2 Eylül 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

2 Eylül 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kari Gözile Gördüklerimiz Bir Hesap Meselesi Dün akşam küçük oğlum elin- de eski bir (Son Posta) Ile ge- lerek : — Baba ben günde beş kuruş biriktirirsem yirmi senede kaç kuruşum olur? Sualini sordu. — Sene (365) gün itibarile (20) senede (365) liran birikmiş olur! Cevabını verdim. o vakit, gazetenizin son sayfasındaki İş Bankasının çocuk kumbarası ilâ- nını havi bir yazıyı gösterdi vet — Şunu oku baba; bu hesap Heden böyle yanlıştır? dedi. me- rakla tetkik ettim, hakikaten İş Bankasının bu ilânında: Günde $ kuruş biriktirirseniz | 20 senede 57630, günde 10 kuruş biriktirirseniz 20 senede 115,260; günde 20 senede 288,155; günde 100 kuruş biriktirirseniz 20 #senede | 1,152,600 kuruş paranız birikmiş olur, deniliyordu. Bu hesap niçin böyle yapılmıştır? Karilerinizden mühendis Halil Namik Son Posta: Tarafımızdan İş Bankam İstanbul şubesine müra- ctat edilmiş ve tereddüdünüz İzah olunduktan sonra — cevap alınmıştır: Bu hesapları Ankara Mmerkeri » Fakat hesap, p meselesi değil- dir, mürekkep falx Ona göre yapılırı çıkar, denilmi Meydana Çıkan Bir Hakikat Geçenlerde küçük bir polis wak'asından bahsetmiş, mübadele komlsyonundan çalınma bir yazı makinesini satan Kenan isminde birinin — zabıtaca — yakalandığını yazmıştık. — Polisin — tahkikatı neticesinde Kenan Ef. nin bu işte hiç kabahati olmadığı, yazı makinesinin ustası Hüseyin Ef. tarafından diğer iki kişiden alın« dığı anlaşılmış ve makineyi Hü- seyin Ef. ye antanlar yakalan- mıştır. Kenan Ef. hakkında ta- kibata lüzum görülmemiştir. — Ev Kiralarına Dair Yaz bitmek üzere olduğundan sayfiyede bulunanlar yavaş yavaş İstanbula inmiye başladı. Şimdi | | iktısadi programile beraber hep boş evlerin kapıları çalını- yor. Fakat bu sene İstanbulda yeniden yapılan yüzlerce ev ve Apartımana — rağmen — kiralarda hiçbir. tenezzül yoktur. Eski hamam, eski tas. Söylemek İste- diğim şudur: İstanbulda bir kira İhtikârı vardır. Belediye bunu tetkik etmeli ve bunum Önüne geçmelidir. H. Remzi Cevaplarımız Mühendis Halil Namık Beye: Mektubunuzu tetkik ve ce- yapları vermeleri — için tevabı ayrıca bildireceğiz. 20 kuruş biriktirirseniz | | de müstemlekât | derahde eden işsizler ittihadı- | mın umum? kâtibi Mister To- İngiliz Kabinesi 'Tasarruf Plânını Hazırlıyor Yeni Makdonald kabinesin- nazırlığını mas mill! bükümetten çekil- meyi teklif eden ittihada kar- gı umuml! kâtiplikten çekil- | mekle cevap vermiş, İstifası kabul edilmiştir. Kabine uzun bir İçtima yapmış, buna dair hiçbir şey söylenmemiştir. Hükümetin, bu toplantıda evvelce yapılan. muhtelif ta- sarruf projelerini tetkik ettiği tahmin olunuyor. İyi malümat alan mehafil Avam Kamarasının 8 eylülde içtimaa — davet — edileceğini bildiriyor. Bunun sebebi, hükümetin, meclis huzuruna çıkmak iste- mesidir. Bilhassa bunu iltizam | eden Mösyö Mak Donaldtır. 'Alman Komünistlerinin Bir Talebi Alman komünistleri, hükü- metin çıkardığı kararnamele- , rin ilgasını müzakere etmek | ere Meikür | © Bekaya göndediii A Cabedk !_nı Meslis Reisinden istemişlerdir. Rahicbank Meclisinin hemen toplanmıya çağırılması- SON POSTA Dünyada Olup Biten Hâdiseler İngiliz Kabinesi programını Yapı- yor-Çinde 300 Bin KişiDaha Oldü Buhran zamanlarında İngiliz halkı, Kıral saragında haberleri bekliyoz. 4,700,000 sendikalisti tem- sil eden (306) murahhasın viü- cudü ve alâkadar nazırların hazurile —Alman sendikaları federasyonunun kongresi açı- mıştır. Kongre Almanyanın ilk gelecek yedi ayda en fazla sıkıntı çekeceği tesbit olunmuştur. Çinde neticesinde | cuda gelmiştir. Bahriye na- mırı da bu teşekküle dahbildir. Memleketin bir kısmında ve şiddetli bir salgın halinde tifo vak'aları görülmektedir. İspanyanın bundan evvelki idaresi mes'uliyetini taşıyanları muühakeme etmek Üüzere bir komisyon — teşkil — edilmiştir. Bu komisyonun huzuruna her çağırılan gelip hesap vermek Yeni Bir Felâket *>”>>esir. Yang Çe nehrinden “sönrn _Hı'ndistanda Çin nüfusunun en kesif bu- hunduğu ve Çinin pamuk zi- raatinin merkezi addolunan mıntakayı Fiyang-Si nehri is- H4 etmiştir. Havadan yapılan keşifler suların İstilâ ettiği mıntakayı — (5800) — kilometre murabbar olarak göstermek- tedir. Ölenlerin miktarı (200 -300) bin arasında tahmin olunuyor. Pamuk — mahsulü — tamamen mahvolmuştur. Gelecek sene de tohum alımı mümkün ob miyacaktir. İspanyada 'Mes'uliyetler Araştırılıyor Barselonda, trenden Iİİ'Y'_' bir telefon tahripçisi edilmiştir. Bu adamın üzerinde epeyce dinamit paketi bu- hunmuştur. Hariciye narzırı ::.k'ııtıl':l: raunun partisine ilti Üzere yeni bir teşekkül vü- Bir Vak'a Müslüman bir polls müfet- tişinin katli üzerine Müslü- man ahali Şitta Ong şehrinin merkezinde bulunan bir Hint- linin dükânını yağma ve tahrip etmiştir. Ölenlerin adedi ma- lüm değildir. Hinduler hep ) firar etmişlerdir. Tekmil ma- gaza ve idarehaneler kapan- mıştır. İranda Bir Memnuiyet Kalktı İran hükümeti işlenmiş yün eşyası Üzerine koyduğu idhalât memnuiyetini kaldırmıştır. —— TAKVİM — Güa S1 - 2 Eylül - 931 Mumr 120 d Arabt Rumt 18 -Rebüllahar- 380 | 19-Ağustes - 1347 çakit-ezani vasatt | vakt-ezanl-vasatl — | - —— — —0 Glıııı'mu $27 | Akşamlız.—| 1842 Öğle 581 f1za | Yüt | 136 2019 İkindi| S12 15.54 | İmsak (8 58 sa2 l Kadın Ve Kalp İşleri — Kadın, Ne Olsa Yine Kadındır Bu Cuma misafirlerimiz arasında, İşte beraber çalışan bir karı koca vardı. Erkek ufak bir trikotaj fabrikası açmış, Karısı da her sabah onunla birlikte iner, önlüğünü takar, fabrikanın yınıııdıki! küçük satış mağazasına ne- zaret edermiş. Kadın genç ve sevimli bir- şeydi. Hayatından memnun görünüyordu. —İşte nasıl geçiniyor sunuz? dedim. — Efendim, dedi. fevkalâ- de memnunum. — Çocukları mektebe gönderiyoruz. Ben de erkenden iniyorum. Ve alelâ- de bir İşçi gibi yevmiye alıyo- rum, Kazancımin bir kısmını eve veriyorum, bir kısmını da saklıyorum. Bütün gün işledi- ğimiz için, aramızda kavga, gürültü, dedikodu yok. Alâka- mız müşterek, mevzularımız müşterek, hayatımız müşterek. Mes'ut olmak için hiçbirşe- yimiz eksik değil Bu sırada gözleri misafirler arasında şık giyinmiş, tuvaleti yerinde ve salondakilerin na- zarı dikkatini celbedecek ka- dar güzel kadımın Üzerinde durdu ve sustu. Belli ki onun- la meşgul oluyordu ve ken- | disini unutmuş gibiydi. Sonra birdenbire — silkindi ve — dö- | nerek : — Ne güzel kadın, değil mi Hanımefendi? dedi. Dikkat ettim, bu sözünde biraz da kadınlığının hasreti vardı. O da güzeldi, o da bu kadın gibi süslenip giyinemez li? e de olsa kadın, kadındır. Çalışıyor diye onu erkek zan- nedip kadınlara hâs raaflar- dan uzaklaşmış telakki etme- melidir. * Bursada Emin Beye: Çocuklar her yeni gördük- leri şeyi sorarlar. Bu, onların Vesselâm GÜZELLİK HIFZISSIHHASI "' Gözlerin Gü- zelliğini Nasıl Temin ederiz? * Yaz bitmek üzeredir. Fakat bu yaz kenarsız şapka modası, deniz banyoları, kır gezintileri gözlerimizde yüzümüzde birçok tahribat yaptı. Şimdi son ba- hara girerken bu — tahribatı ortadan kaldırarak gözlerimize ve yüzümüze eski güzelliğini iade etmek lârzımdır. Bâhusus gözlerimlz, vücu- dumuzun en güzel, en manalı tarafıdır. Bugünkü — güzellik bahsinde gözlere büyük blr ehemmiyet verilmektedir. Gözlerin güzelliğini temin için şu programı tatbik ediniz: | Her sabah asitborikli wecak suya batirilmiş bir. pamukla gözlerinizi yıkayınız. Pamu- gu iki üç defa yenileyiniz, sonra göz altlarınıza ve göz kapaklarınıza hafifçe krem sü- rüp, İçten dış uca doğru masaj yapınız. Masaj yaparken üçüncü ve dördüncü parmaklarınızı gözünüzün uyluğuna koyup dış | uca doğru çekiniz. Gözün dış ucu etrafında küçük daireler mpar gibi parmaklarınızla ovu- nuz. Fakat bu masaj, sadece dokunur gibi fevkalâde hafif olacaktır. Üst kirpiklerinizi yukarı doğru - kıvırabilirseniz, gözleriniz daha parlak görünür. Biraz da sürme sürerseniz bu parlaklık ziyadeleşir. dimaği faaliyetlerinin bir ta- zahürüdür. Ebeveynin vazifesi de onların her suallerine cevap vermek, cevabını bilmiyorsa bilmediğini — söyleyip - yalan uydurmamaktır. Çocuğun an- layamiyacağı — birşeyse, bu nu — anlıyamıyacağını —ve bir müddet daha sabretmesi lâ- mmgeldiğini — söyleyiniz.? Fa- kat herhalde çocuğun sualle- rini cevapsız bırakmayınız. Hanımteyze RUS DiKiİŞ MAKARALARI Umum Deposu Şubesi Aşir Ef. Kütüphane sokağı | İ. L: Abravanel Marpuççular 65 numara işeci çlo. 2 İSTANBUL MırI;’:!’ı.rı dikkat Köpek Nal etmeniz rica Yarım Şişeci Han İSTANBUL ça edilir. — ——— —— gL TEFRİKA NUMARASI 8 FF — ELMASIN HiKÂYESİ e YAZAN: **& K i - | gözelde! Karısının — tahriskâr — söz I“__ E.vveleı hiddütlemde kri bir kıvilcım gibi tane tane beynini yakıyordu, kara kara izler bırakıyordu. Bununla beraber iradesi henüiz yerinde idi ve karısın bu yolda töz — söylemekten — menet- Meyi bile tasarlıyordu. Lâkin | Gülsümün son bir sözü o ira- deyi de, o tasarlayışı da altüst etti. Kadın, kocasını ikna için daha küvvetli bir silâh kul- ıh.irn:n:: istiyormuş bi .birdeı- istiyen Yusuf Bey, tuhaf bir tahavvülle yumuşayıvermiş ve kekelemişti : A — Elin avretinin ınullf- ginden bana ne. Allah sahi- bine bağışlasın. — Hani, onunla lıoıınçur_ııı densizlik etme, demek - isti- ’or-—“ml.looboğıılığı bırak ta sözünü bitir. Yoksa çeneni kapa, dırdırını kes, ı'ı)'ııyılfın. mi tekrarlayım ? ? Ne istediğin anlaşılmadı ki. Gül Hatun falan derken lâfi Son sözün ne ise onu söyle. — İlk sözüm, son sözüm | hep bu. Gül Hatunla konuş vesselâm! — Görüşürsem ne kazana- cağım? ç —Kimbilir, belki ayağımıza bir devlet gelmiştir. Alıklık edipte kaçırmıyalım. — Gül Hatunu görürken elmas yüzüğü de görecek | miyim? | — Parmağımndan çıknr_ıcılı değil ya, elbet göreceksin. — O kadının ağzindaki bakla bir akçe etmez. Sırf hatrı İçin kendini göreceğim. Bakalım, seni baş- tan çıkaran o taş, ne çeşit şeymiş?.. Yarin bir sırasını bul, bizi görüştür. — Eh, yeni baştan gözüme girdin, İnsan dediğin birazda iş bilmeli, iş becermeli! Yusuf Bey, bu son söze cevap vermedi, gözlerini ka- pıyarak düşünmiye koyuldu. Karısının Gül Hatun - tarafın- dan izlâl olunduğunu sezi- yordu. Aynı zamanda onun kendisine neler teklif edece- | gine de meraklanıyordu. Bil- | hassa o kadının, pek meşhur olan ve Gülsüm tarafından da teyit olunan güzelliğine karşı içinde tuhaf bir incizap du- yuyordu. Konak — sabibinin konuk- tan birşeyler ummasına gerçi | imkân yoktu. O konuk, kıp- kızıl bir şeytan da olsa yine kendisine hürmet — edilmek icap ediyordu. Türk türesi böyle idi. Komşu gibi mişafi- re de kem gözle bakılamazdı. Şukadar ki şecereli Arap atları, tanılmış kılıçlar gibi şöhreti ülkeden ülkeye yayılıp giden şu güzel kadının peçe altın- dan olsun yüzünü görmek, sesini — işitmek —bir zevkti. Bu hayal ona; kale -işini, Gedik Ahmet Paşa namına vuku bulacak teklifleri, Kara- manoğlunu ve her şeyi unut- turuyordu. Biraz evvel karısı- na helâl süt emmekten, ek- mek ve tuz. hakkından hah- setmişti. Şimdi o haysiyet kaygusu, o şükranı — nimet duyguüsu hep tahteşşuura in- miş gibiydi. Kale muhafızının düşüncesi, Gül Hatunun tek- liflerinnden ne miktarda ve ne mikyasta çerezlenebileceği noktasına inhisar ediyordu. Ara sıra efendisi ve harp İşleri gözünün önüne gelmiyor değildi. Fakat seri bir tart ameliyesi yaparak bu terese sümleri kolayca defedebiliyore du. Esasen Pir Ahmet Beyin bütün Karaman diyarını elden çıkardıktan sonra gelip Bu küçük kaleye kapanması ho- şuna gitmemişti. Şimdi bu vaziyeti büsbütün manasız bu- luyordu. xKi l LÜĞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: