Siyaset Âlemi Vuzuhsuzluk Asıl Şimdi Tamdır! & RX Dünya tam bir vuzuhsuzluğa girmiştir. Bu, bir mütearifedir ki, şim- diye kadar binlerce ağız, bu hakikati binlerce defa tekrar #tmiştir. Fakat benim bugün, herkesin görüp bildiği bir hâdi- seyi bir kere daha söylemekten maksadım, düne kadar mevcut olan bu vuzuhsuzluğun bugün içinden o çıkılması müşkil bir “dairci faside,, şeklini almasından ileri geliyor. « Vuzuhtan maksadım şudur: Dünya haritasına gezdirilecek bir göz o hareketile ve umumi hatlarile o milletlerin (o gidişatını, mevcut içtimai, siyasi ve İktisadi şartları düne kadar şöyle topar- layıp sathi bir fikir edinebilirdik. Bugünkü emniyetsizlik ve mem- muniyetsizlik içinde böyle basit bir bakış değil, ciddi ve derin tetkiklerle bile işin içinden çık- mek, değil aylar veya senelerce sonra, hatta bugünden yarına vukua — gelebilecek (o muhtemel hâdiseleri tahmin edebilmek mümkün olmuyor. Bütün devletler, birkaç gün evvel Cenevrede toplanan silâh- ları tahdit konferansının ehem- miyelinden babsediyorlardı. Bu konferansın, tahdidi teslihat bah- sinde bir itilâfa varması için İngiliz kilise'eri âyinler yaptı, Demek ki insanlığın istikbali ile bu konferansın verebileceği ne- ticeler arasında mühim bir alâka görülüyordu. Esasen bu alâkaya, daha er- vel, ehemmiyetle işaret eden dev- let adamları da bulundu. Meselâ, Fransayı bu konferansta temsil eden heyetin başlıca azasından M. Pol Bonkur, tahdidi teslihat konferansı iyi bir netice vermez- se umumi bir harp muhakkaktır, dedi. Fakat bütün görünüş, bu konferansın da herhangi bir memnuniyetbahş neticeye vara- mıyacağını bize anlatıyor. İtiraf edilmelidir ki, bu konfe- ransta, en müspet teklifi yapan Fransa olmuştur. Bu sütunlarda uzun boylu izah edilen bu teklif, Cemiyeti Akvamın emrine birta- kım kara ve hava kuvvetleri ve- rilmesini münasip görüyor. Fakat bugünkü statüko mu- bafaza edilmek şartile, ( Devamı 8 inci sayfada ) EDEBİ TEFRİKAMIZ; 31 HARİCİ HABERLER Tahdidi Teslihat Konferansını Bir Hayvanlar Kongresine Benzetiyorlar Rusya Ve Silâhların Vaziyeti Cenevre, 11 — Tahdidi Tes- lihat Konferansında Rus murah- hası M. Litvinof beyanatta bulu- narak, konferansın bugün top sesleri ile açıldığını, Cemiyeti Akvam misakına bağlı iki devle- tin filen harp halinde bulundu- ğunu, bu hâdisenin coğrafi va- ziyet dolayısile Rusyayı endişeye düşürdüğünü söylemiştir. Mumaileyh, Fransız tekliflerini istisgar etmemekle beraber, Sov- yet Rusyaya karşı bir tehdit teş- kil edecek clan beynelmilel bir ordu ihdası aley» hinde birtakım itirazlar serde» miştir. Harbe karşı hakiki emnüse- İâmetin o ancak umumi ve külli bir tahdidi tes- libatla kabil ok duğunu, Rus be- yetinin (o tedrici ve nisbi bir usu- lü iltizam ettiği- ni, bütün kom ferans azalarının hukukan. müsavi olduğunu, her kes için müsavi emnü (selâmet temini icap et- tiğini söylemiş, Çin, Japon ve kayiine rağmen memleketin e si- lâhlarını tahdide amade olduğu- Bu, temsili bir Fransada Müthiş Bir . Cinayet Agen, ( Fransa ) 12 Muvaraks- ta bütün bir sile, son derece vahşiyane bir surette balta ve tüfekle öldürülmüştür. Aile reisi, şüphe üzerine tevkif edilmiş ve uzun müddet inkârda bulunduk- tan sonra nihayet bu müthiş cinayeti (o kendisinin işlediğini itiraf eylemiştir. Bu haydut, cinayeti işlemek için bir balta, bir bıçak ve bir de tüfek kullanmıştır. Cani, biç- bir nedamet eseri göstermemiş- tir. Muvazenesinin bozuk olma- sından şüphe edildiği için mua- olunacaktır. İngiliz resmidir. Başı kesilen adam nu ilâve etmiş” Çin, kesen de Japondur. Altında şu yazı vardır “Bizim il Çinle ihtilâfımız yoktur. Her şey balledilmiştir. tir, Bu,Bir Hayvanlar! Fransız Gazetele- “|. Kongresidir Vaşington, 12 — Bir. gazete taraf.ndan sorulan bir Dal ce vap veren Hazine nezareti mua- vini M. Hill, cihandaki mali buh- ranın zaruri olarak teslihatın azaltılmasını mucip O olacağını, hali hazırda toplanmış olan tah- didi teslihat konGransından bir şey beklemediğini, bu konferan- sın, tabiatçe biribirinden ayrı silâhlarla techiz edilmiş ve her AÇLIK Müellifi: K nst Hamsun © — Durunuz biraz, avanak! Şapkasız gidiyorsunuz. Ha şöyle, gidiniz şimdi. — Birşeyler daha unuttum galiba; Galiba birşeyler daka unuttum, diye kekeledim, ru hum boş. Teşekkür ederim, geceniz hayır olsun. Ve sallanarak yürüdüm. kovuğuna ( sokacak bir lokma ekmek olsaydı! Hani #w küçük nefis çavdar ekmekle- rinden biri o'saydı, yürürken ısı- sercan. Ve » malik olmasını istedi- çavdar oekmeğinin hususi Disimin Zin Mütercimi: P, $. Mev'ini açıkça gözümün önüne getirdim. Elim bir surette açtım, ö'meyi ve kaybolmayı temenni ettim, içlendim ve ağladım. So- faletimin hiç sonu gelmiyecek miydil Sokağın ortasında birdebire durdum, ayağımı kaldırıma vurdum ve, yüksek sesle yemin ettim. Ne demişti bana? Avanak mı? Şimdi ben ona, o memura ava- nağın me olduğunu gösteririm! Oradan bir yarnm döndüm ve koşarak yürüdüm. Öfkeden kay- nadığımı ve kıpkırmızı kesildi- ğimı — hissediyordum. o Sokağın ii 9 . . rinin Tenkitleri Paris, 12 — M. Litvinofun izahatı gazetelerde şiddetli mü- taleatın intişarına sebep olmak- tadır. Yalnız sosyalist ve komü- nist matbustı Sovyet noktai na- zarını va etmekte ve bütün mesai erbabının bu noktai nazarı kabul etmeleri lâzımgeldiği ka- nâaalinde bu'unmaktadırlar, biri kendi silâklarını müdafaa eden bir hayvanlar kongresine benzetilebileceğini söylemiştir. aşağısında (Ayağım düştüm, fakat aldırmadım, bir sıçrayışta (O yerimden (o kalktım ve koşmıya devam ettim, Fakat şimendifer (omeydanna © gelince o kadar yorulmuştum ki rıhtıma kadar gidecek halde olmadığımı hissettim. Hem de, koşarken, öfkem geçmişti. Nihayet soluk almak için durdum. Memur ola- cak adamın söylediği söz nihayet tamamile ehemmiyetsiz değil miydi?.. Evet, fakat öyle şeyler vardı ki ben göz yuma- mazdım! Şüphesiz! Kendi sözümü kendim kestim, fakat dedim, vaziyetimi o anlamamıştı. Bu ma- zereti tatmin edici addettim. Va- ziyetimi anlamadığını kendi ken dime tekrar ettim. Onun üzerine tekrar geri döndüm. kaydı ve Fransız Filosu Seferber Mi Edilmiş? Paris, 12 — Fransız Bahriye Nezareti resmi bir tekzip neşre- derek Akdenizdeki Fransız filo- sunan seferber hale konulduğuna dair yine bir Fransızca Parisli akşam gazetesinde intişar eden haberi tekzip etmiştir. Bu tebliğe göre, Fransız filosu talim devre- lerinde bulunmakta olup bu ta- limler çok zaman evvel takarrür etmiş bir program dahilimde icra olunuyormuş. Bir Haydut Tutuldu Ayaksiyo (Korsika) 12 — Uzun zamandanberi (o haydutluk eden ve geçen (kânunusanide amcası (Öldürülen meşhur cani Torse yakalanmıştır. Cenubi Ameikada Bir İsyan Montevido ( Cenubi Amerika ) 12 — Gece yansı verilen bir kas rarla umum! bir grev yapılmak istenilmiştir. Kıtaata hazır bulun- ma emri verilmiştir. | Son Posta: Geçenlarde, burs- da bir koümnist kıyamı olmuş, kaçakçılar başlıca şehirleri ele geçirmişler, sonra hâdise kanlı bir surette bastırılmıştı | Alman Cümhur Riyaseti Ve Sabık Veliaht Kopenhag, 12 — Hali hazır da Berlin civarında, Potsdamda bulunan sabık Alman veliahtı ile Berlinske Tidende gazetesi bir telefon mülâkatı yapmıştır. Gazete, sabık veliahttan Alman cümbur riyasetile namzetliğinin konulmasına müsaade edip etmi- yeceğini sormuştur. Sabık veliaht vaziyet dolayısile birşey söyliye- Me yerin ve Reisicümhur inti- habma ait muamelenin şimdiki halde karışık olduğunu beyan etmiştir. Jspanyada Vaziyet Madrit, 12 — Barı gazetele- rin, oMadritteki (o asayişsizlikten şiddetle şikâyet etmeleri üzerine Emniyeti Umumiye Müdürü istifa etmiye mecbur olmuştur. * Madrit, iZ — Yeni İspanyada yeni bir siyasi fırka teşekkül etmiştir. Reisliğini, muvakkaten İspanyol Lejiyonlarnın sabık reisi Doktor Albinmma O deruhte etmiştir. Allabım! yine neler icat edeceksin! diye iğbirarla söy“ lendim. Gece yarılarında, bu ıslak sokaklarda bir deli gibi koşmak! Açlık beni insaf- sızca kemiriyor ve soluk aldır wıyordu. Doymak ümidile üst öste o tükürüğümü yutuyordum, iyi geleceğini sanıyordum. Bu tam açlıktan evvel birçok haftalar pek az gıda almıştım ve bu son zamanlarda kuvvetten çok düş müştüm. Hatta şu veya bu ameliye ile elime bir beş kuron daha geçirsem, yeni bir açlık devresi üzerime çökünceye ka- dar kendimi otamamile topla- mıya bu para da yetişmiyecekti. Hele sırtıma ve omuzlarıma çok ağrı gelmişti. Kuvvetlice bir ök- sürerek veya eğilip yürüyerek şu Gönül İşleri Kadından AN Nefret Eden Erkekler Kadından nefret eden erkek- leri iki kısma ayırmak lğzıredir: Bunların bir kısmı henüz hayatı anlamamış, ilk sevdasında alda- tılmış olan gençlerdir. Bunlar, sevgilileri tarafından ufak bir hakarete, küçük bir ihmale te- hammül edemezler, Böyle bir ihmal onları dehşetli surette ren- cide eder, Artık kadından kork- mıya ve ürkmiye başlarlar, İşte İzmirden Necdet imzasile mektup yazan genç kariim, bu sınıfa dahildir. Genç yaşında bir kız sevmiştir. Fakat bu kız ona ehemmiyet vermemiş ve muka- bele etmemiştir. Onun ihmali, genci kadıulardan nefrete sev ketmiştir. Okadar ki bir daha kadın yüzü görmemeğe karar vermiştir. Fakat hayat önüne diğer bir enç kız çıkarınca, derhal tered- düde düşmüştür. Çünki nefreti şuurlu değildir ve esaslı bir sebebe istinat etmiyor. Daha ziyade hissidir ve her bissi isyan gibi geçicidir. Daha sevecek ve nefret ettiği kadına esir olacaktır, onun farkında değildir. Birde tecrübe görmüş, ibanet görmüş, evi bozulmuş erkekler vardır ki şuurlu bir tarzda kadın- dan nefret ederler. Bunlar kadını az çok anlamış ve az çok tecrübe etmişlerdir. Kadının kapristen ibaret bir mahlük oldu; kani olmuşlardır. Nefretleri bu kana atten gelir. Bunların kanaatlarini değiştirmek hayli güçtür. Ben böyle bir erkek tanıyorum ki, kadınlarla konuşmıya bile mü- tehammil değildir. Kadınlar onun nazarında çocuk kalmış mahlüklar- dır, orlarla konuşulmaz, sevişilmez ev kurulmaz, ciddi bir iş yapıl maz, Onun için bunlar ya evlen- mezler, yahut evlenirlerse, kadın- larına cehennem ıstırabı çektirirler. Bu ikinci tip erkekler de nefretlerinde ifrata varmışlardır. Hissi selimlerini kaybetmişlerdir. Onlara ber kadınn biribirine benzemediğini anlatmak kolay değildir. HANIMTEYZE —E TAKVİME I CUMARTESİ J Gün 13 - Şubat - 932 Kanm Arabi Rust SAKA, - sani <A3AE göğsümün kemirilişini durdura biliyordum; fakat sırtım ve omuz- larım için devam yoktu. Nasıl oluyor da vaziyetim bir türlü aydınlanmak bilmiyordu? Meselâ eski bir kitapçı, “Pasha, kadar yahut ta bir deniz komisyoncusu “Hennechen, Okadar yaşamıya hakkım yok wuydu? Sanki benim çalışmıya yars- yıcak dev gibi omuzlarım ve sağlam kollarım yoktu: Sanki her günki ekmeğimi çıkarmak için, ben, Değirmenciler sokağında bir odun yarıcılığına bile talip olma- mıştım! Tenbel miydim? İş arama- mış mıdim? Dersler takip et- memiş, serial yazmamış, ge- celi gündüzlü kudurmuş gibi a mıydım? Çok Lie Se (arkam var)