Hergün Münderecatımızın çok- duğundan dercedileme- miştir. Şik Maçları (Baş tarafı Tinci sayfada) Galatasaraylılar — muhacim hattına iki genç oyuncu koya- rak sahaya çıkmışlardı ve oyun heyeti umumiyesi itibarile sıkı ve seri oldu. Daha ilk daki- kalarda Galatasarayın — daha ağır bastığı gözüküyordu. Yal- Dız muhacim hattını idare eden Necdetin bugün mutat oyunu- nu oynuyamaması Galatasaray lehine birkaç fırsatın kaçma- sına sebebiyet verdi. Maamafih dakikalar geçtik- çe tazyikını arttıran Galatasa- rayın oyunu nihayet ilk neti- cesini verdi. İlk Göller L. Mehmet topa hâkimiyet- ten mütevellit enfes bir vu- ruş ile ilk golü kaydetti Bu gol Galatasarayı gayrete ge- trdi. Akınlar biribirini takip ediyor. Bu akınlardan birinde bir penalti oldu. Necdet bunu göle tahvil etti. Neticenin bu şekilde tecek lisi Galatasarayın galibiyeti sigortaladığı kanaatini — hâsil etti. Fakat İstanbulsporlular hiç te ihmale gelir rekiplerden değildi. Arada — yaptıkları sert ve muntazam bhücumlar Galatasaray kalesini tehlikeli vaziyetlere sokuyordu. Bir firikikten istifade eden İstanbulsporlular ilk gollerini yaptılar ve ilk parti bu su- retle bitti. İkinci Devrede İkinci parti başladığı zaman Galatasaraylıların yine ağır bas- tıkları hissediliyordu. Bu partide Galatasaray muhacim — hattında yaptığı değişiklikle bu — hattın tesir sahasını bütün bütük azalt- mıştı. Necdet bu partide de bir- kaç gol kaçırdı. Göl - olacak akınların neticelenememesi İstan- bulsporluları — daha fazla çalış- mıya sevkediyordu. Yine bir frikik İstanbulapora bir gol daha kazandırdı. Bu gol- de kabahat hiç şüpbhesiz topu tuttuğu halde elinden kaleci Avnide idi. Oyunun 2-2 olması İstanbul- aporu baklı olarak - bir. gayret da! edersek belki kazanırız - şeklinde candan bir oyuna sev- ketti. O kadar güzel oynamıya başladılar ki belki maç biraz daha devam etseydi bu da kabil alabilirdi. Fakat hakemin düdüğü oyunu bitirdi. Gelecek haftâ her iki takım tekrar karşılaşacaktır. Şuna bilhassa İşaret edelim ki İstanbulsporun gayretli gençleri dünkü maçta, bütün eski oyun- nazaran daha müterakki bir oyun — gösterdiler. — Futbul hayatında daha pek genç olan Sarı siyahlıların İstanbul şampi- yonuna karşı aldıkları beraberlik neticesi cidden tebrik edilmelidir. Vefa - Beşiktaş İkinci oyun geçen hafta berabere kalan Vefa - Beşiktaş arasında yapıldı. Beşiktaş ta- kımı * değişmiş bir tarzda. Hayati sağaçıkta, Rüştü sakat olan müdafi Adnanın yerinde. Oyun Hakem Reşit Beyin Kdaresinde başladı. Her iki takım bütün gay- tetlerile oyuna başladılar. Top Oyunu muhakkak suürette ka- Zanmak istiyen oyuncular ara- fında bir ileri bir geri gidi- Yor. Fakat bu gidişin istika- Meti daha (fazla Beşiktaş ka- üi, Hiç şüphesiz Vefalılar Takiplerine nazaran daha fazla Ve daha sık hücum etmekle raber mülessir olamıyorlar. Vefa Mağlüp Halbuaki Beşiktaş 22 inçi da- kaçıran Tarına madan akar, gider. —&—_& 2 — Bazıları bu nehirden değir- menlerini işletir, bazıları elektrik istih- sal ederler. Bazıları da sadece akıntı- sını - seyrederler. x Hayat Bir Şelâledir » ı — Hayat mehrinden İatifade edebilmek Içla kıntısına muayyen bir cereyan vermek, ederse bentler yapmak, setler kurmak lüzim: Siz bu suyun seyirelei misinla, yoksa ondan elektrik çıkarıp istifade edebiliyor musunuz? BUGÜNÜN TELGRAF HABERLERİ FİRARİLER Saklandıkları Yerlerde Birer, Birer Yakalanıyor İzmir, (Hususi) — Manisa hapisanesinden firar edip ya- kalanan üç mahkümdan bir dördüncüsü —olan Haymanalı Mehmet te Develiköy istasyo- nunda tren beklerken - tutul- muştur. Mehmet, bir eğlencede ka- din yüzünden arkadaşını öl- ü on beş seneye mah- imuştu. On beş sene Hüseyin de teslim obk muştur. İsmail ismindeki firari de Emirali köyü civarında ya- kalanmıştır. M. Meclisinde Hariciye Vekili Cevap Vereck... Ankara, 20 (Hususi) — Müs- takil meb'us Sirrı B. tarafından verilen sual — takririne Hari- ciye Vekili bugün cevabını verecektir. Geçen defaki mü- zakerede bu bahis talik edil- mişti. Akıntı Yüzünden Dün Ortaköyde Bir Motör Battı 23 tonluk (Barbaros) motörü dün suların cereyanına kapı- larak — Ortaköy — açıklarında Kızılırmak — vapuruna çarpmış ve biraz sonra — batmıştır. Kaptan Mustafa reis ile tayfası kurtarılmıştır. Kumar Serbesi Şam, ( Hususi ) — Lübnan hükümeti mevsim münasebetile yaylalara çıkan halka kumarın serbest oynanabileceğini ilân etmiştir. Hükümet kumarı eğlence kabilinden telakki ketmektedir. mlarından müddeiumumiliğe kikada ilk golü yapıyor. Bugün Vefa muhacim hattı matlup şe- kilde çalışamıyor. Gazi çalım gibi. Bir " Tanıyor. Bilmiyoruz; kaleciye ya- pılacak şarjin zamanımnı oyuncu geçinenlerimiz ne vakit kestire- cek ve bu müşkül kazaların önü nasıl alınacak. Vefa bu göle ancak ikinci partinin — ortalarında — mukabele edebiliyor. Golün ııı.li%ı hızla ileri atılan Vefalılar Beşiktaş kalesini tehlikeye düşürüyorlar. Bilhassa sağ cenahları. Oyunun sonlarına doğru kornerden Be- tiktaş bir gol daha yapıyor va oyunu 2 - 1 kazanıyor. Bu oyunu kazanmakla Beşiktas önümüzdeki hafta Fenerle ğiidln yarım son maçımı oynamak hakkını kar yor. Önümüzdeki maçların n celeri şilt galibinin tayinine yar- dim edecektir. Bir Ecnebi Bankası Kiısmen * * * Memlekette Tatili Faaliyet Etti. Adana, 20 (H. M. ) — Şark Fransız Bankası işlerine arız olan buhran meticesinde faaliyetini tatile mecbur kaldı. Ada- nada epice büyük işler yapmakta olan bu bankanın piyasadan çekilişi muhakkak ki muhiti müteessir edecektir. Ankarada Sıcaklar İnsanı Bayıltıyor Ankara, 20 (H. M.) — Ankarada sıcak tahammül edilmez bir hale geldi. O derecede ki dün Sporting — kulüpte tenis maçlarını seyretmekte olan İngiliz Sefareti erkânından bir zat düşerek bayıldı. Vergi Kanunlşğı Millet Meclisinde ( Baş tarafı 1 inci sayfada ) Lâyiha bir kısım araziyi vergiden istisna etmektedir ki şunlardır : 1 — Devlete, Vilâyetlere, Belediyelere ve menfaati umu- miyeye hâdim cemiyetlere ait olup kazanç maksadile tesis edilmemiş nümune fidanlıkları, tarlalar, çiftlikler, spor yerleri, parklar, çocuk bahçeleri. 2 — Devlete, Vilâyete, Be- lediyeye ait yollar ve sokak- larla köylerin umumi harman yerleri. 38 — Zıraate ve sair işlere elverişli olmuıyan taşlık, batak- hık ve fundalıklar. 4 — Hususi kanunlarle ver- giden muaf — kılınan — erazi hükümetçe kullanılması kanu- nen mennedilen arazide vergi alınmaz. Vergiden istisnaları muvak- kat kaydını taşıyan arazi ı:le1 şunlardır : | — Yeni bağlar ve gül bahçeleri altı sene vergiden muaftır. 2 — Yeni incirlikler sekiz sene müddetle. 3 — Aşılama suretile ve | yöni tesis olunan zeytinlikler on sgsene. 4 — Hükümetçe yerleştiri- len muhacir ve aşiretlerin ara- zisi Üç sene, Yeniden zirasta elve- rişli bir hale getirilen arazı üç seneve hususi kanunlarla yeniden orman haline getirilen arazı yirmi sene müddetle. Bu muafiyetler için beyan- ame vermek lâzımdır. Beyan- pame itasından bir sene sonra muafiytler başlıyacaktır. Arazi vergisi için yeni ka- nunda tayin edilen nişbetler ise şunlardır: 1 — Arazi ve irath arsalar için kıymetlerinin binde onu. 2 — İratlı arsaların kıymet- lerinin binde beşi vergi iki tasitte alınacak ve taksit za- manları vilâyetler umumi mec- lislerince tesbit olunacaktır. Mektum kalmış arazi için yalniz gizliliği meydana çıkan seneden evvelki beş sene için vergi aranılır. İratlı arsanın iratsız veya irâtsız —arsanın iratlı — şekle girmesi, bir arsanın Üzerine bina yapılması ve bir arsadaki binanın yıkılması — hallerinde vergi nisbeti değişecektir, İster İnan, İster İnanma! Urladan gazetemlize ya- zıyorlar; “Günlerce yazdınız, has- ta vatandaşlar sokaklarda tedavisiz kalıyor, dediniz. Bunun mühim sebeple- rinden biri, yerinde tedavi edilecek birçok bastaların İstanbula gitmesidir. Halbuki Urlada, geçen sene herşeyile belediyeyo devredilen ve senede bin lira varidatı olan bir dis- panser vardır. Bunu kal- dırmak — istiyorlar. Hem de ne mazeretle, senede (300) lira hademe maaşımı tasarruf için. Ebeliği kaldırmak - isti- yorlar, şehirde ruhsatlı ebe vardır, diye. Fakat bir taraftan da (5000) li- raya bir elektrik motörü ahıyorlar.,, Artık halkın sıhhat ve hayatına ehemmiyet ve- rildiğine, İster İnan, İster İnanmal! KARIŞIK iŞ | 300 Bin Liralık Fabrika ! Yüz Bin Liraya Satılmış Adana, (Hususi) — Müflis milyoner Ağa zade Hulüsi Beyin iflâs masasımı teşkil eden sendik heyetile jüj koml- ser aleyhindeki davanın son celsesi çok meraklı oldu. Maznun mevkiinde Avukat Fevzi ve Sait Beylerle Hususi Muhasebe Müdürü Kini Beyler vardı. Ağa <zade Hulüsi B. ile fabrika işinde ortağı olan Sadık B. davacı iskemlesine oturmuşlardı. Bir buçuk saat süren uzun muhakeme — celsesi esnasında tam yirmi beş şahit dinlendi. şahitlerden bir kısmı 300 bin liraya mal olan bir fabrikanın masa tarafından 115 bin liraya satılmasının hayli garip oldu- gunu, fabrikayı bu garip fiate alan Hasan Beyin, müzayede rakibi Asım Beye süküt hakkı olarak bir otomobil hediye ettiğinin tevatür edildiğini söy- lediler. Başka bir şahit te Hasan Beyin bu fabrika için sonraları Tarsuslu Nuri Bey isminde bi- rinden (4000) bin lira istediği- ni ve “ben bunu (115) bin Kraya aldım amıma, 9 bana çok daha fazlaya maloldu ,, dediğini işittiğini söyledi. Mücevher Fiatları (Baş tarafı 1incl sayfada ) yaziyetten — şikâyet — ederken, diğer taraftan da şöyle bir hulâsa yapıyorlar: Kapalıçarşıdaki Karamanoğ- lu sokağında eskiden (250-300) kadar büyük sermayeli zengin mücevherat taciri vardı ve burada dükkân aylığı da (50) liradan aşağı değildi. Bugün ise bu dükkânların bir kısmı boşalmış, bir kısmı da lokanta ve berber dükkânı olmuştur. Kiralar ise (50) liradan (5-7) Hraya kadar düşmüştür. Piyasadaki büyük — mücev- herat tacirleri bu durgunluğun sebebini şöyle anlatıyorlar : — Eskiden İstanbul mü- cevherat transit merkezi idi. İstanbula en çok mücevher Rusyadan gelir ve buradan Paris vâsıtasile dünya piyasa- sına dağılırdı. Yedi seneden- beri Rusyadan mal gelmiyor. Bugün İstanbuldaki mücev- herat ancak türkiyenin süs ih- tiyacını karşılıyacak kadardır ve — harice çıkarılacak mal yoktur. Bunun için büyük mü- -cevhemtçılır iki S Sözün Kısası | Siz | Hüküm Veriniz ! __ı SŞam konservatuvarı, şark musikisine ait bazı tetkikler için İstanbul konservatuvarına müracaat etmiş ve Türkiyede garp musikisinden başka bir şeyle meşgul olmadıkları ceva- bını almış. Halbuki İstanbul konserva- tuvarında klâsik Türk musiki- sinin tetkik ve tasnifile meş- gul bir heyet vardır. ve başın- da da büyük bir musiki âlimi- miz bulunuyor: Rauf Yekta Bey. * Mısır Hükümeti bir vakitler bizi taklit ederek milli musiki konservatuvarını — kaldırmak istemiş ve Almanyanın en bü- yük musiki âlimlerinden Pro- fesör “Kurt Zaks,e reyini sormuş. Maruf — musikişinas konservatuvarın lâğvedilmesine razı olmamış ve Mısırda Arap musikisi konservatuvarı hâlâ çalışıyor. * Okraynada şarka ait tetkik- ler cemiyeti büyük ve bey- nelmilel bir kongre yaptı, ora- da şark kültürüne ait birçok meseleler ve şark musikisi de tetkik ve münakaşe edildi. Mes'ut Cemil ve ben de çağır rıldık. Fakat hükümet, bu kongreye gitmemize müni tarz- da hareket etti, gidemedik. * Moskovada yeni bir Türk musikisi cemiyeti tesis edildi. * Berlinde doktor Lahman, doktor Şuneman gibi müte- hassıslar tarafından bir şark musikisi cemiyeti tesis edildi. » 1932 senesi martında, Ka- hirede, Mısir Kıralının himayesi altında gayet büyük bir şark musikisi kongresi aktolunacak. Yine, bütün masrafları Mısır hükümetine ait olmak - üzere bu kongreye davet - ediler Mesut Cemil de büyük mesal programını gördüm ve hayretle okudum. * Viyanadan gelen bir Türk müzisyeni, milli — musikimizin orada uyandırdığı büyük alâ- kaya dair yanında birçok vesikalar getirdi. * Bütün medenf dünya, şark ve bilhassa Türk musikisinin tetkik ve talimile uğraşırken. İstanbul Konservatuvarı böyle bir musikiden haberi olmadı- ğını ilân ediyor. * Hüküm — vermeyi size ve vakıaların belâgatine bırakı- yorum. senedenberi Parise ve Mısıra gitmişlerdir: Bunda vergilerin ağırlığının da tesiri olmuştur. Bugün elmas ve pırlantalar iki sene gvvelkisine nisbetle yüzde dü düşmüştür. Eskiden Amerika inci ve zümrüt çekerdi. Bugün almıyor. Amerikaya mıskalını 20 1İiraya sattığımız incilere bugün 6 lira bile alıcı yoktur. ümrütler de böyle. Bu iki ziynet eşyasında yüzde 50, 60 kadar bir sukut vazdır. Yalnız 2, 3 ve beş kıratlık temiz pır- lantalar eski kıymetlerini mu- hafaza ediyorlar ve talipleri de vardır. Fakat bugün Türkiye piyasasında bunların da mev- cudu kalmamıstır.