8 Sayf EM A YA EZE A HARUNÜRREŞİT iii ii) 61 ERKMEN ESER) Yezan: * x Em Tarihin Esrarengiz Sayfaları Harun, bu acip rüya manza- rası içinde bilhassa kendi küçük- lüğile alâkadar oluyordu. Bu genişliyen, hayal fevkinde irtifa alan ve son derece derinleşen sahada kâinatın beliğ bir timsa- lini görüyordu. Kendisi işte bu kâinat içinde bir zerre, kıymet siz ve ebemmiyetsiz bir zerre idi, O, ömründe ilk defa olarak zarfın azametini ve o zarf içinde kaynıyan zerrelerin hiçliğini te- maşa ediyordu. Evet, Bu rüya gafil halfeye, mağrur Haruna hayatın hakikatini < anlatmıştı. Fakat damarlarında dolaşan tat, hâlâ bitmiyor ve sönmüyor- du. Zerreliğine, ucu bucağı bu- lunmıyan bir kara çöl içinde tek bir kum tanesi halinde kalmasına rağmen yine mah-- zuz id. Bu hal, * tabia- tin zerrelere de bir şeyler, zerre- liklerini unutturan hazlar verdi- ğini gösteriyordu. Harun, o mağ- şuş dakikalarında böyle düşündü re zerreyr bu kadar sürekli hazlar veren tabiatin kendi ruhunda ne mua27am neşe ummanları dalga- landığını Odüşündü, içine bir kıskançlık geldi. Ş'mdi o, açık gözle, kırgın bir bünye ile gör- düğü bu rüya arasında tabiati kıskanıyordu ve tabiat gibi engin hudutsuz ve lâyezal olamadığına hayıflanıyordu. Sarhoş genci, düşüncelere düşüren rüya,o sırada şeklini değiştirmişti. Açıla açıla göz- le görünemiyecek kadar uzaklara giden duvarlar, yüksele yüksele semalardan daha yüksek bir irtifa alan tavan ve alçala alçala göz karartıcı bir derinliğe gömülen döşemeler artık yerlerine geli- yordu. Harun da odanm küçül- mesi nispetinde yenibaştan bü- yüyor ve zerrelikten çıkarak yine bir vücut, his sahibi bir varlık haline geliyordu. Genç Halife, rüyasında kay- bettiği benliğini tekrar bulmak- tan dolayı memnun olurken bir- denbire (o afalladı, o sinirlerin deki uyuşukluğa rağmen ye rinden sıçramak istedi. Çünki eski halini almiş olan odanın bir duvarı, iple çekilen bir perde gibi sıyrılıyordu. Hatün, sessiz bir açılışla iki tarafa doğru çe- kilip giden bu duvarın arkasin- dan da yeni bir ufuk, yeni bir enginlik daha teressüm edece ğinden ve kendisnin yine bir | gramofon, kalkamıyordu ve rüyasında, uzam dığı yerden seyre mecbur olu- yordu. Hayal, birkaç saniye açılan duvarın izi üzerinde durdu. Sonra yürümiye başladı, Amın Ye rabbil.. Ne de güzel yürüyüşü vardı. “ Denanir , in aşkile ya- nan ve bu aşka rağmen biriz &v- vel üç nefis kızla mulabbet oyunu na girişen Haran, ne segi'isin de, nede Zatülbal ile arkadaş'arında böyle bir salınış, böyle bir yürü- yüş bulunmadığına bir lâhzada iman getirmişti. Hayal, yürümü- yor, sanki hubup ediyordu. (1) Ve her adım atışımdan muattar bir serinlik vücuda geliyordu. Hayal, ayaklarının yarattığı nefis kokulu rüzgâr imevceleri içinde yürüye yürüye geldi. Yüzündeki (örtüyü © açmadan, Saçlarımı rengini ortaya dökme- dep, kollarının nurunu belli etme- den işret sofrasının önüne diz çüktü, henüz dolu duran yeşil renkli bir kadehi aldı, Harunür- reşide yanaştı, onu başını sol kolunun üstüne yatırdı, kadehi yavaş yavaş ağına boşalttı. ( Arkası var ) (1) Burada büyük şair Hâmidin şu beytini hatırlamak zaruridir. Hübup eder gibi reftarınız ne hâlettir, karmakarışık | Acep neslini seherden mi aferidesiniz? Harun, bunu öğrenmek merakına kapılmıştı. Ne çare ki yerinden mz — ———— ag RADYO— 8 Nisan 932 Cuma ISTANBUL — ( 1200 metre ) 18 amofon, 19.5 Vedia Rıza Hanım gramofon, 21 Inci Hanım, 22 tango orkestrası, ÜKREŞ — (394 metre ) 19/10 Muhtelif şarkılar, 20,40 gramofon. 2145 Romanya orkestrası. BELGRAD — ( 429 metre )21,30 Varşovadan naklen beynelmilel Ay- rupa konseri, PRAG ( 488 metre) —21,30 SL vak şarkıları, Zitriyo, 21.30 Varşova- dan naklen Avrupa konseri, VIYANA »- (517 metre ) 20,30 Viyana şarkıları, 21,30 Varşovadan naklen, PEŞTE — ( 550 metre ) 2130 Varşuvadan nahil, 2415 Çıgan or. köstrası, BERLİN-— ( 1635 metre) 20 ikon. ferans, 21 Livşakofun Konseri, sonra dans havaları, ISTANBUL * ( 1200 metre ) 18 19,5 Darüttalim heyeti zerre küçükülğüne inivereceğinden| 20,5 gramofon, 21 Darüttalim heyeti, korkuyordu. Fakat açılan duvarın arkasından engin bir ufuk, boş bir çöl belirmedi. Bir hayal, töl- lere bürünmüş bir hayal yüz gösterdi, Şimdi Harunun gözleri biraz daha açılmıştı. Duvarlar arkasın- dan beliriveren bu bayal, rüya içinde rüya gibi kendisini beye- cana (o düşürüyordu. e Görünüşe zaran bu hayal, bir kadındı. Çünki tüllerin örtemediği bu topuklardaki (o incelik, O ancak bir kadın ayağında bulunabilirdi. Hayalin zarif endamı ve baştan aşağı taşıdığı metbuiyet te bunu teyit ediyordu. Yalnız bir nokta, meçhul veya mestur id: Acaba endamı ve ayakları bu kadar vel görünen şu kadın, çehre > de güzel miydi?.. Şimdi 2orkes'ra, BÜKREŞ — (304 metre ) 25 or- kestr»,21 şarkı, 21,30 askeri muzi- ka, 2215 konser, BELGRAD — (429 metre ) 20 Almanca mükâleme, 20,30 konferans, 20,50 cazbant, 21,40 Kora şarkıları, PRAG - ( 488 metre) 2050 R.J. orkestrası, 2105 radyo palastan naklen kabare hayatı, VEYANA — (517 metve ) 21,15 Ludvig Gruber saati, tenor, #üpr. ve keman “ile konser, 21 trajevin, PEŞTE — (550 metre) 20,30 Ayda operası. VARŞOVA — (1411 metre) 19,30 konser 21,15 hafif musiki, 23,50 dans hâva arı. BERLİN (1635 metre) 20 İngilizce ders, 20,30 vatan şarkaları, 21, Münihten naklen konser. , 9 Nisan 932 Cumartesi NM, ağ e A AŞ ON SON POSTA Karga İtlâfı v Eminönü Mıntakas'nda Mücadele Başlıyor Ayasofya camii önü ile Emi- mönü mıntakasının ağaçlıklı olan kısımlarında barınan kargaların itlâfına karar verilmiştir. Banun sebebi, sürüler teşkil eden kar- gaların her tarafı pisletmeleridir. Sabah, akşam münasip zamanlar- da silâh atılarak kargalar öldü- rülecektir. Bu itibar ile telâş et- memek lâzımdır. Kaçakçılık Modası Zevgin Bir Şekercinin Oğlunu Da Kaçırdılar Vaşington 7 — Vaşingtonda bir şeker fabrikasının sahibi mil- yoner M. Entonyo Ariasın 15 ya- şmdaki Joge ismindeki oğlu, gez- miye çıkmış, akşam evine avdet etmemiş. Çocuğun annesi derhal polise haber vermiş, fakat bütün areş- tırmalara rağmen çocuk bulun- mamıştır. Çocuğun babası zengin oluşu- na nazaran içki kaçakçıları tara- fından o Lindbergin oğlu gibi kaçılırmış olduğu zannediliyor. Peştede Umumi Grev Budapeşte, 7 — Umumi grev ilân edilmiş bazı patronlar ame- İeye yol vermiştir. Çorap Paketleri (Baş tarafı 1 inei sayfada) müsâde edilmiştir. Ancak bu şeraiti havi olan paketler Paket postanesine deil, İstanbul Mer kez Postanesine gelir ve orada Gümrük muayene heyetlerince mvayene edilerek rüsumu tahak- kuk ettirildikten sonra eshabına teslim olunur. Binaenaleyh yapılan muamele kararnamenin tarifatına mutabık olup tasvir ettiğiniz şekilde bir hâdise değildir ve kaçakçılıkla hiç bir münasebeti yoktur. Hi- lâfı vaki olan neşriyatınıza mu- kabil işbu iş'arımın ilk çıkacak nüshanızın ilk sahifesinde neşri- ni rica ile beraber (alâkadar makamattan tahkik edilmedikçe bu gibi mevzular üzerinde neş- riyat yapılmasının muvafık olup olmadığını takdirinize bırakırım efendim. Posta İdaresinin bu mektubu Üzerine tabkikat yaptık ve şu malümatı öğrendik : Hükümet 1 Haziran tarihine | kadar memlekete çorap girmesi- | ni menetmiştir. Böyle olduğu halde bazı tacirler memlekete birer kiloluk paketler dahilinde yüzlerce kilo çorap getirmekte- dirler. Son kararnamede birer kiloluk paketler dahilinde çorap girmiyeceğine dair sarahat olma- dığı için bu çorap paketleri it- halden menedilememektedir. Hü- kümet haziran Sonuna kadar çorap ithalini menettiği halde ortada tetkik edilecek bir vaziyet | olduğu kanaatını vermektedir. Bu | mesele hakkında yaptığımız neş- | riyat hükümetin nazarı dikkatini celbetmiş ve Müfettişlerinden Hüseyin Sabri Bey aldığı emir üzerine hâdiseyi tetkike başla- ır. a sanayi müdüriye- tine ve diğer bazı yerlere ihbar etmiş olan kimselerin ifadelerine müracaat edilecektir. Rıhtım Şirketindeki e li “ 4 g / sızlıktan Doğan Hakik: (Baş tarah 1 inci sayfada) tadırlar. Bu mesele hakkında Baş- müfettiş Refik Bey şunları söy- lemektedir: —" İlk safha olarak: Rıhtım anterepolarında tamamen devlete intikal etmiş olan 450 - 560 bin liralık eşyanm çalındığı anlaşıl- mıştır. Şimdi anterepolar baştan başa teftiş edilmektedir. Hazine- nin hukukunu kılı kırk yararak aramaktayız ve arayacağız, Nâzım Bey De Diyor Ki: Rıhtım Şirketi nezdine bükü- met komiseri olan Nâzım Bey ise şunlar söylemektedir : — “Şirket bana böyle bir şey hakkında henüz hiçbir şey yaz- madı; hırsızlık vaki olsaydı her halde yazacaktı. — Hükümet komiseri sıfatile siz bu işi resen tetkik edemez misiniz ? — Hayır. — Yazsa idi, ne yapmanız icap ederdi. j — Hiç; yalnız malümatım muş olurdu, Nâzım Beyin bu açık ortaya yeni bir mesele çık maktadır ; Şirketler nezdindeki hükü komiserlerinin şirketleri m be salâhiyetleri gayet dar old ğu gibi, İkusat OVekâleti miserlerinin de yerli, ecnebi ket ve bankalar üzerinde e: bir murakabe salâhiyetleri tur, Halk tarafından satın hisse senetleri bedellerile, tevdi ettiği paralarla iş yi pe banka veya şirketlerin ne £ işler yapabilecekleri veya yal mıyacakları sarahatle tayin memiştir. Bu itibarla şirket veya ban murakabesine yeni bir istika vermek zaruri olduğu bug gün gibi aşikâr bir hal oluyor. , Adi Bir Cinayet Siyasi Bi Manevra Meselesi Old Cani kadınlar mahküm olduk- tan sonra bile ortalığı rahat br- rakmıyorlar. Şimdi ortaya yeni bir mesele daha atıldı, Bundan evvel muhtelif zamanlarda idama mahküm olan dör kadın, iltizami bir unutkanlıkla O hapisbanelerde hayat sürmekte (idiler. Şimdi, yeni mahküm kadınlar idam edi- lecek te, eskiler neden idam ( Baş tarafı 1 inci sayfamızda ) İ edilmesin,, onlar da kadın, bu larda, diyorlar. e Matbuatın neşriyalı Üzerine idam cez atlattık diye sevinen bu kadının yüregi tekrar (atını) başlamıştır. Dedikodular, gün geçtik intişar ve teessür kabiliyetini tırmaktadır. Bakalım, adliye nf sıl bir karar verecektir. “o CESUR KAÇAKÇI (Monsieur le FOX) ANDRE LUGUET'nin temsili Yarın akşamdan itibaren GLORYA'DA göreceğiniz aşk ve macera filmidir. Tüveten; P. D. C. halihazır dünya havadisleri. Sahnede; SATT EDİP pılmş sihhi Kabataş 179 Tel. B. O. Halihazırdaki buhran ve müş- külât dolayısile yavrularını lâyı- kile besliyemiyen anneler için GLAKSO Müessesesi GLAKSO sütü flatlerinde mühim bir ten zilât yapmıya karar vermiş ve $ bu suretle GLAKSO sütünün berkes (tarafından (tedarikini kolaylaştırmıştır. Piyasada mevcut GLAKSO sütü benüz yeni gelen taze imaldan- dır. Eğer yavrumuzun sıhhatini temin etmek istiyorsanız bütün dünyada fevkalâde şöhret ka- zanmiış olan GLAKSO sütünden başka süt içirmeyiniz. Raşit Rıza Tiyatrosu Bugün 1$ te YARASALAR Akşam 21,30 da SAMSON B.rinei Türk varyete san'atkârları, beynelmilel repertuvarında Mecidiye Banknot