| | | | | | | Avustu MAT SÖON DİN SON C GÜNLERİ d Foi | rya Filosunun Şehri Selâmlamak - İçin -- Attığı Top- lar Abdülhamidi Korkutmuştu. ECE B ae dlö | NAKİLİ: , ZİYA ŞAKİR .. 47 (Herhkakkı mahfuzdur) Elimden kalemi bırakarak dumanlar köpüre köpüre yük- seliyordu. - Fakat.. Dışarıdaki koşuşmalar ve kadın sesleri ne oluyordü? Bunu da anlar Mak için kapuyu açtım ve açar | Uçmaz, Dilbeste kalfa ve Zitlfet hazinedar usta ile karşılaştım. | İkisi de telâş- içinde idi. Beni görür görmez, merakla tordular: — Ne oluyoruz Allah aşkına?, bi Birdenbire bu — suale ve onların telâşına hayrette kala- rak, ben de onlara sordum: — Ne oluyoruz. efendim.. Birşey mi oluyor?. Dilbeste, elile deniz tarafını göstererek : — Top #seslerini Işitmiyor musunuz? Az kalsın, gülmekten katı- lacaktım: — Eh, dedim. Top sesle- rinden 'size ne?.. Avusturya filosu, Kmana giriyor ve girer- ken de uüsülen kal'ayı selâm- ılyo'. Zülfet usta, derhal kendini toplıyarak: — Yaa... Selâm — topları desenize... Aman, biz birden- bire anlamadık ta fena halde korktuk. — Ne diye korktunuz? — Düşman gemileri geldi de bizi topa tutuyor diye... — Hayır Efendim bayır.. Müsterih olunuz... Top atan gemiler, Avusturya filosudur... Vaka, Zülfet usta ile Dil- beste kalfa müsterih olmuşlar- dı.. Fakat- kim bilir ötekiler ne halde idi? Bir de onları dolaşmak için koridordan geç- Natiye — Kadmefendinin odasından, biribirine — karışan h ve erkek sesleri geli- Yordu, Tam -odanın önünden ge- çerken kapı açıldı. Abdülhamit çıktı. Rengi kireç gibi bem- yazdı. Derhal vaziyeti anla- dim. Onun sormasından evvel ben söyledim : — Merak buyutmayınız efen- dim: Avüsturya * filosu şehri ziyârete geldi. Merasim topları Atılıyor. Abdülhamit, cesur görün- Miye çalışarak : — Tabii canım tabii. Mera- tim topları. Ben derhal - anla- dm. Fakat kadınlar, malüm Ya, herşeyden korkuyorlar, her #eyden mana çıkarıyorlar. Eğer işiniz yoksa, beni bekleyiniz.. Şunları teskin edeyim de gele- yim, Biraz konuşuruz.. Vardar cihetindeki odada Abdülhamidi bekledim. Beş dakika sonra geldi. Daha kapı- dan girerken söylüyordu: — Kadın milleti değil mi?.. Farfaracı oluyorlar vesselâm. vi de şaşırttılar.. Sanki, ha- Meclisi Maarif Azasından Hasan Bey kikaten —düşman geliyormuş gibi telâşa soktular... Karşı karşıya oturmuş ve cigaraları yakmıştık. -Abdül- hamit ( bermutat ) söylemiye başladı : — Ben Ööyle olur olmaz şeylerden korkmam.. Çünkü başıma çok şey geldi. İnsan, hayatında ne kadar çok vak'a görür ve geçirirse, o kadar cesur oluyor, hâdisata alışıyor. herşey — tabit geliyor. Böyle olmakla beraber, yine can tatlr. Böyle, &ni hâdiseler lıırııımd_ı evvelâ hayatını düşünüyor. Ri- vayete nazaran Musa aleyhis- selâma Azrail gelmiş : — Ya Musa! Artık vaktin tamam oldu. Canım alacağım. Demiş. Musa, cân korkusile Azraile bir tokat vurmuş.. Azralli, huzurundan kovmuş. Arzrall gitmiş, , Cenabıhakka şikâyet etmiş. Cenabıhak: — Git, Musaya söyle. Elini hir ceylan postu üzerine koy- sun. Elinin altında he kadar tüy kalırsa, o tüylerin mdedi kadar sene öonüu mwammer edeceğim. Demiş... Azrail gelmiş. Ab Jahin emrini Musaya tebliğ etmiş. Musa, düşünmüş ve Azraile: — Pek 4lâ amma, ya sonra gelip yine cammı alacak mı- «n? Diye sormuş. Azrall: — Tabil... Demiş. Hemen Musa, cevap YAi ç ise gel Şimdiden mı el “ıl!)emlı Filbakika — öyledir. Az yaşa, çok yaşa, natice yine ölüm... :Jıııd Ağanın kahve getir- mesi, Abdülhamidin - sözlerini | muvakkaten inkıtaa uğrattı. Ve sotra, kahvesinden uzun uzun yudumlar alırken devam edi- yordu: —Japonların fikri böyle de- ği Bizimkiyle, taban tabana zıt. Onlar, öldükten sonra, ruhlarının başka bir cesede imtikal edeceğine kani oluyor- lar. Önun için harpte, çok ce- saret gösteriyorlar. — Fakat — efendim, — yalnız Japonlar mı? Bizim askerler de... Sözümü kesti: — Şüphesiz.. fakat bizde de başka bir itikat var... Harbe atılan bir asker, ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum, diyor... — Acaba — bunda, vatan muhabbeti bir tesir icra etmi- yor mu dersiniz 7? Abdülhamit, birdenbire ce- vap vermedi. Dudaklarını garip bir mana ifadesile buruştur- duktan sonra: — Vatan - muhabbeti diye insanların . biribirini -boğarzla- ması.. Her halde iyi bir şey degil.. — Fakat efendim, siz de harbettiniz. Cülusunuzdan bir sene sonra, Ruslarla harp açıl- dı.. Sonra da 313 de Yunan harbi... Yine sözümü kesti, (Arkası var) Meclisteki Müzakerenin Son Zabıtlarını Aynen Yazıyoruz (Baş tarafı 1 inci sayfada ) Bu adam Sakızlı imiş- Ad_' da Kirye Sırrı imiş. Bu herif işgal zamanında “Koz mos,, » aleyhimize neşretmiş ve onda aleyhimize envai yazılar yazmış. Sonra bu da kâfi değilmiş gi- bi “Mukaddes mavi bayral durürken nasıl olur da bu kirli Türk bayrağı burada » demiş. d“rl'(lırlıı-ıç Aliş B. (Gazi Antep) — Bu adam mı? Ali Saip B. (Devamla) — Bu alçak bu yazıyı yazmış, Kâlâ yazıyor. (Kahrolsun ses- leri). Efendiler; bunun gibi ve yine bunun — arkadaşı olan Avukat Süreyya namında bi- risi o zaman İinçedilmiş fakat bu haine dokunulmamış. Bu nasıl yaşıyor ve nasıl gazete çıkarıyor ? Hayret ediyorum. (zmirlilerden soralım sesleri). Onun için efendiler; kimlerle mücadele ettiğimiz meydandadır. Hainlerle, — dolandırıcılarla, alçaklarla mücadele ediyoruz. Efendiler! İnkılâpçılar için ha- yaltta iki türlü ölüm vardır. Birisi kurşunla, birisi de ta- mamen unutulmaktır. İsimleri- mizden bahsedildiğinden kork- muyoruz. Yeter ki hiyanet etmesinler. Düşmana — hiz- met etmesinler. Bütün iste- diğimiz. badur. Halin dedim, tasvip sesleri işittim. Şaki de- dim, tasvip sesleri iİşittim. ( Devamı var ) POSTA Bahar geldi. Şehirlercen köylere, sayfiyelere daiteniz, odalarınız varsa veyahut Yiralahacak «, dair sormakla kâfidir. DOKTORLAR DOKTOR AHMET HAMDI Zührevi ve dahili hastalıklar. Hane: Beyoğlu. Tarlabaşı caddesi No, 145. enehane: — Galata Topçular caddesi. No 164. — --31 PARİS TIP FAKÜLTESİNDEN Merun Cilt ve Zührevi hastalıklar mütehassım Dr. BAHATTİN ŞEVKİ Kabul saatleri sabah #sekizden akşam yediye kadar Babiâli Meserret oteli karşısında No. 135 birinci kat. GÖZ ve Gözlük mütehassan doktor Fust Aziz Bey — Muayene ile gözlük satılır. Muayene ücreti ahamaz. — Bahçekapi — Hamidiye caddesi 50 numarah mağara. — EMRAZI ZÜHREVİYE tedavi- Hanest — Döktör Aristidi Bey: Eminörü sabık Karakağ Ham No, 8 Diş Tahibi K. Jamgoçyan Harbiye polis karakolu sıra- sındaki köşebaşında 73 numaray 1 nakletmiştir. Sabah 10 dan ak- şam dokuza kadar, -? —N ı aklt geçirmeyiniz. (25) kuruşlu kelime faşlasr İçla bir kuraş İüvecdin'z | SATILIK EVLER | | PAZARLIKSİZ (2000) LIRA- | YA — 3 katta 7 oda bahçe mut- | fak elektrik ve terkos tesisatı. Beyazıt Süleymaniye Elmarmuf x- | hallesi Ayşekadın. sokak 27 Noda Cemlil Beye - l SATILIK — Üszküdar İhsani- yede 78 Noh hane satılıktır Müştemilâtı yedi oda bir mutfak #sarnıç terkos bahçe -i kuyusu vardır. Talip olanlar (ittisalindeki bakkal Mustafa Ef. ye müracaat. ——7 TERZİLER Uzun vadeli, mutedil — şeralt ile en müşkülpesentleri mamnun edecek şekilde modaya göre elbise yapılır. Babıali No. 35 Yusuf Ziya. —18 Doğum ve kadın hastalıkları mütehassısı Dr. Hüseyin Naşit Türbe, eski Hilâliahmer binası No. 10 Telefon İst. 2622 — Son Boks Maçı Ve Dedikodusu ( Baştarafı 1 inci sayfada ) Dün de, bir gazetede Meli- hin gönderdiği bir mektubu neşredildi. Melih bu mektubunda ha- kikaten, kendisi mağlüp olduğu halde galip addedildiğini iti- rüf etmekte ve hakemlerin kehdisini — sevdikleri için le- hinde karar verdiklerini fakat kendisi bunu kabul etmediğini söylemekte idi. Melihe atfen neşredilen bu mektup pek garip bir tesir bıraktığı için meselenin — mahiyetini — öğren- mek - istedik. Melihi gördük. Melih Bey bize şunları söyledi: *—Benim söylemek istedik- lerim — yanlış — anlaşılmış — ve yanlış yazılmıştır. Ben galip gelmediğimi iddia etmedim. Ben galibim. Hakemin bu Hükmü de geri alınmaz. Ben yalız orta hakemi Eşref Beyi tanırım. Yan hakemlerini ta- timam — bile. Bence verilen hüküm yerindedir. Ben oyunu çok İyi oyna- dım. Beşinci devreye kadar kendimi çok iyi hissediyordum. Oyunu iyi idare ettim. Sonra- ları avantaj hasmıma geçtise bile yine galip benim adde- dîlmelllıımdı. Ve öyle oldu. | her reagi vardır. Ucuz satılır. Tel. İst.> 30? | Fakat gazeteler ve bazı kim- İukı itirax ettiler. Ben de şanu demek istedim: Ben mağlübiyeti — kabul — ederim. Ben galip addedilmek için maç yapmadım. Maçı #spor olsun diye yaptım. Boksu çok severim. Fakat burada derece takip ederek — yükselemem. Memlekette — baksör — yoktur ki silsile takip ederek yavaş yavaş daha yüksek kimse- lerle döğüş — yapayım — ve boksu ilerleteyim. Binaenaleyh memleketimize gelen : her ya- bancı ile, aramızda büyük fark- lar bile olsa maç yapmak mec- ü « Bu maçta da galip geldim. Hasmım Bunya- da bâkemin kararını kabul etmiştir. Mamafi şahsi kanaa- tim, hasımımın bana faik ol- duğu merkezindedir. Ayağı Kırıldı Adliye odacılarından Halil Halim Efendi Osman Ali Efen- diyi yere düşürmüş, adamca- ğızın ayağı h_r_ılııınhı. ikalacaktır. Kiraya — verilecek evinlu, ve Oda İstiyorsanız - Aramak ve e bu İşl yapab'liriz. (IB) kelimelik bir — Ula MÜTENEVVİ TALİİNDEN ŞİKÂYET EDEN- LERE MÜJDE N& &lhir, ne tılımm. Yalnız gişemizin kerameti. Gişemizden bir defa bilet alanlar talilerinin anitebeddülü karşısında hayretlere düçar elacaklardır. Bir tecrübe küfidir . Divanyolu 93 numaral Ümit gişesi. — Tashih — Otuz kişi arasında taksim — edilmek Üzere - satılan hisselerden (28052) numara yarr lacak İken sehven — (28652) yazık mıştır. Teshih olunur. Divanyolu Ümlt gişesi, —HĞ I L #ORÜCÜ HÜSEYİN — Yırtık yanık, güve yeniği elbiseler emsi line falk bir surette belirsiz. örü- lür. Bir tecrübe kâfidir. Beyoğlu İstiklâl caddesi Pasaj Aznavur, DOKUZUNCU PATRON KUPONU No. 15 Gazetemizde on beş günde bir vermekte — olduğumuz — Patronu bedara almak — istiyoranız; bu Kupçau kesip saklayınız yve 15 kupon toplayınız. -Patronlarımız dan pek memtan olscakarmı. Patronlar neşredildikleri gün- den itibaren İstanbul kariletimiz bir hafta, taşra karllerimiz on göün içinde kupanlarım — gönder- melidirler, Bu müddet geçlikten sonra kuponlar kabul edilmez. SON POSTA 'eviaf, Siyast, Mavadiı ve Halk gazeter Postc katusu, - 161 Telgraf — İstanbul SON POSTA ABONE FİATI ECNETİ 2700 n ., w, v , Gelenevrak gari verilman Hlânlardan mesuliyet alıa naz. 125 kuruş yüzü ile Kuş Tüyü yastık # İı—ıhuld. n Gğele eli Çakmakçılar, uruştan Sandalyacılarda organ 15, yağlıboya Kuştüyü fabrikası yastıklar 5 — lira başlar. qış..ımya kumaşların -e MOND-EXTR Uzün müddet: RADİUM tıraş bıçağını imal va piyasaya sev- ketmiş olan Rot- Bühner fab- rikası bu kerre evvelki sev- kiyatı yerine MOND-EKSTRA hrıı.bıçığını mühterem müş- terilerine arzeylemektedir. MOND - EKSRA bıçağı fen- nin bir Ibdamdır. Cihanşitmul bir şöhreti olan Rot - Bühner fabrikası bu yeni bıçaklarile teravet ve sıhhatini mu- hafaza etmek istiyenlere emsalsiz bir hizmet daha gösterilmiştir. MOND-EKSTRA yı tecrübe etmelerini teveccühlerinin mazhariyetile muhtrem müşterilerimize ha: müftehir. - olduğumuz raretle tavsiye ederiz. Her Yerde bulabilirsiniz. 10 adedi 75 kuruştur. Toptan satış mahalli: Galata, Kürkçü Başı han No 4 PİYER PİRİMYAN Telefon : Beyoğlu 973 j