(Her hakkı mahfuzdur) (Adalar denizi) nin sakin ve Mâcivert sularını yara yara ( Çanakkale ) ye doğru ilerli- Yoruz.. Bu seyahatten en sâf hislerle en çok memnun olan Âbit Efendi.. Hayatı görmiye Wıdılı gündenberi (Ordu ) nün elem ve kasvet veren duvarları arasında bü- yüyen bu talihsiz ( Osman oğlu), şimdi bu hudutsuz ufukların sâf havası içinde mest ve mes'ut.. Kıç güverte- sinde, küpeşteden küpeşteye koşuyor. Maddi ve manevi hürriyetin bütün zevkını ta- tıyordu. Gemide herkesi eğlendiren sevimli bir mahlük vardı. Bu da, yumuk yumuk bir ayı yavrusu idi. Gemicilerin büyük — itinalarla bir kedi yavrusu gibi terbiyc ederek tamamen munis bir hale ge- tirdikleri bu ayı yavrusundan Âbit Ef. pek hoşlandı. Gitti. babasına da anlattı. Esasen hayvanları pek çok seven Abdülbamit, Ayı yavrusunu görmek istedi. Yavru, Ab- dülhamidin de pek hoşuna gitti. * Bugün, sabah çayında be- raber bulunduğu damatlara diyordu ki: — Düşünüyorum.. Düşünü- yorum.. Aklım, havsalam, bu meseleyi bir türlü almıyor. Balkanlılar nasıl ittifak eder? Bu milletler, hilkatte bile biri- birlerine —dargın yaratılmış- lardır. Bunları — birbirlerine yaklaştıracak , birleştirecek Amiller zuhur ediyor, sebepler c€ereyan eyliyor da, hühümet nasıl bunlara lâkayt kalıyor.. size; — İstanbulda Rum patrikhanesi vardı; © yerinde duruyor mu? Şerif Paşa, bu mühim suale derhal kemali talâkatle cevap veriyor: — Evet efendimiz... t — Bir de Bulgar ( Eksarih- hane ) si vardı; o da düru- yor mu?.. — Evet efendimiz... —Allah, Allah... Bu iki ma- kam, senelerdenberi biribirinin kanıma susamış düşman gibi karşı karşıya duran bll İki müessese birdenbire biri- birinin kucağına atılıyor, bas rışıyor, dost oluyor da devle- tin nasıl haberi olmıyor? -— Birkaç dakika süren bu sükütu müteakip — Abdülha- Mit yine sözüne devam ediyor; — Şaşılacak şey... Benim bildiğim bu iki unsur arasın- da ebedi husumeti tevlit ve temin eden yegâne sebep, kiliseler ve mektepler mese- lesiydi. Bu mesele nasıl ka- pandı? Bu suale, Arif Hikmet Paşa cevap veriyor; — Efendimiz. — Hükümet, memleketin iki mühim unsuru İABDUÜLHAMİ İAbdülh olan Rumlarla arlar ara- :::lııki ihtilaf ve —husumeti kaldırarak bi- hassa Rumelide münazaata niha- yet vermek için mevcut mek- tepleri bir ta- rafa verdi, öteki tarafa da yeni- sini yaptırdı. Ki- liseler için de ayni — siyaseti takip etti. Abdülhamit, elindeki — çay fincanını tabağa bırakarak buna hayretle muka- bele ediyor; — © halde.. Desenize, biz felâkçti kencdi elimizle davet etmişiz... |Ya- zık, çok ya- zık... Aradan yine birkaç dakika süküt ile geçiyor. Abdülha- mit, bir yüdüm çay aldıktan sonra tekrar söze başlıyor; — Malümya, esasen Rume- lide çarpışan başlıca iki siya- set vardır. Biri, İngiliz, diğe- ri de Rus siyaseti.. Vakıa bunlar arasında biri de Avus- turya siyaseti vardır. amma, o, bizzat mücadelenin içinde gildir. Fer'ldir. desı“ makamda iken Rume- lide münazaaların şiddetlen- diği zaman dikkat ederdim; siyaset —cereyan ve tazyikı nereden geliyor?. Eğer Rus- geliyor da mülâyim — tutmak icap ediyorsa, hemen Bıılîıı eksarihi ile kapı kâhyasını bir bahane ile Saraya getirtir, bir ziyafet verir ve bir miktar da ihsanla taltif ediverirdim. Bir de bakardım ki derhal DF amit, Balkan Devlet- lerinin Türkiye Aleyhine Birleş- melerini Bir Türlü Anlıyamıyordu NAKLEDEN: ZİYA ŞAKİR . ... 92 Bulgarlar sükünet bulmuş.. Ortalık, süt limanlık olmuş... t, İngiliz siyasetini ok- î:ık uııl:ııdine. Rum pat- riğini çağırtır, onun da yüzüne güler, Rumları da böylece memnun ederdim. Fakat hiç- bir zaman, ikisini bir araya getirmezdim. Çünkü, Devletin umum! siyasetini ihlâl etmemek için patrikhane ile eksarihhaneyi biribirine — dargın yaşatmak lâzım geldiğine kanidim. İşte, ııııınb "k hl:h:: erdi ki, bu kanaatim! ::"hiç hata etmemişim. Çok iyi biliyordum ki bu ild.luııı- surun biribirile ıyıııınk .eı yerdikleri — gün, Rumelide | ÇI S. O. S Ercüment Behzadın — gürleri KTI ş.o.Nğ___lğ_g Beylerbeyi sarayının yalnız irade ile açılabilen deniz kapısı Osmanlılar için en büyük felâket başlıyacaktır. Abdülhamidin bu — sözleri, beni lürdü. Bugün bııım= " ğyelem " alükeilerin, bütün o otuz Üç senelik (ida- rei ma: t) — siyasctinden ileri geldiğini acaba düşüne miyor mıydı?... Abdülbamit, bütün bu gayri memnun un- surları, nişanlar ve _ibıınlulı uyuşturarak Her - işi pamuk ipliği ile bağlıyacağına onları cidden ve hakikaten memnun edecek ve Türk — unsuruna candan ve kalpten bağlıya- cak çareler bulsaydı, daha iyi etmiş olmaz mıydı?... ( Arkası var ) İranda Elektrik Tahran, (H..î:.ı ) — Bir Belçikalı şirket İran Hüküme- tinden Üç şehrin elektrikle tenviri ve iki şehirde de tram- vay tesisi için imtiyaz almıştır. Bu şirket ayrıca Tahranda da elektrikli tramvay yapacaktır. Kolera Kurbanları Bağdat, (Hususi) — İrakta IIkil:ı Sünıı ) koleradan Basrada şimdiye kadar (415) kişi ölmüştür. Yapılan bir is- tatisti; koleraya ya- kılınsınşıhyhde yetmişi kurtulmuşlardır. Şimdiye ka- dar Basrada (2905) kişi ko- leraya yakalanmıştır. Yeni Neşriyat S OB Ercüment Behzadın şüirleri çıktı. Tevzi yeri Sinan matbaası fiati 30 kuruş. AD İ ee Kiralık DOKTORLAR —— ——— DOKTOR AHMET HAMDİ Zührevi ve dahili hastalıklar. Hane: Beyoğlu. Tarlabaşı caddesi No. 145. Müayenehane: — Galata Topçular caddesi. No. 164 — —11 veŞ ni lr eee PARİS TIP FAKÜLTESİNDEN Mezun Cilt ve Zührevi hastalıklar mütehaasım Dr. BAHATTİN ŞEVKİ Kabul saatleri sabah sekizden akşam 'e kadar — Babiâli Meserret oteli karşısında No. 135 birinci kat. —102 Berlla Tıp Fakültesinden cildiye ve zühreviye mütehassısı Dr. A. LEBİP SELİM Sirkeci - Örhaniye cad. No: 26 Çumadan masda her gün sabahtam Akşama kadar —KS - GÖZ ve GÖZLÜK mütehasıısı Fakültesi göz hastalıkla : muavini doktor Fuat Az'- — Muayene ile gözlük sat - Muayene — ücreti — alınmaz, pı Hamldiye caddesi 50 mumaralı mağaza - — DİŞ TABİPLERİ — aa DŞ.TABİBİ CEMAL ZİYA prübaşı Eminönü han ikinci blfamı yediye kadar kartalarıı e kabul eder. : ııı_ı.ı SÜNNETÇİ KOLAY SÜNNET Aı:dl:yul ü :;. meşhur Halepli de doktor ip Beye be; BN rahdeşi ahai verilmzek Sl.ık':lı Nemlizade ham. Telefon istan- bul 1486 —2 Bey lır. eviniz dalreniz, Oodanız var tudır ? Kiralık w, arıyor musunuz ? Satılık Satılık eşy ni İstiyi muz dalire, oda KOLONYACILAR MİS FABRİKASI MÜSTAHZERATI Kolonya, lavanta, esans, diş macunu, yağar krem, pudra, sabun ve biryan” tindir. —Mis müstahzeratını bir. defa tecrübe edenler dalıma ve dalma ondan ayrılmazlar, Hor yerde bulunur. ——t1 KİRALIK — APARTIMAN | Aoası ANKARADA KİRALIK APAR- TIMAN — Çocuk sarayı cadde- sinde No. 136 —Apartımanın Gt katı, hava gazı ve saire vardır. Her zaman mağazadaki terziye müracaat. — SATILIK SATILIK BOSTAN — Koca- mustafapaşada Celâl Beyin Yeni- geşme bostanı, 12 dönüm arazi, eşçarı müsmire, ve bir alleyi geçindirir ikişer odalı Ikl haneyi havi bir bostan satılıktır. Gör- mek için yerinde, pazarlık için Lâleli apartımanları karşısında kahveci Ali Ef, vamtasile Celâl Beye müracaat. — MEMUR ve MEMURE İSTİYO. RUZ — İşinize, vazifenize halel gelmiyecektir. AYDA 90 LİRA kazanabilirsiniz, bize mektupla sorunuz, içine 6 kuruşluk - pul koyunuz. — İstanbal postanesinde 400 — üT var midir? anıyor musunuz? e e İşçi mi istiyorsunuz ? Aramak ve sormakla vakit geçirmeyiniz. Masraf etmeyiniz. (25) kuru (16) kelimelik bir ilân kâfidir. Her kelime fazlası için bir kuruş ilâve edin Sayfa 7 R Doktora, dişçiye — terriye Ahtiyacınız ve — salreye | var mıdır ? a bu isi yapabilirsiniz. MÜTENEVVİ ŞAYANI HAYRET BİR İH- TİRA — Bundan böyle kapıyı açmak zahmetinden kurtula: sınız. Ufak ve ucuz bir tertibat sayesinde her kaçıncı katta olur- sanız, düğmeye basınca kapı kendiliğinden açılacaktır. Pangaltı poliz karakolu karşısında No. ıg vai a e ei D ÖRÜCÜ HÜSEYİN — Yırtık, ve yeniği elbiseler emsaline Falk ımhlllı(ı örülür. Be- yoğlu caddesi Pasaj Az- navur No. 13 —8 öi öi n SAA ZAYİ — Hüviyet varakamı zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur. Tıp Fakültesinde 723 - MUKDİM ZAYİ — Seyriseferden aldığım 2688 numaralı otomobil plâkası zayi olduğundan diğerini alaca- gımdan aü olmadığı — ilân olunur. Mezkür otomobil sahibi Mukaddes Saip MEMUR VE MEMÜURE — | İşi Gaüraarian aP AD PARA KAZANDIRIYORUZ — İstanbulda, taşra — vilâyetlerde, kazalarda, nahiyelerde erkek İşçi istiyoruz, bize mektupla sorunuz. ine 6 kuruşluk pul koyunuz. kuma bilenler murac- caktır. iıîınbul posta kutusu 548 — —S İŞ ARIYORUM MEKANİK MÜHEN — Müsait bir iş arıyorum. Son Posta vasıtasile mühendis. Görgiyef. — Türk Hava Kartallarını Tanıyalım.. | Baş tarafı 1 inci sayfada| olamadı. Ta; , Ooradan »Baltık sahilinde Alman askeri deniz tayyarelerinin tecrübe we — tesellüm — komisyonunun :ıı!ıl;ıdıığı istasiyona nakle- ıh']l'ecllıe edildiler, — Fakat mgelen evsafı e- dikleri için ıeddduı&ılu'u..— Bahriye nezaretile muhabe- re neticesinde Alman bahriye nezaretinin de rey ve fikri alınarak İstanbula götürd müz tayyarelerin -bu müddet zarfında - daha ziyade tekem- mül edenlerinden altı tayyare sipariş edildi. Bunlar ikmal edilinciye kadar kısmen inşa- atı takip ettik ve tayyare karargâhlarile fabrikaları ge- zerek birçok tetkikatta Eıı— lunduk. Nihayet tayyarelerin inşaatı ikmal edilerek (2 nisan 332 ) tarihinde İstanbula gel- dik. Tayyareler de gelmişti. Kuruldular. Tecrübeleri yapıl- dı. İzmirdeki kolordu emrine verilecek olan Üç tayyareden mürekkep tayyare bölüğü ku- mandanlığına ben tayin edildim. İki buçuk seneye yakın bir zaman, buradan, Yunan ve İtalyan adalarına karşı keşif ve bomba taarruzları yaptık. Sakız adasına yaptığımız ta- arruzlarda bize Eırşı atılan topları mesafe yakm olduğu için bizim karargâhtan sayar ve sonra bize söylerlerdi. Bir pazar günü Sakız adasına yaptığım bir uçuşta limanda bulunan monitöre taarruz et- miştim. Râsıdım bulunan bah- riye yüzbaşısı Reşit Bey (şim- di Diyarıbekir tayyare park humandanı binbaşı) monitöre iki isabet temin etmişti. Buna rağmen — monitör bize baş tarafta bulunan otuz. buçuk santimetrelik topile mukabele ediyordu. Çeşme istikametin- de uçmakta — olduğumuzdan şarapnelin parçaları Çeşmeye düşmüş orada ti kıtaatı tarafından (olıı:::u bir ara- ya getirilmiş ve — bunların (30,5 ) luk top ;nerııilen' olduğu anlaşılmıştı. İzmirdeki fııl?y:tiılıiı ı:fıilıtı uzun Süre iyorum. Bu ırıc;:ı.*ı Alı:::ıym tayyareci- lik tahsil etmek Üzere yedi bahriye zabitinin ayrıldığı bil- dirildi. Bunların tabhsillerini takip ve nazaret etmek üze- re de ben memur edilmiştim. Almanyaya gönderilmesi mü- nasip görülenler yüzbaşı Sa- Kâhattin (şimdi tekaüt), yüz- başı Ahmet Ali (hava müste- şarlığında, binbaşı), yüzbaşı Ahmet Nuri (hava müsteşar- a, yüzbaşı lüsmen ölmir 3: binbaşı), yüzbaşı Ahmet Ali (Afyonda yüzbaşı) Hüsamettin (tekaüt), yüzbaşı Hayrı ( ecelile vefat etmiştir ) Beylerdi. 20 şubat 334 tarihinde hep beraber Almanyanın ( Kiel ) limanına hareket ettik. Bu münasebetle Alman zihniyet ve hodbinliğini îok iyi ifade eden şir misali kaydetmeden geçemiyeceğim. Hava talim karargâhında, zabitlerimizin — yetiştirilmesine Gebel isminde ve onbaşı rüt- pesinde bir uçuş — muallimi memur - edilmişti. Bu iş için de çifte kumandalı iki tayyare ayrılmıştı. Zabitlerden Rodoslu yüz- başı Ahmet Ali B. otuz altı uçuştan sonra yalnız uçabil- mek kudretini — kazanmıştı. Muallim, usuli veçhile raporu- nu verdi ve Ahmet Ali Beyin alnız uçabileceğini istasiyon mandanmı kidemli — yüzbaşı (Plüschov) a bildirdi. Fakat kumandan bu raporu kabul etmek istemiyor: — Almanlar iki yüz uçuş- tan sonra yalnız uçabiliyorlar, nasıl olur da otuz altı uçuştan sonra yalnız uçulabilir ? di- yordu. Maksadı, bir Alman ve Türklük mukayesesi yapmaktı. Demek istiyordu ki Alman- lar (200) uçuştan sonra tek başlarına tayyare kullanabili- yorlar, Türkler (36) uçuşla ayni mertebeye varabilirler mi? Münakaşa —büyümüştü. Nihayet müdahaleye mecbur oldum. Zekâ ve istidadın her- keste- bir olamıyacağını ku- mandana münasip İisanla an- lattım, muallimin mütaleasına benim de iştirak — ettiğimi söyledim. Nihayet istemiye, istemiye —uçuş — müsaadesini verdi. Ahmet Ali Bey de tek ba- şına yaptığı mükemmel uçuşla Alman kumandanını mahcup etti. Baltık denizi sahilindeki istasiyonda buna benzer geçen bir vak'ayı da yarın anlata- cağım. * Dün meşrettiğimiz hatıralar mü- nasebetile tayyareci Savmi — Beyin talebesi arasında bir resmini meş- retmiştik. Bu resimde görülen zevatın hepsi Savmi Beyln talebesi değildir. Urupta birkaç zat daha vardır İi bunlar da uçuş muallimleridir. Tavzih ediyoruz. Gazetemizde on beş günde bir vermekte — olduğumuz — Patrona bedava almak — istiyorsanız, ba kuponu kesip saklayımız ve 1$ kupen toplayımız. - Patronlarımız” dan pek momnun olacaksınız. Patronlar nöşredildikleri güm den İllbaren İslanbul - karilerimiz bir hafta, taşra karilerimiz on gün içinde kuponlarını gönder melidirler, Bu müddet geçtikten