i SFNE No." 2650 VUNUS NADt1. Bîhtınnuıııumıu larvModa dairei mahsasa : İ s t a n b u ! Cumhuriyel««{! • Başmuharrir : 22366, . Tahrlr müdürü ^ 23238 204 7 a! Idare müdürü 22365. Matbaa fosta .Hv!ü!".:.ü!l»i£.~~1 Cumhuri Şehrîmizdeki Bolşevik amele ÇARŞAMBA 2 EYLÛL 1931 AEONE ŞERAtTİ HAfflÇ İÇİN i Seneligi ! 1400 2700 Sr.f! | 6 Aylığı [ 750 Kr.'j a 450 Kr.f\ < 3 Ayhgı \ 400 Kr.*!«800 Xr.fi § İÇIN ^"••»**" I MODDET: JTORKİYE ^ 5 Kurnştnr ^» NUshası her^yerde" TTTtt llll»Wfttlllll||*IUUjmJF Tahakkuk eden Bir rüya: Bizim memleket! ;....•^"BfjY^"'Rüyaya ınanır mıj KISMI î sınız. •.,,,.,. ,,...: Bana sormıymız: Ben ne inanırım, ne inanmam. Her halde kâinatın esrarına ait olarak insan ların bilmedikleri bildiklerinden pek çok olduğuna kaniim. Bu bahis çok uzundur, adeta sonsuzdur. Onu ge çelim de size hemen hemen aynile ta hakkuk etmiş gibi sandığım bir rüyamı nakledeyim: 922 senesi ağustosunun 30 uncu günü sabahı Ankara'da arkadaşım tbrahim Süreyya Beyin o zaman Çankaya'daki bağmda çok erkenden, henüz ortalığın ağarmağa başladığı esmer seher vaktinde uyanmıştraı. Kalktım. Dışarıya ayrı kapısı olan odamdan çıkarak bir müddet bağın ev civarlarında gezindim. Hatta aşçıyı kaldırarak bir kahve yaptırdım ve içtim. Böylelikle belki üç çeyrek saat, belki bir saat kadar vakit geçirdikten sonra henüz tam alın mamış uykumu ikmal etmek üzere tekrar yatağa uzandım. Uyumuşum. Bu uyku değil, belki vuzuh ve sarahatini ilelebet muhafaza edeceğim bir uyanıklıktı: Bir dağın yamacından mailen çıkan bir yolda daima yükselerek giden kalabalık ve ekserisi süvari bir kafilenin içinde imişim. Ben de süvari idim. Hayvanlar acele acele gidiyorlar, kafile hiç karışmaksızm mail yolun yılankavi yüksekliklerine tırmanıp gidiyordu. Bir arahk aşağıda, bu dağın eteğinde, fakat bizden henüz ve ancak bir kaç yüz metre uzak bir yerde bahçeli bir bina gördüm, siyah tahta parmaklıkla çevrilmiş bahçesinde aSır a£ır vürüyen fair tek adam geziniyordu. Bu bana yabancı bir stma değildi. Zaten bina ve bahçe de bana pek aşina göründü. Bu, An kara istasyonundaki bina ile bah çesi olmalı idi. Bahçede tek başına gezinen adam da Gazi Mustafa Kemal idi. Arkasında lâciverde yakın koyu mavi bir askerî palto vardı. Düsünceli bir tavırla ağır ağır küçük bahçenin boyunca gidip geliyordu . Derken dağın tepesine çıktık, ve oraya çıkmaklığımızla uzak ufuktan doğan parlak bir güneşin parıl parıl yaktığı uzun ve düz bir yol ile karşı karşıya gelmekliğimiz bir oldu. Genis ve düz yol güneşin akseden zi • yasile bütün imtidadmca sanki el • mas döşeliymiş gibi öyle parlıyordu ki göz bakmağa tahammül edemiyordu. Bu yolu görünce ben vaziyeti bilmiyorum niçin ve nasıl derhal ihata etmiş oldum, ve kafileye: Ben anladım: Sağa gidiniz sağa, orası bizim memleketin yolu, bizim memlekete oradan gidilir.. Sağa sağa!.. Diye bağ>rdım. Kafile sağa gitti. Onun ne kadar gittiğini bilmiyorum. Fakat çok geçmeden kendimi bir çok insanla beraber bir evde, bir evin bir odasmda buldum. Bu ev bahçelikler içinde bir evdi, ve öyle zannolunurdu ki bu bahçelikler ufuklara kadar ve ufukların ilerile rine kadar hep böyle gümrah yeşilliklerle uzayıp gidiyordu. O an için bu his ile meşbu idim. Etrafımdaki insanlar bir bayram sabahının bütün ilâhî neş'elerine garkolmuşlar gibi bir halde idiler. Anlasılan bir bay ram içinde idik veya daha büyük bir bayrama hazırlanmış halde bulunuyorduk. Tam bu esnada iki hâdise birden vuku buldu: Bir taraftan uzak u fuklardan başlıyarak gittikçe yaklaşan ve yükselen bir gülbank du yuldu. Diğer taraftan bulunduğu muz odanın içine Gazi Mustafa Kemal girdi. Demin gördüğüm koyu mavi ile lâcivert arasındaki palto sunu anlasılan dışarıda bırakmıştı. Ufuklardan yaklaşarak gelen ve simdi yerin gökün her zerresinden fışkıran ses ahengini o da dinliyerek ellerini uğuşturuyor ve canlı canlı idolaşıyordu. Filhakika iptidaları ufukların keBarından yükselerek gelen bu ses gittikçe yaklaştığı kadar çoğalmış, şimdi ayni zamanda yerlerden çıkıyor gibi göründüğü kadar göklerden do iniyor denilecek kadar her tarafı kaplamış, insana bütün kâinatı istîlâ ediyor hîssîni verecek surette u»• lileşmiş ve mütemadiyen artmış yc y.. Iıselmişti. Cihan hep a. *r y UA nııııııııı Üç Aylıkların Yeni Tevzi Şekli Halkı Memnun Etti MMIIIIIIIIIIII 11IIIIIIIIM11111HIIMIIIIIHI1IIIHItl111|IIIMIHtMIIIllllillItlfHI||||||HMIIIIIIHI«tlI Rus gemisi dün sabah gazetecilere gezdirildi Okrayna vapuru bu sabah Odesa'ya hareket edecek ve seyahat bitecektir Sarraflarm elindeki cüzdanlar alınıyor On senedenberi Verilmiyen hak... [Müteveffa pederimden tahsis edilmiş olup validemin teehhül ve vefatından, hemşiremin teehhü • lünden, biraderimin şehadetinden dolayı bunlardan münhal kalan ve arada geçen zamana ait olan maaşlartn tarihi memuriyetime ka~ dar bendelerine itast hakkındaki istidam 6 ağustos 339 tarihinde Adana Defterdarlığından Maliye Vekâletine gönderilmîşti. Aradan on sene gibi uzun bir müddet geçmesine ve bir çok müracaatlerime rağmen maalesef bu evrak hak kmdaki muamele henüz intaç edîlemedi, kanunî bir hakkım ziyaa ağradı. öğrendiğime nazaran evraktm, bu işle hiç alâkası olmıyan Muntazam Borçlar Müdürlüğünün 575195^ esas numarah dosyasında mahfuz bulunmaktadır. Kanunî olan bu hakkımı bir çok makamata müraeaat ettiğim halde alamadım. Bir defa da karilerinin bütün dertlerîle çok yakından alâkadar ve ontmla meşgul olan gazetenize yanyorum. Delâletinizi rica ede Uç aylıkların yeni usul ile tevziine^başlandı! aruk müşkülâtsız maaş alıyorlar Mütekait, eytam ve era milin dünden itibaren mal müdürlüklerin ce tayin edilip eyvelce ilân o lunan mahal lerde üç aylık maaşlarının tevziine başlan mıştır. Tevzia tın malmüdür lüklerine inti kalinden beklenen faydalar peyderpey te min edilmek tedir. Evvelce her tarafta büyük bir izdi Uç aylık maaşlar, yeni usul sayesinde, dun çektiğtmiz şu reham mevcut olsimde gorduğunuz gibi kalabalik arasvnda stktsmadan ğu ve ashabı rahat rahat altntyor maaş bir çok müşkülâta maruz kaldığı halde bunun önüne bir dereceye kadar geçilmiştir. Ezcümle dünkü tevziatta çok kimselere tediyatta bu lunmak mecburiyetinde olan Beyazıt tevzi mahalli bir hayli kalabalık olmuş ise de gene ashabı maaş o derece müşkülâta maruz kalmamış ve herkesin maaşı gününde verilmiştir. Nisbeten az kimselere tediyat yapan tevzi mahalleri ise sabahtan işe başlamış ve saat beşten evvel tediyatın arkasını almışlardır. Esasen maaşa tın daha amelî bir tarzda tevziini temin edecek tedbirler üzerinde de (Mabadi 2 inci sahifede) •• (Ukrayna) gemîsînde Türk ve Rus gazetecileri ve Rus kadın ameîesi arasmdaki GüzeUik Kraliçesi.. te maliktir. Diğer gemüerden farkiı fslerinde faaliyet gösterdiklerinbir takım tertibatı haiz olup bilhassa den dolayı seyahat primi ita edilen vapur amelesinin istirahat ve diğer 350 Rus amelesini şehrimize getirmis olan Ukrayna namındaki Rus yolculardan farklı bir muameleye vapuru süvarisi Hechaev Yoldaş dün mazhar olmadıklarım gösterir hu gatezecileri davet ederek vapuru gez susiyetleri ihtiva etmektedir. Davetdirmiş ve bu vesile ile bir de ziyafet liler vapur süvarisi ile ikinci kaptanı vermiştir. ve Tas ajansının tstanbul muhabiri tarafından istikbal edilmislerdîr. Neft ile müteharrik olarak Rus'larm yeni insa ettirmiş oldukları Vapurun salonunda Rus gazete Ukrayna vapuru saatte 18 mil sür'a(Mabadi 4 üncu sahifede) rbn.2 Gebze'de büyük şenlik Köylüler de Gebze tayyaresinin isim konma merasiminde hazır bulundular Bize bu mektubu müteveffa Hafız Mehmet Efendi mahdumu ve Mersin Maarif idaresi kâtiplerinden Abdurrahman Hilmi Bey yazıyor. On sene denberi hakkım istiyen bu kariimize, hakkı verilmek şöyle dursun, müsbet, menf i bir cevap^ bile verilmemesi cidden şayani teessürdür. Mes'eleyi Maliye Vekâletinin nazari dikkatine arzederken kariimizin iddiası hakikaten doğru ise, bir vatandaşın hakkım on senedenberi ziyaa uğratan memurlar hak • kında tahkikat ve takibat ya pılarak mes'ul edilmiyecekler mi diye, Iktisadî ademi tecavüz! Rus murahhası Cenevre konferansında şayani dikkat bir teklif yaptı İtalya murahhası da bu teklife müzaheret etti Cenevre 31 (A.A.) Avrupa Birliği ıktisadî tâli komisyonunun öğleden sonra yaptığı içtimada Rus Hariciye Komiseri M. Litvinof iktisadî bir ademi tecavüz misakı yapılması hakkındaki Rus projesi hakkında izahat vermiştir. M. Litvînof bu projenin hiç bir memleketin iktisadiyat noktai nazarından diğer bir mem lekete göre aşağı bir mevkie düşmemesi esasına müstenit olduğunu söylemiştir. M. Litvinof beyanatına devamla bu misakın en ziyade müsaadeye mazhar millet muamelesi maddesile tearuz etmiyeceğini ve her hangi bir devletin menfaatlerini korumak için himaye tedbirleri almak hakkım tahdit eylemiyeceğini sözlerine ilâve etmiştir. M. Grandi Rus projesinİn mülhem olduğu esasın sulh idealine candan âşık olan kimseler tarafından büyük Soruyoruz! Maarif Müsteşarlığı Başmüfettiş Salih Zeki Bey tayin edildi Ankara 1 ( Telefon la ) Meh met Emin Be yin Vekâlet emrine alın ması üzerine inhilâl eden Maarif Müsteşarlığına başmüfettişler den Salih Ze ki Beyin tayi ni icra kılın mıştır. Gebze tayyaresinin isim koma Zaf er Bayramı günü Gebze'de çok büyük şenlikler yapılmıştır. Hafta lardanberi hazırlanan Gebze kazası halkı bu büyük günü tes'it için bir gün evvel nahiyelerden ve köyler den akın akın Gebze'ye gelmişler ve tes'it merasimine iştirak etmişler dir. Gebze kazası halkmın böyle köy merasiminden bir intiba Ierinden kalkarak kaza merkezine gelmekte ve şenliklere fevç fevç iştirak eylemekte büyük bir hakları vardı. Çünkü bu hamiyetli halkın alıp orduya hediye ettikleri tayyarenin de ismi konulacaktı. Her sınıf halk o (Mabadi 3 uncü sahifede) MUIMM111II1IMIUIII MMIIIIIIIIMI 111IIM111111111 Rus Hariciye Komisen M. Litvinof bir teveccüh ve muhalâsatla karşı(Mabadi 2 inci sahifede) ııııııımııımıııııııııııııııııııııııııım Salih Zeki B. 111111 tı < 1111111111 M ı ııııiMiıııııııııııııı ııııııımıııııııımıııııııııımııııııiMiıııııııııııııııııııı lllllllllllMllimMIIIIIIIIIIIIIIITMIIMMIIIIMIIIIIHIIIIIIMIIIIMIIIIIIIIIIIMlllllllNMMIIIIIIIIIIIIIIIIIlrill selen bir velveleden îbaret olmuştu leler halini almış bulunuyor, Gazi denilebilir. ise: Dünyayı kaplıyan bu seste farko Her halde bir, iki kelime de lunabilen hiç bir kelime yoktu. Fa ben söylemeliyim .. kat onun çok büyük bir işi veya Diye ellerini uğuşturarak dolaş • binnefs büyüklüğü takdis için yükmakta devam ediyordu. selen ve kâinatın her zerresini istilâ Tam bu esnada odama gelen 1bedecek kadar umumileşen bir gül rahim Süreyya Bey beni uyandırdı. bank olduğu asikârdı. Hep bu hissiİkinci uykumdan habersiz olan ve yat içinde idik. Hep haşyet ve hür • hele içinde bulunduğum ilâhî âlemmet içinde idik. den şüphe bile etmiyen arkadaşım Bu gülbank ile Gazi'nin yakından uyanmakta niçin geç kaldığımı meLugo 31 (A.A.) (tspanya'da) alâkası olacağı şundan anlaşılıyor rak ederek odama gelmişmiş. GözSanta Maria de la Vieja kasabasmdu ki o ellerini uğuşturarak dola lerimi açar açmaz kendisine daki panayir şenliklerine elli kadar şırken sabırsızlıkla: yolcuyu taşımakta olan bir otobüs Azıcık daha sabretseydin Ga Ses dursa da bir iki kelime zi'nin söyliyecği sözleri de işitmiş şehirden bir kilometre mesafede bir de ben söyliyebilsem! bulunacakttm!. uçurum kenarına müsadif bir dönüm Diyor ve bu intizarında da bîraz mahallinde kapaklanmış ve 15 metre Dedim, ve ona bu rüyayı olduğu sabırsız görünüyordu. yüksekten uçuruma düşmüştür. Yedi gibi hikâye ettim. Yeri gökü tutan bu umumî, ta«gm, yolcu derhal ölmüştür. Diğer otuz İşte hikâyemin rüya kismı bu. Ofakat ilâhî denilecek kadar tatlı akadarı az veya çok tehlikeli yara nun hakikat sandığım kısmını da henkten bulunacak ilk fırsatta Galanmışlardır. Hepsi Lugo kasabası müsaadenizle size yarın söyliyeyim. zi de söyliyecekti. Fakat ses durmu^ (Mabadi 2 inci sahıfedeı yor, şimdi arşî â!" dan dökülen şellâYUNUS NADt İspanay'da Feci bir kaza.. Efgan Millet Meclisinde küşat rtıerasimi Bir otobüs uçuruma yuvarlandı 7 kişi öldü, 30 kişi yaralandı Efgan Millet Meclisinin açıldığmı ve bu münasebetle Kral Nadir Hanm mühim bir nutuk irat ettiğini yazmıştık. Resmimiz Meclisin küşadında Şahın nutuk söylediği sırada alınmıştır. Sol tarafta ecnebi sefirlerİ ve bu meyanda Sefirimiz Hikmet Bey görülmektedir.