İABDULHAMİ lae DİN $ : Ai LA Saltanat Hırsı SON POSTA O kadar Müthişti Ki Bin Bir Tehli- ke Onu Yerinden Ayıramıyordu NAKLEDEN: ZİYA ŞAKİR . ... 108 (Her hakkı mahfuzdur ) — Bakınız bir vaka daha ak- hma geldi. Bir gün henüz yemekten kalkmıştım. (Harem) tarafından — vaki olan bazı Maruzata cevap verirken bir- denbire bir silâh patladı. Ben, bu gilâh sesini, nöbetçiler- den birinin silâhının kazaen âteş aldığına hamlettim. Fakat bir iki saniye sonra, arka arkaya silâh sesleri gelmiye başladı. Hem silâh sesleri geliyor, hem de Harem dai- resine takarrüp ediyordu. Bu suretle sekiz on kere silâh patladıktan sonra sonra ses kesildi. Hemen müsahipleri koşturdum — ve — sordurdum. Meğer - İtalyan olduğu son- radan Aanlaşılan bir adam, nasılsa (Koltuk kapısı)ndan içeri atlamış. Önüne — gelenlerin Üzerine rüvelverle ateş ede ede Mabeyn dairesinin arka- sından dolaşmış. ( Harem Ka- pısı) ma kadar yaklaşmış. Tam kapıdan içeriye dalar çağı — esnada, silâh — sesine koşan yaverlerden biri tara- fından atılan tabanca kurşunile beyni parçalanarak yere yuvar- Yanmış... Bu adamı öldürdükle- rine çok canım sıikildi. Fa- kat öldürülmeyi de haketmişti. Kendisini — öldüren yaverle beraber dört — kişiyi — ya- ralamış, iki kişiyi de &- dürmüştü. Ne ise.. Sonra tahkikat yapıldı. Bu adamın da bir İtalyan anarşisti olduğu ve saraya girip çıkan ban ecnebiler vasıtasile — sarayın yollarını öğrendiği anlaşıldı. Bu #adamı öldürmekten zi- yade tımarhaneye koymak lâzımdı. Çünkü yaptığı İş te gösteriyordu ki, bu adam sağlam akıllı bir mahlük de- ğildi... Abdülhamit durdu. Sigara- sını, kaln kristal tabağa bastırdıktan — sonra elini hafif hafif sallıyarak; — Daba neler.. neler... Sa- rayda yangın mı yapmadılar.. Haremağaları biribirlerini mi öldürmediler.. Banyo ettiğim sulara zehir k mı istemediler... Emin olunuz ki hiçbir hükümdar benim kadar hayat tehlikesine maruz kal- Mamıştır. Eğer benim yerime de bir başkası olsaydı, ya, ödü kopar ölürdü, yabut ta: — Lânet olsun böyle sab tanata... Der, bir köşeye çekilirdi. * Abdülhamide bu uzun sör- leri Söyleten sebebe gelince... U sabah gelen gııcleleıden evhar üN bütün hayatının “ğ,l'"" ve korkaklık ile geç- “k“nl yazmış. O da bunu Bun:':' müteessir olmu:. Ve ©O teessürle söyledi ı.:“'hk olmadığını anla'- istedi., . 1 Künunusanl 529 Sali cedidinizi - tebrik | Topçular enddesi. No. 164 suray İsrafatından: Abdülâzizin binlere: liraya Paristen getir- terek Beylerbeyi Sarayına koydurduğa (gazup aslan) heykeli ederim. Allah, cümlemiz hak- kında hayırlı eylesin... İnşallah yakında şu harp beliyesi de mündefi olur, milletin yaralı kalbi de biraz sükün ve ra- bat bulur. Ancak Abdülhamidin bu sözleri söylemesi Üzerine bu- gün senebaşı olduğunun far- kına varabildim. Abdülhamit, sözü eski zamanlardaki senc- başılardan, (Muharrem) bah- şişlerinden açtı. Sultan Mecit, Sultan Aziz devrindeki ihsan- ların bolluğundan bahsettikten sonra sözü saray masraflarına intikal ettirdi. — Pederim Sultan Mecit zamanında sarayın (Harem Dairesi) nin masrafı taham- mülfersa bir hal almıştı. Bu- nun önüne geçmek için ne mümkünse yaptığı halde bir türlü muvaffak olamıyordu. Bu hal amcamın zamanımnda da devam etti. Fazla olarak Amcam, saray masrafını âde- ta israf derecesine çıkarmıştı. Bilbassa (Mutfakj masrafı), ay- da kırk bin altın gibi büyük bir yekün tutuyordu. Merhumun iştihası pek ye- rinde idi Küçük bir ku- zuyu kâmilen yediğini ben gözlerimle gördüm. Herkesi de kendisi gibi iştihalı zan- nederdi. Meselâ, küçük bir sayfiye olmak üzere yaptırdığı şu —- Beylerbeyi- — sarayının mutfaklarına bakınız.. Sarayın iki mislidir. Hoş onlar da yıkılmış, harap olmuş ya.. Ne ise.. Amcam, yedirip içirmiye bayılırdı. Hergün Sarayda en küçük memurlara — varıncıya kadar tablalarla yemek çıkar.. Bütün bendegân evlerine ak- şam sabah tablalarla yemek dı. Bari bu yemekler yense, ne ise.. Halbuki, Saray memurlarının Bnunfien sanki el dokunmamış gibi kalkardı. Sonra tablakârlar bunları .kıl- ürür saray haricinde buna satarlardı. Beşiktaş evlerde bir za- pişirmek âdet civarda şuna, civarındaki manlar y emek makama geçer geçmerz, Maliye nazırı Gıâip Paşa ile Hazinei hassa nazırını çağırdım. Bu israfa artık nihayet verilmesi hakkında onlarla görüşerek bir talimatname yazdım, Bu tali- matname mucibince, evvelâ saray| mutfağından dışarıya, bendegân — evlerine yemek göndermeyi menettim. Sonra da, saraydaki memurların umu- mi bir sofrada müştereken ye- mek yemeleri için sarayın alt Kati Bi üD a li ga. ettirdim. Bu tedbirlerle saray masrafını âdeta yarıya indir- dim. — Fakat — maattcessül, saray haricine yemek çıkma- || mas, hakkındaki mem- nuiyet — tamamen — tatbik edilememişti. Saray erkânının önünden kalkan yemeklerin bir kısmı, o civardaki fukaraya dağıtmakla beraber, pek oka> | dar bozulmamış olanları, yî_ne tablakârlar tarafından gizlice satılırmış. — Malümya, küçük adamlarla uğraşmak biraz güçtür. Onların beş on para kazanmalarına mâni olmamak için ben de pek sıkı takip ettirmedim. İyi bir fırsat zuhur etmişti. derhal sordum : — Hangi yemekleri sever- siniz efendim. Abdülhamit, şöyle daşll_ııü! gibi oldu. Hafifçe dudağını bükerek: — Hani, öyle fevkalâde sevdiğim hiçbir. yemek yok- tur. Kışın, tarhana çorbasını Et ve balıkların iskarasını — tercih — ederim. Beyinli pilâv hoşuma gider. Sık sık börek te ye- rim, Günde muhakkak beş altı tane, taze rafadan yu- murta içmeliyim. Benim en çok ehemmiyet verdiğim şey, yoğurtur. Yoğurt, başlı başı- na bir gıda olmakla beraber gerek Aasap, gerek — dimağ ve gerek kan üzerinde | çok müessirdir. Ben, önrümün | bu kadar uzun olmasında iki şeyin müessir olduğunu zan- nediyorum. Biri yoğurt, diğeri de banyodur. Ne zamam bir- şeye sıkılsam, ne zaman bir meşguliyetten fazlaca _yorul- sam, hemen yoğurt yerim ve derhal hali tabilye avdet ede- ©ü (Arkası avr) severim. * 01 Kemal efe:di: Tekidir. Kiralık #viniz dalrenla, odanız var mıdır ? Kiralık ev, arıyor musunuz ? Satılık galre, oda mi ünüz Satılık eşyanız var muadır ? a Anyor mutunuz? İşçi mi istiyorsunuz ? dişçiye — terriye İhtiyacımı var midir Aramak ve s#ormakla vakit geçirmeyiniz. Masraf etmeyiniz. (25) kuruşla bu işi yapabilirsiniz (16) kelimelik bir DOKTORLAR DOKTOR AHMET HANDİ Zührevi ve dahili hastalıklar. Yane: Beyoğlu. Tarlabaşı caddesi *lo. 145. Muayenehanet — Galata A eee el PARIS TIP FAKÜLTESİNDEN Merun Cit ve Zührevi hastalıklar mütehassısı Dr. BAHATTİN ŞEVKİ Kabul saatleri sabah sekirden akşam kadar — Babıâli | Meserret oteli karşısında No. 135 birinci kat. —95 yediye ;,;n Tıp Fakültesinden cildiye ve zühreviye mütehassısı Dr. A. LEBİP SELİM Sirkeci - Orhaniye cad. No, 7 | | Â Cumadan maada hergün sabahta akşama kadar. -— 38 —————L—LİLEL——M—M—.—-— — EMRAZI ZÜHREVİYE tedavi- hanesi — Doktor Aristidi Bey: Eminönü sabık — Karakaş Resminizi Biz | bul 1486 KOLONYACILAR —— MİS FABRİKASI MÜSTAHZERATI Kolouya, lavanta, esana, diş macunu, yağmız krem, pudra, sabun ve biryanr Tndir. — Mis müstahzeratını bir dela tecrübe edenler dalma ve dalma ondan ayrılmazlar. Her yerde bulunur. —4 SÜNNETÇİ KOLAY SÜNNET Ameliyesi için meşhur Halepli zade doktor Talip Beye beş gün evvelden baber verilmesi, Sirkeci Nemlizade hanı. Telefon — Istan- — TAKSİTLE KIŞ GELİYOR — Peşin ve veresiye fevkalâde şık ve ehven | giyinmek ister ve biraz da müş- külpesentseniz Babıali karşısında Şark terzihanesine uğrayınız. —0 e Gönderiniz, * * * Size Tabiatinizi Söyliyelim... oğghayrettin Kâzım bey: Tar- &ı telebbüs ve intizama riayet eder, süsü ve zarif eşyayı sever. His ve hayal mevzu- larına karşı h vardır. Maddi ve yo- rucu - İşlerden hazeder. Usul ve inti- mukabele edor. * Müşteki vazi- yet alır, hüsaü muameleden hoşlanır. * 106Cemil bey — Ağırbaşlı ve intizamperver- dir. Şıklığı ve | zarafeti ihmal © etmez, moda | kında renk © j vermek taraf- — ,tarı değildir. Hassas ve Leyecan veren mevzulara lJâkuyt kalmaz. * 160hüseyin Saffet Efendi: — Fotoğrafının dercini istemiyor — Uslu ve intizamperverdir. Herşeye karışmaz, — eşyasını ve kitaplarını hüsnü istimal eder. Arkadaşlarile iyi geçin- mez. Menfaatlerini yalnız nef- sine hasreder. 92 Sülegman bey: Ciddi ve vazifeper ver - dir. Usul ve nizam haricin- de mes'uliyeti üzerine alarak iş yapmaktan ve mes'uliyet- ten — çekinir. Çabuk asabi- leşir, fakat iğ- birarı ve hid- deti devamsızdır. İşlerini nce- le ile bitirmek ister, 147.Sülegman î'fındl: Sakin ve — sessizdir. y j Yaptığı işleri ':45 ilân — etmez, şarlatanlık | yapmar. Görzü pektir. — Tut- tuğu işl ya- bırak - rıda mar. 49Abdaullek sey: Hatırşinas P tır. Muamelâ- hoşlanmar. < © Aceleyi tercih öğe eder. Çabuk müteessir olur. İğbirarı — kin- BİZ ve devam- sızdır. Sözleri ve huzuru muünitini sıkmaz, gamli ve kederli şeylerden müçteniptir. 90 Cazibe Hanim: (Fotoğrafının dercini late Ev işlerinde mehı:'!“’ve muvaffakiyeti vardır. Başka- larının hususiyetlerine ve İş- lerine müdahale etmekten ve onları mevzubahs etmekten zevkalır. Çabuk kendini sevdirirse de ahbaplığı devamsızdır. | Han Asma kat Nao. 29 ân kâlidir. Her kelime fazlası için bir kuruş ilâve ediniz. MÜTENEVYİ ÖRÜCÜ HÜSEYİN — Yırtık, ive yeniği elbiseler emsaline İk eyrette bellisirz. örülür. Be- yoğlu İstiklâl caddesi Pasaj Az- navur No. 13 —1 PARAYA — İhtiyacınız varsa evinizin, J:uhınınlılı eşyasını en iyi fiatla alırız, yahut hesabı- mıza satarın 9 12 . aranında Müracaat. İstanbul Dördüncü Vakıf GÖZ ve GÖZLÜK mütehassım T Fıkülteı_! göz hastalıkları myene ile gözlük satı- Ücreti — alınmaz. idiye caddesi 50 numaralı mağaza —- ANKARADA — genç veyüksek maaşlı bir memur ile valdesinden ibaret bir ailenin dahili hizmet ve idaresini deruhde etmek üzere 15 ilâ 35 yaşlarında bir hanıma ihtiyaç vardır. Ücret ve diğer şarait hususunda kolaylıkla uyu- şulabilir. Taliplerin vazık adres- lerini iki üç gün zarfında Son Posta (ANKARA) rümuzuna bildirmeleri. - Kgpîal_(— Dampingi Rusya Şimdi De Deri İstihsaline Başladı Rusya ıınkom;u' bir milyon köpek öldürmiye karar ver- miştir. Hükümet bu köpek- lerin derisinden istifade ede- cektir. Hükümet öldürülecek kök miktarını bir karar ile Rusyanın muhtelif yerleri için şu şekilde tevzi etmiştir: Leningrat (25) bin, ve se- fere (73) bin vasati Rusya 50 bin, Kazakistan (24) bin, Şimali Kafkasya (100) bin. Konyadaki Sergi Konya, (Hususi) — Burada bir ehli hayvan sergisi küşat edildi. Sergide (25) kadar at, inek, koyun, manda, ğ vardır. Atlardan yedise Arap, üçü Macar, diğerleri yerli cinslerdendi. Bunlardan birin- ci olarak seçilene (100) , ikin- ciye (70) ve üçüncüye (50) lira mükâfat verildi. Hüseyin Arabacı Açıkgözlüğü İzmir, (Hususi) — İhracat mevsimi hasebile yük ara- bacılarından — bazıları — fazla nakliye Ücreti almak için ara- balarına haddinden fazla yük yükletmekte ve havanlar çok zahmet çekmektedir. Belediye seyrüsefer memurları bu gibi arabacıları takibe başlamıştır. Arabalara fazla yük yükleten- lerden mühim miktarda nakti ceza alınacaktır. ON ÜÇÜNCÜ PATRON KUPONU Gazetemizde on beş günde bir vermekte — olduğumuz — Patrosu bedava almak — istiyorsanız, bu kuponu kesiş saklayımız ve 15 kupon toplayınız. — Patronlarımız" dan pek memnun olacaksınıt. Patronlar neşredildikleri gür den Wibaren İstanbal — karllarimiz bir hafta, taşca karllerimiz oa gün içinde kupanlarını gönde- melidirler, Bu müddet sanra kaponlar kabul edileres. aha “ Udit Ça belkr İRGÜNER KÂ A ee » dd ğ