Kari Gözile Gördüklerimiz Ankarada Bir Hanım Kızın Haklı Arzuları Ben Ankara karilerinizdenim. Cebecide oturuyorum. Hava iti- barile Ankaranın en güzel yeri lan Cebecide maalesef halkın stirahati hiç düşünülmüyor. Bana Çoktorlar ©hayası için Cebeciyi avsiye ettiler. Fakat ben çalış- mak mecburiyetinde olan bir kizim. Bir girkette çalışıyorum. Sabahleyin sekizde şirkette bu- lunmak mecburiyetindeyim. Fakat Cebecide — otobüsler — sekizden aonra başlıyor. Bilmecburiye Ce- beciden Yenişehire şirkete yaya gidiyorum. Maalesef sıhhatim - büsbütün bozuldu; biraz toplamak için gel- diğim Cebecide büsbütün zayıf- ladım, bittim. Sonra Cebeci sokakları henüx birkaç ay evvel elektrikle tenvir edilmişti. Buna bütün Cebeci sa- kinleri pek çok sevindi. Fakat ne fayda ki bu da halkın en ziyade istifade edeceği bir za- mandi S İş sahibi, yollarında t dokuza kadar sarruf için yatagı: ekseri Jâmbaları yanar buluyoruz. Ankara: Wuriye Bir Selâm Mecburiyeti Sındırgıda arabacı Mehmet lsminde bir karlimiz bize bir mektup yazıyor. Bu mektubunda kaymakam Beye selüâm verme- diği için hakaret gördüğünden şikâyet ediyor. Biz, bu İşte bir hata olması ihtimalini düşündük. JEsasen kanuni bir mükellefiyet olmadığı için bir şahsın bir mül- Kkiye âmirine selüm vermesi yart şeğildir. Fakat san'ati resmiyesi jtibarile kara veya vilâyetin en i;“".k memuru olduğu için hak- ında itibar gösterilmesi de mü- masip olur. Fakat bu hlas! bir mecburiyet haline koymak - İsti- yenler ve bir dalkavukluk vesi- lesi yapmak İstiyenler haksızdır- r. Karlimiz eğer haksız yere hakaret görmüşse kanun? yoldan hakkını arayabilir. Pis Banyolar Bazı karilerden aldığımız mek- tuplarda, bir kısım şehir dahilin- deki deniz banyolarının çok fena tıhhat şeraiti içinde bulundukla- rından ve lâğım sularile bu mın- takaların kirlendiğinden şikâyet edilmektedir. Bu banyoların isim- leri de zikrediliyorsa da biz bu isimleri kaydetmeyi münasip gör- medik. Fakat muhakkak olan şey balkın sıhhatine taallük eden bu meselede Belediyenin pek geniş davrandığıdır. Alâkadar makamın nazarı dikkatini celbediyoruz. Cevaplarımız Ayasofyalı Hakkı Beye: Mütalealarınızda isabet edilen tarafları tasdik etmekle berabar herşeyin zaman ile kabili hal olduğunu da unutmamak lâzim- geldiğini tabif bilirsiniz. Muzaaf zevk İiçin de muzaaf çalışmak . Bu da kı zamanın deceği bir meseledir. Yeter ki ler bizde lümmgelen müz- bet tesirini göstersin elendim. |(Hayata Yeni Girîc_e_k__Ge_nçler Ve Aileleri Bir Meslek Seçmeden Evvel Bü- yüklerinizin Nasihatlerini Dinleyin Gazeteci Olmak İstiyenler İlk Evvel Nelere Dikkat Etmelidirler? Dünya vukuatında " husule tığımız bu sütuna ait yazıların gelen vaziyet, gençler İçin aç« iki gün için fasılaya uğramasına sebep oldu. Bu vaziyet salâha yüz tuttuğu için biz de henüz tamamlanmamış olan anketimize devam ediyoruz. Malüm olduğu üzere bu anket, tahsillerini bitirip bir meslek intihap etmek vaziyet ve mecburiyetinde bulunan gençlere hitap etmektedir. giu |gibi gençlerin nasıl bir müşkül içinde bulunduklarını bil- iğimiz içindir ki daha evvel hayata atılarak kendilerine birer mevki edinmiş zevatin fikirlerini sorduk. Muvaffakıyet sırrını nerede gördüklerini tesbit ettik. Bugün de Milliyet gazetesi müdürü Ahmet Şükrü B.in gençlere tavsiyelerini kaydediyoruz: * Milliyet,, ga: Ahmet Şükrü %ey diyorki: — Meslek intihabı iki şe- kilde olur: Bazıları mesleklerini kendileri arar ve bulurlar. Ba- zılarını da meslekleri -bulur. Benim gazeteciliğe intisabım bir intihaptan ziyade - diyebi- lirim ki - bu mesleğin beni arayıp bulması şeklinde ol- muştur. Ha... Gazeteci Olmalı Mı, Olmamalı Mi? Bu, bir insanın hayatta gaye telâkki — ettiği şeylere göre değişir. Eğer bir adamın hayatta gayesi mahza bir ka- zanç, maişet temin etmekse gazetecilik en az istifade te- min eden mesleklerden biridir. Gazeteci olacak genç, maddi mahrumiyetlerle — karşılaşmayı manevi Üzüntülere de kat- lanmayı göze almalıdır. Gazetecilik mesleği daha doğrusu bir aşk meselesidir, Bunda duyulan manevi zevktir ki insanı mesleğine bağlar. Bunun için benim gazeteci- liğe girmek istiyenlere söyliye- bileceğim şey şudur ki: Eğer Henüz Kırpılan Yünden Saatte Elbise Yapıldı İngilterede Yorkşayr * zetesi müdürü mensucat yalnız maddi kazanç ve refah temin etmek maksadile buna intisap edeceklerse bu iş hiç te cazip değildir. Fakat gaze- teciliği bir meslek aşkile se- vecek olurlarsa bundan daha zevkli bir meslek — tasavvur edilemez, Ticaret Meselesi Değildir Gazetecilik bir ticaret me- selesi değildi. Her hangi bir meslek gibi yalmız bir maişet meselesi olamaz. Bunda bir yatan vazifesi vardır. Bir gazeteci, — gazetedeki mevkii ne kadar yüksek ve yabut mutevazi olursa olsun, daima mesleğinin bu mahiyette bir meslek olduğunu göz önünde tutmasile muvaffak ola- bilir. Gazetecilik, bir vatan ve bir memleket meselesi olduğu icin çok ağır mes'uliyetleri, çok cefası olan bir meslektir. Bu mes'uliyetleri lâyıkile idrak etmek lâzımdır. ve bunun ce- falarına da katlanmıya hazır olmalıdır. Sebatın Mevkii Hiç bir meslekte * sebat >h Yeni Bir Rekor | Üçı fabrikalarının - birinde geçende birçok meraklıların huzurunda gayet cazip bir tecrübe yapılmış, koyunlardan henüz kırpılan yünlerden 3 saat 20 saniye ve 30 salisede bir kat elbise dikilmiştir. 1898 sene- sindenberi Amerikalıların elinde bulunan bu rekor, şu son tec- rübe ile kırılmış oluyor. İngilteredeki son tecrübeye sabah saat sekizi iki geçe baş- lanmıştır. Beş kırpıcı 19 koyunu kırpmıştır. Yünler yedi buçuk dakika sonra yıkanmıya, bükülmiye ve boyalanmıya baş- lanmış, bir saat 29 dakika sonra da örme tezgâhımna verilmiştir. Tezgâh 24 dakika zarfında dört yarda uzunluğunda ve elli altı işliğinde bir kumaş dokumuştur. Bu kumaş, dominyonlar Tomasa bir elbise yapılmak üzere derhal ütüle- nerek saat on biri otuz Üç geçe otomobille atelyeye sevko- lunmuştur. Kumaş atelyede üç dakika zarfında sekiz terzi tarafından kesilmiştir. Ve saat 12 yi 27 geçe de elbise dikilmiş olarak M. Tomasa teslim edilmiştir. l Ahmet Şükrü Bey | tdenilen şey gezetecilikte c duğu kadar ehemmiyetli de- gildir. Gazetecinin muvaffakıyet kazandığı zamanlar - olur. ve muvaffakiyetsiz - zamanları da olur. Bütün bu iyi ve fena günleri aynı tebessümle kar- şılıyarak metanetle ve sebatla çılıınıık icabeder. İşte, gazetecilikte muvaffa- kıyetin en büyük sırrı: Doğru ve dürüst olmakta, en küçük bir haber bile verirken en ebemmiyetli siyast bir haber verirmiş gibi mes'uliyetini his- setmektedir. Sebat ta bunun yanında €en kuvvetli bir yar- dımcı olarak gelir. Boks Maçı Selâmi İle Romanya Şampiyonu Karşılaşıyor Yarın stadyumda Selâmi ile Romanya yarı orta şampiyonu Bunya arasında bir boks maçı yapılacaktır, Bu maç 10 ravunt olarak tertip edilmiştir. Bu maçtan evvel amatörler arasında beş boks maçı daha yapılacaki Selâmi ile Bunyanın maçına Bk ehemmiyet - verilmekti TAKVİM — Gün S1 24-Teı;ıâşı-î$l Haur 80 Arabi $- Rebülevvel-19s0 Ruml Yi Haziran * 1347 yakilsezant-vasati | vakıt-ezanl-vasati — — Güneşlos.14 | 448 Öğle / 4As J12.20 Kdndi! 844 İlsı7 Akşam12.—| 154 Yatar | 1.S4İ. 20 İmsak (7 0s|2. 40 Kadın Ve Kalp İşleri enç Kızlarımıza Elişi işi |Muhtelif İğneler Nasıl Yapılır Zincir: İğneyi sağ elinize, işlenen — ipliği sol elinize alı- nız. İğnenin üstüne bir halka yapınız. Bir ilmik alıp bu halkanın İçersinden — geçiri- niz. Bu hareketi her yapışınız bir (Şekil 1) zincir olur. ( Şekil: 1) Sık iğne : Yaptığınız zincirin halkasından iğneyi geçi- | viniz. Bir İ mik — alınız. İlmiği çeki- niz, İğnenin ** üzerinde iki (Sekik 2) halka — ola- ıktır. ( Şekil: 2 ) de gördü- inüz gibi işlenen iplikten bir sik alınız ve iki halkadan birden geçiriniz. Baret: İki işi birleştirmek için kullanılan atkılara denir. Kumaşın inceliğine, kalınlığına ve işlenen işin kalitesine göre baretlerin değişen — muhtelif nevileri vardır. Burada baretin esasını tarif edeceğiz. Gelecek dersimizde muhtelif baret şe- killeri vereceğiz. Evvelâ ipliği Işin bir tara- fından geçiriniz. Karşı tarafa tutturunuz. (Şekil: 3) Tekrar başladığınız yere geliniz, bir ( Şekili 3) ( Şekik 4) daha —karşı tarafa — geçiniz. ( Şekil: 4) Kumaşın üzerinde Üç atkı olacaktır. Bu Üç ipliği bir den (Şekil: 5) te görüldüğü — veç- hile iplik İşi ile sarınız. Bu nevi baretler bilhassa — ( şekili 5) reşilyö İşlerinde kullanılır. * İşlediğiniz muhtelif masa ve saire — örtülerinin kenarlarını zarif şekillerle süslemek örtü- nün zarafetini bir kat daha arttırır. Küçük pikolar, zarif ve in- ce dantelalar bu zineti - teşkil eder. Burada şimdilik iki mo- del veriyoruz. —— Tefrikamız : No. 88 — KUCAKTAN KUCAĞA SERVER BEDAİ — Vallahi, Dedi, en doğ- şuduür: - Nasıl — yaşarsan yaşa, ne yaparsan yap, han- gi yola girersen gir, hepsi müsavidir: Yine dişin, başın, gözün, ağrıyacak. Yine öksü- rük, olacaksın. Yine şuna buna sinirleneceksin. Yine arada bir gözün yaşaracak. Yine korktuğun, kızdığın, ya- şamaktan yorulduğun, bıktığın saatler olacak. Yine sana fe- nalık edenler bulunacak. Yine istediğin şeylerin hepsine ka- rusu nezle | vuşamıyacaksın. Yine ihtiyar- lıyacaksın ve yine öleceksin, iki gözüm. İki dakika —içinde bütün bir hayatın felsefesini ve ha- kikatini sayıp döküveren Atıf Beyin sözleri, üÜçünü de uzun müddet susturdu. Biraz sonra da kalkmışlardı. Küçük bir gezinti yaptılar, otele döndüler, yemek yediler çabuk uykuları geldiği için yattılar. * Ertesi sabah, Ferit on va- | purile Adaya geldi ve Atıf Beyle Nermini, Nadireyi ote- lin önündeki parmaklıklı met- halde buldu. Atıf B. hemen Feridi Ner- mine ve Nadireye takdim et- miş ve onunla işten bahsetmiye başlamıştı. — Dediğim kâğıtları getir- din mi? Klasöre geçmiş miydi bunlar?.. Ver bakayım? Ta- mam... Ne içersin? Limonata mı? Pek âlâ... Terli değil misin? Ferit, Atıf Beyin suallerine hep başını yanına doğru eğe- rek, büyük bir tavazule ve tit- rek bir gesle cevap veriyordu. Nadire ile Nermin de biribir- lerile konuşur gibi yaparak, sezdirmeden, — Feridi gözden geçirdiler : — Otuz Üç, — otuz dört — yaşlarında, — zayıf saz benizli bir gençti. Uzun boylu ve hafif kamburca idi. Belki de vücudunun bu kusu- runu gizlemek için, sık sık başını yana eğiyor ve sırtının cüz'! kamburunu muvakkat gibi göstermek istiyordu. Göz- leri kara ve ufarak, daima hafif ve — parlaktı. Çok —hassas, ve ayni za- manda — vehimli bir - insan hissini veriyordu. Burnu uzun olmasaydı, bu ince derili, kü- çük ağızlı, yuvarlak ve ufak geneli, utangaç ve Ürperişli yüzde bir erkek seciyesine ve iradesine ait hiçbir nişane gö- rülemezdi. Yazlık kıyafeti ile gözleri aldatabilen bir zarafeti vardı. karıştırırken ve nemli ince kemikli elleri hafifçe tit- riyordu. Nadire ile Nermine gözleri iliştikçe sesi daha fazla titriyor ve bu nevi kadınlarla az teması olan erkekler gibi Jazla sıkıldığı hissediliyordu. (Şekil: 6) da / gördüğünüz, İ Dersleri Güneşten Ko- runmak İster misiniz ?. Cuma günleri hepimiz kırlara çıkar, denizlere dö- külür, güneş altında gezer ve yaşarız. Bütün hafta şehir hayatına alışan ciltlerimiz, bu ani bol güneş ve bol hava karşısın- da altüst olur. Eve döndü- ğümüz zaman yüzümüzden hararet çıkar. Cildimiz bo- zulur, ve bir hafta rahatsız- hık hissederiz. Bunun önüne geçmek için evvelâ kıra veya denize git- meden evvel cildinize Krem sürünüz. Üzerine güneşin geçmesine mâni olan pudra koyunuz. Güneşte bulundu- ğunuz müddetçe arada sıra- da yüzünürü pudralamayı ihma! etmeyiniz. Eve döndükten — «onra, Lâakal dört saat yüzünüze su dökmeyiniz. Akşam ya- tacağınız zzman cildinizi içine Kolonya atılmış su ile yıkayınız. — Kolonyalı — su hem krem ve pudrayı çıkarır, hem de cildin açılan mesamelerini kapar. Bu suretle güneşin tahri- batından cildinizi korumuş olursunuz. basit bir ilmik işidir, yalnız (Şekit: 6) (Şekili 7) | hSf iğneler resimde — görüldüğü gibi seyrek olarak ve biri uzun biri kısa atkılar yapı- larak işlenmiştir. (Şekil: 7) Ayni işin daha sık olarak yapılmışıdır. Ucun- daki pikolar her altı iğned- bir defa yapılmıştır. Her a!- tıacı İğaenin ucuna biribiri özerine uç ilik iğnesi yapımız ve tekrar kumaşı - işleyiniz. Yapacağınız ilik iğneleri piko- ları vücuda getirir. ımteyze Bütün bu çekingenliği ve ku- runtulu tavırları arasında, ken- dine emin olduğu bazı anlar da gelip geçiyordu. O zaman sesine bir tökluk ve gözlerine delici bir bakış geliyordu. ( Arkası var ) DİKİŞ MAKARALARI Sağlam Dünze kögek Nalça MARKALARA DİKKAT