevre 28 — M. Stimsot tuma günü buradan ayrılacak ve salı günü —Amerikaya hareket edecektir. Valeraya Ademi İtimat Dublen, 28 — Kırala sadakat mini meselesinde İngiltere ile nandı arasında çıkan ihtilâf, İrlânda meclisinde hararetli mü- zakerelere sebep olmuş, Valera kabinesine ademi itimat reyi ve- tilmiştir. EDEBI TEFRİKAMIZ: 99 Lozan Konferan- | FTT GS a Hitleri Alman Tebaasına Geçiren iye Nazır Divanı Âl |(Hitler |Meselesi (Büzülü Vaymar, 28 — Turing hükü- metinin sabık Dahiliye Nazırı M. Frik, Hitleri jandarma komiseri tayin ederek Hitlerin Alman tabi- yetine geçmesine sebep olmuştur. Bu vaziyeti tetkike memur olan koömisyon, resmi vesaiki ortadan kaldırdığı, tahlif mükellefiyetini ihlâl ettiği için M. Frik hakkında cinat takibat yapılmasına karar vermiştir. Sabık Nazır Kanunu esasiyi ihlâl etmek suçile divanı Aliye sevkedilecektir. Diyet Mec- lisi bu mütalealar hakkında yas kında karar verecektir. İspanyadı Hitlercilik Madrit 18 — Elsol gazetesi 18 kişinin burada bir Hitler fır- kası şubesi açtığını haber ver- mektedir. Bu vaziyet dedikoduyu süvcip' ölçüeşber. Bir Alman Hükümeti Borcunu Veremiyor Berlin, 28 — Lübek bükümeti temmuz ayında vadesi hulül eden 5 milyonluk bonoyu tediye ede- miyecektir. Ba vaziyet Alman büzüâmetlerinin birinin taahhüda- tını ifa edemediğini gösteren ilk | hâdisedir. Almanya bu hükümetin diğer hükümetlere bir misal teşkil et- mesi endişesile bonolar için lâzım olan parayı tediye etmemekteair. Almanyada İşsizler Berlin 258 — Mesai nanrı bir baftelık mesai saatinin 48 saat olarak tespit eden bir emirname neşretmeyi — düşünmektedir. Bu suretle işsizlere iş bulmak kabil olacaktır. Honoluli Davası Honolulu 28 — Yerlilerin te- cavüzüne maruz kalan beyazlar- dan Madam Marsinin davasına karar verecek - olan Jüri heyeti beş saat 40 dakika müzakereden sonra hiçbir karar verememiştir. Geceleyin ikinci bir içtima yapı- lacaktır. Bir İnfilâk Faciası Berlin ZŞ_ — Treve imalâtha- nesinde gazli bir makine infilâk etmiş bir amele ölmüş, üç ame- le yaralanmıştır. Hasar mühim- dir. AÇLIK Müellifi: Knut Hamsun — Bu budalalık'ta ne? Kim verdi size bu mektubu? — Bilmiyorum kim olduğunul bir kadındır: Durdum. Panknotu Komisyoncu — gitti. tekrar — zarfa — yer- leştirdim, —itina ile — kıvırarak bir yumak — yaptım. — Sonra elân kapının önünde beni gö- zetlemekte olan ev sahibi ka- dına döndüm ve yumağı yüzüne attım. Hiç bir şey söylemedim, tek bir kelime bile sarfetmedim, sadece oradan ayrılmadan — evvel yumağı almasını, açarak muaye- feye başlamasını gözetledim. E... İşte mukabele buna der- lerdi. Alçak kadına hiçbir şey söylememek, fakat büyük kıy- Mütercimk P S, mette bir banknotu buruş'urarak l yüzüne fırlatmak, bana çektirdiği üzüntülere bu şekilde cevap ver- mekti. Evet, evet bu hayvanlara işte böyle bir muamele yapmalıydı. Luten sokağı ile şimendifer meydanının dirsek teşkil ettikleri noktaya — gelmiştim. Birdenbire sokak gözlerimin önünde dön- miye başladı. Boş kafamda bir uğultu yükseldi, bir evin duvarına çarparak düştüm, Artık yürüyebilecek — halde değildim. Hatta yerimden de kalk- kamyordum. Düştüğüm duvarın dibinde kaldım. Kendimi yavaş yavaş kaybetmeye başladığımı bissediyordum. Bu ü içimde elân gizli duran hiddeti | | | Veriliyor Hitlerin Amerikada bile teşkilâtı vardır. Nazislerin Nevyork şubes'nde Hitler taraftarları fırca kıyafellerile gezerler. Tardiyönün Has!alığı Vahimleşiyor Paris. 28 — İntibabat ;dola: | yısile söylediği nutuklardan dolayı haüçeresinden hascalanan Başve- kil M. Tardiyönün sıhhati vaha- met kespetmektedir. —Harareli hafifçe devam etmekte, kulağı düymamaktadır. Birkaç — hafta evvel alınan bir randevu dolayı- sile dün Cemahiri Müttehide Sefiri M. Valter Edgenin ziyare- tini kabul etmiştir. M. Tardiyönün Balforda söyli- yeceği intihabat nutkunu M. Katala okuyacaktır. Belçikada İçki Düşmanlığı Brüksel 28 — Meb'usan Mec- lisi içki satış mahallerile, — otel- lere ve lokantalara içki satmak mezuniyeti hakkındaki kanunu 70 muhalif reye karşı reddetmiş- tir. Kabul edilen bir maddeye nazaran umumi yollarda, umumi mahallerde Dikramı dahi memnudur. L — arttırdı, ayağırmı kaldırarak — kal- dırıma vurdum. Kuvvetimi yeniden bulabilmek için daha başka hareketler de yaptım, dişlerimi sıktım, — kaşları- mi çattım, gözlerimi hiddetle sağa sola çevirdim. Bunun hafif bir tesiri görüldü. Kafam bulut- tan sıyrıldı; ölmek Üzere oldu- ğumu anladım. Ellerimi uzatarak — duvardan biraz uzaklaştım. Sokak gözleri- min Öönünde dönmekte devyam ediyordu. Hiddetle hınçkırmıya başladım. Bütün ruhumla zavallılı- ğıma karşı çırpınıyordum, tekrar düşmemek için de kahramanca uğraşıyordum. Bir daha yuvar- lanmak arzusunda — değildim. Ayakta ölmek istemiyordum. Önümden ağır ağır bir araba geçti. İçinde patates olduğunu ördüm. Fakat hiddetle, inatla, “kendi kendime bunların patates değil, fakat lâhna olduklarını söylemiye koyuldum. Yemin edi- içki istimali, hatta | |Çinde Bibaha |(Mücevherler |Çalındı | Pekin 28 — Hali hazırda ye- |)ai Mançuri Devletinin Reisi olan Sabık Çin imparatorunun annesi Prenses Taisilinin mezarında bw- lunan ve tahmin edilemiyecek kadar yüksek bir kıymette olan mücevherat çalınmıştır. Bu Pren- ses Mançuri hanedanının son sal- tanat senesinde âltın bir yüzük yutarak intibar etmişti. İmpara- torluk hanedanının mezarına def- nedilmiştir. — Zabıta şahsı tevkif etmiştir. İtalyada Rejim Aleyhtarları Roma 28 — Milliyet aleyhine teşkilât ve beyııelınile'leîık ?Ğm şebekesi için iane - toplamakla maznun olan sekiz kişinin ikisi beraat, diğerleri 3 sene hapse mahküm olmuştur. 600,000 Aç! Riyo dö Jeneyro, 28 — Ku raklık dolayısile Brezilyanın Sara hüğümeti dahilinde 600,000 aç | vardır. iki şüpheli |yordum, bunlar lâhnadır, diyordum. Kendi sesimi - işidiyordum ve bilerek, istiyerek bu yalamı üs- tüste tekrar ediyordum, yeminle teyit ediyordum. Maksadım sa- dece misli görülmemiş bir günah işlemenin verebileceği tadı tat- maktı, Bu misli görülmemiş günah beni sarhoş ediyordu. Üç parm, mı göğe doğru haldırıyor, Allal Meryem ve namına ırıh;:ı enlerin tates değil lâhna glejuklımu ’l?!rck birxdudıklı söylüyordum. “Aradan zaman geçti, tekrar yakınımdaki kapının basamağına yızıldım, alnımın ve boynumun terini sildim, derin bir mefes aldım. Kendi kendimi sükünete ettim. d.vâüueş iniyordu, ikindi vakti ilerliyordu, — tekrar — vaziyetimi ghşln,:iyı koyuldum. Açlık - ta- hammül edilemiyecek bir hal- deydi ve birkaç saate kadar tekrar gece olacaktı, henüz vakit varken bir çare bulmak lâzımdı. Arasında Zevk Farkı O. M. İsminde yanıyort “Bir müddet evvel seyişerek evlendim. Zevcem beni son de- rece sever. Buna mukabil be- nim de ona karşı sönmez bir sevgim vardır. En mes'ut zamam larım, onunla beraber bulundu- ğım zamanlardır. En büyük emelim onu mes'ut etmektir. İsterim ki eğlencelerimde, gezme- lerinde daima bana refakat et- Sin. Ondan gizli ve saklş hiçbir şeyin olmasın, Buna çok gayret ettiğim balde © tamamile bu- nun aksidir. * Benim sevdiğim şeyleri yap- maktan daima çekinir, birçok geylerisi - bildiğim halde, benden, gizler. Yapılmasını vica ettiğzim bir. yenl ervli * şeyleri bilâkis yapmaz. Beraber İ gezmiye itiraz eder. Hulâsa benim Oona karşı olan hareket lerimin tamamile aksini yapar Böyle manasız hareketlerile be raber — zevcini çok — sevdiğim herkese itiraf etmekten çekinmez İşte size öyle bir muamma kı balletmek kudretini kendimide göremediğim için kısaca erkekler muamma ise kadınlar erkeklerden bin kat daha anlaşılmaz karışık bir muammadır. demekle iktifa | edeceğim. İddiam değru değil mi Hanımteyze?,, Şüphe yok ki kadın daha büyük bir muammadır. Karınızın bu hali, onun tabizlinin bir ifas desidir. Onu böyle aksi hareke- te sevkeden onun kavgacı olma- sıdır. İyi tahlil ederseniz görür sünüz ki, karınız kavgadan zevk alan bir kadındır.. Onun bu ihtiyacını başka sahada tatmin edecek bir vasıta temin edebilir- seniz, günden güne —arzunuza ram olduğunu, aksilikten vazgeç- HANIMTEYZE -— TAKVİM —- fCUMAJ 30 Gün 29- Nisan - 032 Kasm Arabi Runl B - Zühicca - 1350 | M-Nlsan- aara - Vak'tt . Aklışa a & Gdiz I1) Yatsı Vi &820 B. 5016 2 | İasak |& 3 Düşüncelerim tekrar kovuldu- ğum otelin etrafında toplanmıya başladı. Oraya dönmeyi hiç iste- miyordum. Fakat orayı düşüm- mekten de kendimi menedemi- yordum. İnsafla söylemek lâzim gelirse kadının beni sokağa at- makta bakkı vardı. Madem ki parasını vermiyor- dtötn, beni bedavadan alıkoyabi- lir miydi? Fazla olarak ara sıra bana yiyecek te vermişti. Hatta dön kendisini kızdırdığım balde iki sandoviç teklif etmişti, ihti- yacım olduğunu bildiği için bir Jütuf olarak teklif etmişti, Şu halde şikâyete hakkım yoktu ve şimdi işte şu kap- nın basamağına — oturmuş, on- dan böyle hareket etti, di beni affetmesini hıîyvıg:n k: bilhassa nankör davranarak para- yı yüzüne attığıma pişman olu- yordum. Attığım para tamam on kurondu, ( Arkası var $