Kari Gözile l Gördüklerimiz Bu Böyle Mi Olmalı? Bandırmadan yazılıyor : Ak:ım Iıtınb’ııldıı gelecek bir arkadaşı beklemek üzere Tıhtıma inmiştim. Vapurun gel- mesi henöz bekleniyordu. Biraz sonra- Gülnihal vapuru bütün heybetile iskeleye yanaştı. Vapu- run kâtibi merdivende bekliyordu. Yolcuların çıkması için kapılar açılacaktı. Fakat daha — gemi merdivenini İndirmeden iskelede bulunan yirmi otuzu mütecaviz bir hamal ve şoför kütlesi vapu- run bordalarına tırmanarak içeri daldılar. Kâtip bunu gördüğü halde sesini çıkarmıyor ve aldir- miyordü; anlaşılan artık böyle şeylere alışmıştı. Bu sırada yolcularla hamallar ve şoförler arasında bir itişmedir oldu. Birçok gürültüler ve küfür- lerle henür uykularında bulunan bir kısım yolcuların İstirahatlerini selbettiler. İskelede bizimle be- raber bulunan bir Alman bu va- ziyete gülüyordu. Bu hareketler her nekadar doğru değilse de hamal ve goförler bunu idrak edecek kadar düşünmüyorlar. Bu harekete mâni olmak medeni bir vazifedir. Bu herhalde Seyrise- fain kumpanyasının nazarı dik- katinl ealip ve bhalledilmesi lâ- zamgelen bir mesele olsa gerektir. x * Adanalıların Bir Arzusu Cuma günü sant on raddele- rinde yeni gelen bir arkadaşıma Adana müzesini gezdirmek üzere müzeye — gittik müze kapıcısı bugün yasak, memurlar gelmez- ler diye karşıladı Halbuki halk — yalmız. cuma günleri tatil olurlar. Diğer gün- leri herkes İş! ve gücile meşgul olurlar, Bilhassa —memur - arkadaşlar cumadan istifade ederek müzeyi görebilecekken — maalesof cuma günleri memur bulunmadığı gibi yasak ta ediliyor. D. Cevaplarımız (Eram.. ) İmzalı mektubu gön- deren karimize: Paçavra ve müstamel elbise me- selesindeki neşriyatımız alâkadar makam tarafından nazarı dikkate alınmış, takibata da başlanmıştır. Nite! bu bususta sütunl. uzda etraflı tafsilât vermiştik. Paçavra hakkındaki — mütalcanız — şayanı dikkattir. Gün ve mrası geldiği zaman bu meseleyi de mevzuu- bahla edeceğiz. Şimdilik müfet- netlce rakla bekliyoruz. * Muhtar Bedi Beye: Artık hâdise mıştır. Başka bir fırsatta ynas- nızdan istifade edeceğimiz tabil- dir. Şimdilik dercini tehir etmiş bitmiş, kapan oluyoruz. î I —Ne çıkar, demede elini şaka: #ına koyup düşün. Bir îfıxa'";: | Hazan, bir. kılsız Gazanfer, | Küp Musa, bir Çengel Horir kimdir ? Donsuz, gömleksiz içerİ alınmış birer köle, değil mi? Onları yıllarca yediriyorlar, iİçi Tiyorlar, gidirip kuşandırıyorlar. Uyruklarına bir de “Sarayağalığın| fakıyorlar, bir vezir kadar pöl- ::I'Il'ıdnıjoılıv. Bu heramazdele, alyey lerin elğerparelerini boğmiya ğine tlyorlar, Dünyanın değiş- | aşka şabit mi ister? Banş Pteki amma, Toramanın ya- Mtin, “Ylemediğini sen — itiral dil | M Osun — vazında - övle | ları belirsi Dünyada feshdildi. Şimdi orada siyast hayat yeni bir safhaya, daha doğrusu müthiş bir intihap mücadelesi safhasına girmiş oluyor. Son gelen telgraflara göre, Başvekil Mak Donaldın aleyh- darı bulunan Amele fırkası şimdiden meb'us namzetlerini seçmiştir. Amelenin namzetleri beş yüz kadardır. İntihabata birkaç gün sonra başlanacak ve teşrinisaninin ilk haftasında da yeni Avam Kamarası açılacaktır. Dahilde bu mücadele henüz başlamak üzere iken hariçte de mühim bir hareket ilerile- mektedir. Hariciye nazırı Lort Rading Pariste Fransız nazır- larile başbaşa vermiş, âdeta *derdime bir çare bulunuz.,, Diyor. Pariste dahiliye neza- reti binasında yapılan bu mü- kâlemeler hakkında şöyle bir resmi tebliğ neşredilmiştir: Resmi Tebliğ “Bu sabah yapılan cihan vaziyeti ve bu vaziyetin düzeltilmesi için en münasip tedbirler hakkında tam ve açık bir fikir teatisine hasredilmiş- tir. M. Laval ile M. Briand Berlin seyahatleri hakkında lort Rading'e izahat vermiş- lerdir. Ayni zamanda M. Lavalın Amerikaya yapacağı seyahat te mevzuu bahsedilmiş, bu şera- itin bugünkü şerait dahilinde haiz olduğu ehemmiyet tama- mile takdir. edilmiştir. — İki memleket nazırları Fransız ve İngiliz hükümetlerinin arala- rındaki teması gayet sıkı bir sürette — muhafaza — etmeleri hususunda ayni fikirde bu- lunmuşlar, İngiltere ile Fransa arasında teyemmünen mevcut olan dostane mesai iştirakine eski haline bekası cihan vaziyetinin dönmesi ve — sulhün lehine olarak devam edilmesi lüzumunu tasdik eylemişlerdir.,, Bu - tebliğin çok açıktır. Alman - Fransız mu- kareneti İngilizleri kuşkullan- dırmışa — benziyor. — Fransız manası başvekilinin Amerika — seya- hatinin neticesinden de İngi- liz Nazırı bir almak emelindenir. hisse kullanmak gerekli. Yoksa herifi kuşkulandırırdık, şehzadeleri he- der ederdik. — Masum de yüreğim acımıyor değil. Fakat Toramanın — dediğine — bakılırsa ortada iki sır var. Birini kabul davetlilere benim etmek İâzım. — Sence de yup - şehzedeleri Hünkârı - koru- göçürmek ml ünasip ? Müna Dalbudak - salmış, ek çağına geh eeT udk lız fidanları mı? z B ka yaprak açıp meyv miş ağaci — Ağaç lu i"îl(u,dunll gidermeli 9 Olup Biten Üddiseler Fransa - Almanya Dostluğu İngil- tereye KorkuluDakikalarGeçiriyor İngilterede Avam kamarası | Fransız Hariciye Nazırr M. Brland son Berlin seyahatinde trende bir gazeteci matmazele beyanat veriyor. Uzak Şa;l%t;Harp Japon Tayyareleri Çin Şehirlerini Bombardıman Etmiye Başladı Japon KaBiı:eş;îlsüfa Edecek Çin - Japon meselesine ge- lince, bu hususta son gelen telgraflar hayli şayanı dikkat- tir. Vaziyetteki gerginlik gün- den güne artmakta ve büyül bir. muharebenin bışlımı.ış özere olduğu anlaşılmaktadır. Son telgrafları şuraya sırasile | yazıyoruz: Pekin (Havas), 8 (A. A.)— 10 Japon tayyaresi Pekin - Mukden demiryolu buyundğ bulunan ve Mançuri Hükümeti tarafından muvakkat bir su- rette merkez ittihaz edilmiş istasyonunu olan Kintcheou | bombardıman etmiştir. Küll- yetli miktarda zarar ve hasar vukubulmuştur. Birçok kimse- ler ölmüş veya yaralanmıştır. Tokyo, 8 (A.A)— Mançuri- | deki Japon kuvvetleri kuman- danının — Chinchow taarruz etmiye karar vardiği söylenmektedir. Vaziyete hâkim bulunanlar Piri Halife, derin derin içini çektir — Anadolu muhasebesine şa- kirt olmak ister bir delikanlı var. Şehrt Mustafa derler. Hanl sık sık saraya da gelir. Hekimba- Şiyı görür tanırmısın? — Birar. — O, büyümüş te küçülmüş bir adamdır, akıl kumkumasıdır. Sanki anasından süt emmemiş te | ilim içmiş gibi birşey. Hangi bahsi açsan altından çıkıyor, ağ- zından cevahir dökülüyor. Geçen gün Hekimbaşının yanında rast- ladım, vicedan diye bir iç terazi- sini anlaıyordu. — (1) (1) Zeklsından, istidadından bahe solunan bu zat, meşhur Kâtip Çelebidir ki hikliyemizin c unda henüz göençti. Türk âlimlerinin en ileri gelen- lerinden biri bulunan Kâtip Çelebi - hi e a namilı ıf Musti Efen. klir » 1632 “tarikiade - Anadolu Muha- imiştir. Vefatı 1068 şehrine bu haber teeyyüt edecek olursa kabinenin derhal İstifa- sına — intizar edilebileceğini söylemektedir. Çünki böyle bir taarruz Japon kumandan- lğının hükümetten istizan et- meksizin harekette bulunduğu ve vaziyetteki vahameti art- tırdığı manasını — tazammun eder. Tokyo, 8 ( A.A ) — Japon kabinesi Nankin hükümetine şiddetli bir protesto notası verecektir. Japonya bu notasında Nankin hükümetini Japonlar — aleyhine mürettep usul dairesinde takip edilen hareketi - durdurmak için ya- pıilan müracaati is'af hususun- da ihmal gösterdiğinden do- layı Çini arttırmaktan yarın muahaze — etmekte vaziyetteki ve vahameti çekinmek — için Cenevrede — girişmiş olduğu taahhütleri yerine getirme- mekle itham eylemektedir. — Şebri Mustafayı anmanın Şimdi ne münasebeti var? Akıllı ise kendine, bilgiç İse yine kendine! — Ben bunak değilim ki «ö- | zün ucunu kaçırayım. Bir yakışığı var ki onu anıyorum. — Ne yakışığı varmış bakalım? Söyledimya, bu delikanlı bir iç terazisinden bahsediyordu. (O terazinin adı “vicdan,, imiş. İn- | sanlarla hayvanları ayıran en bü- yük alâmet te o lmiş. Hayvanlar, hazzalacakları şeyleri — yaparlı sonra yaptıkları — İşi unuturlar- mış. Fakat isanlar, yaptıkları işin hazzını, yahut elemini sittin sene taşırlarnış. Çünki hayvan- larda vicdan yokmuş, İnsanlarda varmış, — Her adamda vicdan bolu- nur mu imiş? — Şehri Mustafaya İnanmak lâzımsa bulunurmuş. Lâkin saç- taki Boya, gözdeki renk gibi Kadın Ve Kalp İşleri Kocalar, Biraz Da Siz Beni Dinleyiniz Kocalara Nasihatlerim Bu satırları, bugün yalnız kocalar için yazıyorum. Kocalar, evinizde saadetini- zi istiyorsanız beni dinleyiniz. Bir adamın hayatta neşesi ve muvaffakıyeti, evindeki ya- şayış şartlarına bağlıdır. Sabah kalktığı zaman — kahvaltısını hazır bulmazsa, kirli yakasını değiştiremezse, Ütüsüz elbise- sine Ütü —vurduramazsa, o adamın o gün bütün günü neşesiz ve sinirli geçer. Karısı hırçın, geçimsiz, gü- rültü patırdıcı kocaların bali acınacak bir şeydir. Onun için karısını ve evini neşeli bulmak her kocanın istediği ettiği — bir sandettir. Bu saadet sizin eli- nizdedir. Fakat kocalar ekse- kendi kendileri — hazır- idealize riya bunu bilmezler, felâketlerini larlar. Kocalar, evlilik hayatlarının başlangıcında karılarına karşı çok mültefit, çok imtinalı, çok düşkündürler. Her istedik. lerini yapmayı zevk bilirler. Fakat yavaş yavaş evlilik hayatı tabil haline girer. Ka- dın ikinci safa düşer, Hayatın bin bir derdi, erkeği evine ve karısına karşı ayni alâkayı göstermesine imkân. bırakmaz, Bütün gününü evde yekna- sak bir hayat içinde geçiren kadın, akşamları biraz eğlen- mek, hava almak, sevilmek ihtiyacındadır. Koca — bunu ihmal eder. Kadın günden güse Ihmal edildiğini, sevilmediğini — his- setmiye — başlar. lâkaydisi onu sinirletir. yekaasak, hayatı onu kuzdırır. Derken, © çok sevdi kadın, yavaş yavaş sinirli ve Evi cehenneme Kocasının Evin hırçin - olur. çevirir. Kocalar kaçarlar? Bu sualin cevabını araştırı- nız. Hep şu - neticeyi ve şu sebebi — bulacaksınız. Evde sinirli bir kadınla karşılaş- maktan korkarlar. Fakat bu hastalığın ilâcını evlerinden — niçin ( viedan da çeşit çeşit olurmuş. Geniş vicdan varmış, dar vicdan varmış, vesveseli vicdan varmış. — Bizim bahsimize bu bahsin yakışığı nerede? — Çeşidi ne olursa olsun bu vicdanlar; iç terazisi İmiş, İnsan« ların iyi, kötü fiillerini tartarlarmış. Bizde işini olur? — Hay Allah sana akıllar versin. Ben de birşey söyliyecek- sin, sandım. Yaşın kırka geldik- ten sonra Şehrl Mustefadan vle- dan dersi aldın ha. — Fena mı yaptım Hasan? — Ne fena, ne iyi Yalnız tuhaf. — Niçin tuhaf olsun. — Çünki vicdan dediğin şey, hak korkusudur. Hayvan, yalnız can korkusu taşır. İnsanlarda hak korkusu da vardır. Fakat Hünkâr işini, Efendiler şu teraziye koysak nice ceplerinde taşıdıklarını düşüne mezler. Hayatı — kendiferine zehir ederler. Binaenaleyh evinde, karını zın da, sizin de saadetiniz kendi elinizdedir. Karınızı ih« mal etmeyiniz. Onu evin yek- nasak hayatı Içinde boğmayı: mniz. Karımıza eğlence ve ha- yat temin ediniz. Evde büyük bir değişiklik görecek ve ka- rınızın derhal değiştiğini his- sedeceksiniz. Eğer karınız, sizin ona karşı lâkayt olmadığınızı, evi- nizden kaçmak istemediğinizi görürse, eski saadetiniz avdet edecektir. * Eatihte Tur Bey; “Aşk nedir?,, soruyor. Doğ- rusu tuhaf ve izahı güç bir sual. Aşk, elektrik gibi bir- şeydir. Elektriği de şimdiye kadar tarif edememişlerdir. Yalnız aşkı da elektrik gibi — tezahüratile anlayabiliriz. Baş- ka birisinin saadetini kendi saadetimizden fazla istediği- miz gün, o kimseyi seviyoruz, demektir. Her sevdayı bu mehenkten) geçirirseniz, hakiki olup olmadığını — anlamakta güçlük çekmezsiniz. Hanımteyze Hastalıklı Koyun Kaçakçılığı Birkaç gün evvel Adanada — şarbon hastalığı ile malül bir koyun kosilmiş, fakat baytar tarafından muayenesi esnasın- da hastalıklı olduğu anlaşıla- rak imha edilmek üzereyken kasap Tahsin mezkür koyunu parçalıyarak evine kaçırmıştır. Yapılan — toharriyat netice- sinde etler kasap Tahsinin evinde bulunmuş ve kasabın bu hareketi hayvan sağlık kanununa muhalif olduğundan müddeiumumiliğe verilmtir.? — -— TAKVİM Gün 31 -10Tş.evel - 9;31 Hat 158 Arabt Ruml 27 Cemaziyelev.3$0 | 28 - Eylll —» 1848 Sasakvasat? | vakıtrezani: vaail Güneş|12.26 / 6 Oıı.f &77 |12.01 İkindi| 9.32 İısaz Yatar hasak oAT <26 bu korku, geniş zamanlarda hükmü yürütür. Âşık, haktan evs | vel sevgilisini düşünür. Para des | lisi, haktan evvel altınını, gümüs | Şünü düşünür. Mansup budalası | haktan evvel, minderini düşünür. Hah korkusuna kapılıpta sevgis | lisini boşlıyan âşık, faizden vaz geçen tefeci, minderini bırakam mansıp ehli yoktur. O korkunun adını galiba vie- dan koymuşlar, fakat kıymetinl çoğaltamamışlardır.. Hem — sana birşey söyliyeyim mi? rl olmiyan şeyin vücudu da olmaz. Vicdanın yerini bana göz- terebilir misin? — Biraz evvel masum devlet Hlere acıyorum, diyordun. — İşti © acıyı duyan viedandır. İ — Acımak, bir şeyi hoş göre memek demektir. Bu da blir dük | şünceden başka bir şey değildir. (Arkası var) ——