23 Kasım 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

23 Kasım 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— ———” ŞAĞ e L ÜRLL L AA NDN CT e S — — g— “SON POSTA ehice Kadınefendinin Saraya Getirilmesi Cidden Bir Mesele Olmuştu Kadın, Ölümden Sonradir Kiî3; Ziyarete Muvafakat Etmişti NAKILİ: ZİYA ŞAKİR Her hakkı mahfuzdur — 148 — — Neye yemin etmedin? O, derhal cevap verdi: — Meşrutiyete sadakate dair. Ahvalin nezaketini düşüne- rek bu sözden çok mütehayyir oldum. İçimden: — Ne garip adam, acaba ne maksatla yemin etmemiş. Dedim. Ve derhal kendisinc: — Yemin —etmemiş iseniz, © size ait bir meseledir. Cevabı- ni vererek bahsi kısa kestim... Acaba Sait paşanın bundan maksadı ne idi?.. — Abdülhamidi imtihan etmek, Meşrutiyet hak- kındaki fikrini öğrenmek mi, yoksa onu Meşrutiyet aleyhine bir harekete sevketmek mi?... Abdülhamit, sözüne devam ettir — Kendisini azlettim... Ah... Ah... Ben her ikisine de nekadar iyilikler ettim. Sait paşanın ol- sun, Kâmil paşanın olsun oğuk larına, kızlarına, hatta büyük ak- rabalarma ve adamlarına birçok lütuflarda bulundum. Ben, öyle bir adamım ki, kimden cüz'i bir iyilik görsem, ilel'ebet onu unut- mam. Halbuki — onlar, ufak bir meseleden dolayı bütün bu iyi- liklerimi unuttular. Bana karşı küfrani nimet ettiler.!. Ne yapa- hm.. Allah zülintikamdır. Ben de onlarla yarın ahirette, Allahın huzurunda hesap görürüm. Allah, âdildir. Dedi ve sözü kesti. 20 Mart 380 Bugün Abdülhamit, dizlerinde bir ağrıdan şikâyet ediyor. Bunu romatizmaya atfettiği için ( Aspi- rin) aldı. Artık yavaş yavaş şikâyeti arttırıyor; bugün de yine: — Rasim Beyi Enver Paşaya gönderdim. Kendisinden ( yani Enver Paşadan) bazı şeyler- iste- miştim, © zavallı elinden gelse yapacak. İhtimalki biradere söy- lemiş.. İstizan etmiştir. Demek ki hâlâ cevap alamamış.. Ben ma- kamda iken onlara böylemi ya- piyordüm. — Onların — her umur ve hususunu düşünüyordum. Halbuki onlar, benim ehemmi- yetsiz bazı istediklerimi günlerce tehir ediyorlar. Dedi, 17 Mart 330 pazarlesı Saray altüst oluyor. Her ta- rafta, herkesin simasında büyük Sait Paşanın en son resimlerinden biri Sarayın sükünetini altüst eden bu mühim hâdise, şu suretle başladı : Bugün saat bire geliyordu. Sarayın — rıhtımına bir. istimpot yanaştı. İstimbottan evvelâ polis müdürü Bedri bey rıhtıma atla- dı. Üsülen nöbetçi zabitile gö- rüştükten sonra, Sultan Reşadın musahiplerinden — Nazif ağanın refakatinde — olarak istimbottan üç kadın çıkarıldı. Nazif ağa bunlardan birine karşı hürmetkâr Şaziyetler —alıyor.. — İstimbottan çıkarken koluna giriyor.. Yanın- da giderken ellerini kavuşturu- yordu.. Mümtaz ve sehhar güzel- liği, levent — endamı ve şahane vakarile mukavemet edilmez bir cazibeye malik olan bu kadın, Bebice kadmefendi idi. Diğer — Evet.. bakikaten tuhaf.. bakalım.. şimdi iş anlaşılır. Diye cevap verdi. Selâmlık kapısından saraya girdiler. Mabeyin dairesini geçti- ler. Harem kısmına gelir gelmez, Behice Kadınefendi pembe salona alındı. Gördüğü barit muameleden gittikçe hayret ve taaccübü ar- tan Behice Kadınefendi, işte o zaman vaziyeti anladı. Ve: — Eyvah, beni tuzağa dü- şürdüler, t.,lf ağlamıya ve haykırmıya başladı. (Arkası var) Galatasaray Lisesi Müdürlüğünden: 1 — 1931 - 1932 ders yılına ait ikinci taksit tedris ücretlerinin tahsiline ikinci teşrinin 23 üncü pazartesi gününden itibaren başlanacak ve muamele birinci kânunun ilk haftası nihayetine kadar devam edecektir. 2 — Talebei asliye meyanında mukayyet “""'l"', hasebile kanuni tenzilâttan birinci taksitte istifade etmiş olanlar tenzilâtın müstenidatı olan resmi vesaikı her taksitte ibraza mecburdurlar. 3 — Talebei asliyeden yüzde yirmi tenzilâta tâbi olanlarla kardeş olarak devam etmelerinden dolayı kardeş tenzilâtından istifade edenler ikinci taksit ücretlerini tayin ve temdit edilen ——— ŞARK YILDIZI Sayfa N Holivuta Nas;I Kaçtım.. Yıldızlar Arasma Nasıl Karıştım? 17 YAZAN: Selma Z. Holivuda geleli bugün tam Üç ay oldu. Artık, bu (İkiyüzlü belde) yi eni konu tanıyorum. Ve tanıdıkça da önümde açılan ku- yunun, tasavvur - ettiğimden çok derin olduğunu görüyorum. Bir taraftan; rengile, kendine mahsus nağmelerile, servet ve haşmetile göz kamaştıran Holi- vut, diğer taraftan doymak bil- miyen bir canavara benziyor. Bu ganavarın a giren namüte- nahi hırbı=,ıkıı=ııl'ık bir boş- luğa yuvarlanıyor ve.. yok oluyor. İşte, Holivutun içyüzü... Etrafımda yüzlerce, binlerce genç ve dilber kadınlar, kızlar görüyorum ki, sefaletten ve ıstı- dayanarak uyumıya çalışan bu zavallılara bakıp ta merhametle titrememek kabil değil. Bunların çoğu, şüphesiz benim gibi aklına ve ihtirasma uyan macera pe- restler. İşte bunlar, şimdi burada lüzüumsuz — cür'etlerinin acı aci cezasını çekiyorlar. Bazan bunların arasına karı- şıyorum. Servet ve saadete karşı çektikleri hasretin elemlerini çok yakından tetkik ediyorum... Bin- lerce dolarlık lüks otomobillerine ilâhi bir haşmetle kurularak ge- çen sinema yıldızlarının arkasın- dan derin bir kin ve gayz ile bakan bu zavallılar, açlıktan sız- hyan midelerinin üstüne yumruk- TJarını sıkı sıkı bastırırlarken, göz- lerindeki Ümit yine sönmüyor.. Kalplerindeki aşk, yine ölmüyor. thaneye gittiğimiz zaman, ekserisi avam ve fakir mahalle- lerinde oturan arkadaşlarımızdan hergün feci ölümlerin, korkunç intiharların hikâyelerini - dinliyo- rum, Böyle birkaç vak'a işitme- iğim hiçbir hatırlamıyorum. gııîlın çlşüzınl:ıle, kalbimin bir noktasının yavaş yavaş nasırlan- mıya hissediyorum. Evvelce sevmediğim - terzilik, şimdi bana dünyanın en kıymetli bir san'ati gibi geliyor. Kendi kendime diyorum ki: — Anlıyor musun, Selma ha- nım.. Yavaş yavaş bu hayata a- lışmaktan — başka çare — yok... Elindeki minimini iğaeye dört elle sanl. Şimdilik yıldız, mıldız olmayı o mübarek kafandan ç- kar. Şöylece kendi halinde, akıllı uslu, hamın hanımcık bir dikişçi kızı olmıya çalış. Vakıa, o güzel parmaklarının ucu, iğnelerin bat- masından biraz detik deşik olu- yor.. Sabahtan akşama kadar iki büklüm olup dikiş dikmekten o, İlevent gibi vücudun biraz kamburlaşıyor amma... Doğru, çok doğru... Parmak- larımın delik deşik olmasına, sır- tımın yavaş yavaş kamburlaşma- sına rağ bu işe dayanmak- tan başka çare yok. Fakat.. Bu vaziyet biraz gü- lhî' değil mi?.., Dünyanın, ta, öteki köşesinden kalkarak, her tehlikeyi göze alarak, anacığımı babacığımı acılar içinde biraka- rak ve sonra.. zavalıı doktorcağı- zımı aldatarak buraya kadar niçin gelmiştim.. Bir dikişçi kız olmak için mi?.. Eh pekâlâ, böyle olduktan sonra memleke- timin, evimin.. ah © anacığımın ilik ve samimi kucağının suyu mu çıkıyordu ?... Tekrar — söylüyorum, bugün beni tehdit eden hiçbir tehlike . Fakat mubitim yine beni orkutuyor. Hemen Allah, enca- hayır eyliye... eeei (Arkası var) BUGÜN — 23 teşrinisani 931, Pazartesi, Rumi 10 teşrini sani 1347, 12 Recep 1350, GÜNEŞ — Doğuşu 6,56 Batışı 16,48 NAMAZ VAKİTLERİ — Sı- bah 4,59, öğle 12, ikindi 1431 akşam 16,48, yatsı 18,22. ALKAZAR — — Hint Mezan gea eeei Gözeparem'de, | müddet zarfında vermiyecek olurlarsa | Aruk bahta, tahhe. ihüras ve | ALERDAK — Ziklmilma gerek selâmlıkta ve batla mba- | Yerlerine pansiyon talebeden bu mahi- | tamamen değişti ExLar 'X AMEERe n izların dairesinde bile — küçül ç .l Z Vakta bugün beni tehdit | ELHAMRA — — Kuçük doktile İ küçük gruplar toplanmış, b"'"' yette oıanıarın naklı suret[ e talebeı eden bir lelıl.ık:_ yok. ’Allııb' razı | ETUVAL İ Mütehevvir ve bazan da mütcessir 3 M 4 olsun "Mıı Klark tan ki, beni _Mıı :':ıîâ:rı SiLeda İ tavorlara münakaçalar cereyan | asliye adetlerinin doldurulacağı ve Şizleyin — Slelyasine | yerleştirdi. | GEĞaYA ee eei e j' yor. . aTÜd * JA .. e b , — Şafak j N Pötün bunlara sebep, şehzade kendilerinin kanuni tenzilâttan müste- | myorum. / Yatacak yer ğ;ğ"î k — Trşla n | ureddin Efendini: ldesi 5 * . . ü MİL! — Merseyyar j Abdülhamidin asabi ve cüretkar | fit olmıyan pansiyoner talebe meyanına | Şizsiz Di kum bundun Te | oresa — Drkir” ! Zevcesi $ " o ola ğ tamamen - Yağsrn İlayal zevcesi Behice — kadımefendinin | g L Cağa İlân olunur. (3904) pet öldüpain gakdir | Üdeser MALE, — Yaşsun Tlayal j

Bu sayıdan diğer sayfalar: