KK Hİve Sadrazamı İslâm Hoca Sokakta Niçin Öldürülmüştü? YAZAN: M. KÂZIM Türkistanda bir — 83 — Bunara Hanının huzuruna kabul edildiğimiz günün fer- dası cuma idi. Hiveliler bu tatil gününden istifade ede- rek misafirlerin şerefine bir eğlence daha tertip ettiler. Evvelâ zurna ile köçek oy- nandı. Bu oyunu oymyan ço- cukların ellerinde beyzi birer demir halka vardı. Bu demir- leri sil gibi kullanıyorlar ve çıkan sesi çalgının ahengine uyduruyorlardı. Bu sırada - Nurettin Efendi elinde bir bardak ile karşıma çıktı : — Biraz boza içer misiniz? Bardağı alarak içtim. Fil- hakika bu; bozaya benzemiyen birşeydi. Sordum : — Deve sütünden yapma bir nevi içkidir, dediler. Yalan değil, hakikaten bu içki bana | hafif bir sikir vermiye baş- lamıştı. Binaenaleyh ikinci bardaği reddettim. Fakat burada bu deve sütünü sikir vermesi için değil, kendi tabirleri ile “dert- lere derman - olması,, için iç- mektedirler. Nitekim (Taşkent) te de kısrak sütünden yapılan kımızda zayıflığa ve vereme karşı büyük bir ilâç kuvveti görülmektedir. Zurna faslı bitmişti. Bunu karçek ile santur faslı takip etti. İçki ile çalgı Rusların pek hoşlarına — gittiği için gece yarısına kadar devam etti. Bugün Hiv: Hanı, Rus heyeti azasından her birine kabzası zümrüt ve yakut ile İşlenmiş, kinı altın kaplı bi- rer hançer hediye etti. Heyet azası bu hediyeler ile birlik- te sulh muahedesini de port- föylerine yerleştirdikten sonra geri dönmek arzusunu izhar ettiler ve Özbeklerin nezdinde bulunan bir Rus kadınını da bizim getirdiğimiz Türkmen kızlarına —mukabil yanlarına aldılar. Fakat ben programın mütebaki kısmını ikmal için | (Hive ) de kaldım. * Bugü cuma olduğu için na- maz kılmak üzere büyük mes- çide gittim. Yere hasır seril- mişti. Hasırın üzeri toz için- deydi, her gelen üfliyerek Gönündeki —tozu yanındakinin yüzüne püskürtüyordu; galiba mesçidin hâdımleri yoktu. Bu viran Allah yurdunda namaz kılanların Allah muini olsun, dedim. Namazdan sonra esbak Hive sadrazamı olan blıllıı hocanın — yaptırttığı l medresenin ın'::l'l ılıı,ro-ık lerini seyrettim. Söylendiğine göre bu zat | | öldürülmüş. | öbür dünyaya gönderilmiş.. TANBULDANI Özbek arabası sabık Hive Hanı İsfendiyar Han zamanında vezirlik ettij sırada birçok mektep, me rese, hastane yaptırtmış; mem- leketin imarına çalışmış, fa- kat herhangi bir teceddüdü hazmedemiyen kadıların itira- zına düçar olmuş, katli için fetva çıkmış.. Ve İslâm hoca günün birinde oğlu ile bera- ber arabanın içinde çarşıdan geçerken — İsfendiyar Hanın önderdiği memurlar - tarafın- âııı tutulmuş, arabadan - indi- rilmiş ve sokak ortasında Fakat bir müd- det sonra bizzat İsfendiyar Han da Eşimbay ile birkaç adamı tarafından aynı suretle (Mabadı yarım) — | Afyon Meselesinin Siyasi Ve Ticari İç- yüzü Aydınlanıyor (Baştarafı 1inci sayfıda) Pariste çıkan Figaro gaze- tesinde “Transuva Koati, im- zasile çıkan bir başmakalede İngilizler seksen senedenberi afyon kaçakçılığı yapmakla itham - olunmaktadır. Makale sahibi İngilizlerin haris bir ticaret siyasetleri neticesi olarak Çinin hercü- | merç olduğunu ve Fransanın da İngilizlere kapılarak takip ettiği yanlış bir hattı hareket neticesi Hindi Çin gibi kıy- metli bir müstemlekesini elin- den kaçırmamak — olduğunu söylemektedir. Mubarrir diyor ki; “Manço hükümeti zamanın- da Çine afyon ithali memnu idi. Buna rağmen İngiliz tüccar- ları kaçak olarak her sene Çine Hindistan yolile 22,000 sandık afyon —ithal —ederlerdi - ve bu suretle ( 120) milyon altın çekerlerdi. Günün birinde Kanton şeh- rindeki İngiliz depolarına Çin memurları tarafından vaziyet olunarak afyonlar kireç içine (âııtınlınılı suretile imha edil- İngiliz filosu — kumandam Mister Elyo bu vaka üzerine taarruza geçerek şehrin tah- kimatını bombarduman etti ve içeriye girdi. 1842 senesi bu iş Nankin muahedesile neti- celendi ise de Çin hükümeti afyon kullananlara karşı du- dak kesmek gibi şiddetli ceza tatbik etmiye başladı. ,, Makale sahibi bundan son- SON POSTA — Tayyarecilerimizin En Heyecanlı Anları ( Baştarafı 1 inci sayfada ) tam bir muvaffakıyetle han- gara dönüş,. İşte, beni seven dostlarımın kolları arasında en büyük ve mes'ut heyecanım. Tayyareci Sait Bey Anlatıyor İzmirde Kadifekalenin üze- rinde ve 200 metre yüksek- Hkteyim. Aklıma bir takla atma geldi. Tam başım yere amut bir vaziyete — geldiği sırada motörün gazini kestim. Fakat pervane “rap, diye durmaz mı? Yerden — yüksekliğimiz —az, tayyare ağır, yeri boylamak işten bile değil. Motörün bo- zulmaması için çabuk gaz veremiyorum. Bu — vaziyette motörün vazifesini yapmasile kurtulduğumu söylemiye ha- cet var mı? * Sonra geçen sene Adalar denizinde İstanbul - Brendizi posta tayyaresi yanmıştı. Tay- yarede (1300) kilo benzin var- dı. Nerede ise ateş alacaktı. Sekiz yolcu ile beraber deni- ze atladık. Suların içinde bile bu benzinin ateş alarak bizi balıklar gibi havaya savurabi- leceğini düşündükçe tüylerim ürperir. Pilot Basri Bey Anlatıyor Bir keşif vazifesinden henüz dönmüştüm. Kaçan düşmanı bombalamak için hazırlanan bir filomuzu düşman tayya- relerine karşı himaye etmek vazifesini almıştım. Filodan evvel havalandım. Çok yüksekten uçuyordum. Banaz üstüne geldiğim zaman Murat dağı istikametinde biri- birinden ayrı uçan iki tayyare gördüm. Daha evvel vazifeye itmiş bizim tayyareler zanne- gerek bütün sür'atimle Üzer- lerine gidiyordum. Birisi uzak- zaman, bunun, bir tayyaresi olduğunu işaretinden anladım. Hiç — düşünmeden üzerine saldırdım. O, birden !ori döndü. O kaçıyor, ben ovalıyordum. Elvanlar üstüne kadar geldik. Altımda, alev- ler içinde yanan köyler gö- rünüyordu. Asabım sarsılmış, önümde kaçanı da bu alevler içine yuvarlamak - istiyordum. Bu sırada benzinim bitiyordu. Çaresiz geri döndüm. Şimdi bütün emelim kendi hatlarımızı bulmak — ve tut- maktı. (4000) metre yüksek- likte idim. Düşman içine düş- memek için Kapaklı istasiyo- nuna döndüm, yere doğru sürünerek bir iniş moktası arıyordum. Kabalakla Banaz arasında ufak bir vadinin içine süzül- düm. — Kıtaatımızı gözümle görmüş, düşman içine düş- mek — tehlikesi — kalmamıştı. Ekini yeni biçilmiş bir tarlaya kondum ve yere atladım. iğimi gören beş, nefer birden bire atıldılar : — Gâvur herif, köyleri ya- karsınız, — Yukarıdan — gelir, bomba atarsınız, demin de bombaları atan bu domuz oğlu domuzdu! diyerek üzeri- me saldırdılar. altı Üzerime ayırdıklarını, neticede kendi yardımlarile rakibini mağlâp eden Tai Pings'in Afyon ser- bestisine müsaade verdiğini yazmaktadır. İşte, Türk afyonculuğunun bugün maruz kaldığı hücum perdesi arkasındaki hakikat- lerin iç yüzü, “Fransuva Koti,, nin verdiği şu izahatla tama- ra siyasi faaliyetlere geçerek İngilizlerin Misyoner teşkilâtı yapmak suretile Çini ikiye men anlaşılmaktadır. Mitat Nuri | kandırmak Şaşırmıştım. Üzerimde uçuş elbisem vardı. Geri kaçarak bağırdım. — Hemşerim. Ben zabitim, Türk — tayyarcisiyim. tayyaremdeki kırmızi bayrağa. Yüreği memleket acısı ile yanan Mehmede lâf anlatmak kabil mi? Hele, içlerinden en hiddetlisi bana dönerek: — Zor aldatırsı... Adam için — bayrak ta takmış, Siz türkçe de bilirsi- niz! Dedi ve tayyareyi sün- gülemiye başladı. Bir diğeri : — İrz düşmanı olan bu kâ- firleri — öldürmek — sevaptır. (Emme bunlar tayyarecidir, çok şey bilirler, kumandana götürelim ) dedi. Telaşla sırtımdan elbisemi çıkardım, Ünüformamı göster- mek istiyordum. Yine inandı- ramıyacağım korkusile önle- rinde Kelimei şahadet getire- rek bir defa daha müslüman oldum. Halleri birdenbire de- Kişti. Karşımda vaziyet aldılar ve birisi yüksek sesle: — Affedersiniz, Beyim, de- di zatınızı gâvur sandık. 'Mübadil Ve Gay- ri Mübadiller (Baştarafı 1 inci sayfada ) heyecan devam ediyor. Sene- lerdenberi kapıdan — kapıya, encümenden encümene, tah- kikattan tahkikata, ümitten ümide, zaruretten zarurete ve | sürüklenen | bir pul bile laşmıya — çalışıyordu. - Geride | kalanım yanına yaklaştığım | düşman | nihayet — sefaletten — sefalete bu — vatandaşlar hiçte tatmin edilmiş değildirler. Kimi var ki sözde sahibi | olduğu mülkün tapusu elinde, bankadan fakat bu bankaya gidiyor, senedin kendisine temin etmedi- ğini görerek eli böğründe kalıyor; kimi var ki Yunanis- tanda bıraktığı konağa mu- kabil burada aldığı kulübe karşısında, kollarını kavuş- turmuş, bakıyor ve acı acı gölümsüyor; kimi var ki elin- deki yüzde yirmi bonoyu kırdırmak için, ciğeri beş para etmez bir tefeci kar- yor, fakat metelik alamıyor. Bir taraftan da öğreniyoruz ki bu gayrimüibadil bono- larını toplamakla muhtelif ci- hetlerden — menfaattar — bazı müesseseler, bonoları yüzde seksen kırarak — alıyormuş. Yani bir gayrimübadil, hü- kümetten alacağı yüzde yir- minin yüzde yirmisini kabule mecbur oluyor, çünki müh- taçtır. Farzedelimki bir gay- rimübadilin hükümette — bin | lira alacağı var, bunun yüz- de yirmisi olan 200 lira için kendisine bir bono verilmiş. Bunun da yüzde yirmisi kırk lira eder. Demek ki bu gayri- mübadilin eline bin yerine kırk lira geçiyor. Bu rakam belâgatine bizim ilâve ede- cek bir sözümüz olabilir mi? Bu akşam ELHAMRA sineması Yeni sinema mevsiminin kü- şadı münasebetile GEORGES BANKROFT tarafından temsil — edilmiş tamamen Fransızca sözlü FIRTINA Hlmlnl irae edecektir. Bu filmde gi kadar görülmemiş derecede kuvvvetli, cazip ve coşkum denizden daha kuvvetli aşk ve sahnesi ektedir. tasvir edilmi x İlâveten : Fransız artisti ( LUCIEN NE BÖYER ) tarafından temell edil. miş " GÜLLERİMİ ALINIZ ,, Hümk Haşiye — Muhterem halkın mem- nuniyetini temin maksadile Elhamra şısında iğiliyor, boyun bükü- | Mektebin * Sorunuz, izi Seçmeden Bize x İzahat Alınız Son Posta Karilerin Mektep Müşküllerini Hal İçin Kendilerine Delâlet Etmektedir Çocuğunuzu hangi mektebe vermek istiyorsunuz? Bu sene tahsilinizi ikmal etmek Üzere hangi mektebe girmek istiyors sunuz? Gazetemiz gençlere ve ebeveyne rehberlik etmek Üzere bütün mektepler hakkında her türlü malümatı vermiye ama- dedir. Mektebinizi seçmeden evvel bize sorunuz ve girmek istediğiniz mektep hakkında bizden malümat isteyinir. Yalnız cevap için(6)kuruşluk posta pulu leffetmeyi unutmayınız. * İSTANBU ZİRAAT MEKTEBİ Yeşilköy civarında Halkalı'da küin leyli ve meccan! İstanbul Ziraat mektebine kaydü kabul şartları 1 — Türkiye tabaasından ob- malı. 2 — Orta mektep — mezunu bolunmalı, 3 — Yaşı 19 dan yukarı olma- malı (329) doğumlu. 4 — Çiftçi evlâdı. olduğunu vesalk ile isbat edenler tercihen kabul olunur. Müracaat edenler baraberle- rinde şu vesikaları getirecekler- dir. * 1 — Sâürl hastalıklardan salim olduklarına — dair — belediyeden tasdik olunmuş hekim raporu. 2 — Ortamektep (tasdiknama veya şehadetname ) 3 — Aşı şehadeinamesi. 4 — Hüsnühal mazbatası. Bu şeraitten maada mektebe Kaydi kabul , olunanlar idare ta- rafından verilecek bir taahhüt- ni suretin! — velilerine kabul ve Notere tasdik ettireceklerdir. Akal halde mektebe devam ede- mezler. MEKTEBE KAYDÜ KABUL MÜDDETİ İstanbul için eylâl 931 on beşine, taşralar için eylülün be- şine kadardır. vesikası | MÜRACAAT MAHALLİ Mektep İdaresine veya bulun- duğu mahallin — Ziraat müdür- lerine, * Beyoğlunda Bursa sokağında Zeki Komal Beye; Doğrudan — doğruya —Hukuk Fakültesi Riyasetine —müracaat ediniz. Vaziyetinizi anlatınız. ve Hise derecesinde tahsiliniz. oldu- ğunu İspat için İmtihan vermiye hazır olduğunuzu söyleyinliz. Size hangi derslerden imtihan edile- ceğinizi bildirirler. O derslere hazırlanır ve imtihani verebilir- seniz, şahadetnameniz olmaksızın da Hukuka girebilirsiniz. * Ankarada Hüseyin EK. ye: Hava Makinist mektebi hak- kında verdiğimiz Izahat küâfidir. O şeraite göre doğrudan doğru- ya mektep müdüriyetine müracaat ediniz. * Ortaköyde Âli Kaptan Ma- kinist mektebinde İ. Oğuz B. Mademki Adana Ziraat Maki- nist mektebinden mezunsunuz, burada İstanbul Ziraat mektebine girmiye çalışımız. Mektebin kaydü kabul şartları aşağıya yazılıdır. Mektep vesikalarınızı Vekâletten isteyiniz. Resminizi * Size Tabiatin 82 Yusuf Gabay Efendi: Zeki ve intizamper- verdir. Başka- larının — dedi- kodularına ka- rışarak - tehli- # ke ve müca- deleyi — davet etmekten müç- teniptir. Gü- rültücü ve kav- gacı değildir. İradesini müş- külâta karşı koyacak derece- de istimal etmez, * 89 M. H. bey: Fotoğrafının dercini istemiyor Hazır cevap ve olgundur, Herşeye müdahale eder, nasi- hat verir, herşeyden anlar iddiasındadır. Meselâ en iyi yemeğin nasıl pişirileceğini, güzel ve faydalı şeylerin ne- ler olduğunu ve nerelerde bulunacağını — tavsiye — eder, Çabuk ahbap ve Iâübali olur. Un ayak olmaktan hazzeder. Spor İçtimaı Bugün Mühim Bir Top- lantı Var İstanbul Mıntakası Merkez E>yeti Reisliğinden: Mıntaka Heyeti merkeziyesinin, Mer- kezi umum! reisi ve İstanbul Meb'usu Ali Rana Beyin hu- zurile 2 Eylâl 931 Çarşamba günü saat 18de aktedilecek içtimada İstanbul Kulüplerinin yaziyeti ve İstanbul ve Tür- sinoman yezl mevelm İçin flatlerini tenzil etmiştir. Paramount filmdir. kiyede Sporun inkişafı i almacak — tedbirler Bize Gönderiniz, * izi Söyliyelim... * 87 Münür bey: Sakindir. İşle- rini, mücade- le ve gürültü ile — görmek ister, — savruk ve — derbeder V değildir. Eşya- ni Bını — parasını hüsnü istimal etmesini bilir. Kendini gör ğ terici hareket- lerden müçtenî'pü:. 8I Bir Karilmiz: Neşeli ve mütecessistir . &| Orijinal — şey- Şleri fazla se- ver. İğbirarını çabuk unutur, süsten bazze- der, moda &9 cereyan larına tâbi — olmak ister, — kadın ve macera lâkayıt kalinak £ mevzularına istemez. İstanbul İkinci Ticaret Mah- kemesinden: Mahkemece iflâ- sına karar verilmiş olan Bey- oğlunda yeni yolda Vitalis apartımanında mukim Mark Vitalis Efendi tarafından tek- lif edilen konkordatonun mü- zakeresi — için — alacaklıların 26-9-931 Cumartesi saat 15te Mubakeme iflas odasında bu- lunmaları Tüzumu ilân olunur. —-i “cektir. Bu içtimaa mıntaka heyeti merkeziyesi azayı mün- tehibesile fenni heyetler rela- lerinin bizzat iştirakleri mer- cudur.