T YA ehtap, Çok Müteessir Olan Valide Sultana Gizli Bir Şeyler Söylüyordu Melekşah Hazretlerini - Her hakkı mahfuzdur. Şehzadenin — karnında — bir- çok küçük ve kırmızı çıbanlar bâsıl olmuştu. Valde Sultan, büyük bir em- dişe ve asabiyetle Şehzadenin arkasını çevirdi. Oraya da baktı. Hasta yavrusunun arkası da yine bu çıbanlarla dolmuştu. O zaman Valde Sultan, ana- lığın verdiği fazla muhabbet ve hassasiyetle evlâdının bir saray entrikasına kurban olmak - ihti- malini hatırladı. Bağırmak, hay- kırmak, ve herkesten istimdat etmek istedi. Fakat, zaten hum- ma astırapları arasında yanıp tutuşan — evlâdımı. korkutmamak için süküt etti. Başını göğsüne -eğdi. Geri çekildi. Oradaki — saraylılar, bunları görmüş ve mütcessir olmuşlardı. Bilhassa Mehtap, Valde Sultanın bütün harekâtını en ince nokta- lara kadar takip ediyordu. Şimdi onun da gözleri büyüyor. Göğsü derin ihtilâçlarla kabarıyordu. xX Mehtap, — birdenbire — koştu. Valde Sultanın yanma sokuldu. Kulağına eğildi: — Sultamım!... Biraz dairci seniyenize kadar teşrif ediniz. Size bazı mühim maruzatta bu- hkunacağım. Dedi. Valde Sultan, evlâdının bu büyük ölüm tehlikesi karşısında Şaşırmıştı. Şimdi onda, herşey- den ve herkesten ümit ve zecat bekliyen bir hal vardı. Teselli ve imdada muhtaç bir nazarla Meh- tabın gözlerine baktı. Büyük bir teslimiyetle yerinden kalktı. Valde Sultan önde, Mehtap arkada, Velde Sultanın oddu:,nı rdiler.- Valde Sultan durdu. şndiu ve ıstırapla — malâmâl bir pazarla Mehtaba sordu: — Söyle Mehtap.. — Cenabi Hak, zihnine, evlâdırmı kurtara- cak bir çare mi ilham etti. Mehtap, Ümitsiz bir hkalde başını sallıyarak: — Bana, şimdi hiç bir şey sorma Sultanım... Yalnız senden istirham edeceğim şeyleri yap... Valde Sultan, Mehtabın ümit- sizliğini — farkedemiyerek — yine meçhul bir hisle gordu : — Söyle Mehtap.. Ne İstere sen yapmıya hazırım. O zaman Mehtap, kaşlarını çattı ve söylemiye başladı; — Son dakikaya kadar göre- ceğiniz ve işiteceğiniz şeylerden hiç telâş etmiyeceksiniz. Ve sonra yine son dakikaya kadar (Melek- şah ) Hazretlerinin Haremi Hu- Mayuna girmesine mümanaat ede- ç ceksiniz. — Fakat..: Bu'tedbirler, beni korkutuyor Mehtap... — açüe ——— ga Mehtap, kin ve gayz ile tit- riyerek mırıldandı. — Lâmmdır.. Bunların yapık ması, lâzımdır. sultanım.. Şimdi siz yine şehzadenin yanına teşrif ediniz. Ben vezir ile tabip (Ömer Hayyam ) a haber gönde- receğim. Onlarla, sizin huzuru- nuzda konuşacağım. * Mehtap, sarayın deblizlerinden hızlı hizli geçiyor, adeta kaşarak gidiyordu. Bir oda kapısının önün- de durdu. Bir lâhza, düşünür gibi oldu. Birdenbire kapıyı açtı, içeri baktı. Odada, birkaç hbabeş köle vardı. Mehtap, bunlara birer birer göz gerdirdi. İki tanesine elile işaret etti. Köleler, Mehtabın — yanına Hareme Ka;b;ıl Etmeyiniz! vi ww SON POSTA Yazan: A. R. geldi. Mehtap bunları aldı. Uca- | dan çıkardı. Mehtap ile iki kölenin başı, bir araya toplandı. Mebtap, bun- lara emirler vermiye başladı. * Vezirin odasında... Vezir - Nizamülinülk, — Ömer Hayyam, Hasan Sabbah.. otur- müş, çay içiyorlardı. Vezirin kölesi içeri girdi. Şu emri tebliğ etti: — Valde Sultan Hazretleri irade buyurmuşlar.. Tabip ile zati asilanelerinin teşriflerine in- tizar ediyorlanm.. Vezir ile Ömer, şaşırdılar. l Biribirlerinin yüzüne baktılar. Bu anda, Hasan Sabbahın yüzünde bir tebessüm hâsıl oldu. Onların çehresini tetkik ederken, kalbi ümitlerle doldu. ç (Arkası var ) Resminizi Bize Gönderiniz, 65 ARLİİK DĞ ETİR A Size Tabiatinizi Söyliyelim... Hi #SU 28 SAFFET HANIM; Zeki ve |25 LUTFİYE HANIM: Asabi ve mabcuptur. Kendisini alâ- kadar — eden şeyleri — anla- mak — merak ve hevesinde- dir. Arkadaş- ları - arasında konuşkandır, yabancılar ya- nında — daha ziyade sessiz ve çekingen olur, Menfaatlere fazla hırs göstermez, kanaatkârlığa mütemayildir. Pa 6 29 L. N. HANIM: ( Fofoğrafının dercini istemiyor ) kısmen mağ- rurdur. — Büyüklüğü — sever ve: kendisini kgıâılhr:eıinihd bilir. iydiğini yırken ar g:ı?ığldın”uviür. hem kıılı:ı.’—llır. herkese açılmaz,manalı ve esrarlı kalmayı tercih eder. Sevgide maceraya mütcmayildir. B NAİL BEY: (Fotoğrafının der- çini istemiyor). Asabi ve hırçın- dır. Hoppalıktan, hafiflikten ha- zetmeL Âğır başlılığa mütemayildir, kadın, sevgi mevzularına lâkayt kalmaz. Ayni zamanda kıskanç davranır, ve kadına tabakküm et- mek ister, Şıklığı sever, giyim usüllerine dikkat eder. İzzeti ne- fis meselelerinde alıngan olur. A TURAN HANIM (Fotoânh. îîı dercini istemiyor ) Kendisine ehemmiyet — verdirmesini — bilir. Muhit ve muhatabını kendisile meşgul eder. Fakat samimi ol- maz, daima müctenip davranır. Gam ve kederden ziyade neşeye rağbet eder, gülmek ve eğlen- 'mek ister. Giydiklerini yakışlırır, temizlikten hazeder, * gözü bü- yüklüktedir. ahlıngandır. Si- teme gelemez, surat asılma- sına tahammül Sever, kendisi- ne ebemmiyet verilmesini is- ter. Menfaat- lerini — yalnız nefsine —hasretmez, — cömertliğe mütemayildir. B 26 RUKİYE HANIM: (Fotoğra- fının dercini İstemiyor) Konuşkan ve neşelidir. Muhit ve. muhatabı üzerinde tesifr yapmıya, etrafını kendisile meşgul ecmiye muval- fak olur. Gözü büyüktedir, bü- yüklüğü sever, kendisini göster- mesini bilir. Tarzı telebbüse ve modaya riayetkârdır. H 27 ZUHAL HANIM: Süse ve el fazla arkadaşlığı sıkmaz, daimağj Üü DAKTİLO Bugünün Romanı EAKELARKAER 8 GEKENENEEEN Yazan: Z. Şaki — Buyrunuz, Dedi ve başile sandalyeyi gösterdi. Oturdum. dair, bir iki şey sordu. (Ehemmiyetsiz bir- kaç şey not ettirdi. Ve sonra, büyük ameriken dolabını açtı. İki mektap ve bir de resim çıkardı. Yanıma geldi. Benden bir adım kadar uzakta durarak mektubun birini verdi: — Bu mektubu okuyunuz, icap eden noktalar hakkında not alınız. Sonra buna güzel bir cevap yazınız. Ha. Şunu da ilâve ediniz ki: Cevapla bera- ber — kendisine bin — franklık bir çek te Jleffen gönderilmiştir. Mektubu aldım. İlk - satırları okur okumaz az kalsın, kahka- hadan bayılacaktım. Mektup bir kadın tarafından Müdürü umu- miye yazılıyor ve büyük bir aşk- tan bahsediliyordu. Müdürü umumli.. ve.. aşk... Hak buki; ben bunlar arasında okadar büyük bir tezat görüyordum ki... Müdürü umumi, aşağı yukarı her halde altınışını geçmiş bir adamdı. Bu yaşa gelmiş, birçok adamlar — vardır ki - sevimliliğini muhafaza ederler. Meselâ : Am- ca Bey gibi.. Fakat, müdiürü umumi bilâkis, pek çirkin, pek sevimsiz bir adamdı. Haniya Üüze- ri çentik çüntük kapkara bü- yük katatesler olur; işte mü- dürü umuminin suratı, tıpkı bu- na — benziyordu. Enli, — geniş, kara sarı — bir çehre... Ve sonra dazlak — ve derisi ba- kır Fengine benziyen bir kafa Bu, boş kafanın üstünde, sekiz on tane beyaz ve uzun kıl... İşte bizim müdürü umuml... Böyle bir adama âşık olmak ona aşk mektubu yarmak.. Aman Yarabbi bunları yapabilmek için, nasıl bir kadın.. nasıl midesiz bir kadin olmalı idi Yarabbi... Fakat derhal, aklım başıma geldi. Bin franklık çek... İşte aşkın sehri fisunu... Sanki, bir muhasebe evrakı okuyormuşum gibi, büyük bir ciddiyyetle mektubu — okudum, İcap eden notları aldım. Moktu- bu kapadım ve müdürü umumi- ye iade ettim... O, ikinci mek- tubu uzattı; ” — Bunu da okuyunuz. Bu mektubun sahibi beni çok rahat- sız. ediyor. Artık, bütün kadın bislerine karşı kalbimi tamamen kapadığım yazınız. Fakat biraz sert ve kat'i bir ifade ile... Bu mektubu da okudum ve bunu, birinciden daha enteresaz buldum. Mektup, kalbi aşk ateş- lerile yanan ve tutuşan bir ka- dından geliyor. Kendisini ihmal ettiğinden dolayı acı bir lisanla ' gikâyet ediliyordu. Gülmemek ve buradan kovulmamak için aklıma en feci şeyleri getirdiğim halde yine kendimi zaptedemiyordum. Müdürü Umumi, bunun farkına neşeli balunmak ister, gam ve |vardı. Fakat, derhal magrur - bir kedere lâkayt eder. f'o“fr“d Fahlil Kıpıı_uııı_ı n iıdSıyfııiııîzdı bulacaksınız. kalmayı — tercih tavurla dolaşmağa başlıyarak: — Zannederim ki; böyle bir gevap yazmak- sizi memnun et- miyecek.. Evet.. Bir kadın olduğu- nuz için, hakkınız var... Netekim, ben de sisin yibi düşünebilirim, Fakat, bazan öyle tuhaf ve ' ma- nasız ısrarlar karşısında — kalıyo- rum ki.. Tabii.. Siz de olsanız.. Ah yarabbi.. Ne mukavemetli insanmışım. Nasıl kendimi tuttum, nasıl kendimi zaptettim; daha bâlâ şaşıyorum. Sıra, resime geldi. Bu sefer de Müdiri Umumi resmi verdi. Pek mağrur ve hiçbir şeye ehem- miyet vermiyen bir poz alarak : — Bu kızcağız da resmini gön dermiş. Kendisini henüz okadar iyi tanımıyorum. Bunada bir ce- vap yazınız.. Şöyle biraz da ko- tuklayınız... Sonra, manikürlü parmağının ucile, kafasını kaşıyarak: —.Buna, bir hediye.. bir he- diye.. Bilmem ki ne almalı... Ne ise, onu düşünürüz. Siz, sadece, (gönderdiğim hediyeyi Tutfen ka- bul ediniz) diye yazıveriniz... » Müdiri Umuminnin odasında, aşağı yukarı, yarım saat ka- dar kalmışım.. Odama avdet ettiğim zaman, gerek Suadın ve gerek Enverin pek manalı bir tarzda yüzüme bakarak gülüş- tüklerini hissettim. Halbuki, boş yere günahıma giriyorlardı... Allah biliyor ya, Müdiri Umuminin ilk hareketlerinden ben de şüphe- lenmemiş değildim. Hatta, ilk mektubu verip te okutmıya baş- ladığı zaman, bu adamın da cıvımıya başladığına hükmetmiş- tim, Fakat, en küçük bir müna- Bebetsizlikte bile — bulunmadan, beni odama iade etti. TT Ağustos Herşey aklıma gelirdi; fakat bu derece terbiyesiz ve küstah bir muameleye maruz kalacağım, hayalimden bile geçmerzdi. Bu sabah, şirkete geldim. Odama girdim. Onlar, yine ben- deh evvel gelmişlerdi. Bir iki da- kika dinlendim. Bir cıgara içtim. Artık, işe başlamak üzere idim. Masamın gözünü çektim. Bir de ne göreyim, bir gazete... Halbuki, gazete okumak hiç adelim değil- dir. Bu gazete, nereden gelmiş diye soracağım zaman birdenbire gözüm büyücek bir kırmızı mu- rabba çizgiye ve bilhassa bu Ççizginin ortasındaki yazıya ilişti. Pis ve iğrenç bir hastalığın ilâcına ait bir reklâm, kırmızı kurşun kalemi ile nazarı dikkati celbedecek surette — çizilmiş ve masamın — gözüne bırakılmıştı... Birdenbire gözlerim karardı. Bir- an içinde, gazateyi alıp müdiri ümümiye — koşmak.. — Veyahut, bunu yapanların Üzerine atılırak tokatlamak istedim. Fakat her iki şekilde de bü- yük bir iskandal çıkacaktı. Buna * binaen yine bir saniyelik seri bir düşünceden —sonra, buna hiç ehemmiyet vermemiye karar ver- dim. Sanki © gazetenin çizilmiş yerini hiç görmemiş gibi davra- narak masanın gözündeki kâğıt- ları karıştırdıktan sonra, arıdığe mi bulaınımışım'gihi bir tavır aldım, ç $ Arkası var) 3 aa D S d