11 Mart 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

11 Mart 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ kan DaLGASI || 'SÖR POSTA Hacı Nişan Bir Kan Dalgası Boğulup Gitmişti.. Altında Hokkı Mahfuzdur Hacı Nişan, bir lâhza dü- dü, Güldü. — Bunlara da dd :ıecık gibi bir. tavır Batar, aĞ kalkıp — karnını — Bu suallerin cevabı uzun ::—15. Sıkıntım var. Aptesa- i İ;Ulzuıı müsaade eder- —:ed'ı Komisyon; bu. tabil *"ı birşey diyemedi. Ko- k&m mahsusun bulunduğu içeriden ve dışardan '_ımkeıı kordon altında bus & beraber her. türlü ':; ihtimaline mani olmak için tık Polisin refakatinde ola- aci Ni e: Mldu. uşan aptesaneye gö- '.'::nlltr. bittabi aptesaneye K Yaber giremezlerdi. Ka- Tombala Müsabakamızın — 93 — ç pının önünde duruyor ve bek- liyorlardı. Beklediler.. Epeyce bekledi- ler. Beş.. Sekiz.. On.. Hatta on dört dakika beklediler.. Hacı Nişan çıkmadı. Kulakla- mını kapıya daytyarak - dinle- diler. Hiçbir ses duyulmadı. Keyfiyeti derhal komisyona arzettiler. Aldıkları emir üze- rine kapıyı kırarak içeri girdiler. Fakat, girer girmez de geri çekildiler. Hacı Nişan, bir kan dal- gasının altında boğulmuş gi- bi arka üstü yatıyordu. Ge- niş, beyaz mermer taş, al kanlara boyanmışti. Hacı Ni- şanın başı, duvara dayanmış, açık kalan gözlerinden, fer- siz bir ışık süzülüyor. Her Yazan: Ziya Şakir zaman mütebessim duran du- gdakları şimdi “derin bir ıwstı- rap ile geriliyordu. Arkasın- daki ceketi ve gömleği, boy- nundan, karnına kadar tama- men açıktı. Gırtlağının — iki tarafında açılan delikten ta- şan kanlar, köpüre köpüre boynunun iki tarafına akıyor, midesinin Üzerindeki pürüzlü yaradan kaynıyan kanlar göğ- sünün kılları üzerinde pıhtı- lanıyordu. Karnı deşilmiş, bü- tün barsakları dışarı fırlamıştı. Sıvalı olan sağ — kolumun şiryanı parçalanmış.. Buradan lııîırın kanlar, barsaklarının Üstüne akıyordu. Sol eli, sıkı sıkı yumulmuştu. |(Bu yumuk avcun içinde, keskin bir te- neke parçası parlıyordu. (Arkası var ) Çekilen umaralarını Takip Ediniz B"gün Kartlarınızda Çizeceğiniz Nıımarala_r (İ3İ Ve LAŞA İ ': * SON POSTA , ilân et Togram mucibince pazar EEelea kibaren tombela mu- z'lııını meşre başlamıştır. W gç İk çıkan numaralar (17) tzı,m' dir. Dünküler de (52) ve Ve dN Bugünküler ise (13 ) g“) tür, ' — Bu numaraları elinizde K ©n iki karttan hangi- .'h'.’. bulursan:ız üzerlerini çi- 4 f ee Aradan bir müddet vakit birçok numara Miş olacaktır. O zaman bakınız. Bunlardan dolmıya yaklaştığı- larında ise çizilmemiş boş yer kaldığını kendinize düşününüz, bu kartlardan hangisi Çabuk dolacak, yâni tak? Bittabi bilemezsi- u tayin etmek sadece Ve tesadüfün elindedir. zevki de, heyecanı da G—n Şu noktadadır. — Tombala oyunu bu ğ?r" geldiği nm::. (SON A) numaraları çekmiye Verecek ve size şunu îı“$elı elinizde buluran on l,:—ltlı hangisinin daha ça- &e :“"clğına hükmediyorsa- (e FF £ Ffğ ; ELEEFE alıkoyunuz, diğer on bir niz ve ahıkoyduğunuz ki hergün neşredilecek Uponlarla birlikte mat- 5::_" getiriniz. veya gön- Buna mukabil mat- İ Ptihap ettiğiniz — kartı edecek, fazla olarak o bir “sıra, numa- cektir. ü n tebdili mua- ' uj ON POSTA, bütüz karle Şehrimizin en büyük sine- VSi birine çağıracak ve n':ı' huzurunda, — Noter et da kontrolü altın- tebaki tombala numara- çekecek, sinemada bu- anların duüymaları — için ertesi ilân edecek ve ka- zanan her kariine mutlaka bir hediye verecektir. Kaç Kişi Kazanacak? Bin mi, beş bin mi, on bin mi burasını kestirmek bu da- kikada mümkün değildir. Fa- kat tekrar edelim: En çabuk dolacak olan kartı kaç kişi intihap ederse, okadar karie mutlaka bir hediye verilecek- tir. Bu karilerin adedi kaç olursa olsun ! > Hediyelerimiz — Nelerdir? 7 — Hediyelerimiz arasında muhtelif kıymette olanlar var- dır. Birinci hediye nakten (150) liradır. İkinci hediye mükemmel bir gramofon makinesidir. Ü- çüncü hediye (50) lira, dör- düncü hediye bir radyo maki- nesi, beşinci hediye ( 25 ) lira nakit, altıncı hediye bir altın saattir. Hediyeler arasında kıy- meti (50) lira ile (15) lira ara- sında değişen erkek, kadın ve çocuklara ait pek çok eşya vardır. Hediye Nasıl Dağıtılacak ? 8 — Tombala kâğıtları olan her kari mutlaka bir hediye kazanacaktır, fakat bu hedi- yelerin kıymetleri - muhteliftir. Bunları nasıl taksim edeceğiz? “SON POSTA,, bunu da dü- şündü, ve iyi bir usul buldu. © —Matbaada kartınızı tas- dik ettirirken o karta mahsus bir de seri numarası almıştınız. Kâğdınız. tombalayı kazandığı zaman yine ayni günde, ayni sinema — binasında Beri numaraları Üzerinden ikinci bir kur'a çekilecek, kazan- dığınız. hediyenin cinsi bu kur'ada anlaşılacaktır. Meselâ kur'a kutusundan, farzedelim, evvelâ ( 8 ) nu- mara çekildi, hediyelerin liste- sine babtınız, bu (8) numa- rada ( 150 ) lira yazılıdır. Şu halde bu (8) sıra No. &ı kimde ise o (150) lira kazan- mış demektir. Kuponunuzu ip mükâfatı alacaksınız. levam — ediyoruz.: İkinci olarak (12)numara çık- tı, bediye listesine baktınız,,(12) numaranım hizasına bir altın saat konulmuştur. Demek br altın — saat kazarmışsınızd . Kuponunuzu ; österip hediye- | nizi alacaksın z. Meccanen Bir De Sinema Seyredeceksiniz Yukarda kaydettik: Tertip ettiğimiz eğlenceye iştirak için hiçbir. zahmet yoktur, Yapa- cağmız bütün iş, kuponları ile birlikte tombala kartlarını kes- mek, sonra gazetede hergün neşredilecek olan numarala- ra bakarak kartları doldur- mak — ve nihayet bir gün sinemaya gelerek — mütebaki numaraların çekilmesinde hazır bulunmak, fazla olarak hedi- yenizi almak ve — meccanen bir de sinema seyretmektir. Maamafih sinemaya gelmek için, meselâ taşra karilerimiz de olduğu gibi bir mecburiyet yoktur. Sinemada çekilecek numara- lar ertesi gün gazetede ilân edilecektir, bakar, anlar, karz tınızın kazandığını görürseni- elinizde bulunan seri numara- sını okuyarak, mükâfat listesi- ne bakar, hediyenizin ne ol- duğunu da 'anlıyabilirsiniz. Tombalamıza Taşra Karile- rimizde İştirak Edebilirler İstan! haricinde — bulunan karilerimiz bize musabakamıza kendilerinin de iştirak edip ede- miyeceklerini sormaktadırlar. Son Postanın taşra karilerinl Ihmal etmesi elbette mümkün değildir. Buna rağmen tasrih. edelim: Müsabakamıza taşra karileri- miz de İştirak edebileceklerdir. Bu maksatla kartlarını tasdik ettirebilmeleri ve sıra 3umarası alabilmeleri için kendilerine kâfi derecede zaman biravılacaktır. Dikkat Kuponlar — gazetenin baş tarafındadır. l Resminizi Bize Gönderiniz * » Size Tabiatinizi Söyliyelim... Tabiatinizi anlamak ve resminizden bunu istidiâl ettirmek isterseniz bize bir folağraf gönderiniz. Fakat bu resim tabit bir pozda çekilmiş olsun. Taki mülebanmsımız yanılmasın ve mütales batasına düşmesin. * Resimlerinden tablatlerini öğrenmek için bize resim gönderen karilerlmiz hakkında mütehassısımızın cavaplarını aşağıda okuyumnuz * Sırrı bey - Âzimkâr ve mü teşebbistir. Başkalarına hizmet ve mu- avenet etmek- ten çekinmez, rüfekası tarafın- dan sevilir teş- vike — kapılır, ataklık göste- rir, el işlerin- de muvaffaki- eti vardır, boş durmaz, tem- bellikten boşlanmaz. Çok söy- ler, sözleri batmaz. * Onnik Terz'yan Efendi: Ağır başlı ve dosttur. İşlerini ihtiyatkârane EĞ görür, nadiren güler, menfeat- ü lerini ihmal et- B mez, Pul)’l se- ver ve — sar- fından endişe eder. Madunu- aa karşı tok sözlüdür. * . Dimitri Efendi: Cür'etkâr ve mağrurdur. İşlerine müda- hale edilmesini istemez, tahak- küme — taham- mül edemezx, tahi et- mek ister. Me- dihten, doğru- haktan, kahra- manlıktan hoş- lanır. — Kadın —ssalinde kıskanç ve mutaas- sıptır. İkram etmesini ve cö- mertliği sever, * Nikolaidi " ndi: Zeki v« hayalperesttir . Sevgiye ve ma- ceraya —müte- mayildir. Sine mayı sever, ar- tistleri — taklit etmek — ister, müşkülât kar- şısında — bece- riklidir. İnatçı- dır, fikirlerinin kabul edilmesin * Madam Esabeti Aileperver cer, “ve” çalışkandır. El ve ev işleri-* ni — maharetle | idare eder. O- lur olmaz şeye | & kızmaz, fakat iğbirarı devam- h olur, kendi- sini müteessir edenlere karşı İf asabi ve hir- © Z çındır. Temizlik hususunda ti- tizdir. Müsrif değildir. Menfe- atlerine iştirak etmek müş- küldür. Resim gönderen bam karilerimiz, mülehassısımızın cevabi geciktiği için aabırtızlanıyor. ve mektup göndererel | fetoğrafilerinin akibetinl öğrenmek is tiyorlar. Bu fotoğrafiler İntişar cdecek- tir. Bu hususta milsterih olmalarım rica | | maksadım da hislerime düş- |cezakâfi.Randevuya gelemiyecek h ederiz. ÂYE Bu Sütunda Hergün Yazan: Necati Yusuf *«Genç bir erkek güzel bir kadını takip eder., Erkek — Beni mazur gör- menizi rica ederim Hanım Ef. Emin olunuz :ıd.ııılı; lâf atan Hİ klh.,m. Bği im. Kadın — Ohalde! K —Olabilir. Bunu başkaları da söylüyor. Ne demek istiyor- SUNUZ E — Fakat başkaları ile benim aramda büyük bir fark var Hanımefendi. K — Evet iltifatımızın tar- zandan da belli. Lütfen beni yalnız bırakır mısınız? E — Bir kelime daha. K —Deli olmayınız rica ederim. E — Af buyurun efendim. Şimdi yolumu değiştiriyorum. Ne yazık kifarkma varmadan büyük bir eserin yarım kab- masına sebep oluyorsunuz. K — Eser mi, ne eseri? E — Bundan bahsetmekliği- me müsaade etmediniz. Allaha ısmarladık! K — Fakat, ben sizitanımı- yorum k; eser mi demiştiniz?. E — cen ıiu'ğıok iyi tanı- yorum Hanımefendi. Ruhunuz- da sizin bile bilmediğiniz, vü- cudunuzda kendi gözlerinizle bile göremediğiniz. en ince teferruata kadar.. Sizi sizden iyi tanıyorum. K — Fakat nekadar garip şeyler söylüyorsunuz. Beni ne- reden tanıyorsunuz? E — Bu, uzun bir mesele. Ayak üstü anlatılamaz ki. Bir kenara oturamaz mıyız? irler.. yüfğ — Beni nereden tanıyor- sunuz? Merak ettim. E — Sizi, kendimi tanıdığım ilk gündenbeti tamyorum. O zamanlar — hayalimde — yalnız umumi hatlarınızla müphem bir şekilden ibarettiniz. — Hayalinizde mi? Beni hayalen mi tanıyorsunz? Siz bir lâf cambazından başka bir şey değilsiniz. Artık beni takip etme! 'liı. deği *Yolunu iştirir.,, E — Konuşmasını bilme- mek ne fenadır. Eserden bah- setmek isterken... K — “Dönerek,, bu eserin ne olduğunu mek için de bir dakika vaktim var. Sizi dinliyorum. “Yürürler,, E — Evet Hamımefendil Bir eserim var ki onunla sekiz senedenberi uğraşıyorum. Bu ne bir kitap, ne de bir tablodur. Bu — bir heykel, Hanımefendi. ! Fakat taştan değil. K—Ünmit ederim ki tahtadan | da değildir. E—Maamafih; dediğiniz gibi oluvermesi de pek muhtemeldir. K— Nekadar karışık söy- lüyorsunuz. Anlıyamıyorum. E — Biraz saniimi olsaydı nız ne güzel anlaşacaktık. — K — Sadede döner misiniz? E — Devam ediyorum. Bu bir heykel demiştim Hanıme- fendi. Ben eserimi başkaları gibi para kazanmak, yahut alkış toplamak maksadile yap- | mıyorum. Bunun için onların kullandıkları katı ve nankör | maddelere — iltifat — etmedim. Güzelliğin kendisinden — ibaret | olan eserimi kendi dimağıma bakketmek istedim. Evvelâ bir insan taslağı alarak onun üze- | rinde tamam sekiz sene işle- dim. Bunun ne ameliye — olduğunu zamanlar kalbim — dimağıma, müşkül bir | tasavvur | | edemezsiniz hanrmefendi. İlk hissiyatım — taabbüt etmek isterken kafamdaki ök çüluhğıyan eN:.bı Tıpkı bal ya- pan bir arı ördf?u' im, duyduğum, idrak eşiebil iğim bütün güzelliklerden bir muha- asala yaptım. Bu, incelmiş te- kemmel etmiş bir “Venüs,, tu Ben “Venüs, ümün kirpik: lerinin sayısından, yürüyüşündek ahengin ölçüsüne kadar herşeyi biliyordum. Yalnız bulamadığım bir tek nokta kalmıştı. Alihemin ismi. İşte Hanımefendi sizden bur nu öğrenmek istiyorum. Siz ki Venüsümün bizzat kendisisiniz Kadın — Siz pek eğlence! bir adamsınız. Eğer bütün bunları evvelce ezberiememişse- niz ayni zamanda güzel konuşar bir adamsınız. İsmim Zehradır. Erkek — Zehra mı? K — Niçin hayret ettiniz? E — Bu ismi okadar seve rim ki.. K — Ayşe demiş olsaydım yine ayni şeyleri söylemiyecek midiniz? E— Yemin ederim ki hayır. Zehra! Yarabbi, ne kuvveti kelime. Bir dua, bir ibadel sayhası gibi. K — Fakat tuhaf değil mi, ben bu ismi hiç sevmem. Ta- mıdıklarım bana “Zizi,, derler. ü E;Ne ıudek:,âze isminizle len yalnız olıeaıı. — Ohalde İ iz demektir. Halbuki uralara kim bilir bir daha ne zaman gelgeceğim. E — Ne beis var Hf.? Siz benim içimde — yaşıyorsunuz. Size hitap etmek için sesinizi duymıya muhtaç değilim ki.. K— Fakat,ben bukadar gaddar olmak istemiyorum. Â'iheler lü- Ş:ıklr .:I_ 4";""' Size tekrar uşmak için fırsat vereceği â - İl.l)lı:ıkıdınl ve - n bakayım, nız var mı? Bir lııl'hysonr'ı'nı:, on. beş için serbes kala- çağım. Bugünleri sizinle bera: geçirebilirim. üz, Şi di ni MK linley b ba DA içinde siz Bebeık. Tarabya arasında mini mini şairane bir yuva intihap edersiniz. Sahilde olmasına, bilhassa; sıcak ve soğuk banyosunun iyi bir ha de bulunmasına dikkat eder- siniz. Bu bitti. Beniyi döşenme- miş bir odada uyuyamam, Hafta içinde bir gün sizinle buluşuruz, bir yatak odası takımı seçeriz, bunların istediğim tarzda yerleşe Hirilmesine siz nezaret edersiniz, Ha, siz ne iş yaparsınız? Erkek — Ben, bon efendim piyes muharririyim. K—Âla,buna memnun oldum Sizin — otomobiliniz var mı? E — Hayır efendi.m. K — Vah, vah! ne ise, on beş gün için bir otomobil kiralıyabilirsiniz. Yalnız dikkat edin de battal birşey olmasın, Spor tipini tercih ederim. E — Fakat.. K — Çok geç kaldım. Üst tarafını izin zevkinize havale ediyorum, Hafta içinde ne günü ve nerede buluşacağız. E — Nerede emrederseniz. K — Salı günü Löbon'da saat 3 te, muvafık mı? — Evet, yalnız. K — Orövar. “ Elini uzatır te kalabalığa doğru yürür, , E — “ Kendi kendine , pa- rasız cennete girilemiyeceğrini nasıl oldu da unutrum. Âlihe beni boşuna bekliyocek. K—-“Kendi kendine,,bukadar

Bu sayıdan diğer sayfalar: