Kari Gözile Gördüklerimiz Hainlerin Paçavraları Ve Bngarisıun_Tllrkleri Bulgaristanın — “ Filibe , ve “Şumnu , kasabalarında Bulga- ristanın masum Türkünün fikir- lerini ve aziz vatana olan şefkat ve muhabbetlerini tahrip etmek maksadile çıkan bu iki İrtical gazetenin bulgaristan Türklerinin Üzerinde ne derecede tesir ya- Pacağını ve ora Türkünün bu gibi alçaklıklara ne derecede ehemmiyet verdiğini bir Bulgaristanlı sıfatile Bulgaristanlı dindaşlarımın bu gibi zühuratlara karşı aldığı ve almam lâzimgel- diği tedbirleri izah ediyorum. Bulgaristan — Türklerinin — bu Aziz vatana ve onun ulu Gazi- sine karşı kalplerindeki vatani bis vye muhabbetlerinin bir Tür- kiye Türkünden farkaız olduğu #üphesizdir. Keza Türkiye —hükümetinin mağlübiyeti için çalışan, nihayet kafalarında patlıyan zafer bom- bazının vermiş olduğu sersemlik Üe artık bu vatanda barınacak yerleri olmıyan bu — vatan halnleri, hariç hükümetlerde cabil ve saf halkın cehaletinden İstifa- de ümidile güyı bahatsiz olduklarını ve yine fır- sattan istifade bu gibi hareketleri Hle halkın Türkiye cümhuriyeti hükümetine beslemekte olduğu Mmuhabbeti — tahribe — çalıştıkları birçok Bulgaristanlı dindaşları- mızca malümdur. Fakat Bulgaristandaki münev- ver gençlik cahil halkı bunların Iğfalâtından koramak Için sefer- ber olmuşlardır. Oradaki gençle- rimiz bunlara göz bile açtırmadığı gibi esasen halk ta kendilerine hiç yüz vermez. Bu alçaklar orasını müsait bulduklarını zannetmesinler. On- Jarın zehir saçan yazılarını ora- daki gençlerimiz her fırsatta su- ratlarına çarpmaktadırlar. Yambolu Türk gençlerinin sabık reisi M. Fuat Kaptan Acele Etmiş Arnavutköyünden — sabahleyin 618 seferini yapan 63 nu- Maralı vapur bilet mahallinde bilet alınırken iskele memurunun İşaretini almadan ve bilet mahalli kapanmadan derhal hareket etti ve henüz bilet alan bir zat ta ben bu suretle vapura binemedi. Şir- keti Hayriyenin nazarı dikkatini | celbederim. Arnavutköyünden İhsan — — TAKXIM — €a $1 - 1 Eylül - 931 Hnrtis Arabi Rumt 17 “Rebülahar- 980 | 18-Ağuntos - 1547 Sakit-ezant yasat! lerinin ka- | Mak Donald Galıba Lort Oluyor. Mösyö Mak Donald, biraz dinlenmek — için — çekildiği Lossimutta bir gazeteci ile görüşmüş ve demiştir ki : “ — Burada çok çalışma- ma rağmen kendimi zinde hissediyorum. Şimdiye kadar aldığım birçok — mektupların yüzde doksanı, içlerinde bir- çok işsizlere ve samimi s0s- yalistlere ait — bulunanlar da dahil olmak üzere milli selâ- met İçin tasarruf ve feragat göstermeyi bir zaruret addet- mektedirler. Bu, beni çok memnun bırakmıştır. ,, Diğer taraftan İngilterenin Cemiyeti Akvam baş murah- hası Lort Sesil Cenevreye hareket etmiştir. Lord Sesil tahdidi teslihat konferansına intizaren şimdiki içtimaın pek hararetli olmıyacağını — söyle- miştir. Pöpl gazetesi, yeni Mak Donald hükümetinin yortulara kadar iktidar mevkiüni muha- faza etmek niyetinde olduğu- nu, İntihabat dolayısile gele- cek aylar ticcari faaliyeti bu suretle korumayı istil et- tiğini yazıyor. Mak Donald kendisini meb'us- luktan istifaya davet eden dairei intihabiyesine cevabını | vermiştir. Kabineye riyaset için Londraya — dönmüştür. Eğer amele meb'usluğundan çekilirse kıralın kendisini Lort- lar kamarasıma aza yapacağı söyleniyor. —Oğlu Malkolm Mak Donalda Amele Fırkasında kalmasını söylemi,se de oğlu kabul etmemiştir. Mister Bald- vinin İsrarile Müstemlekât na- zırının kâtipliğine tayin olu- nacaktır. Yine Pöpl gazetesi, hükü- metin yapmayı tasavvur ettiği (aslahatı bir an evvel tatbik etmek için kararnameler çıka- racağını yazıyor. Fransa Ve Suriye Mandası Fransanın Suriye mandasını bırakacağına dair çıkan ha- berler üzerine Fransız Harici- | | Çin Felâketinin Neticesi Son Çin feyezanları hak- kında Hankeo jandarmasının raporu (165) bin ev ve bina- nin harap olduğunu, maballi sekenin yarısını teşkil eden | (782) bin kişinin oturacak yersiz. ve yardımsız kaldığını, 250 bin kişinin de — öldüğünü kaydetmektedir. 500 bin kişi muhaceret etmiştir. | Suriye, ber sahada birçok | terakki elde etmiştir. Burası manda suüretile idare edi- mektedir. Fransa ise ııımdı; | bu memleketlerin vâsıl :î:nlıhn“ terakki merlıılfıf esasına müstenit bir teşriki mesai şekline girmesini ::: | nasi r. —Bunun j Ceı;:ycğh%:vımı müracaat | etmiş, fakat müracaatnamenin ı bir fıkrası bambaşka bir şe- kilde anlaşılmıştır. ” 1 Fransa, Suriyeye bu yeni | hakkı tanımak için bazı şart- lar koşmuştur. Bu .ntlır.; Cemiyeti Akvam mandalar komisyonunda - verilen ihbar- ' ) ı J *[Lehistan Dünyada Neler Olup -Bitiyor ? Mösyö Mak Donnd ile çalışmak istemiyerek kabineden ayrıldân amele nazırlar içtima salonundan çıkıyorlar. ;Almarıya (Rusya Rus Hariciye Nazırı Litvi- nof —Cenevre — konferansına idiyor. Yolda Berline uğradı. ehistanla Rusya arasında bir ademi tecavüz misakı müza- kereleri yapılmasından mün- feil olan ve heyecana düşen Alman efkârını teskin edici sözler söyledi. Çünkü Alman- lar Versay Muahedesile Leh- lilere terketimek — mecburiye- tinde kaldıkları hudatlara ta- hammül edemiyorlar ve tashih ettireceklerini söylüyorlar. Rusya ile Lehistan arasında böyle bir muahedenin akti demek Rusyanın Almanyaya karşı bir nevi vaziyet alması demek olur. Halbuki Litvino- fun Berlindeki sözleri bu de- fa da Lehistanda da heyecan uyandırmıştır. — Lehliler, bu sözleri hakikati ifadeden uzak | ayni zamanda Almanları tes- kine matuf bir manevra ad- dediyorlar. kümrnisine — kavuştuğu gnrl Suriyenin de bu hukuku elde edeceğini söylüyor. ; Efgan Memleketinde | İngiliz Kabinesi Kararnameler Efgan Meclisini Nadir Çıkarıyor- Fransa Ve Suriye- Çinde 250 Bin Kişi Öldü. | Şeb inci Defa Açtı Nadir Şah merasimden sonra atla sarayına dönüyor. Uzakta Kâbilin umumi manzarası Kabll — Son ayların hâdize- Terl arasında Efgan Büyük Millet Meclisinin ikinci defa küşadı mü- him bir mevki tutmaktadır. Küşat rerml bizzat Kıral Mehmet Nadir Han tarafından yapılmış ve - ifti- tah nutkunu da yine bizzat ken- disi okumuştur. Kıral Hz. Bu tarihi nutkuna şöyle başlamıştır: “Muhterem efendiler; Şükürler olsun ki Efganis- tanı nifak ve dahili ihtilâf paibelerinden masun görüyo- rum ve bu emine ile dir ki millet —şürasının teessüsüne kalbim müsterih ve ümitlerle meşbu (olarak başlıyorum. Millt şüranın şümullü olarak manasını size teşrih etmek isterim. Hazreti Muhammet mesa- ilin halli için meşveret yapar- lardı, hulefai raşidin ve hule- fai Abbasiye — Kurultaylarla İş görürlerdi, Abbasiler bu iş için millet mümessillerini merkezde hazır bulundurmuş- | lardır. Addasilerden sonra gelen islâm — hükümlarları - istişare usulünü kendi ve iktidarına münafi bularak bu esasa riayet etmemişler- | şahsi - kuvvet | gelen bunca inkırazlar, tebed- | düller ve tagayyürlerin esba- | bını bunda aramak lâzımdır. Efganistanda meşveret usu- lü asırlardanberi devam ede- gelmektedir. — Efgan — cirge | meclislerini Efgan milletinin Adil hâkimleri sıfatı ile tavsif | edebirim. Bu suretle diyebi- Hrim ki istişare usulü bizim * millet arasında yeni bir âdet değildir.., Kıral Nadir Han, bu arada bazı hükümdarın buna riayet etmediklerini, fakat yeni mec- lisin tekâmül ve inkişafından emin bulunduğunu söyliyerek demiştir. ki: “Her nekadar millet şim- diye kadar bu hususta bir teklifte bulunmamışsa da ben istişare usulünü memleketin ıslahında ve terakki esasla- rında mühim bir — unsur ve âmil gördüğümden ev- veldenberi bunu — kendime hattı hareket edinmişimdir. Efganistanın bugünkü emni- yetbahş havası dahilinde bu meclisi açtığımdan dolayı çok mes'udum. ,, dir, islâm âleminde vukua RUS DiKİŞ MAKARA ELEEKDR ( Devamı 7 inci —"'“,) LARI Şubesi Aşir Ef. Kötüphane sokağı | L L. Abravane! Mırgıuwdı o, 2 numara İSTANBUL KUN AD7 Yarım Şişeci Han İSTANBUL Nalça Marl:;l:rı dikkat etmeniz rica edilir. yakit-ezani-vazatl veri HRR CA « de kaydedilmiştir. Gün, aml12.—| 18544 esi noktai nazarını izaha | PAme ” lı:":;ı.ıl ı::: ::.- ıı.u 2021 lüzum görmüştür: Nezaretin Maten gazetesi, yazdığı :I: dndi| 9011 1558 | lmsak İ 55| 340 | beyanına 8i Lübnan ve | makalede Irak hukuku Z e—— ——— m — — TEFRİKA NUMARASI BiR ELMASIN HiKÂ rılmış, dökülmüş gibi teessür uyordu, aynı zamanda biraz k"klnçlılı ta — hissediyordu: Medik Ahmet, onun düşmanı idi. Bugün, yarın çarpışacak- lardı, silâh silâha vurusacak- lardı. — Bu boy — ölçüşmenin Kenu şimdilik mechul olmakla 'eraber düşmanının tafevvuku- Bu, o dakikada, hissediyordu. Çünkü onun karısında bulunan tlmas, kendi karısında yoktu! Yusuf Bey, Işte bu sıkıntılı Gziyett yumu işirken &Mmı H ıııııı.y. ogmm lunu dürttü: YK VS DL e Y MDA'N5 c e— Erkeklik haysiyetinden birşey T ——— — ESİ — Keşl- dedi - uyuma! — Niçin! — Sana diyeceklerim var! — Yine elmastan mı söz a- ç.çıkııı? İ ei Hıygr, başka — geyler .U’I'ğ:l.ıceıîmı.ındo, kolunu çek z _*_"'5..'6’,': ! Güğlbataal koş“:u.fn.qu, koca bir * lâ- havle,, / çekti. — Bire avrat lk- dedi -k:u da kaçmış, aklın “.El':ı’;k::mıîlnmllı ne diye konuşayım? * — Fena bir şey söyleme- | Elim sağlam, belim sağlam. | — — Yalnız elmas yüzük de- dim. konuş dedim. Temiz bir eksiketekle baba, evlât gibi konuşmak —günah m? — Günah değil — diyelim. Fakat ne konuşayım, niçin ? Ka a Ti hatınun dili altında bakl 1 —. N'ou baklası ? Kır baklası mı ? — İşi şakaya bozma da sözümü iyi dinle: Bu kadın- cağız birşeyler söylemek — İs- tiyor. — Neden anladın ? — Benimle konuşurken evi- riyor, çeviriyor, sözü Ssenin üzerine getiriyor ! — Ne diyor — Yusuf Beye acırım, diyor. - aklı kısanın - zoruna bak. ğ:ıiıı neme aciyormuş? Kocası gibi dişlerim gedik te değil. — Laâfı ters anlıyorsun. Gül hatun, sende eksiklik görüp te acımıyor: Seni daha- iyi, daha yüce görmek istiyor. Boyuma boy mu ekle- meli imişim, me yapmalı imişim ? — Pek iyi anlamadım ama, senin Osman oğklları tarafına geçmeni istiyor gibil! —Hat — etmiş enüğü ! — Hiç te halt etmiş değil. Pir Ahmet Beyi korumak için dağ başlarında süründüğün yetmiyor' mu? —Aklın olsa sen de bir Gedik Ahmet olurdun, dünyaya ün salardın! Karıma da elmas yüzük takardım, değil mi? yabanın gil, surguç takardın, çelenk takardın. Kendin de kokmuş koyun postu giymekten kur- tulurdun, samur kürklere bü- rünerek, önünde tuğlar çek- tirirdin. — Haram süt emseydim bu sözlerin hoşuma giderdi. Ne yapayım ki kursağıma haram sütun damlası düşmedi. Kişi nasibine kanmak gerek. Biz | böyle doğduk, böyle ölürüz. — Doğduğumuz gibi öle- ceksek biraz daha çıplanalım, şu çaputları da atalım. Yok, Öörtülü gezeceksek, iyi örtüne- lim, yarı çıplak dolaşmıyalım. — Ne yapalım demek is- orsun, avrat?.. Karaman oğlunun elinden yediğim ek- meği unutayım da lânetlik mi olayım ? ——————iĞİğ — Pir Ahmet mi sana ek- mek veriyor, sen mi — onu doyuruyorsun, anlamıyorum ki. — Elbette o bize veriyor. — Sen olmasan Pir Ahmet Bey burada tutunabilir mi ? — Orayı karıştırma. Yusuf Bey, “ zihnimi kariş- tırma , demiş olsaydı. daha doğru olurdu. Çünkü yarı mütehevvir, yarı sakin bir halde dinlediği sözler, kafa- sında karğaşalıklar yaratmıştı. Gedik Ahmet Paşa fırkasının Minan kalesi önüne geldiği gündenberi ilk defa olarak uzlaşma ve uyuşma meselesi zihnine çarpıyordu. Bu, kuv- vetli bir fikir olarak değilse bile silik bir düşünce halinde kafasında — dolaşmıya - başla- mıştı. | İ