Hergün Münderecatımızın çok- lığundan dercedileme- Miştir, Ankarada Bir. L Cinayet & Ölü, Bir De Ağır D Yaralı Var ,Ankara, 25 (Hususi) — Dün kişinin ölümü ve bir kişi- ha fAğır yaralanmasile netice- : bir cinayet oldu. Hâdise İmalâtı Harbiye fişenk fab- B / birkaş : öccedönbüri “İıllıh isininde 22 yaşında İN bir amele çalışıyordu. Ab- ş:l bir müddet evvel ma- başında çalışırken baca- el Makineye kaptırmış, ba- N3 kesilmiş, kendisine tabta Bclll yapılmıştır. (164) kuruş iyesi vardır. Abdullah üç, fabrikusına — müracaatla h iadesini rica etmiştir. Abdullahın arzusu isaf edile- N'—, bunun üzerine Abdul- , yüksek makamlara müra- & 8 işine iadesini İstemiş- " Fakat İmalâtı harbiye Nidürü Seyfettin ve İmalâtı iye İşletme müdürü Mus- Ükta Beyler. Abdullaba . ka: NU üumumi ve kat'i olduğunu Üyemişlerdir. Asabi bir adam Abdudlah bu sabah ta- mvı bıçağı hamil olarak Hlı harbiyeyo gitmiş, Sey- ve Müuslihittin Beylerin w— odaya girmiş, tekrar iadesini rica etmiştir. Mem alınca cebinden ta- * çıkarmış — Seyfettin "' ateş etmek istemiştir. ü& tabanca ateş almamış, ün Üzerine bıçakla saldır- " Seyfettin Bey kendini etmek istemiş, e edilen işlerin şimdi Kt devredilmesile alâka- 1 — Cenap Şahabettin dokturdur. Fakat en büyük ediplerimizden biridir. Rauf, Bahriye zabitidir. Fakat iyi bir re- mancıdır. VEZNEDAR Yirmi Yedi Bin Lira Çalarak Kaçtı Üa aKi Glml) <— Tayyara Cemiyeti — veznedarı (27) bin lira ihtilâs ederek kaçmıştır. Aranmaktadır. İrtişa Davası Ankara, 25 (Hususi) — İr- tişa davasına ait evrakı tetkik eden Müddeiumumi, tahkika- tın genişletilmesi için bunu müstantikliğe vermiştir. Suriye Hududu Gümrük İşleri İçin MıııhlıuIE_Toplınıyor Ankara, 2 (H.M.) — Dabili- ye Vekâleti murahhasları e Suriye murahhasları arasında bir içtima akti takarrür etmiş- tir. Bu içtimada hudut ve güm- rük işlerinin konuşulacağı tah- min edilmektedir. 3 Papazın Tevkifi manastırın içinde tevkif edil- mişlerdir. İnhisarlşîı_ı_ı Nakli Ankara, 26 (H. M.) — Ka '.ın'ıılıA.;ırıyı ik- Müdiriyetlerii ni nak- ledilmeleri ve İstanbulda yalnız eniş salâhiyetli birer başmli- SH bırakılması — tasavvur ed.îlır:lıodlr. Bu hususta Beh- çet ve Asım Beylerin fikirleri | - sorulmuştur. Sahte Paralar Müddeiumumi Kenan Bey llk defa gazetemizin haber verdiği hapisanedeki —para sahtekâri nda — beyanatta l.y“ıııı..“_ıı iyatımızın esasını u ::.' y’ı’ılıu sahte paraların ha- rlce çıkarılmadığını söylemiştir. Muamele — Vergisi Kannnunun Yeni Şekli Mumele — vergisi kanununun Meclis iktızat —:—cıhıdı“ı;hıı 1 şekle göre, on gir- G fazla, Sükineli “falkikalarla, senebi malları ve bilumum ban- ka muameleleri vergiye tabidir. Devlet inhisarındaki madde- || metrosu 23 liradan | lar, mamul şeker, mamul — yün, pamuk, üvütülen hububat, rük —resminden — maaf deler, Türkiyede mamul Ihracat maddeleri, mükerrer — ulgorta, madenler muamole — vergisinden lstlana edilmiştir. SON POSTA Mehmet 2 — Banun gibi, mesleği ile şöhreti arasında hiç münasebeti olmıyan bim- ı Son Postanın Resimli Makalesi, * Meslek Ve İstidat * | 3 — İatidat her vakit kendisine inkişaf için bir menfez bulabilir. Kâfi ki müstait İstidatlarına uymıyan mesleklere düşmüş gençler meyus — olmamalıdır. İstidatlarının inkişaf edeceğinden emin olabilirler. İzmir Amerikan Kolejinde * * > Gürültülü Bir Hâdise İzmir, 24 (Hususi) — İzmirdeki Amerikan Kolejinde bir Türk Harsıni Koruma cemiyeti vardır. Bu cemiyetin bugün idare heyeti intihabı vardı. Bu münasebetle cemiyet reisi ta- lebeden Muhiddin B. bir hitabe irat ederek dedi ki: — Ecnebi mekteplerinde okuyan her Türk çocuğu iki şeyden çekinmelidir. 1 - Propaganda tesiri altında kalmak. 2 - Enternasyonalizm telkinleri. Bu mektebin tarihçesi, bizim bir Misyoner müessesesinde okuduğumuzu açık misallerle an- latıyor. Misyonerler, Hüviyeti içtimaiyeleri zaif memleketlerde faaliyet gösterirler. Bunlar, bizim memleketi de kendilerine elverişli zannettiklerinden aynı faaliyeti göstermek İstiyorlar. Sarık Ve Salip Bunların içimize gelmelerini kendine bir zül addetmiyen bir talebe var mıdır? Ben, hiç Bu y ektebin tarihinde mı n vardır? Buraya sarıklı olır: bir - talebe göğsünde ı:ıııı salibi ile mektepten çıl mizin borcudur..,, Bu hitabe, alkışlarla karşı- landı. Şeyh Mahmut Musul, (Hususi) — Irak hü- kümetine dehalet etmesi üze- rine hayatı kendisine bağışla- nan Kürt asileri reisi Şeyh Mahmuat, barındığı İran hudu- | du civarından alınarak ayın n beşinde Gergöke getiri- miş ve' Bağdadali sevkolan- muştur. Şey Mahmut Bağdada bırakılmamış, bir tayyareye bindirilerek Nasıriye liva mer- kezine gönderilmiştir. Bunlardan sakınmak —hepis | Ytt Müdürün Hiddeti “İçtima — nihayet — bulurken Kolej Müdürü Doktor (Rit) toplantıya hitam verilmesini emretti. Talebe, itiraz göster- di. Mektepte bazı kagaşalık- lar zuhur etti. İdare, bu nutku söyliyen talebe Muhiddin Ef.- yi mektepten tardetmek tasav- E'ühm idaresi b "e BOT m Ü kararında israr ederse bütün talebe mektebi terkedecektir. Kavalada İnfilâk Kavala, 24 (A. A.)— Silâhçı dükkânlarından — birinde — bir infilâk olmuş, sonra da yangın çıkmıştır. (4) ev yıkılmış, (100) adar hane hasara uğramıştır. ç kişi ölmüştür. Türkacağı Binası Ankara, 25 (Hususi) — H. firkası umumi merkezi büro- larının bir kısmı eski Türkoca- ği binasına taşınmaktadır. İster İnan, İster İnanma! Sabık Fransız Başvekili | liyorsa, burada ayni mik- Paul Painleve bugün ga-İtar araziyi işletmek için kalesinde diyor ki: “Tuna memleketleri zi- | rikada elde edilen netice raat memleketleridir. Tuna | Tüna memleketlerinde elde sahasındaki arazi dünyanın en mümbit topraklarını havidir. Fakat burada bir edilen neticenin Üç misli fazladır. ,, Tuna memleketleri, Av- dönlüm araziyi işletmek İçin | rupanın xiraat sahasında ihtiyaç hissedilen — insan | en ileri giden memlekat- süyi, Amerikada ayni ııılk-.lı'l olduğu halde, istihsal tar arazi için kullanılan İnsan sâyinden on misli fazladır. Amerikada bir dönüm araziyi bir kişi iş- sahasında Amerkaya nis« betle bu kadar geri iseler, bizim de xziraat yaptığı- mıza artık; İster İnan, İster İnanmaf DAİRELERDE.. Mesai Saatlerinin Tekrar Değişeceği Söyleniyor.. Ankara, 25 (Hususi) — Son defa temdit edilen mesai saati- nin değiştirileceği, ve işe baş- lama müddetinin sekizden on ikiye ve birden beş buçuğa kadar devam edeceğine dair bir şayia vardır. Çalışma saatinin uzamasile memurlara çay ve kahve içme- leri müsaadesinin verileceği de söyleniyorsa da bhenüz kat'i bir karar yoktur. Doumer -Briand İki Rakip Dostça Görüştüler Paris, 24 (A.A) — Matin gazetesinin verdiği bir habere göre M. Doumer ile M. Briand, dün öğle yemeğini ahbapların- dan birinin evinde yemişlerdir. H. Briand yeni reisicümhur M. Doumer ile gayet dostane bir surette iki sart kadar görüşmüştür. Matin gazetesi bu mülâkat esnasında M. Doumer'in hari- ciye nazırlığında kalmıya muva- fakat etmesini M. Birandan büyük bir asrarla istediğini tahmin etmektedir. İzmirde İş Limtet İzmir, 24 (Husust) — İş | Bankasının İzmir şubesi mü- ; dürü Nusrat Beyle görüştüm. Bana dedi ki: — Harici ticaretle müşgul olmak Üzere teşekkül ettiği bildirilen İş Limtet Lakkında bize tebligat yapılmadı. Herkesin bildiği gibi ştrket, tamamen hususi mahiyettedir. Diğer ihracat şirketlerinden ayrı bir imtiyaza sahip değildir. Müessef Bir Hâdise BURSADA BİR VAK'A OLDU,; BİR ÖLÜ, BİR YARALI VAR Bursa, 24 (Hususi) — Bugün şehrimizde bir hâdise celmuş- tur. Temeniye mevkiünde Mus- tafa Vasfi ve Osman Beyler isminde iki arkadaş arasında çıkan münakaşada Ozman B. tabancasını çekerek arkdaşına ateş etmiştir. Vasfi Bey yaralanarak yere düşmüş, öldüğünü zanneden Osman Bey Türkocağı binası önüne geldiği zaman elindeki tabancasını kalbine sıkarak kendisini öldürmüştür. Sözün K;sası Yazının Eski Ve Yeni Düşmanları Selâmi İzzet Bey, güzel bir makalesinde okuma kıtlığından şikâyet ediyor : Tetiği çekmek istediği halde, et par- mağının ihtilâçlı bir büzülme- sinden fazla haraket yapamı- yan — meflüçlara — benziyoruz, okumak istiyöruz, okuyamıyo- ruz, okumuş — gibi oluyoruz, okuduk sanıyo: fakat hej Sehimmdic ( Sellai z ; Hey “ Tetiği çekmek lâzımdır ., diye makalesini bitiriyor. Şüphesiz, — tetiği çekmek, hem de, düşmanla- rını hedef yaparak çekmek lâzımdır. Vakıa, bir Paris gazetesinde Clement Vantel'in, âcumı buh- ranından şikâyet eden fıkrasını da geçenlerde okumuştum ve Fransada da, bugün, bir kitap bulhranı vardır. O Fransadaki, yine şu aylarda, hergün yüze yakın kitap çıkar ve herbiri as- gari binlerce, azami yüzbinlerce satılır. Selâmi İzzet Beyle be- nim memleketimizde ise altı ayda yüz kitap çıkmaz ve her biri binden, iki binden fazla satılmaz. (Hele yeni harflerden sonra bu sayıyı bulan kitap hiç yok ıîhidir.î İki — memleket — arasında, dörtte bir nisbetindeki nüfus farkını bir teselli olarak ka- bul ettikten sonra, yazının biz- deki düşmanlarını tanıyalım ve namlumuzu hangi istikametlere çevireceğimizi bilelim. (Şunu da bileîi'm ki — mermilerimiz kıttır ve pek te nişancı değiliz.) Türkiyede yazının eski düş- manları pek malüm şeylerdir: Okuma bilenlerin azlığı oku- ma ihtiyacının azlığı, okuna- cak şeylerin çok pahalı olma- sı. (Âvrupa gazeteleri bizim- kilerden daha büyük ve fiatçe dört beş kere daha ucazdur.) Yazının yeni nların- dan birkaçı da oldukça malüm şeylerdir: Harp ve istilâ yor- genlukları, - zafor sarboşlağu ve eğlenmek ihtiyacı, bizde pek fena teşvik ve idare edi- len spor salgını, cinsi hırslar üzerinde cemiyet başkısının azalması ve hürriyetin belden aşağıya inmesi. u düşmenlara yenilerini de ilâve edelim: Elektrikli anre- jistermandan sonra tekemmül eden gramofon salgını, sesli filmlerden sonra bir kat daha artan sinema salgını, gittikçe umumileşen — radyo — merakı, hele yeni harfler, yeni harfler... (Selâmi İzzet Beyi memnun etmek için bu düşmanlar ara- sına “Ben Amar,, Efendinin cambazhanesini ilâve etmek te mümkündür. ) Ve nihayet, maearif tahsisa- tından iki milyon lira kesen Maliye Vekilini ve bütçe encü- meoini de unutinamak İâzımdır. Tahkir Meselesi Rum Mütevelliler Dün Adliyeye Çağrıldılar.. Rum hastaneleri mütevelli heyetinin 14 mayıs içtimamda müzakerelerin Türkçe yapılma- sı teklifi bazı azada asabiyet uyandırdı ve Manosl — oğlunun “burada yalnız Rumca konu- şulür, diye bağırdığı ileri si- rüldü. Bunu evvelce yazdık. Kanunen Türklüğe hakaret demek olan bu hadise üzarine Müddeiumumi — Muavini Nec- mettin Bey dün gerek Mano- el oğlunu, gerek diğer alâ- kadarları isticvap etmiş, neti- cede dört kişinin şahitliğine müracaata lüzum görülmüştür.