Te B B Sayfa —(69— — İmama ne yaptı? — Üç kere yüzüne tükürdü, başka bir şey yapmadı. Fakat herif, üçüncü tükrüğü yer yemez yere düştü, kazığa vurulmuş gibi kıvranmıya - başladı. — Korkmuş olacak ? —— Vallahi dönüp bakmadım, Zorlu Dedeye de sormadım. Bir ayak — evvel oradan savuşmak istiyordum. Hemen davrandım, toplandım. Saçımı başımı düzelt- tim, Dedenin ardına düşüp s0- kağa çıktım. Dede yanımda. gölgesi de önümüzde yürüyordu. — Gölgesi mi? — Evet, gölgesi! — Ne çeşit gölge bu? — Tıpkı dedeye benziyen bir gölge. Fakat bizim gölgeler gibi yerde sürünmüyordu, ayakta yürüyordu. Elle tutulura beaze- miyordu | — Acayipl — Tövbe di aslanım tövbe, di. Dedenin gölgesine acayip denir mi biç? — Hatırın için tövbe diyeyim ya, şu gölge tuhafıma gitti. Adam gibi yürüyordu ha? — Dedenin tıpkısı idi. Sik- " kesi, cübbesi, çarığı bep birdi. —— Saçı, sakalı da muydu? — Sakalını görmedim amma ardından kıvrımları görünen saç- ları, — dedeninkini — andırıyordu. Gölge başka türlü olmaza, elbet aslına benziyecek. — Dede ile gölgesi konuştu- lar mı? — Nasıl konuşurlar aslanım? Dede, dede idi. — Onun gölge mnereden anladın? — Dede söyledi. Sokağa çıkıp ta önümüzde başka — bir derviş —daha görünce Dedeye sordum. Bu kim, dedim. Güldü, * Gölgem ,, dedil —Dede ile daha ne konuş- tunuz? — Seni konuştuk. — Çünki İmamın pençesinden kurtulur kur- tulmaz yine seni düşünmüştüm. Dede, iyi olduğunu ve bu gece düğün yaptığını söyledi. Düğün derdemez, içime bir ateş düştü. Seni evleniyormuş, sandım. Fa- kat Dede, bu düğünün başka benziyor- olduğunu K bir düğün olduğunu anlattı. İçime serinlik verdi. — Sonra? — Sonra Dede biraz daha ya- nima sokuldu, kulağıma eğildi. *Seni Ahmet Beye vermek - isti- yorum, rarı mısın,, dedi. — Sen ne cevap verdin? — Hastaya şifa soruyorsun, dedim. — Sahi, böyle dedin mi? — Aman aslanım, böyle söz B — göylenir mi?.. Şöyle bir güldüm, sen bilirsin, dedim. Sipahi Ahmet, bir dolu ça- nak dana boşalttı; — Kıssa bitti, dedi, fakat gece daha bitmedi. Biraz uza- nalım. Elele köşelerine doğru yü- | < T —— SON POSTA Ben İstanbula gidip ne yapacağım. Bunda doğdum, bunda büyüdüm. rürlerken durdu, başını kaşiya kaşıya sordu: — Dedenin gölgesi ne oldu? — Medrese sokağının ağzında kayboldu. — Nasıl kaybolur? Sen me- rak edip Dedeye sormadın mı? — Seni düşünüyordum. Göl- geyi görmüyordum bile !, Dervişin Sözleri Nasıl Çıkıyor? Gün doğarken, Yeniçeri Baki, Sipahi Ahmedin odasının kapı- sını tıkırdattı: — Uyan artık Dede seni bekliyor! rahmetlik! Filhakika derviş, yeni güveyle gelinin — çağrılmasını — istemişti. Onlar, avluya gelir gelirmez | bütün huvardalar haykırdılar ve | el çırptılar: — Ölüler ölüler gülüyor! Bu alkışla onların hem İbni Kemal hücresinden sağ çıkmala- rını, hem evliliğin - kendi zuum- larınca - bir nevi ölüm olmasına rağmen gelinle güğeyde görülen beşaşeti tesit etmiş oluyorlardı. Sipahi Abmet, karısile bir- Hikte doğru Dedenin yanına gel- di, yine birlikte diz çöküp onun ellerini öptü: yürüyor, ( Arkası var) ——— ——— Cenuptaki Kaçakçıların Kurnazlığı Meydana Çıktı ( Baş tarafı 1 inci sayfada) ihbar edenlere, her okka için 90 karuş ikramiye vermiş. Gel za- man git zaman, günün birinde mesele şu şekilde kendisini mey- dana vermiş ; Meğerse kaçakçılar Suriyeden (40) kuruşa aldıkları kaçak rakı- ları huduttan geçirip yakin bir yere depo ediyor, sonra kendileri gelip bu rakıları ihbar ederek okka başına 90 kuruş ikramiye almak suretile beher okkada 50 kuruş ticaret ediyorlarmış. Fakat Yunan Opera Heyeti Fransz — Tiyatrosunda Bu akşam sast 21,90 da LA BOHEME ROULETABİLLE SİYAHLI KADININ KOKUSU I filminde tekrar temsillerine başlıyor. | Müdürü Umumilik tetkik netice- | ginde meselenin farkına varmıştır. Sonra ikramiye miktarı - olika başına yirmi kuruşa indirilince her ay ihbar edilen kaçak rakı miktarı da birdenbire (200 - 250) okkaya düşüvermiş. Kaçakçıların bu kumrnazlığının meydana çıkarılarak — vaziyetin düzeltilmesinde Müskirat Umum Müdürlüğünün büyük bir hissesi olduğunu kabul ve leslim etmek bir hakşinaslıktır. SELÂHATTİN | Yarın akşam — Saat 21,30 da İş Adamı Kttt tanirki — ppi — |H gecesi, 6 Kânunusani MELEK sinemasında LİLİAN ARMAND BERNARD ile beraber senenin en AŞKA mükerreren görülecek bir filmdir. JANIR MARESE ve DİŞİ MAJİK SİNEMASINDA MİCHEL — SİMON'aa temelli Çarşamba akşamı HARVEY ve ANDRE ROAN eğlenceli ve şen temsilleri : TOVBE KÖPEK daha birkaç gün devam edecektir. BUYÜK TARİHİ TEFRİKAMIZ | Matbuat Cemiyetinden XTT PN NMK ÇA Kânunusani 4 : —- E. Muhsin Beye Cevap Muhsin B.in Gazetecilere Düşmanlığının Esasını Mütareke Devrinde Aramalıdır ( Baştarafı 1 inel sayfada ) Bu cevaplar sırasile dercolun- muştur: Hakkı Tarık Beyin Mülâhazası Matbuat Cemiyeti Reisi ve Giresun Meb'usu Hakki Tarık Bey diyor ki: * — Mülâkatı okudum. Yaz- nn umuml heyeti ara yerde kay- dedilmemiş — cümleler, kelimeler olmak ihtimalini hatıra getiriyor. Bununla beraber yazılı sözlerle kendisi de bir muharrir, bir mat- buat müntesibi olan san'atkârın gazeteciliği veya bülün gazeteci arkadaşlarımızı zannaltında bıra- kacak bir şey söylediğine hükme- dilemez. Muharrir “ Gazeteciler içinde de sahneye girip münase- betsiz. hareketlerde — bulunan kimse — tasavvur edemiyorum , diyor. Ertuğrul Muhsin Bey * On- ları ben bilirim, ben , cevabını vermiş oluyor. Görüyorum ki bu cevabı siz de, ve işte Nizamettin Nazif te bera- ber teslim ediyorsunuz. Muhar- rir arkadaşın ifadesini tasdik ile bütün — gazetecileri — maharririn dediği şekilde bir şey isnadı gibi kabul etmek — mümkün değildir.,, Ahret Şükrü Beyin Cevabı Matbuat Cemiyetinin İkinci Reisi Ahmet Şükrü Bey de di- yor kiz 2 “Şehir tiyatrosu ismini taşı- yan ve şehir bütçesinden aldığı tahsisatlaj yaşıyan Darülbedayiin Rejisörü Ertuğrul Muhsin Bey geçen akşam bazı gazeteci arka- daşlarımız. hakkında tecavüzkâr sözler sarfetmiştir. Ertuğrul Muh- sin Beyle gazetelerin arası mü- tareke esnasında Almanyada Türk milli haysiyetini Tencide eden bir filmde rol aldığı ifşa edildi- ği zamandanberi açıktır. Ondan sonra da Rusyada — rejisör- lük — yaptığını — iddia — eden Ertuğrul Muhsin Beyin bu id- diasının da uydurma olduğu ga- zeteler tarafından meydana çıka- rıldıktan sonradır ki gerginlik büsbütün artmıştır. Şehir bütçesinden aldığı tah- sisatla yaşıyan Darülbedayi reji- sörünün Türk gazetecileri bak- kında kullandığı bu tecavüzkâr lisanı tevkif için kullanılabilecek kelime sadece “ çirkin ,, dir. Etem İzzet Bey Diyor Ki: Matbuat Cemiyeti Kâtibi Umu- misi Etem İzzet bey de bu bu- susta bir muharririmize şunu &#öy- lemiştir: —“Matbuat Cemiyeti Umumi Kâtibi sıfatile bahsettiğiniz hâ- dise üzerinde — söylenecek söz yoktur. Türk gazetecileri teker teker memleketin tanıdığı ve kiymet — verdiği insanlardır. Bu insanları durup durup ta Ertuğrul Muhsin Beyin ağzından mı terkiye veya tebriye edeceğiz? — Şahsi kanaatiniz nedir? — Ertuğrul Muhsin Beyin ne :’ek No OCAK ARKADAŞLARI yakında: MAJİK'te sözlerine ne de kendisine hakik katen kıymet uatfetmek fuzuli bir meşgale olur. Zifos Ve Sobha Zifiri Bu mevsimde insan bir yer« den geçerkenj zifosa uğnyabilir. Bir saçak — altında yürürken paltosunun — üzerine bir soba zifiri damlıyabilir. İnsan ©o anda neyapabilirse, Ertuğrul Muhsin Beyin bu hâdisedeki vaziyet ve sözlerini de öyle karşılamak lâ- zmdır. Fazlası değmez. Türk efkârı umumiyesi gazetecilerini de, artistlerini de, Ertuğrul Muh« sin Beyide iyi tanır. En iyi hakem odur. Bırakın yine o hük- münü versin.., Romanya Rusgya Ve Biz Bükreş, 3 — Romanya harte €iye nezareti, Sovyet hükümeti- min bir Rus « Romen ademi te- cavüz misakı akti hakkındaki mü- zakerelerin — doğrudan doğruya alâkadar hükümetler arasında ic- ra edilmesi arzusunda olduğun« dan haberdar edilmiştir. Binaen- aleyh bu müzakereler Varşova vasıtasile olmıyacaktır. Bu müzakerat, her iki mem- leketin Türkiye Hükümeti nez- dindeki Orta ilçileri arasında- ic- ra edilmektedir. Türkiye Hükü- meti, şimdiye kadar Rusya ile Romanya arasında mütevassıt va- zifesini ifa etmiştir. Romanya Hükümetinin, (Fransa Hükümeti- nia telkini ile müzakerelerin Pas riste cereyan etmesini istediği söylenmektedir. Ancak Sovyetle- rin tevabı henüz Bükreşe gelme- miştir. Hali hazırda müzakeresi cereyan eden Fransa - Rusya ve Lehistan - Rusya ademi tecavüz misaklarının Kellog misakından ve Litvinof protokolundan daha kat'1 sulh teminatınmı ihtiva ede- ceği zanedilmektedir. Bu misak- lara imzalarını koyacak — olan devletler, bilhassa arazi tamamis yetine riayet etmeyi ve araların- dan birine karşı tevcih edilecek bir. ittifaka iştirak etmeyi. ve birbirlerine hasmane harekette bulunmayı ve mali, iktısadi mu- kabele bilmisillerde — bulunmayı taahhüt edeceklerdir. 1 Finlândiyada İçki Serbest Helsingsfors 3 — Finland« yada içki memnuiyeti hakkında müracaat edilen arayı umumiyenin şimdiye kadar verdiği netice şudur: ' Memnuiyet taraftarlar Hafif şarapların ,, Mmnuiyet aleytarları Şu hale göre içki me kalkmak icap ediyor. İRTİHAL Girit eşrafından Servaki Musa Beyin kerimesi ve Estern telgraf Şirketi Başmemurlarından Kasım Zade Hasan Beyin refikası Ha« mide Hanım muztarip bulunduğu bastalıktan — şifayap olamıyarak vefat etmiştir. Cenazesi bugün saat 13.12-ta Şişli son istasyon Hacı Mansur sokağındaki 69 Na hanesinden — kaldırılarak namazi ikindi vakti Teşvikiye camiinde kılınacaktır. (335) bie (7) » (350) , ıu.