SON POSTA ABDULHAMIDIN SON. GUNLERI Yüz Yirmi Yaşındaki Meş- hur Hoca Hasan Efendi Abdülha- mide Vaktile Neler Ögretmıştı? ZİYA ŞAKİR NAKİLİ: (Her hakkı mahfuzdur) Dedim ve elimdeki cıgarayı Rösterdim. Halbuki o, farkın- da bile değildi. Baktım rahatsız. | yaklaştı. Biz böyle telâş ile uğ- raşırken, bir de baktık ki, hoca sandallda hiç istifini bormadan oturuyor. Yerinden bile kımıl- Muhta; istirahat — olduğunu "ıüy:ı'.ı. müsaade — İstihsal damıyor. Sandal güç hal ile #ttim, çıktım. Hocayı sandaldan al- dık. (Aman Hoca Efendi, bu havada niçin zahmet ettiniz) dedik. Hoca, büyük bir soğuk kanlılıkla: (Bugün, deniz biraz Oda kapısı haricinde dok- toruna rasgeldim. Elinde bir tiye ilâç vardı. Sordum: (Bu he hal?) dedim. (Biraz ra- DOKTOR AHMET HAMDİ elere ev, Babar geldi. Şehirlerden — kü, aaj hlnTaR, Si SAa Yünkek gölünmün sormakla vakit geçirmeyiniz. kâfidir. Her kelime fazlası için bir kuruş DOKTORLAR DİŞ TABİPLERİ DİŞ TABİBİ NECATı — Cuma- dan mada her gün sabahtan akşa- ma kadar hastalarını kabul eder. Pangaltı Hamam caddesi No, 17—58) İŞÇİ İSTİYORUZ MEMUR ve MEMURE İSTİ- 'YORUZ — İşiniz olmadığı 2a- manlarda çalışarak ayda 90 lira- Zührevi ve dahili hastalıklar. Hane: Beyoğlu. Tarlabaşı caddesi No. 145. Muayenehane: — Galata Topçular caddesi. No, 164. — --35 PARİS TIP FAKÜLTESİNDEN Mezun Cut ve Zührevi hastalıklar _ııııııı.ııı Dr. BAHATTİN ŞEVKİ Kabul saatleri sabah sekizden akşam — yediye kadar Babiâli B k:“n Hut No__::i mektapla sorunuz. Mektup - İçine Bçiedt VEL — 6 kuruşluk pul koyunuz. İstanbul GÖZ ve Gözlük mütehassısı | postanesi 400 — doktor Fuat Aziz Bey — Muayene Me gözlük satılır. Muayene ücreti Hamidiye — Erkek işçilere iş veriyoruz. PARA KAZANDIRIYORUZ Okuyup yarma bilenler tercih edilir, adresinizi mektupla bildi- alınmaz. — Bahçekapı enddesi S0 numaralı mağaza. ukılacaktır. - Kiraya — verilecek th lalre ve oda istiyorsanız (25) kuruşla size bu işi yapablilriz. (16) kelimalik bir ıı- ilâvcediniz. MÜTENEVVİ KOLAY SÜNNET .:*-eldl yezi için meşbur Halepli loktor T örüeklen baber Yörikkiei. Siledi Nııııllnde Hanı. Telefonİstanbul ( İSTEYORUZ — Bir aşçı, bir hizmetçi, bir mürebbiye isteyoruz. E'" l—:ı.ı..pı. sorunuz, Liçine 4 uruşlu! D ei nbi Pesakaaz SÖ e * S —— ÖRÜCÜ HÜSEYİN — Yırtık, lz:—lr— güve yeniği elbiseler emsa- faik bir surette belirsiz. örü- L“ Bir tecrübe kâfidir. Beyoğlu klâl caddesi Pasaj Aznavur, No. 13 — -— SATILIK AHIR VE TAaRLA— 30 dönüm üzerinde meyva ağaç- hatsız, tedavi ediyoruz. ) dedi. doktor evvelce benim de doktorumdu. Nihayet Üç gün içinde bütün bütün tecennün Etti. İşte, buralarını bilemez oldu. Sonra, işretten | Öyle bir hale geldi ki ellerinin | bzeri, kabardı. Gör kapak- ılnmn altı — gisti. Hiçbir Yerde duramaz oldu. Kim- 8e — zaptedemiyordu. Kalbi de yağ bağlamıştı. Mecnunlar her nedense çok kuvvetli olu- Yorlar, Sultan Hııııî: bunları nak- lederken, yüzüne çok dikkatli ı"klyordum. Simasının bütün hatları, derin bir elemle ge- rilmişti. Acaba, bu bir hissi tefkat ve merhametten mi? Yoksa, Abdülhamide en he- Yecanlı günlerini yaşatan o za- Manların, hatıratına temas et- Mesinden mi lmııılıo gelmişti?.. Sırrıcemal kılfı ağırlaşıyor. Akşam on ikide, konsolto yap- tılar. Abdülhamit, anlatıyordu: — Bizim, bir hocamız var- dı. (Akkâlı Hoca Hasan Ef.) derlerdi. Pek Alim bir zat idi. sel'eııı:ılııy yokuşunda oturur- du. Yüz yirmi yaşında nlduğu halde, yine hergün saraya gi- der gelirdi. Bütün ulema, Müşküllerini bu zatten helle- derlerdi... Cülüsumun altıncı Senesinde; bir gün mabeyinde Meşgul iken (Hoca Ef. sizi görmek istiyor) dediler. Mü- ü bir meselenin müzakere- a 1 olmama rağmen, mn::::ülll kabul — ettim. rsun.. — gelsin.. ) dedim. öti girdiği — zaman, e:ır'ı Biraz oturup ha hatır geldim.. Ben artık gidiyorum.) (Hayır ola, boca efendi, Böyle ansızın nereye ? ..) Diye Sordum. (Artık, vaktimiz geldi. 'ete gidiyorum. Mahza sana Son duamı etmiye geldim.) Ce- Yabını verdi ve bana, dua etti. '-rıdı beni öptü. Ben de (Jea- öyle olurmu hocam. Haa Hoca, çıktı gitti. Ben bıınu. İhtiyarlığa, bir sinir zâfına ham- İettim. Halbuki, iki gün sonra, anın birdenbire vefat etti- Allab, rıhtıma koştuk. Kancalar, can h:ıılı'hııılı& O devrin ricalinden Nurettin Paşa şey istemedi... Bir hocamız daha vardı: (Gerdan kıran, ho ca Ömer Hulüsi Ef.) derlerdi. Bir bacağı kudretten kısa idi. Kendine mahsus bir yürüyüşü vardı. Bu da, çok mübarek bir zatti. Biz, bu zatten: (Hadis) ve (Baharii şerif) okuduk. (İcazet almamıza) pek az kal- mıştı. Bilmem ki kim fitillemiş, Sultan Aziz, (artık saraya gel- mesin..) Demiş. Zavallı adam buna pek mütcessir olmuş. Kahrından bir tarafı meflüç oldu ve bunun neticesinde ve- fat etti. İşte, bu zat te hiç kendi menfaatini düşünmezdi. Aldı; bile karısına ve- rııı:ı. ;:3. karısı idare eder- Kendisi daima mütalea ile meşgul olurmuş. Üsküdarda otururdu. Vazifesine ve derslerine çok merbuttu. Hiç unutmam, bir gün bava çok fena idi. Deniz- de, ne vapur ve ne de kayık vardı. Pencerede oturup deniz- de yuvarlanan koca dalgaları seyrederken, gözümüze — bir sendal ilişt.. Hemen dürbünü aldık. Dalgalarla pençeleşen bu sandala baktık. Saraya elmiye uğraşıyordu. ld!f"(ı hıı battı. ha batacak ) diye pencerenin önünde çırpı- nıyorduk. Sandal yaklaşınca içinde kimi görelim.. Bizim gerdan kıran hoca Ömer Hı- lüsi Ef. değil mi ?.. Hemen Sandal sertçe İmiş...) dedi... nereye gelecekti, evet.. insan oğlu, kaç sene yaşarsa yaşa- Bı0, sonu yine ölüm... Dünya- da kalacak ancak bir nam... İşte, Sırrıcemal kalfa da böy- ledir. Eğer bir (Emri Hak) vaki olursa, çok iyi bir mam bıra- karak — bizden — ayrılacaktır. Fakat çok mütecasir olacağız... (Arkası var) (Baş tarafı 1 inci sayfada) Nereye gidiyoruz? Büth mücsseseler m: midir? Şimdiye kadar ıııhd- du tanıdığımız — müesseseler ıkılacak mıdir? Benim görüşüme göre, dün- ya istikbalde, bugünkünden tamamen başka bir şekil ala- caktır. İnsanların ekserisi, çimdiye kadar kabul edilen nizamlar hakkında — nadiren — şüpheye düşmüştür. Hürriyet, müsavat ve saire gibi birtakım hak ve hayat şartlarını bir defa kabul ettikten sonra, bunları kimlerin tanzim ettiğini araştırmıya İü- zum görmemiştir. Fakat bugün insanlar, bir deli veya birçok deliler tarafın- dan idare edilmeğe karşı isyan duymaktadır. Günden güne, bugün mevcut parlâmento mü- essesesinin bu yanlışlığı teşdit ettiğini görmektedir. Nihayet anlamağa başlamıştır ki, basit cemiyetlerde önlerine konan meseleleri muvaffakıyetle halle- den meb'uslar, bugünün yük- sek ihtisasa ihtiyaç gösteren işlerini halle en az salâhiyettar olan kimselerdir. PARLÂMENTO KALMIYCAK Zannediyorum ki, istikbal, birçok parlâmentoların ölümü- ne şahit olacaktır. Yaşıyabile- cek olanlar da, bugünkü par- lâmentolardan farklı olacaktır. Bu temayül daha bugünden görülmeğe başlamıştır. Bazı memleketler — parlâ- mentosuz işlerini görmektedir. Bazı memleketlerde de evvelce meb'usların hallettiği mesele- ler, mütehassıslara havale edik mektedir. Meselâ Almıanyada, mühim Haa.. söz DÜNYA NEREYE Alman Müte si — Doktor Arlstidi z BZ belikik Karakaş Ha No. 8 —- T ——— KİRALIK VE SATILIK eee SATMAK yahut K için 9-12 arasında müracaat ediniz. Tramvay, takele- ye, gimendifere — yakın — olanlar mursecahtır. İstanbul dördüncü Vakıfhan asmakat 29 — milli ıaıalelırl variyetlerini .halkın rey ve İntihabına med- yun olmıyan xeki ve salâhi- yettar kimselere gördürmek usulünün tatbikma başlanmış- tır. Ezcümle bugünkü ziral Programımızı yapanlar ve onu tâtbika memur olanlar, pırll- mento ile hiçbir alâkası olmu yanlardır. Kanaatimce, istikbalde bü- tün mühim meseleler, bu kabil salâhiyettar kimselerin eline geçecek, ve parlâmento kâğıt Üzerinde kalan bir müessese olacaktır. Bugün, güya bir hü- kümdarın bütün hukukuna ma- lik olan İngiliz kıralı ne vazi- yette ise, parlâmento da yarın © mevkie düşecektir. Bu mühim değişikliğin neti- cesi olarak aristokrasi Idaresi- nin teessüs edeceğini tahmin ediyorum. Fakat bugün an- ladığımız —manada — aristok- rasi değil, ideal manada arle- tokrasi: Yani dimağ ve külb- tür — aristokrasisi. Hükümeti ve memleketi idare edecekeri, hükümet telâkkisi daha geniş olan ve fırka prensip ve veç- heleri içinde kalmıyacak olan- lardır. Umumiyetle istikbal hakkın- da tahminim bundan ibarettir. Şimdi de biraz bugünkü Av- rupadan bahsedelim. AVRUPA İTTİHADI Avrupa devlet adamlarının çoğu dar görüşlüdür. ve çoğu Briyanın ortaya attığı Avrupa devletleri ittihadı fikri etrafın- da dolaşmaktadır. Avrupa — devletleri — ittihadı fikri tahakkuk edebilir. mi? Zannetmiyorum. Çönki Avru- pa devletlerinin her biri mün- ferit bir — gahsiyeti — haizdir. fekkirlerinden Kont Kayzerlingin Bir Tetkik Yazısı —- riniz mektup içine 6 kuruşluk pul koyunuz. İstanbul postanesi 548 ğ ları ve büyük ahırı havi Lâleli- de eczacı Sıtla Beye 11-13 ara- — | sında müracaat. — | İş ARIYORUM — Vaktile j bözi srmabizlerde iye bit vez | eat ERZİLER Z tiyetin - başında müvaflakıyetli n işler gören, orta derecede tahaili "E'::_::'J'ı' ';'J:fmm'f: bulunan bir genç İş aramaktadır. Her türlü iş kabulüne amadedir. edecek şekilde modaya göre Gazetemize A. S. İşaretile mü- | ©lbise yapılır. Babıali No. 35 racaat edilebilir. Yusuf Ziya. —-a ı Yeni qul'ıl: GİDİYOR? | <n aa kep bir grup tarafından çıka- rılan Toros mecmuasının 11 « 12 inci fevkalâde nüshası gü zel münderecatla neşredilmiştir. Sırpların İhracat Kongresi — — Yugoslavya hükümeti istih- — | salâtı ile ihracatını kontrol için ! ü bir nizamname tar . Kracat içösi | bu nbamaameri ( B şayanı dikkat görmüş di ettiği bir mgm lktun" ch: kâletine göndeımıılu “Fakrü sefaletten bikmiş usan- mışlardır. -Bugünkü ıııderloı' ortadan kalkınca Bolşevizm de bugünkü şeklile nihayet bula- caktır. İtalyada faşizm yaşıyacaktır. İngilterenin istikbali İngilix metodunda esaslı bir değişik- liğe mütevakkıftır. Bu hususta hiçbir tahminde bulunmak is- ! temem. Fakat müşkül mese- leleri bertaraf etmek hususun- daki zeki idaresi sayesinde bw Şimalt —Amerika böyle bir federasyonun mümkün oldu- ğunu — göstermiştir. — Fakat onların medeniyeti bizimkin- den tamamen farklıdır. Şimali Amerik müttehidesi hayli kollektif bir teşekküldür. Halbuki her Avrupa milleti münferittir. Sovyetler, Avrupa için büyük bir tehlike olma- dıkça böyle bir federasyon mümkün Avrupada (ktıııdl bir fede- rasyon meselesi başka bir şeydir, fakat bu da ancak Avrupa için mümkün- wşvvdı ı:nıılçı':ı mıntaka iktısadi — itilâflar aktedilecek ve bu iktısadi gruplar Sovyet | günkü —müşküllerden kurtul- dampingi ile mücadeleye mu- | mıya muvaffak olacaktır. vaffak olacaklardır. Almanyaya gelince, memle- | Yarınki Rusya, bugünkü şek- "':Ş":k """ı'" "*“M:“' &ü ; linde —bir Sovyet — idaresi Aıııı-ıhı!ı: da istik olmıyacak, daba salim bir em- niyet hâkimiyetine — mevkiini verecektir. Maamafih unutmamalırki Rus- yada Demokratik bir idare asla teessüs etmiyecektir. Ru- sun seciyesi, demokratik idare- ye muhaliftir. Rusya daima bir ekalliyet tarafından idare edil- miştir. İhtilâlden evvel Rusya- ya hâkim olan Çardı, şimdi onun yerini Bolşevikler almıştır. edemedıgı için lıı.ıu!ıiı vahim- ıqd' sulhünün büyük l inün me- zelu. r dur. Avrupa sulhü L Fransızların elindedir. Avrupa ; altınlarının çoğu onun kasa- sındadır. Fransa Almat ı para vererek yardım eîme?;oı bu mesele halledilemiyecektir. i Almanya — gençliği istikbale bakmadıkça, devamlı bir sulh mümkün değildir. ——__———____—.—__—-—_____—. atyu.ııııeîo ı;nrı ise, çiftçi DOKUZUNCU üler büyül ir ekseriyet teşkil edecektir. Madenler ve PATRON KUPONU ormanlar nasyonalize edilmiş igeir ai olarak kalacak ve bülün rmem- No. 6 Gazetemlade o0 beş günde bir vermekte — oldüğumuz — Patrona bedava almak — istiyorsamız, bu kuponu kesip saklayınız ve 18 kapon toplayınız. — Patronlarımız dan pek memnun olacakaımız. Patronlar neşredildikleri gün- den İtibarca İstanbal — karllerimlz bir. hafta, taşra karilerimiz ox gün içinde kuponlarını gönder- melidirler. Bu müddet geçtikten Boara kuponlar kabul edilmez. leket sindikalizm esaslarına göre idare edilecektir. Bu esaslı hatlar baki kaldıkçe, monarşi veya demokrasinin mevcudiyeti ikinci derecede — ehemmiyeti haiz meseledir. Bugün Rus qençlıgınm, mev- eut idealden gayri bir metkü- resi vardır ki, o da yüksek bir yaşayış seviyesi tesis ıhnh.h-