P7 Şubat —— v Bir, Ölünün Hâtıra Defterin en : SON POSTA HAİNLERİN İÇ YÜZÜ | <- Yüz Ellilikler Nasıl Gittiler, NeYaptılar YALVARAN HAİNLER İ ANLAYINCA ŞAŞIRDILAR SEFARETHANEYE GİDECEKLERİN LA Fakat zaman geçiyordu, gün goktan batmıştı. Sonbıhınn':eı Berinliği, sefarethane bahçesinde, Faşeler yaratıyordu. Şimdi koda- Mmanlar, — sabık şeybhislâmlar ve lşbık nazırlar, tehlikeli bir mev- kie düşüyorlardı. Kerahet vakti geldiği için rakı arayan ve bula- madığı için de hiddetlenen peh- livan Kadri, kendi gibi alkolik- lerle dil birliği yapıp ağız boz- mağa başlamışlardı, apaçık kü- savuruyorlardı. Rıza Tevfik, © sersem kütle- ain biricik diplomatı sıfatile, bu söylenişlere — lâkayt — kalamadı. Yavaşçacık Mustafa Sabriye so- kuldu: — Hocam, dedi, iş fena, Ayak takımı kımıldanıyor, demek iskandal başlıyor. Herifler nerede ise bizi ısıracaklar. O va- kit hapı yuttuğumuzun resmidir. Sefir Hazretleri, hepimizi kapı- dişan eder. Mustafa — Sabri, — omuzlarını * — İtle harara girilmez. Ma- dem ki girdik, asırılmıya taham- Mül etmeliyiz, — Meşel irat edecek sıra değil hoçam, Dayak yememek için çare bulmalıyız. — Ne yapmalı? — Heriflere yemek bulmalı, Bu galeyan, biraz da midelerin boşluğundan ileri geliyor. — Tuhaf söylüyorsunuz. Se- Rre arzubal yollayıp yemek - mi İstiyelim? — Başka çare yok dostum. Bu sırada, köhne — dritaot #okuldu: — Ne fiskos ediyorsunuz? Rıza Tevfik cevap verdi: — Bahçede anarşi var, gör- MÜyormusunuz? — Farkındayım. Sana, bana, hoca efendiye basıyorlar kantar- :yı_ Fakat yerinde sağır olmalı- r. — -Sağır olmağı biz de çoktan kabul ettik, Lâkin boğazımıza Sarılırlarsa? — Hoş görürüz. Çünki ço- t““" gamlıdır, ne yaptıklarını Lıı""!lıriıı. — Burası tekke değil, sefa- Tetbane, Tekkede dervişler dala- Orlar, barışırlar. * Burada , böyle bir Fezalete nasıl cevaz verilir? Siyasetin incelikleri... — Hay seniu siyasetin de, siya- "liğin de yerin dibine batsın, Meb- va olursun, dayak yersin. Kabi- Deye girersin, kâinatı kendine ün. Severe | Hoca Sevri, Sever telâffuz ederdi) gidersin, murahhaslarına koşma okursun, Şimdi de soğuk - ilikle- Tinde bağlama çalıyor. Hâlâ ağ- zında siyaset! — Haklısın şeyhim — haklısın. Men lem yezuk lem ya'rif. Sözümü geri aldım. Fakat şu çocukların arnını doyurmalı. Filosofa: “Meb'us ©- lursun dayak yersin, ka- bineye girersin kâinatı kendine — güldürürsün, Sevre gidersin firenk murahhaslarına koşma okursun!,, diyorlardı, Zeynelâbidin, siyasete herkes- ten ve hatta Loitcorçtan daha iyi vâkıf olduğunu iddia edecek- ti, feylesofla münakaşaya girişe- cekti. Lâkin pehlivan Kadrinin: — Yoldaşlar, omuzdaşlar! Diye umuma hitaben birşeyler söylemeğe başladığını görünce gavğadan vaz geçti. — Hakkın var, dedi, bu tw- Tumbacı herif rezalet çıkaracak! Filhakika Kadrinin maksadı, bir kısım arkadaşlarını kışkırtmak ve kodamanların üzerine saldır- maktı, Onların sefir ile temas temin edememelerini, kendilerini aç ve açık bırakmalarını ileri sürerek bu taarruzu temin etmek istiyordu. Zum'unça böyle bir ar- bede, sefaretçe heyecan mahiye- tinde görülecek ve kendilerine alâka gösterilecekti. Fakat o, baş- ladığı nutka devam edemedi, omuzdaşlar dedikten sonra bir- denbire ahenği degiştirdi, şöyle bir cümle ile haykırdı. — Gözünüzü —açın, herifler geliyor! Sabahleyin bir nebze boy gösterip kayıplara karışmış olan kâtip, yine iki eli pantalonunun ceplerinde olarak bahçede ilerli- yordu, yanında üç tane de asker vardı. Bu dört kişilik ecnebi he- yet, kılıbı.lığıı yanına gelince durdu ve kâtip gözile araştırıp bulduğu Rıza Tevfiğe elile “gel!,, işareti verdi. Filozof, bir nevi hususiyet ve hiç olmazsa şerefli () bir aşinalık ifade eden bu işaret üzerine se- vincinden şaşırdı, başından fesini çıkararak koltuğunun altına aldı, koşarak geldi, muazzam bir re- verans yaptı ; — Emrediniz ekselâns, dedi, hepimiz emirlerinizi bekliyoruz. KIŞLAYA & '_T;İ)iatinm ( Arkası var) —. Gadrine Uğrıyanlar Arasında İmirdeki sağır, dilsiz. ve körler müessesesi hakkında düne kadar neşrettiğimiz telkik yarzısının düne kadar çıkan kısımlarında dilsiz, ku- laksiz ve gözsüz yavruların nami yetişt klerini — şüphesir — okudunuz. Bugünkü son kısımda ise sakat ço- cuklar için ileri sürülen temennilerle bükümetin bu husustaki tasavvurla- noı kaydediyoruz : * İzmir (Hususi) — Faaliyeti hakkında bundan evvelki yazı- larımda oldukça tafsilât verdiğim ( sağır, dilsiz ve körler ) müecsse- sesi, öyle anlaşılıyor ki, bugünkü şeklile memleket ihtiyacına kâfi değildir. Filhakika müessese asri tekâmül kaidelerine uygun hir şekilde yürütülmektedir. Fakat ihtiyaca göre çok — küçüktür, Esasen 923 senesinde kurulan bu mektep, bütün Ssakat, yani anormal çocukların bir — tahsil ve terbiye yuvası olacaktı. Bütün güyritabil -çocuklar, yani diğer mekteplerde okuyamıyacak ka- dar sağır, dilsiz, Aaptal, kör ve moral (maneviyat) — itibarile J geri olan küçükler bu müessese- ye yerleştirilecek, tedavileri, tah- silleri ve terbiyeleri için uğraşı- lacaktı. İlk karar böyle olduğu halde bugüne kadar yalnız sağır, dilsiz ve körler kısmına alt ta- savvurlar tahakkuk ettirilebilmiştir. Fakat öğrendiğime göre hü- kümet aptallar için de bir şube açmayı — düşünmektedir. Şurası muhakkaktır ki, kafa teşekkülü itibarile aptal olan çocukların bugün tedavi ve terbiyesi imkân dahiline girmiştir. Fen ve ilim bu meseleyi de halletmiş — bulunuyor. Yani bir anormali normal dercesine mak için sadece fen kaidelerini ihtimamlı bir — şekilde — tatbik etmek kâfidir. Bu münasetle mektep müdürü Doktor Necati Beyin şu sözle« rile bu tetkik yazımı bitirmiş olayım; *— Ben Sıhhat Vekâletine çok faydahı bir — teklifte bu- lundum, Cürüm işlemek istidadında olan çocukları toplayıp onlara bir inzibat tedavisi yapmak için bir ıslahhane tesisini yazdım. Hırsız çocukları, tenasüli düşkünlüğe istidadı — olanları — hapishaneda gardiyanlar — idaresine — vermek ahlâkları üzerinde daha fena tesir yapar. Bunları tam manasile ilmi çalışan bir müesseseye toplayıp ruhi bir tedavi altında bulundur- mak mümkün Oolursa, cemiyete iyi bir şekilde iade edilebilirler. Bir memleket için en tehlikeli unsur, seciye ahlâk itibarile aşağı kıymette olan çocukların normal mekteplere ve nomal hayata ka- rışmış olmalarıdır. Cemiyet bu hatalı ve tehlikeli bir hâdise- dir. Bunları sıkı bir disiplin te. davisi altında bulundurmak icap eder.., Adnan Kabzımalların İntihabı İstanbul Kabzımallar Cemiye- tinin idare —bheyeti — intihabı 21-2-932 pazar günü saat 11 den 14 kadar Meyvahoşta büyük Ardiye Hanındaki Cemiyet Mer- kezinde yapılacaklır. t_! ı ! Bu A kşam Dinliyeceksiniz /7 Şubat 932 Çarşamba İstanbul— (1200 -ıh'ı.rîıkilıvı“ 18 gramofon 19 birinci kısım ala- turka saxz, 20 Ajanm, gramofon, 21 &lıd kısım alaturka saz, 22 orkez- ' Heilsberg — (276 metre, 75 kilo- vat) 19,15 yeni plâklar, 21,10 Ber- liı'Ln naklen ıı:(oıl. K Brüna — ( 341 metre 36 kilovat ) 19,05 aakeri bando, 20 Peragdan T Mübi 5 kilovat) laker — (360 metre, 75 kilovat| 19,45 kanser, 20,15 bilir misin serlâyhah bir 21 komedi. Bükreş— ( 394 metre 16 kilovat ) 19,80 Romanya operasından nakil. Belgrat — (429 metre 2,5 kilo- 20 iki kişilik opera parçaları Çigan orkestram. Roma — (441 metre, 75 kilovat) gramofon, 21 San Karlo opera- sndan nakil, Prag — (488 metre, 120 kilovat) 20 Çek musi eemiyetinin akşam konseri, 22 gazete haberleri, Viyana— (517 metre, 20 kilovat ) 20,15 bir hikâve, 20,35 akşam haber- leri, 21,50 hafif musiki, Peşte — (550 metre, 23 kilovat ) 19,30 Macaristan ve Balkanlar mev- onferans, vat 72 zuu elrafında bir konferanı, 20 konser 22,15 Çıgan. Varşova— lh.'ll metre, 158 kilo- vat) 20,15 Okrayna halk musikisi, 21 edebiyat babhisleri, 2115 keman konseri, 23 dans havaları, Berlin — (1635 metre, 75 kilovat) 19,30 dans gecesi, 21,10 Layipçigden nakil, 22,25 siyasi haberler. Radyoda Neler 18 Şubat 932 Peşembe Istanbul— (1200 metre, 5 kilovat) 18 gramofon, 19 birinci kısım ala- turka saz, 20 gramofon, Ajans ha- berleri, 21 ikinci lomm alaturka sarx, 22 orkestra. Heilsberg — (276 metre, 75 kilo- vat) 20 konser, 21,25 Dançıgten na- kil, 21,50 ikl piyano konseri. Brüna — (341 metre, 36 kilovat ) 20,05 ten itibaren Çek İstasiyonla- yından nakil. Mühlaker— (360 metra, 75 kilovat) 19,45 hafif musiki, 21,30 Cört kişilik könser, 23 dans havaları, Bükreş — (399 metre, 16 kilovat) 20 konfezana, 20,20 senfoni. Belgrat— (429 metre, 2,5 kilovat) 20,5 doktorun tavsiyeleri 22,50 istas- yonun konseri. Roma — ( 4dl metre 75 kilovat ) 20 dini musahabe, 21 senfo si. Prag — (488 metre, 120 kilovat ) 20,05 komedi, 20,20 konsor. Viyana — (517 metre, 29 kilovat) 20,03 operadan makil, 22,30 akşam konseri, Peşte — ( 550 metre, 23 kilovat) 20 radyo musahabesi, 20,35 “saray- | dan kız kaçızma, operam, Varşova— (1411 metre, 158 kilo- vat) 20,15 hafif konser, 21,25 kome- di, 22,10 gramofom. Berlin — (163S metre, 75 kilovat) 20 Don Karlor 22,30 günün haber- leri, sonra dans havaları. Dercetmekte olduğumuz programların Avrupaya ait olan kısımı vasati Avrupa saatine göre tanrim edilmiştir. Istanbul saatine tatbiki için Avrupada saat (12) olduğu zaman İstanbulda (1) e geldiği farzedilmelidi. Her Doktor, Alman Kadınlılığı Sulh İstiyor (Baş tarafı 3 üncü sayfada) Salonda —umumt bir süküt yardı. Diplemat locasında, Hitler fırkasının, cumhur riyase- tine namzet olarak göstermek istediği Jeneral Von Ep, dikkatle ona bakıyor. Doktor Brüning, — usandırıcı bir sesle, fakat basit ve müba- lâğasız cümlelerle epeyce uzun süren ve devletler -murahhasları tarafından —merakla — beklenen nutkunu ders verir gibi irat etti. Fransız teklifini ima ederek : — Milletlerin hedefi ve kon- feransın gayesi olan terki tesli- hat, malâm. Bazı teklifler öyle mahiyette ki, milletlerin hedefi ve bizim gayemiz hilâfında gö- rünmektedir, dedi. Maamafih Alman başvekilinin nutku büyük bir tesir yaptı. Alkışlar — içinde kürsüyü ter- kettiği zaman samiin locasından bir. kadın sesi işitildi. Bu ses Almanca: etmeden buradan gitmemenizi rica ediyor dedi. Hademeler, kadını derhal kapı dışari ettiler. Bu müessir ve gülünç hâdise- den sonra, Sinior Grandi, Roma hükümetinin bu meseledeki fikir- lerini izah etmek için kürsüye çıktı. Pehlivan yapılı, karpık bıyıklı top ve sert sakallı Faşit mümes- sili Cenevrede iyi bir hatip şöh- reti kazanmıştır. Fikirlerinde tam vuzub - gösteren — İtalya hariciye nazırı bir buçuk saat devam eden nutku esnasında üst üste alkış- bir teklif Yalnız 75 kuruş gönderiniz. Mukabilinde Reisicümhur Hz. nin tabü büyüklükte, san'at- kârane bir büst portrelerini elde edeceksiniz. Türkiyenin bilâmum Ricali Âliye portre- lerinin fiatleri dahi aynidir. Posta mesarifi yukariki bedele dahildir.. FOTO — FRANS İlklâleridesi No, — 128 Beyoğlu Fotoğraf Tahlili Kuponu Tabiatiniz! Öğrenmek İstiyorsvaız fotoğrafınıı 5 adet kupan ile hir- likte gönderiniz. Fotoğrahma mraya dabidir. ve lade edilmez. İsim, meslak veya san'at ? Sinyor Grandi, Fransız teklifi- ne aksi olarak: — Evvelâ terki teslihat, son- ra emniyet, 'dedi. Maamafih İtal- anın büsnü niyetle her projeyi kemali dikkatle tetkik Ermie fmade olduğunu da açıkça be- yan etti. Kürsüden indiği vakit her taraftan keadisini alkışlıyorlar ve elini sıkmak için uzanıyorlardı. Şimdi beklenen nutuk Sovyet Rusyanın Başmurahhası ve Hari- ciye Komiseri M. Litvinofunkidir ve sizi temin ederim, ileri sür- mesi muhtemel tasavvurları müna- sebetile çok merakla bekleniyor. ğ R. $.