ŞEN GÖNÜL —17- Hulâsa vaziyet; kız içinde, kabadayılar için de, Usta Bohor içinde tatsızdı, hep çehrelerini ekşitmişlerdi. Meyhanede ağır bir hoşnutsuzluk havası dolaşı- yordu. İşte bu sırada bir gürültü koptu, kapının önünde küfür sa- vuran sesler işitildi ve müteakı- ben ©o küfürler ve o velvele, pat- lamış bir gülle sağnağı gibi | kalı bi Bortsotara meyhanenin içine doldu. Gelen- ler —Edirne — Boslancıbaşısının adamları idi. O devirde Edirnenin inzıbat işleri, diğer vilâyet ve eyalet merkezlerininkinden — farklı bir şekilde idare olunurdu. Edirnede bir de büyük saray bulunduğu için şehrin inzıbat Gmirleri ara- sına o sarayın Bostancıbaşısı da karıştırılmıştı. Kadı, Ayaknaibi, Sipah Kethüda yeri, Yeniçeri çorbacısı, Muhtesip Ağa, Güm- rükemini, Haraççıağa, — Bedes- ten Kâhyası ayrı ayrı birer inzı- bat âmiri idi. Bunların herbiri ulemadan geçinenlerin, yobazların, askeri takımının, şehirlinin, esna- fın, tüccarın, Türk olmıyan un- surların kanunsuz hareketlerini takip ile mükellefti. Meselâ Kadı Efendi, bir Yeniçeriyi hapsede- mezdi. Yeniçeri Ağası da ulema- dan bir zatı tomruğa koyamazdı. Her âmir, bir sınıf halk ile alâ- kadar idi. Fakat Bostancıbaşısının salâhiyeti mutlaktı. O, — bizzat Padişah tarafından mansup ve doğrudan doğruya Padişaha mer- but olmak haysiyetile inzıbat me- selesinde geniş bir kudrete ma- likti. Hacıyı da, hocayı da, &i- pahiyi de, yeniçeriyi de icabında yakalar ve yakalatırdı. Meyhaneye girenlerin taşıdık- lari buratalardan bostancı olduk- ları anlaşılıyordu. Oraya gelişleri de' şüphe yok ki âmirlerinden aldık- ları emre müstenilli ve bir va- zife görmek içindi. Nitekim ilk hamlede Usta Bohoru yakala- mışlardı, apartopar (*| dışarı sürüklüyorlardı. — Zavallı Bobor, on beş azgın katır sında ka- lan zayıf bir sıpa bir 1âh- zada pestile dönmü Ne ağ- zımı açabiliyordu, ne elini kal- dırmak kudretini gösteriyordu. Sille ve tekme arasında köşeden köşeye atılıyor, etten bir top gi- bi sıçratıla sıçratıla kapıya sevk olunuyordu. Kabadayılar, ilkin hayret gös- terdiler. Bu saray adamlarının öyle küfür savurarak, Ç atarak meyhaneye baskın yapma- larındaki — sebebi — anlamadılar. Kendilerinin takip olunduklarına ihtimal vermiyorlardı. Çünkü son bir hafta zarfında kanunen ma- P) Apertopar tabirinin, — yazlımızda taammümü arzu olunur. Bu güzel wetli tabir, mürekkep bir maaifiildir. kipteki iki kelimeden biri aparmak, ge toparlamak mastarından alınmadır. g* Mar ması | Bizden alıp toplayıp sorla, İle kaka götürmektir. Çalyaka etmek, yakapaça- gö- ftürmek te ayal mefhumu — gösterirne de apartopar tabiri daha xzarif, daha luvraktır. * bilhassta daha kuvvetlidir. naralar | Çeneni bağlada yoldaşlara şarap getir!... siyet addolunacak bir harakette doğrudan doğruya meyhaneciye | | saldırdıklarını görünce Usta Bohor | için hükümetin bir ceza tertip et- l tiğine zahip oldular. Sersem Ya- hudinin belki vergi borcu vardı, belki kaçak şarap getirtmek gibi bir cürüm işlemişti. Bu itibar'a şöyle bir muameleye maruz kal- ması tabit görülebilirdi. Lâkin Bostancıbaşı, böyle meyhane iş- lerile Uuğraşmazdı. O, mübim maslahatlarda nüfuzunu ve kuv- vetini kullanırdı. Daha doğrusu Kadı mahzarlarının, sipahi oğlan- larının kolaylıkla beceremiyecek- leri -hamleleri deruhde - ederdi. Binaenaleyh miskin bir meyhane- ciyi tutmak, hapsetmek için on beş bostancının harekete geçmesi tahaftı. Eşeği bırakıp semerini döv- mek kabilinden olan bu hareket sipahi Ahmetle — arkadaşlarının dikkatini celbetmekle — beraber vaziyetin — garabetile — alâkalan- dılar. Usta Bohoru dayaktan kur- tarmayı düşündüler, Çünkü o, kendilerinin himayesi altında ya- şıyan bir çıfıtçıktı. Her külfetle- rini sessiz bir tahammülle kabul ediyordu. Para istemeden şarap veriyordu, hesap sormadan ikram- da bulunuyordu. Bu büyük fe- dakârlığa makabil beklediği ye- | gine İütef, gu veya bu taarruza | | karşı himaye olunmaktan ibarelti. | Bu alâka da olmasa - on beş kişinin tek bir adama çullanma- sını kabul etmek, böyle namert bir manzara Önünde scesiz dur- mak, k Jayılar için müml değildi. bostancıların k dilerine vermedes, kelimecik sö) emiye — tenezzül etmeden uzta Bohora saldırmaları büsbütün sakil bir iş idi. Onlar, KEşıF KULU MAJİK Sinemasında Emsalsiz bir zaferle gösteriliyor. bu 'ni'ı PRENSİN Perde aralarında : meşhur Çingeneler | sille zlikle usta Bo- | SE> Yarın akşan ASRİ sinemada BÜYÜK GALA OLARAK ; Ş GİLBERT'in meşhur - öperetinden müktebee mühteşam ve şen bir eşer olan ÜÜ PAUL — RICHTER ve sehhar yaldiz. VİVİAN GİSSON — tarafından temsil edilecektir. Gayot Zengin Mizansan | ıüüz Kamaştırıcı Tahlu!arı NANDY'S RÖVÜSÜ emsalsiz temaşa ve hor . menzilesine — indirildiklerini tevehhüm elmişlerdi ve bu telâkki kanlarımı başlarına sıçıratmıştı. Sipahi Ahmet, Bütün arka- daşlarının kendi gibi düşündük- lerine, kendi gibi asabileştiklerine kani olduğu için istişareye lüzum görmedi, gür bıyıklarımı şöyle bir kıvırdıktan sonra oturduğu yer- den bağırdı : — Çıfıtı bırakın, yoksa birat- tırırım | O, kurkutucu bir sesle bu emri verirken zavallı Yahudi, kapı dışarı atılmıştı ve bostancı- lardan on ikisi, ellerini yatağan- larının kabzalarına koyarak, çuha şalvarlarının geniş ağlarını sallı- yarak kabadayıların - karşısında sıralnınışlardı. İçlerinden biri: — İyi duymadım, dedi, bir emriniz mi vardı? Sişabi Ahmet, kendi!lerine meydan okunduğunu ve taarruza uğrayacaklarını anladı. Buna rağ- men vaziyetini değiştirmedi: — Ne alâ, ne alâ dedi; dili- niz de varmış. Ben sizi yılıktan kaçmış, yahut dağdan inmiş hay- wanlar sanmıştım, konuştuğunuza memnun oldum. Diliniz gibi aklı- nız da varsa bizim çılıtı geri geti- rin, yerine oturlun, göynünü alın. Yoksa... — Ey yoksa? Bu müstehzi ıuılı'rı cevabı, Yeniçeri Bakinin: Ya Hayl nidasile patlattığı tannan bir sille oldu, Yapıştığı yanakta — deria — ve yanık bir iz bırakan bu mtithiş harbe — başlama — işareti olarak atılan keskin bir fişek gibi kabadayıları harekete getir- di ve meyhanede büyük bir boğuş şladı. uıılc;ıdclı yi ve ıılle aşketmek- soluna yumrul arkadaşlarına emir | le beraber yetiştiriyordu : (Arkas var) MAM' ZELLE NITOUCHE FLORİDOR'dur. filminde — Celestin FLORİDOR CELESTİIN'dir. ve CELESTİN büyük Fransız komiği RALMU dur. İNT METRESİ ASSO ve JANA (Fotoğrafının dercini - istemiyor) | | BU D İçli ve sak K et Dünyamn en hassas en Cekitt bi hareket eder, ve ayda bir dakika bile güler, çabuk ahn | farketmiyen- saati | hdır. " Küçük şeyleri büyültür, | n kendini üzer. Cömertliğe müte- mayildir. B 107 M. SERFİRAZ BEY: Derli toplu ve işgü- zardır. Menfa- ni müd- r, - ihmal Resminizi Bize Gönderiniz, * * Size Tabiatinizi 109 ALİ HİKMET BEY: Sokul- gan ve uysal- Herşeyi | Söğyliyelim... 114 A. NUSRET BEY: Becerikli . ve sokuülgan- ) dir. Arkadaş- anlamak ve | © hğı sıkmaz, tecessüs etmek | geçim — husu- merakındadır. Ö sunda uysallık M enfaatlerine | gösterir. Söz karşı fazla ) söylemekten hırs göster- ©| sıkılmaz. Acul mez, ve baş- İ konuşur ve kalarını mah- | konuşacak bir rum etmemi- İ mevzu bulur. ye mütemayildir. B 15 MUHARREM BEY : Mahcup, 104 SUAT BEY: Samimi ve uy- g çekingen — ve saldır. Gürül- | alıngandır.Ça- Ş tücü ve kav- © buk müteessir N gacı ğeğild.ir. ve münkesir Teşıll'kît ve olur. — Kadın KA LT İ he ve heyecar berler K cadeleyi davet kayt kalmaz. ) edecek teşeb- Şıklığı — ihmal büslere rağbet etmez. etmez, parayı . 14 SABRİ BEY: Ağır başlı, ve sakindir. Ken- dini gösterici 111 EMİN BEY: Kendini göste- rici faal hare- b ıılııtl::ın. ketlerden müç- m e ; müç- | teniptir. Çok Tenloti eniptir. Şar- söylemez, şar- ee latanlık yap- maz, — Kızdığı DAm A, daha zaman tok ziyade tutuk- sözlü olur. tur. Arkadaş- İntizam kuyu- larının - teklif- İT dâtısı ihmal lıle.ı'ıı:ıı uysallık gösterir, dikbaş- eder. E B 113 İZRAEL EFENDİ: Nadiren NACİYE HANIM: (Üsküdar) güler ve ne- (Fotoğrafının dercini istemiyor ) şelenir. Ciddi Gürültücü, neşeli ve. şakacıdır. ve vakurdur. Bir odayı yalnız başına doldurur. Sert muame- Sonra söyliyeceğini evvelâ söyler. leye mukabe- Sözleri batmaz, ikramcıdır. leye temayül 5 eder. Menfa- 112 CELÂL BEY: Hayalperestir. SN G Bir iş Üzerin- y ü ea müde raf etmez. Her ı!’!’â%% det israr ve kese gelişi gü- : sebat etmek- ten sıkılir, te- ÖĞÜ 1 TAHLİL KUPONU nevvüü sever. A Çabuk — kızar | a n v a 1 ve hiddeti ge- .um.ııî:" 12 V' ' çer, hazimkâr Kati nn B A beğldir. Bi P çree e şeyin iç yüzü- zevabire uysal- nü tamik etmez; Hangi svallere cevap hk gösterir. ; almak istiyar ? NACİYE HANW KERİMESİ: Fotoğrafı intişar ede- cek mi? edemerz. Para- yı israfla sar- fetimez, tasar- ruf — etmesini bilir, Elbisele- | rini hüsnü is- timal eder. Atak, gürültücü ve kavgacı de- ğildir. Iî sene için Ü 21929 senesi Barselen — Bi * meşherinde — birtnciliği lı.ııırmn(ır pr f # atların ehveniyeti ve saatledir zafal bilhassa dlıu markaların levk ndedli"” Türkiye için umum! Deposu: VAHE UTUCIYAN İstanbul Sultanhamam No. 32