Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
27 Haziran w SON POSTA — ——— - Kari Gözile Gördüklerimiz Zeki Dolandırıcılar Belden Aşağısı Kız, Yokarısı Balık Olan Nesneye Dair Efendim, Geçen gün gazetenizde bışı kız, vücudü yı'an olan bir mahlü- kun Ankarada teşhir edilerek basit bir hileyle Şşehir halkının — dolandırıldığı yazılıyardu. Bu garip hilenin bir eşi de bur- numuzun dibinde bir aydan beri saf ahalimizin parasını çekmaktedir. Taksimde talimane meydanında eski Ben Amar söirkinin kurulduğu arsanın tam karşısına İsabet eden yerde garip bir çadır, gelen geçenin nazarı dikka- tini celbeder, Bu çadırın etrafı, içerisi görünmesin diye dikenli telle çevril- miştir. Çadırm önünde bir çığırtkan, elinde çıngırak yanında bir resmi gös- tererek: “Belden aşağımı balık, bel- den yokarısı kızdır, haydi efendiler, hanımlar, asıl deniz kızımı burada görünüz. Hem de 5 kuruşla... ,, diye mütemadiyen — bağırır. Ben de bu garip yere merak salka- sile $ kuruş vererek girdim. İçeride kadın erkek bir kütle “Hey yarabbim neler de yaratıyorsun ? ,, diye birşeye bakıyorlardı. Bu bir masanin Üüstline konmuş 1,60 yani vasatf bir kız boyu uzunluk ve 0,50 de yükseklikte içi su dolu, etrafı da cam olan bir sandıktı. İlk bakışta İnsanı aldatabilecek bir manzara göze çarpıyordu. Sağına yan yatmış “ Lla dö Pütti ,, tipinde bir kiz, bir elini başının altına koymuş diğer elile de yanındaki yap- rakları göğsüne diziyor, belinden aşa- ğısi pullu pullüu bir balık kuyruğuna benziyor. Kızın Üstünde biri kırmızı, biri siyah iki tatlı su balığı yüzüp duruyorlar, fakat işin —garibi —ayni yerde.. Perdeyi açan adam bir Ermeni şive- sile bağırıyor: — Haydi - efendim, önümüzdeki ne sinema kurdelesi, ne lâstik ne de re- tim.. Halis muhlis deniz kızı.. 10 sere evvel Romanyada — ağlara — takılmış ufak bir mahlüktu.. İlh. Bir sürü palavra.. Hakikatte iki cam arasına suyu ve balıkları koymuşlar, arkasında — kız keyifle yatıyor, Iyi akıl değil mi ? İşte hergün deniz kızım görmiye gelenler bu — suüretle — dolandırilıyor. Acaba hiçbir. belediye memuru banu görmemiş mi? — Niçin buna — mani olmıyor ? 4 Suavi Köylü Aleyhinde Bir İmtiyaz Eskişehir lületaşı imtiyazının bir şirkete verilmesi üzerine köy- lü evvelce hükümete ve Millet Meclisine müracaat ettiler. Son ünlerde 40 - 50 köylü daha hü- Eümete ve Meclise bir istida göndererek verilen imtiyaz kara- rının aleyhlerine olduğunu bildir- diler. Bütün esnaf ve halk bu lmtiyazın aleyhindedir. Bu imti- yazla köylü çok feci bir vaziyete düşecektir. Hükümetin köylü ile bu meselede de alâkadar olması ok lâzımdır. Aksi takdirde köy- ü iyeti fecidir. ünün vaziye Eekişoliir M l Büvet? Devlet Demiryollarının Pendiğe kadar —olan — istasiyonlarındaki “ Büfe ,, yazıları “ Büvet ,, yazıl- mış. Bunun manası nedir? Bu kelime Arapça mı? Fransızça mı? Yoksa Şşimendifer ıstılahı mı... Yalnışsa doğrusunu yazdırmak kabil değil mi? Üsküdar okuyucunuz — Mustafa Necdet Son Posta: Fransızçadır. Fakat Türkçe — yazdırmak elbette ki wındır. Tefrikamız: No 14 Meslek Arı;ıîn Geçnler Ve Aileleri Okusun 'Sây'fa-“"â;_ ıAvukat Veya Hakim Olmak İsüyor musunuz” ŞehrimizinMaruf Avukatı Muslâhittin Âdil Beyi Dinleyiniz İmtihanlar bitti. Şimdi mektebi bitiren bütün gençlerin bir endişesi vardır: Hangi mesleğe girmeli? Meslek seçmek, evlenmek kadar güç ve mühimdir. Bu anda gencin vereceği karar bütün hayatı üzerinde müessir olacak kadar ehemmiyetlidir. Onun için bu çağda gençler bir rehpere muhtaçtırlar. Onlarla danışıp fikirlerini almak isterler. Biz gençlere bu hususta rehperlik vazifesini yapmak ve onlara en salâhiyettar kimselerin fikirlerini bildirmek istedik, Muhtelif mesleklerde en ziyade muvaffak olmuş salâhiyettar zatlara müracaat ederek şu suali sorduk: “Gençlere, mesleğinize intisap etmelerini tavsiye eder miİ- siniz? Ederseniz onlara takip etmeleri İâzım gelen en doğru yolu gösterir misiniz? Müracaat ettiğimiz zatlar bu anketimize büyük bir ehem- miyet verdiler ve cevaplarını bizzat yazdılar. Mesleğinizi seçmeden evvel bu anketimize verilen cevapları okuyunuz. Her meslekte muvaffak olmuş kimselerin fikirlerini Ööğreniniz, ondan gonra kararınızı veriniz. * Avukat profesör Muslâhittin Âdil Bey diyor ki: “Miükiyeden çıktığım zaman henüz 19 yaşında,bir gençtim. Hukuk ve İdare gahasında ça- lışmak isterdim. Yaşım taşrada bir vazife almama müsait ol- madığı için bir müddet mer- kezde sadaret mektubi kale- minde çalıştım. Babıâlinin o zamanki çalışma şeraiti beni daha serbest bir hayata atıl- mıya sevkediyordu. İyi Bir Fırsat İstanbuldan uzaklaşmak için | güzel bir fırsat zühur etti. O zaman Rumelide yeni İdari ıslahat yapılıyordu. — Gençler için çok cazip bir muhit vardı. Rumeliye gittim ve Meşruti- ' yete kadar Rumelide muhtelif —— idari vazifelerde çalıştım. Kay- makamlıklarda bulundum. Genç- tim, Mutlakıyete karşı ruohumda bir ısyan vardı ve vatanımda birgün doğacağına kani olduğum Hürriyet için fikren hazırlanmak lüzumuna kaildim. Bunun için Avrupadan gizlice eserler ge- tiriyor ve resmi vazifeden va- kit buldukça geceli gündüzlü okuyordum. İlik -Hocalığım Lisede bir müddet İktısat ve Edebiyat hocalığı etmiştim. Bu bende bazı fıtri kabiliyetin inkişafına vesile oldu. Güzel söylemek ve güzef yazabilmek için karihamı — zenginletmek istiyordum. Tahrir hayatına daha J1lise sınıflarında heves etmiş bir gençtim. Gazetecilik temayülüm — iptida Asır) gazetesinin sa- Bu (Yeni hibi Fazlı Necip Bey tarafın- dan takdir edildi. Bana gaze- tenin muharrirliğini teklif etti, kabul ettim. Orada da çalış- mıya başladım. İnkılâp hare- ketlerine vâkıf olanlar meya- nında bulunduğum için o za- man bazı zabit arkadaşlarımla beraber muhitimi hazırlamıya çalışıyordum. Meşrüuütiyetin ilâ- nını müteakip ( Yeni ÂAsır ) ın Siyaset Ve Hürriyet Merhum Emrullah Efendi beni Selânik Hukuk Fakülte- Maliye dersine tayin etti, hoca- lığı çok sevmiştim. Hayatımın yegâne saadeti bu idi ve ölünciye kadar da bu olacak- tır. Biraz sonra tetkik ve tetebbü için Avrupaya gittim, “avdetimde yine — derslerimle meşgul olmıya başladım. Siyasi muhitler içinde yaşadım. Fakat hür düşünmeyi ve hür çalış- mayı tercih ettiğim için ilme nefsimi vakfetmeyi emel ettim. Tedris hayatına seve seve girmiştim gençliğe müfit ola- cağımı gördükçe bu muhabbe- tim nihayetsiz bir aşk ve ip- tilâya tahavvül etti. ni bende ilk sezenler hocam Cudi Efendile ameli hayatta üstadım Fazlı Necip Beydir. Âli tahsili ikmal edince bu vadide merhum hocam Nail Beyinde çok teşvik ve hima- yesini gördüm. Muvaffakiyetin Sırları Meslekte muvaffakiyete ge- lince; Bu muvaffakiyeti iddia etmek — hatnaşınaslık — olur. Fakat umumi bir prensip ola- l rak takip ettiğim bazı hedef- ler vardır. Muslâhittin Âdil B, başmuharrirliğini deruhte ettim. sinin Hukuku idare, İktısat ve | Kitabet ve tahrir kabiliyeti- evvel hayatta Herşeyden nikbin olmayı bildim, Hayatın bütün sademelerine ve felâ- ketlerine kuvvetli bir irade terbiyesile karşı gelmek benim hedefim olmuştur. Bu vadide okuduklarım ve bü vadide yazdıklarım bana nefsi telkinler yapmıştır; çün- kü hayatta fikirlerin irade do- ğurduğuna kailim. Muntazam ve devamlı çalışmak mektep sıralarından başlıyan ve hâlâ bende bütün kuvvetile yaşıyan bir itiyattır. İyi ve güzel şey- leri okumak iyi söylemiye ve iyi yazmıya çalışmak, bu Ca gayelerimden biri olmuştur. Hukuka, İktısada, Ahlâka dair şimdiye kadar 14 eser yazdım. âî::di en büyük — eserlerimi al ediyorum. Altı büyük cilt teşkil ede- cek olan İdare Hukuku, İdari Mukaveleler, Nafia İmtiyazlm, İdart Davalar, bütün bunları bu seneden İtibaren neşre başlıyacağım. Tavsiyelerim Gençlere tavsiyeme gelince; Bilhassa Huhuk mesleğine inti- sap edecek gençliğe tavsiyem şudur: Garp — lisanlarından bir. veya ikisine — kuvvetle vâkıf olmak, kitabet kabiliye- tini inkişaf ettirebilmek için yalnız hukukt eserleri de- gil, karihayı genişletecek içti- mai, iktısadi, idari, —edebi, eserleri okumak ve bilhassa güzide kendi lisan ve edebiyatımıza çok ehemmiyet vermek, devamlı muntazam bir say ile rasyonel çalışmayı öğrenmek. İşte be- nim Hukuk gençlerine tavsi- yem budur. —e —— — < Kadın Vq Ka kumuş Taşralı muharrrirleri seçmek Bir Gencin Eı_ılina Cevap Sıvasta Kâmil imzasile bir genç yazıyor: “Ben Anadollu bir çocuğum. İstanbulda Vefa lisesinde okudum. Memleke- time geldim. Babamın ticaret- hanesinde çalışıyorum. Burada evlenmiye mecburum. İstanbul kizlarile evlenemem. Onlarla düşünüş, hayat farklarimız oka- dar çok ki ne o beni, ne de ben onu hazmedemeyiz. Bura- da bir kıza talip oldum. Ailesi vermiye razı oldu. Kızı gör- mek istedim. Bunu şiddetle reddettiler. Onların kızını göre- cek, beyemedim diye vesile itti- haz ederek bırakırmışım. Sonra ı yengem var. Zeki bir kadın. Kızı bir gün evine davet etti, pencere arasından bana gösz- terdi. *Nasılsa bu duyulmuş. Benim namusum şimdi tablada kiraz. Herkesin ağzında ben: Bundan büyük namertlik, na- mussuzluk — olmazmış. — Alçak ben, namussuz ben, ahlâksız ben... Kıyamet kopuyor. Peki ne olmuş. Evlenmiye talip o duğum kızı görmüşüm. İstan- bulda kadınlar balolara çıplak erkek — arkadaşlarile — serbest geziyorlar, hiçbirisi namussuz değil, iki memleket te Türki- yede.. Bu iki telekki arasın- daki derin farklara bakıyor, kendimi — kabahatsiz buluyo- rum, fakat bunu muhite nazsıl anlatmalı 7,, . Küçük ve dar mühitlerde içtimaf kontrol daha kuvvetli olur. Muhitin eskiden kalma birçok ahlâk terakkileri var- dır. Meselâ kadının erkeğe görünmesi.. Bunun değişmesi için - düşünüşlerin ve hayat KA şeraitinin değişmesi lâzım. İki memleketin Türkiyede olması kâfi gelmez. Terakkinin en büyük âmili iktısadi tekâmül- dür. İstanbul —Avrupa ile daha fazla temasta olduğu, ecnebi harsleri, hayat şeraitini daha çok takyit ettiği telâkkileri daha çabuk - değiş: miştir. Bu meselede haklı olduğu- nuzu mubhite — anlatamazsinız. Fakat sizin gibi, birkaç defa olursa, böyle birkaç kişi mu- ' bitin tenkitlerini göze alarak ileri atılırsa, birer birer bağ çözülür. Fertlerin cemiyet üze- yinde çok büyük tesirleri vardır. BHanımteyze KIRMIZI FENERLİ EVLER MUHARRİRİ: MARYSE CHOISY (Fransızca aslınıı 200,000 1nci tab'ından tercüme edilmiştir.| — Haydi, vakit yok, s0- — Fakat, Madam Jorjet, ben kibar bir kadınım. — — Anladık. Ben de seni kibar kadın diye takdim ede- | teğim. Zaten bizim eve hep | kibar kadınlar gelir. Vesikalı hBanımlar komşuya — giderler. yun diyorum, haydi. — Fakat ben “hakikt,, bir | lamaz, — Hoppala.. Diye bağırdı, ayol biz aramızdayız, sıkılma, erkek yok. Bana böyle yapı- bana. Kibar kadın.., Kah, kah, kah, güleyim bari, Kibar kadın. — Fakat, Madam Jorjet.. — Yalan söyleme. Hissettim ki — ben ona; “ Maryse Choisy ,, yim? De- seydim inamıyacaktı. Üa VĞ YA hi | kibar kadınım, Madam Jorjet. Kalın bir kabkaha Jorjet pelte göğsünü - salladı. 5 t dad — Erkekler Evi 1 B Te erler. — Ka Kadınlara Mahsus Size bir Amerikalı kadın z tanıtayim: Misis Knoks. Bu, bir Amerika meb'usunun ka- rısıdır. Gayet rabıtalı bir ka- dın. Fakat Parisin bütün içki- lerini içiyor. Kocası Nevyorkta çalışıyor, kendisi Pariste eğ- leniyor. Pekâlâ da çoluyor. Amerika sevimli bir mem- leket. Dünya yüzünde, karının ve kocanın kendi âleminde ya- şamıya salâhiyetleri oldukları yegâne — memleket burasıdır. Allah insana emretmiş: “Alnının terile kazan.,, — Ve erkek çalışıyor. Onun tabiati öyle. Fakat kdının tabiati hiç birşey yapmamak. Amerikalı kadınlar hiç birşey yapmazlar, ye ŞERE W gee BND Fakat pek iyi bilirsiniz ki hiçbir işleri olmıyan insanlar pek meşguldürler. Misia Knoks pek meşgüldür. Bir gün: Yir- mi dört saat barlarda ve terzi-. lerde, “Ya aşk? Hah, işte mesele burada. Misis Knoks muntaza- man rzinde bir surette aşk yapan kadınların taze cildin- den ve canlı hareketlerinden mahrum değildir.Fakat hiç kimse onun bir âşıkı olup olmadığını bilmiyor. Eğer bir âşıkı olsaydı herkes bilirdi. Pariste bilinmi- yen şey yoktur. Misis Knoks nerede, kimi seviyor? Esrar. Diyor ki: | — Ben kocami aldatmıyo- hmıı.Alıllhıhkhrbu.Amu—i-_ kalı kadınlar böyle şey yap- mazlar. ' Ben hayretle “yorum : — Amerikalı kadınlar gizli barlara çok gidiyorlar ve teke ılı::lı:ııı Rus kazaklarile yatıyor- cevap veril- kızlarını kime verirlermiş? Bir | gidiyor, dansediyorlar. Kızlar, | | ip İşleri enç- ler Ne Yapsınlar ? BLÜZ Müsabakamız Blüz Müsabakamız Başladı. Takip Etmeyi Unutmayınız, Blüz. müsabakamız cum> günü başlamıştır. On beş gü : devam edecek ve hergün bi:” blüz. resmi neşredilecekti . Karilerimiz 7 inci sayfac : intişar eden blüz kuponlarır : toplıyacaklar. En ziyade be- ğendikleri üç blüzu bildire- | ceklerdir. En çok rey kazan: 1 blüzlara rey veren karileri - mizden üç kişiye birer blü: hediye edilecektir. Bedava bir blüz sahibi o'- mak istiyorsanız bu müsab; - kayı takip etmeyi unutmayınız, İntişar eden blüz resimlc- rini kesmiş olmamak iç ı karilerimize yedinci sayfay kupon koyuyoruz. Her gü : yedinci —sayfamızda — intiş-: edecek, : * PATRON KUPONU Karilerimizin gösterdiği ar- zu Üzerine (7)inci —sayfayı nakledilmiştir. Oradaki patron kuponlarını toplayacaksınız. —— TÂKVİM — Gün 30 27- Haziran-931 Hazır 53 Arabi Rumt 10- Safer - 1350 | 14- Haziran <1 7 vakit-ezaniİ-vaşati | vakıt-ezantİ-vas: | Güreş|08.45 | 4.80 | Akşaml12.—| 19.: ; Öğle | 4.82 (12.16 | Yatsı | 20821 <: İkindi| 8.32 (16.18 | İmsak | 626| 2. ) Misis, Knoks cürmü meşlut halinde yakalanmış gibi şa- şırdı, utandi: — Fakat aldatmak değildir bu, dedi. Sonra merakla sordu: ( Arkası var) Sağla W R Ü $ DiİKİŞ MAKARALARI m ve UCUZdUr. y —'İA'.:— n v N Ar e eai ü > F A e e DER T A Ço 2 M