SON POSTA kabıle Girerken Harbıye Talebesi TürkErkânı arbi Hayri B.in İdaresinde Talim Edıyordu YAZAN: M. KAzıM aç— Diğer taraftan köylüler mu- rlar. — Sebep? diye sordum. — Ne olur ne olmaz; ceva- verdiler. Hükümet bu lenleri işletirae bizi beda- angaryada kullanmasından * | “ Şehrek , ten sonra hep er gece kalmak şartile Gü- pem, Arebalay, Alengeran, abatıgây, Badıgâh köylerini eçlik. Bu son noktada refa- mizde bulunan Efganl mih- mdar yanımıza gelerek bize bşiratta bulundu: © — Emir Habibullah Han trafından “ Herat ,, valisine önderilen bir sâi ile karşılaş- Bu zat heyetinizin ( Kâ- çe izamı hakkında Herat sine verilmiş bir emri hâ- Bu haber, heyetimiz hak- tnda verilen emrin bukadar iktirilerek — verilmesi eğer istiskale delâlet etmiyorsa, na bir haber değildi, beşaret ddolunabilirdi. » Badigâh köyünden sonra yol lDıvledeı köyüne uğramakta ada Efganistanın Efgan- ı”ırlı meskün olan kısmı bite- ,ıılk Mogol irkı ile mensup kısmı başlamaktadır. Ken- ilerine Hezareli derler. Bunlar evyelce nimmüstakil bir halde yaşarlarmış. Fakat Emir Abdurrahman Han üzer- lerine asker göndererek reisle- qııııl. tutmuş, kendilerini de IRııl dairesine almış.. . Efganlıların iddialarına na- zaren — Hezarelilerin ciğerleri ;ııbeten küçüktür. Bu itibarla dıılık arazide fazla yürüyüşe ııMehnmmıIdırlu Binaenaleyh | posta hizmetinde kullanılır. T Sail, Kirman, lıfarut, Pençay, Zemenk Marhana, Kalcikadı, menzillerini birer birer arkada bıraktıktan sonra nihayet teş- rinievvelin ikinci günü “ Kâ- bil ,, in muhitine dahil olduk. Efgan Emiri, “ Kâbil ,, in İiçinde ve etrafında muhtelif saraylarına müntehi olan- yok- ları, zemini toprakta olsa, B yine otomobillerin - serbestçe | geçmesine müsait olacak bir r.*ide tanzim ettirmiş ve iki îhıınnı da ıgıç diktirtmişti. p Kllnl in kenınndı ev- Kâbile vardığımız zaman ilk dinlediğimiz Efgan saz heyeti velâ bir asker! kıt'a ile kar- şılaştık. Bu, Harbiye Mektebi talebesinden — müteşekkil bir nüfreleydı. Efgan Harbiye | Veremle Müessir Şekilde Mü Mektebi müdürü sabık Türk erkânı harp — yüzbaşılarından Hayri Beyin kumandası altında talim yapıyordu. Hayri Bey ' beni tanıyınca koştu ve mhf— rezesini takdim etti. Burada birkaç dakika te- vakkuf ederek müfrezeyi göz- den geçirdikten sonra yolumu- za devam ettik. Takip ettiğimiz yol bizi şehirden etrafı yüksek duvarla mahdut bir kasra isal etti. Bu kasır Babirşah kasrı adını taşıyordu. Kasrın kapı- sında bir müfreze asker ile bir hayli memur vardı. Müfreze kafi- lemizi görünce selâm verdi. Me- murlar da istikbalimize koştular. Anlaşılan burada misafri edile- cektik. Filhakika atlarımızdan iner inmez bağın harem daire- si denilen kısmında mükellef bir salona ithal edildik. Mihman- darımız “Mahmut Han,, ismin- de ihtiyar, fakat hoş sohbet ve gün görmüş bir zat idi. Bize Emir Hazretleri namına beyanı hoş amedi etti. (Mabadı yarın) cadele İçin Ne Yapılmalıdır ? Kadri Raşit Pş., Yalnız Dispanser Açmanın Kâfi Olmadığını, Milletçe Ve Devletçe Müşterek Çalışmak Lâzım Geldiğini Söylüyor DOĞAN. ÇDCUKLARI AŞI YAPMALIDIR (Baş tarafı 1 Incl nayfada ) Yapılacak şey yalnız dispan- ser açmak değildir. Dispanser, ! Buııdın sonra tıbbt tqlulll gelir. Bu teşkilât için lâzım olan parayı, Avrupa memle- yalnız veremlileri verem olm- | ketlerinde olduğu gibi, Verem yanlardan tefrika hizmet eder. Halbuki bundan sonra ikinci safha gelir: Hastayı tedavi ve mikrobu saçanları tecrit, Bu ikinci safha bir millet ve dev- let meselesidir. Bir taraftan hükümet, bir taraftan millet teşkilât yapmak — mecburiye- tindedir. Evelemirde, Avrupanın bazı yerlerinde, bilhassa Fransada kabul edilmiş olan B. C. G. aşısını yeni doğan çocuklara umumi surette mutlaka tatbik etmelidir. Bir taraftan da has- taları tecrit ve tedavi için yük- sek ve kurak bir yerde bir sanatoryom vücada getirmeli- dir. Meselâ Yakacıkta. Fakat ilk tedavi safhasını geçirmek üzere tecrit edilecek hastalar için — İstanbulda — Marmaraya nazır herbangi bir saha da bu işe yarıyabilir. İNGİLİZLERİN YAKIN ŞARKTA CASUS 'ı'nşxiı.A'rı * Yazan: Makenzie - No. 80 /1016 teşrinievvelinde Londraya |İmuhtelif makamlar arasındaki (girip te C ile bizzat görüşme- iseydim bu karışık vaziyet te- Umadi edip gidecekti. 1916 se- nesi teşrinievvelinde Londrada olacak yerde Atinada bulun- “muş olsaydim, 1916 kânunuev- velinin birinci günü vaki olan faciaya belki de mani olabilir- dim, Fakat evvelcede dediği et ti yi e| maslahat öegöri üü siyasetinin, ademi tesanüdün — kurbanları idik. Bir gece Erskine, Sells ve ben, Atinadaki vaziyetimin ne olacağını müzakere ederken V usulcacık Atinadan sıvıştı gitti ve büsbütün müşkül bir vaziyette kaldım. V ile yüz ı:n görüştüğüm zamanlar bile ııdıım;;;:n ııılıkıııkl:k kr'ı:uâ külât K m: ona ı=| sÖZ Mmmhiı haftası veya Verem pulu ihdas ederek temin mümkün değil- dir. Daha ziyade — tombala, tayyare piyangosu gibi halka kazanç ümidi veren vasıtalara müracaat etmelidir. Şehremanetinin en ziyade verem — kaydettiği saha, Be- yazıttan sonra Fatih sahasıdır. Halk burada kismen - fakir Büyük Bir Dalga Los Anceles, 5 (ALA) — Cenubt Kaliforniya — sahillerini büyük bir dalga silip süpür- müştür. 13 kişi ölmüştür. İtalya Ve Müstemlekesi Roma, 5 (A. A.) — Sabık muharipler cemiyeti reisi meb'- us Rossi, sabık muharipler arasında müstemlekelerde geniş bir mikyasta propaganda faa- Tahmin ettiğim gibi Vnin hareketinden sonra işler büs- bütün — karıştı.. Kendisinden haber almak kabil değildi. Halbuki biz Atinada tamamile parasız kalmıştık. V ye telgraf iüstüne telgraf çektiğim halde müphem — cevaplardan başka birşey alamadım. Zaten her tarafta işler karma-« karışktı. Çanakkalenin - tahli- yesi üzerine Akdeniz kuvvei seferiyesi, karargâhını ya Ka- hireye, yahut ta İskenderiyeye nakledecekti. Halbu ki Mısırda işler büsbütün çorba olmuştu. Sözde ayni kumandayı teşkil eden muhtelif teşkilât ve bun- ların — başlarındaki — jeneraller biribirlerile or, ku- manda M.?ı"::’ taksim okumuştur. Veremle — —.ino mücadele için kuvvetli gıdaya ihtiyaç vardır. Halbuki bu semtlerde gıdaya ehemmiyet Yermezler, marul — salatasile karınlarını — doyurarak — gıda aldıklarını zannederler. Maamafih bizde bütün fer- yatlara rağmen çocuklar ara- sındaki verem miktarı fazla bir. yekün — tutmamaktadır. Kendi — kliniğimde — tuttuğum istatistiklere göre, — çocuklar arasındaki verem miktarı izam edilecek kadar mühim bir ye- kün tutmaz. liyet ve teşkilâtına girişmek maksadile müstemlekât ensti- tüsü kâtibile kat'i itilâflar el- de etmiştir. Deniz Silâhları Roma, 5 (A. A.) — Popolo di Roma gazetesi, Portekiz hükümetinin İtalyan inşaat tez- gâhlarına ikişer bin tonluk iki avizo ve 700 tonluk bir tahtel- bahir sipariş etmiş olduğunu yazıyor. edilerek her jeneral kendi hava ve hevesine göre hare- ket ediyordu. Sir Gohn, D. Mascwel, Jeneral Sir Edyard, Sir Archi bald, Murray, Alt- ham ve hatta Mısırın İngiliz fevkalâde komi seri M' Mahon, Sir Heuy bütün vaziyete kâ- kim olmak, kumandayı kendi ellerine almak için birbirlerile rekabet ediyorlardı. Zannedersem — Yunanistanla Misir arasındaki yolcu seyrise- ferini kontrol etmek için Mısır komiserliğinden — vuku bulan iş'ar da bu sıralarda gelmişti. Ben de Visarionos sokağindaki evimizde büyük bir sual kitabı açmıştım. Bunda teşkilâta da- hil kısım amirlerinin cevapla- rını yazacakları sualler ve me- a Temmuz 8 -Karıler Muharrırlerı Anketimiz şudur: Matbuatta — Imzaları kendilerini Şimdi size soruyoruz: (Genç mi, ihtiyar mı, güzel başlı mı falan. ) 2-- Ne kazandıklarını tahmin Bu üç sualin bir de resminizi cevabinı — yazıp Hakikate en ziyade yaklaşan * Mahmut Yesari Beyi haya- imde şu — süretle — tesavvur ediyorum. Bu zat orta boylu, sayıf, esmerce, parlak bakışlı, yüksek düşünceli bir adamdır. Hayatını gazetelerde yan yazmak suretile değil herhalde diğer bir yerde başka bir va- zife ile temin ettiğini zanne- diyordu. Neriman Nihat t Peyami Sefa © — Genç mi, evet. İhtiyar mı, hayır Güzel mi, evet. Çirkin mi, hayır. Zuppe mi, hayır. Ağırbaşlı mı, evet. 2 — Ne kâzandıklarını teb- | min edersiniz, ayda 90 lira. 3 — Nasıl yaşadıklarını zan- nedersiniz, hür. Lüleburgazda Terri Menahim * Nâzım Hikmet Sesini kaybeden şehir kita- bının başındaki resmin tipinde. Sarışın yarzdığı yazılar ile dile gelen apartıman — sahiplerini kamçılıyan dile gelen evler içinde yaşayanların ıstırabını duyup maskesiz yazı yazan bu gibi yazılarından dolayı az para — kazanan sefahattan hoşlanmıyan riyakârlık etmiyen bir genç olduğunu tahayyül ediyoruz. Va. Nü. Taamininde — yanılmıyorsam çok zeki keskin — görüşlü Marksiz ,, mektebinde terbiye seleler vardı. Ayrıca bir cevap kitabı hazırladım. Buna da, diğer kitaptaki sual vo meselelerin cevapları — yazıla- caktı. Sonraları bütün cevap- lar dosyelerimize nakledilerek cevap kitabımı imha ettim. Fakat sual kitabı el'an ner- dimdedir ve o tarihteki meş- güliyetimiz hakkında bir fikir verebilmek için 1915 senesinin sonlarına — doğru bizi işgal eden bazı meseleler hakkın- daki sualleri buraya kaydedi- m: 1 — Baron Sechenki sık sık ziyaret eden Madam Ph kim- dir? 2 — Anadoludan gelen Rum muhacir ve mültecilerin vazi- yeti bakkında Philandros mah- çok görülen, “birçok tanıtıp sevdiren muharrirler vardırı. Nâzım Hikmet, VAlA Nürettin, Peyami Safa, Mahmut Yesari, Yusuf Ziya gibl ilâve ediniz. Gelen cevaplar mra dilecek ve anketin sonunda bu muharrirlerin her biri hakkında bu üç amalin, gazetemiz tarafından, hakikf cevapları verilecektir. Nasıl Görüyorlar ? Anketimize Gelen Cevapları Muntazaman Neşrediyoruz eserlerile — vime 1 — Bu muharrirleri hayalinizde naml tasavvur ediyorsunuz ? mi, çirkin mi, züpbe mi, ağır edersiniz? $ —- Nasıl yaşadıklarını zannedersiniz? bize gönderiniz. Arru ederseniz İle neşre karilere © muharririn imzah bir fotoğrafisi Mle, imzalı eserleri hediye edilecektir. görmüş — muharrir gibi yazı yazıyorsa da gittikçe o mek- tepten uzaklaşıyor. Nazım Hıkmchıı akranı, çirkin değil. Züppelikten hoş- lanmaz çok seyahat etmiş Akşam gaztesinde görülen Vâ- Nü imzalara bakılırsa kazancı 300 aşaği — değildir. Muntazam hayat yaşar. * Peyami Sefa Va-Nü beyden az büyük memleketimizde en çok yazı yazan ağır başlı Nazım Hlk- metin taklitkârı yalnız tebel- lür etmiş kanaati yok cıni iki yüz lira kadar tahmin m hayatının muntazam olduğunu SON POSTA ya yazdığı "!llırduı anlıyorum, Mahmut Yııırrl Anketinize — cevap yazan Büyükada: Muallâ İhsan Ha- nunla hem fikirim. * Ahmet Haşim Yaşım küçüktür - eserlerini okumıya — vakit — bulamadım tanımıyorum. 'Tepane Topçular Mustafa Suphi ı Tiyatro Ve Sinemalar | ETUVAL — — Senli unutmuiyan kada ELHAMRA — muamma EKLER — Goril ve yavracuk OLORYA — Bedavacılar şamı MAJİK — Dell Şarkıcı — Bir kadın yalr a MiLLİ na FERAH OPERA ŞIK Takalır Çiftlikpark— Haft — Yaşar ve Aleke efendilar Kız kulesi parkında * Dartittalim SAHİR OPERETİ — — Lozxm sulhu (Beşiktaşta) rem bir rapor hazırlıyacaktır. Ayoi zamanda, masarifi tara- fımızdan tediye edilmek ar- tile geceleri daha fazla dola- şıp bu muhacir ve mülteciler- den fazla para sarfedenler var ise onları tarassut edecek. Mondorostan gelen vapur- lara girip yolculardan - itilâf donanmasının harekâtına dair malümat istediği ihbar edilen M bakkında Clarence mufassal malümat toplıyacaklır. 4 — Clarence Piredeki Bul- gar konsolosanesini tarassut edecektir. Bulgar zabitlerinin orada içtima ettiklerine dair gelen ihbarat bu suretle kat'l olarak ya teeyyüt edecek ya bu haberlerin aslı (Aılııı var )