27 Haziran 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

27 Haziran 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kari Gözile Gördüklerimiz Zeki Dolandırıcılar Belden Aşağısı Kız, Yokarısı Balık Olan Nesneye Dair Efendim, Geçen gün gazetenizde başı kiz, vülcudü yı'an olan bir mahlâ- kun Ankarada teşhir edilerek basit bir hileyle şehir halkının — dolandırıldığı yanılıyardu. Bu garip bilenin bir eşi de bur. mumuzun dibiade bir aydan beri saf ahalimirin parasını çekmektedir. Takaimde talimane meydanında cski Ben Amar sirkinin kurulduğu arsanın fam karşısma İsabet eden yerde garip bir çadır, gelen geçenla nazarı dikkar tini celbeder. Bu çadırın etrah, içerisi görünmesin diye dikenli telle çevril- miştir. Çadırm Önünde bir çığırtkan, elinde çıngırak yanında bir resmi göz terereki “Belden aşağımı balık, bel den yokarısı kızdır, haydi. efendil hanımlar, asıl deniz — kızını görünüz. Hem de $ kuruşla. , diye mütemadiyen — bağırır, Ben de bu garip yere merak salka- elle $ kuruş vererek girdim. İçeride kadın erkek bir kütle “Hey yarabbim meler de yaratıyorsun ? , diye birşeye bakıyorlardı. Bu bir masanin Ürztüne konmuş 1,60 yanl vasati bir kız boyu uzunluk ve 0,50 de yükseklikte İçi su dolu, etrah da cam olan bir. sandıktı. Ülk bakışta insanı aldatabilecek bir manzara göre çarpıyordu. Sağına yan yatmış * Lla dö Pütüü ,, tipinde bir kiz, bir elini başının altına koymuş diğer elile de yanmdaki yi rakları göğsüne diziyor, belinden a) gn pullu pullu bir balık kuyruğu benziyor. Kısm Uztünde biri kırmızı, iki tatlı su balığı yüzüp fakat İşin —geribi — ayal Perdeyi uçan adam bir Ermeni şive- sile bağınyon — Haydi — efendim, önümüzdeki ne sinema kurdelesi, ne İâstik ne de re- sim.. Halis muhlis deniz kızı.. 10 sere evvel — Romanyada — ağlara — talılımış ufak bir mahlüktu.. — İlh, Bir palavra.. Hakikatte iki cam arastına suyu ve balıkları — koymuşlar, — arkasında — kar keyifle yatıyor, Iyi akıl değil mi ? İşte hergün deniz kızımı görmiye gelenler bu süretle — dolandırılıyor. Acaba hiçbir. belediye memuru banu görmemiş mi? — Niçin buna —mani olmiyor ? slürü Suavi Köylü Aleyhinde Bir İmtiyaz Eskişehir Jületaşı bir şirkete verilmesi ü lü evvelce hükümete Millet Meclisive müracaat ettiler. Son önlerde 40 - 50 köylü daha hü- ümete ve Meclise bir istida göndererek verilen imtiyaz kara- Fının aleyhlerine olduğunu bildir- diler. Bütün esnaf ve halk bu kmtiyazın aleyhindedir. Bu imti- çok feci bir vaziyete ükümetin köylü ile bu mcıelede de alâkadar olması çok Tâzımdır. Aksi takdirde köy- ti fecii Tünün vaziye' BUT A Pa Büvet? Devlet Demiryollarının Pendiğe kadar — olan — İstasiyonlarındaki “ Büfe ,, yazıları * Büvet , yazıl- Mmış. Bunun manası nedıı Bu kelime Arapça mı? Fransızça mı? Yoksa şimendifer stılahı mı... Yalnışsa doğrusunu yazdırmak kabil değil mi? Üzküdar okuyucunuz . Mustafa Necdet Son Posta: Franmızçadır. Fakat Türkçe — yazdırmak elbette ki imdir. — Tefrikamız: No 14 SON POSTA l Meslek Arıyan Geçnler Ve Aileleri Okusun Avukat Veya Hakim Olmak İstiyor musunuz ” ŞehrimizinMaruf Avukatı Muslâhittin Adil Beyi Dinleyiniz İmtihanlar bitti. Şimdi mektebi bitiren bütün gençlerin bir endişesi vardır: Hangi mesleğe girmeli? Meslek seçmek, evlenmek anda gencin vereceği karar bütün hayatı kadar güç ve mühimdir. Bu fzerinde mücasir olacak kadar ehemmiyetlidir. Onun için bu çağda gençler bir rehpere muhtaçtırlar. Onlarla danışıp fikirlerini almak isterler. Biz gençlere bu hususta rehperlik vazifesini yapmak ve onlara en salâhiyettar kimselerin fikirlerini bildirmek - istedik, Muhtelif mesleklerde en ziyade muvaffak olmuş salâhiyettar zatlara müracaat ederek şu suali sorduk: “Gençlere, mesleğinize intisap etmelerini tavsiye eder mi- siniz? Ederseniz onlara takip etmeleri lâzım gelen en doğru yolu gösterir misiniz? Müracaat ettiğimiz zatlar bu anketimize büyük bir ehem- miyet verdiler ve cevaplarını bizzat yazdılar. Mesleğinizi seçmeden evvel bu anketimize verilen cevapları okuyunuz. Her meslekte muvaffak olmuş kimselerin fikirlerini öğreniniz, Avukat profesör Muslâhittin | Âdil Bey diyor ki: *“Milkiyeden çıktığım zaman ' henüz 19 yaşında,bir gençtim. Hukuk ve İdare şahasında ça- lışmak isterdim. Yaşım taşrada bir vazife almama müsait ol- | madığı için bir müddet mer- kezde sadaret mektubi kale- minde çalıştım. Babıâlinin o daha serbest bir hayata atı- mıya sevkediyordu. İyi Bir Fırsat İstanbuldan uzaklaşmak için güzel bir fırsat zühur etti. O zaman Rumelide yeni idari ıslahat yapılıyordu. — Gençler için çok cazip bir muhit vardı. Rumeliye gittim ve Meşruti- | yete kadar Rumelide muhtelif | idari vazifelerde çalıştım. Kay- makamlıklarda bulundum. Genç-| tim, Mutlakıyete karşı ruhumda bir asyan vardı ve vatanımda birgün doğacağına kani olduğum Hürriyet için fikren hazırlanmak lüzumuna kaildim. Bunun için Avrupadati gizlice eserler ge- | zamanki çalışma şeraiti bemı | tiriyor ve resmi vazifeden va- kit buldukça geceli gündüzlü okuyordum. lik -Hocalığım Lisede bir müddet İktısat ve Edebiyat hocalığı etmiştim. Bu bende bazı fıtri kabiliyetin inkişafına vesile oldu. Güzel söylemek ve güzef yazabilmek karihamı — zenginletmek istiyordum. Tahrir hayatma daha sınıflarında heves etmiş bir gençtim. Gazetecilik temayülüm iptida Asır) gazetesinin sa- için lise Bu (Yeni ——— —: —777 —I A A Ş, KIRMIZI FENERLİ EVLER MUHARRİRİ: MA RYSE CHOISY (Fransızca aslının 200,000 mmci tab'ından tercüme edilmiştir.) — Haydi, vakit yok, ıo-l Yün, — Fakat, Madam Jorjet, m kibar bir kadınım. — Anladık. Ben de seni kibar kadın diye takdim ede- teğim. Zaten bizim eve hep übar kadınlar gelir. Vesikalı mlar komşuya — giderler. 'yun diyorum, haydi. — Fakat ben “hakikt,, bir kibar kadınım, Madam Jorjet. Kalın bir kabkaha Jorjet — Manin pelte göğsünü salladı. — Hoppala.. Diye bağırdı, ayol biz. aramızdayız, sıkılma, erkek yok. Bana böyle yapı- lamaz, bana. Kibar kadın... Kah, kah, kah, güleyim bari, Kibar kadın. — Fakat, Madam Jorjet.. — Yalan söyleme. Hissettim ki — ben — ona; “ Maryse Choisy ,, yim? De- #eydim İnamıyacaktı. Kadınlara Mahsus Erkekler Evi Size bir Amerikalı kadın | dan takdir edildi. . avdetimde ondan sonra kararınızı veriniz. * hibi Fazlı Necip Bey tarafın- Bana gaze- tenin muharrirliğini teklif etti, | kabul ettim. Orada da çalış- | maya başladım. İnkılâp hare- ketlerine vâkıf olanlar meya- nında bulunduğum için o za- man bazı zabit arkadaşlarımla beraber mubhitimi hazırlamıya çalışıyordum. Meşrutiyetin ilâ- nını müteakip ( Yeni Asır ) ın başmuharrirliğini deruhte ettim. Siyaset Ve Hürriyet Merhum — Emrullah Efendi beni Selânik Hukuk Fakülte- sinin Hukuku idare, İktısat ve Maliye dersine tayin etti, hoca- | lığı çok sevmiştim. Hayatımın yegâne saadeti bu idi ve ölünciye kadar da bu olacak- tır. Biraz sonra tetkik ve tetebbü için Avrupaya gittim, $ yine derelerimle meşgul olmıya başladım. Siyasi muhitler içinde yaşadım. Fakat hür düşünmeyi ve hür - çalış- mayı tercih ettiğim için ilme nefsimi vakfetmeyi emel ettim. Tedris hayatına seve seve gırmışlmı gençliğe müfit ola- cağımı gördükçe bu muhabbe- tim nihayetsiz bir aşk ve ip- tilâya tahavvül etti. Kitabet ve tahrir kabiliyeti- ni bende ilk sezenler hocam Cudi Efendile amelt hayatta üstadım Fazlı Necip Beydir. Âli tahsili ikmal edince bu vadide merhum hocam Nail Beyinde çok teşvik ve hima- yesini gördüm. Muvaffakiyetin Sırları Meslekte muvaffakiyete ge- lince; Bu muvaffakiyeti iddia etmek hatnaşınaslık — olur. Fakat umumi bir prensip ola- rak takip ettiğim bazı hedef- ler vardır. tanıtayim: Misis Knoks. Bu, bir Amerika meb'usunun ka- rısıdır. Gayet rabıtalı bir ka- dın. Fakat Parisin bütün içki- lerini içiyor. Kocası Nevyorkta çalışıyor, kendisi Pariste eğ- leniyor. Pekâlâ da Şoluyor. Amerika sevimli bir mem- leket. Dünya yüzünde, karının ve kocanın kendi âleminde ya- şamıya salâhiyetleri oldukları yegâne — memleket burasıdır. Allah insana emretmiş: “Alnının terile kazan.,, Ve erkek çalışıyor. Onun tabiati Ööyle. Fakat — kdının tablati hiç birşey yapmamak, Amerikalı kadınlar hiç birşey Herşeyden evvel hayatta nikbin olmayı bildim, Hayatın bütün - sademelerine ve felâ- ketlerine kuvvetli bir irade terbiyesile karşı gelmek benim hedefim olmuştur. Bu vadide okuduklarım ve bu vadide yazdıklarım bana nefet telkinler yapmıştır; çön- kü hayatta fikirlerin irade do- ğurduğuna kailim. Muntazam ve devamlı çalışmak mektep sıralarından başlıyan ve hâlâ bende bütün kuvvetile yaşıyan bir itiyattır. İyi ve güzel şey- leri okumak iyi söylemiye ve iyi yazmıya çalışmak, bu da gayelerimden biri olmuştur. Hukuka, İktısada, Ahlâka dair şimdiye kadar 14 eser yazdım. Şimdi en büyük eserlerimi ikmal ediyorum. Altı büyük cilt teşkil ede- cek olan İdare Hukuku, İdari Mukaveleler, Nafin İmtiyazları, dari Davalar, bütün bunları bu seneden itibaren neşre başlıyacağım. Tavsiyelerim Gençlere tavsiyeme gelince; Bilhassa Huhuk mesleğine inti- sap edecek gençliğe tavsiyem şudur: Garp lisanlarından bir veya ikisine — kuvvetle vâkıf olmak, kitabet kabiliye- tini inkişaf ettirebilmek İçin yalnız — hukuki eserleri de- ğil, karihayı genişletecek içti- mat, iktısadi, idari, edebi, eserleri okumak ve bilhassa güzide — muharrrirleri seçmek kendi lisan ve edebiyatımıza çok ehemmiyet vermek, devamlı muntazam bir say ile rasyonol çalışmayı öğrenmek. İşte be- nim Hukuk gençlerine tavsl- yem budur. Fakat pek iyi bilirsiniz ki hiçbir işleri olmıyan İnsanlar pek meşguldürler. Misls Knoks pek meşguldür. Bir gün: Yir- mi dört saat barlarda ve terzi- lerde, Ya aşk? Hah, işte mesele burada. Misis Knoks muntaza- man zinde bir surette aşk yapan kadınların taze cildin- den ve canlı hareketlerinden mahrum değildir.Fakat hiç kimse onun bir fşıkı olup olmadığını bilmiyor. Eğer bir âşıkı olsaydı herkes bilirdi. Pariste bilinmi- yen şey yoktur. Misia Knoks nerede, kimi seviyor? Esrar. Diyor ki: — Ben kocami aldatmıyo. rum. Ahlâksızlıktır bu. Ameri- Kadın Ve Kalk 'I'şleri Okumuş Taşralı enç- ler Ne Yapsınlar ? Bir Gencin Sualir Sualine Cevap l Sıvasta Kâmil imzasile bir genç yazıyor: “Ben Anadollu bir çocuğum. İstanbulda Vefa lisesinde okudum. Memleke- timo geldim. Babamın ticaret- hanesinde çalışıyorum. Burada evlenmiye mecburum. İstanbul kizlarile evlenemem. Onlarla düşünüş, hayat farklarımız oka- ! dar çok ki ne © beni, ne de ben onu hazmedemeyiz. Bura- da bir kıza talip oldum. Ailesi vermiye razı oldu. Kızı gör- mek istedim. Bunu şiddetle reddettiler. Onların kızını göre- cek, beyemedim diye vesile itti- haz ederek bırakırmışım. Sonra kızlarını kime verirlermiş? Bir yengem var. Zeki bir kadın. Kızı bir gün evine davet etti, pencere arasından bana gös- terdi. *Nasılsa bu duyulmuş. Benim namusum şimdi tablada kiraz. Herkesin ağzında ben: Bundan büyük namertlik, na- mussuzluk — olmazmış. Alçak ben, namussuz ben, ahlâksız ben... Kıyamet kopuyor. Peki ne olmuş. Evlenmiye talip ob duğüm kızı görmüşüm. İstan- bulda kadınlar balolara çıplak gidiyor, dansediyorlar. Kızlar, erkek — arkadaşlarile — serbest geziyorlar, hiçbirisi namussuz değil, iki memleket te Türki- yede.. Bu iki telekki arasın- daki derin Farklara bakıyor, kendimi — kabahatsiz buluyo- rum, fakat bunu muhite nasıl anlatmalı ?,,. Küçük ve dar muhitlerde içtimal! kontrol daha kuvvetli olur. Muhitin eskiden kalma birçok ahlâk terakkileri var- dır. Meselâ kadının erkeğe görünmesi.. Bunun değişmesi için — düşünüşlerin ve hıyıt şeraitinin değişmesi lâzım. memleketin gl'(.lı-kıysdı olıııın kâfi gelmez. Terakkinin en büyük Amili iktisadi tekâmül- dür. —İstanbul —Avrupa — ile daha fFazla temasta olduğu, ecnebi harsleri, hayat şersitini daha çok takyit ettiği ıelâkkilçon dıhkıwçıbxık deıît miştir. Bu meselede haklı olduğu- nuzu muhite — anlatamazsınız. Fakat sizin gibi, birkaç defa olursa, böyle birkaç kişi mu- bitin tenkitlerini göze alarak ileri atılırsa, birer birer bağ çözülür. Fertlerin cemiyet Üze- rinde çok büyük tesirleri vardır. BHanımteyze kalı kadınlar böyle şey yap- mazlar. Ben hayretle cevap verl- yorum : — Amerikalı kadınlar gizli barlara çok gidiyorlar ve teke lı.ı:hn Rus lıınılııilo yatıyot- BLÜZ Müsabakamız Blüz — Müsabakamız Başladı. Takip Etmeyi Unutmayınız. Blüz müsabakamız cum> günü başlamıştır. On beş gnı devam edecek ve hergün bi: blüz. resmi neşredilecekti . Karilerimiz. 7 inci sayfac » intişar eden blüz — kuponları: : toplıyacaklar. En ziyade be- gendikleri üç blüzu bildire- ceklerdir. En çok rey kazan: 1 blüzlara rey veren karileri- mizden Üüç kişiye birer blt: hediye edilecektir. Bedava bir blüz sahibi ©o'- mak istiyorsanız bu müsab: - kayı takip etmeyi unutmayını:. İntişar eden blüz resimle- rini kesmiş olmamak iç 1 karilerimize yedinci sayfay kupon koyuyoruz. Her gi : yedinci — sayfamızda — intiş-> edecek, PATRON KUPONU | Karilerimizin gösterdiği ar- zu Üzerine (7)inci — sayfay: makledilmiştir. Oradaki patron kuponlarını toplayacaksınız. ZETAKVİM S — Gün 30 27- Haziran-031 Hızır 51 Arabi Ruml 10- Safez - 1360 | 14 Haziran 1 yaktt-ezani vaşati | vakıt-eranteran Güneşl08.45 | 430 | Akşamli2.—| 15 Öğle | 452 1216 | Yatm rı.ul—n.— İkindi; 832 |16.18 lınıı 625 Misis, Knoks cürmü nqi.uı halinde yakalanmış gibi şe- şırdı, utandi: — Fakat aldatmak değildir bu, dedi. Sonra merakla sordu: Arkası v R US DiİKİŞ MAKARALARI Saglam MARKALARA ve ucuzdur. el Arayınız. DİKKAT

Bu sayıdan diğer sayfalar: