SON POSTA Biz Uğraşıp Dururken Ortaya Bir Rivayet Çık- tı: Buhara Emiri İngilizlerle Gizlice Anlaşmış! YAZAN: M. KÂZIM Kendi kendime variyeti göz- den geçirdim: Filhakika muha- rebenin son günlerinde Rusya- da ihtilâl kuvveti ile çıkınca bu uzak Asyada İngiliz kuvveti Rus çarpışmıya — başlamıştı. Düa müttefik olan bu iki devlet simdi yekdiğerini düşman görüyorlardı. Galebenin hangi tarafta kalacağı belli değildi, binaenaleyh ortaya bir farazi- ye attım: — Rusyanın İngilizlere karşı koyacak kuvveti vardır. Eğer siz de Ruslara iltihak ederse- miz netice çabuk gelecek, İn- giltere bu havaliden çekilip gidecektir. —Alelhusus — sizin Rusyaya — yardımınız. Efga- nistanın da İngilizlerden yüz çevirmelerini mucip olacaktır. Bunu böyle düşünmez misi- niz? Muhataplarım derhal silkin- diler: — Hayır, hayır! dediler. Biz İngilizlerden korkarız. Onların aleyhine herhangi bir devletle birleşemeyiz. Gördünüz ya Emir Hazret- lerinin yanında bulunan adam- lar hakikati açıkça ifade ediyor- lardı. Fakat sakladıkları bir nokta vardı. Onu da ben söy- liyeyim: Buhara Emiri İngiliz- ler ile gizlice münasebet pey- da etmiş ve İngilizlerden ta- limat alarak bu talimata göre hareket —etmiye — başlamıştı. Hatta İngiliz ordusunun buraya kadar gelmesi ihtimaline karşı şimdiden — Ümmüderya — kıyı- larında zahire depoları - tesis ediliyor ve efkârı umumiye: — Bize yakında misafir gelecek — cümlesile hazırlam- hyordu. Variyeti pek iyi bildiğimiz için daha ileriye gitmiye lüzum görmedik : — Bu memleketin mukad- deratı sizin yedi iktidarınız- dadır, cibette en iyi yolu siz bilirsiniz, diyerek sözü kestik. Misafirlerimiz. bir. müddet daha oturduktan sonra kalk- tılar. Gidiyorlardı. Bu sırada Mir Ahur cenapları bize Emir Hz. ne takdim edilmek üzere “tartok hediye,, getirmediği- mizi sormaz mı? Biz Türkiyeden dört sene evvel ve eli boş olarak ayrı- mıştık, Emir Hazretlerine ne getirebilirdik ! — Hayır. Maalesef dedim. Maamafih yanımda on dört tane at var, isterseniz bunları kârtok olarak takdim edeyim. Mirahor cenapları: — Hayır, cevabını. verdi. At bizde de vardır. Zaten bize en iyi hediye kendi vücutları- nızdır. Bu son cümle beni biraz kuşkulandırdı, maamafih te- şekkür etmekten geri kalma- dım. Ferman Bey de; — Biz burada biraz çan çan etmek (konuşmak) icin gelmiş- Taşkenite garip bir pehlivan güreşi tik. Hediye bahsini tesadüfen açtık, Allâha ısmarladık. Dedi. * 12 Künunusani 919 Bugün cuma idi. Hem na- mazı camide kılmak, hem de Buhara şehrini görmek istiyor- duk, Fakat mihmandarımızın tensibi ile namazı şehir hari- cinde Şeybülâlem — camiinde kıldık ve oraya da araba ile ve atlı mubafızların refakatinde gittik. Evimize döndüğümüz zaman ( Bakü ) den Türkmen keylenlileri le ( Gümüştepe ) ye ve oradan da çöl tarikile (Hive) ye gelmiş olan Tür- kistanlı Mehmet Gazi ve Hu- dayar zade Sultan Ali Beylerin Emirden müsaadel —mahsusa alarak bizi görmiye — gelmiş olduklarını gördük. Bu iki zatta iyice malümat vardı. — Avrupada umum! bir müta- reke yapıldı dediler. Fakat bu | Dil Anketi M. Baha Bey Fikir- lerini Anlatıyor . ( Baş tarafı 1 inci aa ) abisten, —duşize — gibi — türk- çeleri bulunan ve pek az kullanılan yabancı kelimeler Türk dilinde artık yer bulma- malıdır. Hele kelimeleri Arap, Acem kaidelerine göre cemi- liyerek, — terkipliyerek — dört elli, dört ayaklı hayvan diye- ceğimiz yerde züleyadiyüler- baa, zülkavaimtilerbaa demiye hiç lüzum yoktur. Sonra gramer — ıstılahlarını türkçeleştirmelidir. Muzaf, mu- zafunileyh, müsnedünileyh, me- fulünbih, mückket gibi tabir- Jeri atarak bunların yerine türkçenin — bünyesine —uygun kelimeler kullanılmalıdır. Me- selâ: Fili tacili diyecek yerde tezişli fil, fili istimrarı yerine sürekli füil demelidir. Ancak eski ter mü- kesser cemilere ve saireye bi- lerek bilmiyerek hâlâ taraftar olanların yazılarına ve bundan evvelki eserlere, eskiden ye- niye geçim noktasında bulu- nan yeni neslin yabancı kal- maması için gramerlere eski Arap ve Acem kaidelerinden lözümlü olanlarını, ilerde bü- tün bütün çıkarmak Üzere şimdilik, not halinde koymak muvafık olur fikrindeyim. 2 — Çağatayca ve Uygur- cadan kelime almak mümkün- dür amma, zannedersem, lâzım Babername ile Ku- 'i karıştıralım. Ana kelimeleri — gibi — ara- müşterek - kelimelera boııiyn. hbdı ılıııyıı. ga- plere, ripsenmiyen kelimeler — bula- bilirsek, beis yok, alalım. Fa- kat uygurcanın eskiliği malüm. Çağtay Türkçesinin ise gittikçe ehemmiyetini kaybetmekte ob- duğunu ve bu lisandaki eser- lerin dahi eski zamanlarda yazılmış birkaç kitaptan iba- ret bulunduğumu hep biliyo- ruz. O halde bunlarda bugün- kü ihtiyaca göre ne arayıp ne bulacağız? 3 — İlmi ıstılahların, müm- kün oldukça, Türk köklerinden, uydurma — suretile değil, tabil makul bir tarzda yapılmasına taraftarim. Dil Encümeni bun- ların bir kısmına çok güzel karşılık — bulmuştu. — Meselâ: Vüreykal — tüveyciyye — yerine yapırgan; vahidüssükna, süna- iyüssükna yerine bir duraklı, iki duraklı demişti. Şimdiye kadar yalnız frenkçesi kulla- nılan Volvocac&es'ye de toplu dönirmsiler adımı — vermişti. Hiç te fena olmamıştı. Electron, proton, guantum, radiation gibi türkçesi bulu- namıyan ıstılahların da medeni milletler arasında kullanılan ve alırken azçok dilimizin ahen- gine ve yazısına uydurulan kelimeler olması fikrindeyim. Bunları frenklerden almaya- cağır, ille lâtince ve yunan- cadan alacağız demekte hiç- bir faide görmiyorum. Çünkü bu milletler de zaten onları oralardan almışlardır. Bazıları ıstılah işine milliyetçilik — işini karıştırıyorlar. Öyle olsaydı lisanlarının yüzde — yetmişini yabancı kelimeler teşkil eden İngilizlerin milliyetlerini çok- mütarekeden evvel Almanlar Türklere hiyanet ettiler. Evvelâ Kafkasyada Türk — ordusuna karşı bir Alman ordusu vücu- da getirmiye kalkıştılar, Türk- lere kurşun attılar, sonra da Rus donanmasını Türkiyeye teslim etmeleri lâzımgelirken Okranyalılara verdiler. Türk efkârı umumiyesinde büyük bir heyecan uyandı. Bize verilen bu haberler eski idi. Fakat misafirlerimiz ilâve ederek: — Umumi mütareka ile birlikte Türkiye hükümeti de husust bir mütareke — yaptı, Çanakkale boğazını açtı, İngi- lizler İstanbula girdiler, de- diler. Bu baberleri kaydı ihtiyat- la dinledim. Fakat acaba bu iki zatın Buharaya gelmek için dolaşık bir yol ihtiyar etmeleri- nin sebebi ne idi! Bu sualin cevabını bir türlü veremedim. Misafirlerimiz gittikten sonra da düşündüm. Fakat yine ma- kul bir sebep bulamadım. ( Mabadı yarın) t fRakı Kaçakçılığı— hal Mersin, Mıntakası (Husust) — Mersin Müskirat — İnhisarı “Başmüdürlüğü tarafından ge- çen Temmuz ayı içinde birçok kaçakçılık vak'aları meydana çıkarılmış ve neticede 3000 kilo cibre, 4000 kilo rakı, 14 tane rakı yapmıya mahsus lmzın )ıknlınmışbr tan İkaybetmiş olmaları lâz- zımdı. Halbaki bunlar: “Bizim lügatimiz birçok lisanlardan kelime almıştır, hâlâ da alk- maktadır. Eski Yunan dili bir- çok kelimelerin ve bilhassa ilim ustılahlarının — kaynağıdır. Fransızca ile lâtince ingiliz- cenin başlıca iki rüknüdür. Lisanımızda İskandinav - keli- meleri de vardır. Yabancılar- dan aldığımız bütün bu keli- meler lügatimizi zenginleştir- miş, fakat nahvimize hiçbir tesir yapmamıştır.,, Diyorlar, Şu hale karşı bizim tereddümüzün ve korkumuzun manası nedir? 4 — Dil işlerinin ana bab larını çizmek üzere bütün aiâ kadarlardan — mürekkep — bir koöngrenin toplanmasını faideli bulurum. 5 — Bizdede Littr& gibi bir adam olsaydı Dil Encüme- nine ihtiyaç kalmazdı. On, on beş senede bir lügate sahip olurduk. Littrâ olmadığı için / Dil Encümenine ihtiyaç vardır. Vazifesi lügat işlerile uğraş- mak ve bir gramer yapmaktır. Bunları yapınca işini bitirmiş sayılabilir. Kimlerden mürek- kep olması lâzımgeldiğini gö- rülecek iş kendiliğinden ta- yin eder. Bu encümene iştirak edeceklerin — herhalde — işten yılmaz — takımından — olması, günde on, on iki saat çalış- mıya hazır bulunması İâzımdır. Bu olmadı mı lügat bir asırda çıkmarz. Çalışacağı yer neresi olursa olsun, yeter ki yapacağı iş olsun Mektebmızı Seçmeden Bıze Sorunuz, Izaİıat Alınız Son Posta Karilerin Mektep Müşküllerini Hal İçin Kendilerine Delâlet Etmektedir Çocuğunuzu hıı; mektebe - vermek istiyorsunuz ? Bu sene tahsilinizi ikmal etmek Üzere hangi mektebe girmek istiyorsunuz ? Gazetemiz gençlere ve ebeveyne rehberlik etmek Üzere bütün — mektepler malâmalı -vermiye amadedir. bakkında her türlü Mektebinizi seçmeden ev- vel bize sorunuz. ve girmek istediğiniz mektep hakkında bizden malümat isteyiniz. Yalnız cevap için ( 6 ) kuruşluk posta pulu leffetmeyi unutmayınız, Küçük Sıhhat Mektebi Alpullu posta memuru - vası- tasile Celâl Beye: Küçük Sıhhat Mektebi hak- kında istediğiniz malümat aşa- gıya yezılmıştır. Pazar ve salı günleri saat 9,30 dan 13& kadar İçız ve erkek talebe kaydedilmektedir. Kayıt müddeti ağustos 931 nihayetine kadardır. Tabsil müddeti iki we- nedir. Neharl ve meecanidir. Mektepten mezun Sıhhat Memur- larına ilk senelerde ayda 49 lira werilmekte ve sonraları kidemine ğer devlet memurları gibi T arttırılmaktadır. Mezun- Jar kıta bir bizmete tabidir. Mü- racaat Sıhhat Vekâletine veyahut Sıhhat Müdürlüklerine kendi e! yarılarile yazılmış bir istidaya aşağıdaki yazılı evrak ve vesaikin an) veya musaddak suretlerini bağlıyarak göndermek ile olur. Fazla izahat almak — İstiyenler Sirkecide Demirkapıda mektep ııluıı ııurıeııl edebilirler. İrsa — taşraya —matba AA SA şartları kâğıtlar rından gönderilir. Şartları: 1 — Türkiye Cumhriyeti te- baasından olduğuna dair hüviyet cüzdanı, 2 — Mahallt hükümetl tara- fından tasdik —edilmiş hüsnü baberi. 3 — 45x6 adet fotoğraf. eb'adında — sekiz $ — Ankara, Sıvas, Erzurum, Diyarbekir nümune hastanelerile İstanbul çocuk hastanesi, İzmir, Bursa, Konya, Adana, Samsun haztanelerinin birinden alınacak rapor ( bu rapor bir zarf içerl- sine konacak ve zarfın kapatıl- dığı bir. mühür mumile ve tane başhekimliklerinin mühürile mühürlenmiş olduğu halde istida- larına leffedilecektir. 6 — Yaş itibarile 32S, 326, 327, doğumlu- lardan azkerlikle n olmi. yanlar (yeni hizmeti askeriyesini ifa etmiş veya heğür muayenel intihaiyesi İcra edilmemiş bulu- manlar) alınabileceklerdir. 323, 3, Cııd lettin bey: Menfaat- lerinden kolay kolay feragat edemez, sami- | yetini israf et- mez, iktısada riayet eder ti- caret İşlerinde daha — ziyade muvaffak olur. Şıklığı sever. e uyın edilmiş Iıulımııın Bunun için de en evvel blı devir intihap etmeli. içinde çıkan, eski yeni, bütün * eserler dikkatle okunmalı. Her kelime misallerile beraber ayri ayrı fişlere yazılarak tasnif edilmeli ve sonra iş başına oturacak zate veya heyete: " İşte Türk kelimeleri, buyu- run! , demeli, böylelikle bir, iki senede değil, ancak, on, on beş senede bir türkçe lügati meydana çıkabilir. M. BAHA 7 — Tahsll itibarile ortamek- tep birinel sınıfı İkmal edip Ikin- ci amıfa geçenler İmtihansız ve daha ax tahsil görenler İmtihan ile alınır. Şehadetname veya tas- dikname ibraz edeceklerdir. *« Ankarada Şinasi Vehbi Beyer Yüksek Mühendis Mektebinin kayıt ve kabul zamanı eylül birde nihayet buluyor. Bu kayda naza- otarihten sonra ikmallerini verip Mühendis Mektebine gir- mek istiyen kimseler için artık Mühendis Mektebine girmek im- kânı yoktur. Mektep — leyif — meceanldir. Ücretli leyli olarak ta girilebilir. Senelik ücreti 300 liradır. Nihari talebe, kendisine yatacak yer bulmak şartile mektebe mecernen devam — edebilir. Yalmız duhül şeraiti onlara da şamildir. * Samsunda tüccardan Kayış zade Kemal Bey vasıtasile Muttalip Beye: Tütün Eksper kursu bu sene de açılacağı şüphelidir. Mamaafih şimdilik müracaatler kabul edil- mektedir. Siz de bir İstida ile Ortaköyde Tütün Eksper kursu müdüriyetine müracaat edebilir- siniz. * Zonguldakta Tuz — İnhisarı Müdürü Kâmil Beye: İstanbul Kız Muallim mekte- bine bu sene yeni talebe kabul edilmiyecektir. * Adanada Kamer lokantasında Hüseyin Beye: Ticareti Bahriye Mektebi hale kında 10 ağustos tarihli nüshas mızda izahat verilmiştir. O nüsha adresinize gönderilmiştir. * Adapazarında Müşerref Ha | nima: Ebe Mektebi hakkında 1i Ağustos tarihli nüshamızda vizt | hitaben İzahat verilmiştir. rülayet ıd" Moda eerey l larına tabi *| o dıvtr 47 Fethi Hıbır bq (