TEMMUZ 1914 l SOİ POSTA Umumi Harp Nasıl patladı ? Nakleden: H. R. —Kızm Doktor: Semi Ekreme — Yazan: Emil Ludviş Grey, Harbin Önune Geçmek İçın Hâlâ Çalışır Gorunuyor Manşın &bür sahilinden Kay- verin kulağına iki davet daha vukua gelir: “Belgrat düştü, Sırbiya ceza- landırıldı, — şimdi — Avusturyayı durdurunuz ; Buni yalnız Hap metmeap yapabilir. Cenabuhak şimdi ve daima muininiz olıııı. Daisy.» Daha ince, daha vakur diğer bir zat daha Kaysere müracaat ve bir teklif yapmasını, bunu Petresburga ve Viyanaya gönde- receğini bildirir. Birinci telgrafı veren “güzelli- | gile meşhur Prenses Plees, ikim- gisini veren Lort Rothschildtir. Prenses, Kayserden yirmi yaş küçüktür, Lort yirmi yaş büyük- tür. İkisi de her tarafta mahbup ve muhterem, zeki ve kadir şah- siyetler idi. İkisi de dostane bir niyazda — bulunuyorlardı. Fakat beyhude idi, Kayser Prensesin telgrafını ayrı bir tarafa koyar. Lordunkinin altına çu kelimeleri yazar; “Benim kadim ve pek muh- terem dostumi, —Bunun altına Zimmerman not eder: — Şevketmeap mamına ne gevap yazalım? İmperator mukabele eder — Kablo bozulmuştur. Cıvlp vermekte menfaat yoktur. * Vilhelmsteassenin ne dediğini düyuüyor musunuz? — Kablo bozulmuş. Halbuki Berlinden —Londraya telgraflar karınca gibi kaynamaktadır. ve bu sırada Londra kabinesi Bel- çikaya — müteallik — endişesinden nihayet kurtulmuştur. Almanyanın bu küçük ölkeyi istilâ etmek kstediğini Çörçil ve Kiçner çok- tanberi iddia ediyorlardı. — Belçika mukavemete ka- rar verebilecek mi? İşte şimdi bu mesele mevzuubahs - oluyor- du. Birkaç —asırlık bir an'ane İngiltereyi bu mukavemeti - iste- miye ve ona zahir olarya sev- kediyordu. İngiltere eski Edvar gamanındanberi İspanyaya karşı, Burbunlara karşı, Napolyona karşı bü — gahilleri daima — müdafaa #etmemiş midir? Bu sahillere muaz- cam bhiç bir devletin gelip yerleş- mesi İngiltere siyasetine tevafuk eder mi? Esasen oralara ebediı bir bitaraflık temin edilmesi bu maksattan münbais değil midir? Yoksa bunun mansı İngiltere tarafından — zayıfları — müdafaa #tmek suretinde mi telâkki olunu- yor? Bu, şayet öyle olsaydı, Bismark - tarafından Lüksembur- gan bitaraflığının teminine müte- Cephelerden de donanma ve tagyare faallgetleri haber veriliyordu nafiini alâkadar etmemişti. Fakat Flâman kızı kimselerin eline geç- memelidi. Deniz kenarındaki sa- rayı İstihkâmsız, silâhsız bir gülk- lük, gülistanlık kalmalidi, ( Arkası var ) Yunanıstanda Gürültülü Vak'alar Oldu Selânikte Bır 'Tecavuz, İşsizler De Gürültü Ve Numayış Yaptılar Selânik, ( Hususl! Muhabiri- mizden ) — Burada bir Musevi kızının tecavüze uğraması, bütün bir Musevi cemaatini sinirlendi- recek bir hâdise hâlini almıştır. Hâdise şu şekilde cereyan et- miştir : Biribirini seven iki Müusevi genç Aşık havanın lâtafetinden istifade ederek şehir haricinde gezmiye çıkmışlardır. Tatlı mu- sahabelerine dâlan gençler yürü- dükleri yolun ve geçen zamanın farkına varmadan şehirdean ol dukça uzaklaşmışlardır. Âşıklar, tek ve tenha kırda bir ağaç di- bine oturmuşlar, biraz dinlen- mek istemişlerdir. İşte bu esnada üç kişi gençlere tecavüz etmiş- tir. Delikanlınım cebinden -500 drahmisini almışlar ve genç kızın dair yapılan teklifi niçi reddetmişti? de vahşiyane bir surette iffetine Avrupa — kıt'asının bu. bakir noktasının bitaraflığının teminine İngilterece ehemmiyet verilmedi, çünki, çünki orası, İngilterenin şerefini ve oana ziunlada me- tecavüz etmişlerdir. Tecavüze —uğrıyan - delikanlı ertesi gün vak'ayı lâzım gelen makamata mütearrizler şikâyet etmiş, ve tevkif — edilmiştir. Bunlar parayı aldıklarıni inkâr,, fakat genç kıza tecavüz ettikle- rini itiraf etmişlerdir. Belediye aşhanesinde de ye- mek tevzii meselesinden bir kav- ga çıkmış ve halk bir jandar- mayı döğmüştür. Belediye aşhanesinde tescil edilip cüzdan alan muhtaçlara iki günde bir yemek tevzi edik mektedir. Yemek - tevzil esnasın- da halk, cürdanı olmıyan bir şahsa da yemek verilmesini işte- mişler ve bu yüzden bir arbede çıkmıştır. Halk hadiseye müda- hale eden jandarmayı döğmüş ve elinden silâhinı almıştır, hadise- nin failleri tevkif edilmiştir. Yine işsizlik yüzünden Dra- mada da healk bir kilisenin cam- larını kırmıştır. İşsizlerden mürek- kep bir kütle Dramada Metro- polithanenin önünde toplanmış, ekmek ve yemek istemişlerdir. Arzularının tatmin edilmediğini gören hâlk Metropolithanenin yanındaki kiliseye girerek cam- " ları kırmışlardır. Halk, açlik fer- HİKÂYE Bu Sutunda Hergün N._kılı M. Teridan Lüzumsuz ltıraf — Saat ikiye geliyor.. Ben gidiyorum. Haydi allahısmarla- dık Seniyeciğim, İrfan filcanın dibindeki kah- veyi bir yudumda içtikten sonra ayağa kalktı. Seniye tatlı, masu- mane bir tebessümle kocasına sordu: — Bu akşam erken gelecek- sin değil mi? — Maalesef.. Bu akşam ye- mekten sonra gelebileceğim. Bi- liyorsunya bu aralık işlerim çok.. — Beni nasıl yalnız bıraka- bilirsin? —Bugün — izdivacımızın beşinci yıldönümü. Unuttun mu? Genç kadın ayağa kalkmıştı. Kumral saçlı başını kocasının omuzuna dayadı. Gözleri yaşar- maştı. — Bu akşam erken gelemi- yeceğime ne kadar müteessirim bilsen... Fakat arkadaşlar beni bekliyecekler. Söz verdim. Bu zamanda işleri ihmal etmiye hiç gelmez.. — Mühim işlerin var, biliyo- rum. Fakat ümit ediyordum ki hiç olmazsa bu akşam vaktile eve gelirsin. İrfan tereddüt etti: — Dur bakayım, belki bir kaçamak yaparım.. Fakat hayır.. Düşünüyorum da.. imkânı yok meleğim. Fakat mümkün olduğu kadar erken gelmeğe gayret ede- rim, Bunu sana vadediyorum. Ba- na darılmadın ya ? — Hayır darılmadım. Her- şeyden evvel istikbalimizi düşün- mek Jâzımgeldiğini takdir ediyo- rum. Bu akşam erken gelmeni isterdim doğrusu.. Fakatne yapa- lım? Mademki mümkün değilmiş.. Sen gelinceye kadar kitap oku- rüm. — Gözlerini çok yorma.. Ben erken gelmeye gayret ederim. Seniye meyusane kocasını ka- pının önüne kadar teşyi etti. Arkasından kapı kapanınca İrfan süratle merdivenlerden in- miye başladı. Kendine kızıyordu. — Ben de ne hayvan bir herifim, diye düşündü. Zavallı karımın sabrını. ve emniyetini sulistimal ediyorum. Kendisine söylediğim — yalanlara — inanıyor- muş gibi görünüyor ve kciz, mütevekkil — neticeyi bekliyor. İşte, hakikt bir aşkla —seven kadın böyle hareket eder. Irfan böyle düşünürken sa- mimi idi O hiçibir vicdan azabı hissetmeden — karılarını- aldatan kocalardan değildi. Karısına hi- yanet ediyor, fakat bunun aza- bını çekiyordu. İzdivaçlarını takip eden ilk dört sene zarfında ka- rısına tamamen sadık kalmıştı. Fakat bundan birkaç ay evvel bir ahbabın evinde altın saçlı, yıdan bakışlı biraz esrarengiz bir kadına rasgelmiş ve onun cazibesinden kendini kurtarama- mışti. Bu kadının - iltifatına nail olmak için İrfan hiç güçlük çek- yat v; avazelerile kilise kubbe- lerini çınlatırken zabıta hâdise maballine gelmiş ve gürültücü- leri dağıtmıştır. I memişti. Herhılde bu kadının da kendine karşi bir zâfı vardı idi ki ilk buluşmak teklifini bilâ müşkilât kabul etmişti. İsminin Cevza olduğunu söyliyen bu ka- dın her zaman gezmek eylenmek istiyor ve İrfanı sıksık - tiyatro- lara, konserlere, büyük barlara sürüklüyordu. İrfanın Cevza için hissettiği kuvvetli aşk kalbinde Seniye için beslediği şefkati silememişti. İre fııt_ l.ıu aşkı karısından gizliye- ceğini ve onu mütecessir etmeden sevdiği kadının yanında rahat rahat güzel saatler geçirebile- ceğini Ümit etmişti. Fakat eve okadar sık geç geliyordu ki artık Seniyenin birşey hissetmemesi kabil değildi. Seniye —şüphesiz her — şeyl biliyor, fakat kocasını çok sev« diği için onun bu deliliklerine sabır. ve tahammül ile mukabele ediyordu. Seniyenin kadınlık izzeti nef- sini, kıskançlığını ayakları altına alarak kimseye bir şey söyleme- den sessizce ıstırap çekmesi İrfanı son derece mütcessir ediyordu. İrfan Seniye ila İzdivaçlarının yıl dönümüne tesadüf eden bu hatıralarla dolu günde bütün bunları — düşünerek — Cevzanın apartımanına gitti. Kapıyı çaldığı zaman saat yediye — geliyordu. Kapıyı açan hizmetçi: — Hanımefendi dün İstam- buldan gitt. Size bu mektubu bıraktı. Diyerek bir zarf uzatt. İrfan mütehayyir, mektubu açıp okudu: *“Dün kocamdan — müstacel bir telgraf aldım. Orun yanına gidiyorum. Allahaısmarladık. — Cevza.,, (Sonu yarın ) Yeni Neşriyat Holivut Memleketimizin — yegine sinema mecmuası olan Holivatun 2 sene 4 üncü müshası İntişar etmiştir. Zekât Ve Fılre Her sene .ııı-ıu bi bu sene de xekât '.:;m: A ':"ıınıu Cemiyetl vasıtasile t lıııızk ve basılat Tayyare, I mayel Etfal ve Hilâliahmer Ce- miyetleri arasında takılm edi- lecektir. kuvvetlerimizin takviyo- ©h hayır işlerine yardım lıt zel tre en .ıuı blr sattır. Zıkli Tayyâre Cemiyetine u'ı Hı vatan borcudur. efllF"":iP miktarı aşağıda gös- İ . SS YAY ” Onta Edüz B Hurma — 208 o o Üzüm 1851 56 78 Arpa 16 15 13 Buğday 1210 8 Kaçak et almayınız. Parça et almayınız Çünki hastalıklıdır.