SON POSTA l Hakkı Mahfuzdur Hiçbir Uzun bitm Nazırı netice vermiyen bu muvakkaten sadrazam ile. Hariciye avdet - etmişti. Sultan Hamit, ateş gibi ya- han başını ellerile uvuşturarak Haremi hümayuna — geçmek Üzre idi. Başkâtip paşa, telaş- la huzuru hümayuna girerek Zaptiye —nezaretinden gelen Müstacel bir (arizejyi Hünkâra îıkdim etti. Arizeye bir de Jlınııl merbuttu. Bu jurnal isim ve ahvali meçhul bir meni tarafından istinaf mah- *me&i reisine verilmiş, reis de al Zaptiye nazırına gön- “""şh Hünkâr, jurnalı okur Okumaz, yüzü mosmor kesildi. Günkü, yarın veyubut öbür ğü" beşyüz silâhlı Ermeninin .h'“ı')l basacakları haber ve- Tiliyordu, Mtleı nekadar ( sayei kud- a vayel hazreti — hilâfetpena- biçbir. — ferdin böyle ta hareketi mecmunaneye ;'"Mısme imkân yok ise de W danekerde böyle bir hal lahaddüs. ettikte,, İevsi — hareket | Güptiye nazırı Tuluyordu. _ySvıhın Hamit, kızdı, köpür- | — dü. Sanki ihbar olmman bu Yak'anın müşevvik ve mes'ulü arşısında — imiş geleni söyledikten x Şimdi, Sadrazama yaz. | ı“vle hr'scy olursa bu herif- *ri silâhla defetmek caiz olur DPU? Bana kalırsa olur.. Ge- |Senlerde “Berlin, de vak'a çır % aran “ Nihilist,, İere nasıl Piddetli muameleler — yapıldığı Pnalümdur. Bu misalden biz |e istifade edebiliriz. Hem bu İmeseleden, sefirler de haber- dar olmalıdır.. Hemen şimdi Sadrazama yaz, gönder; ceva- Bini bekliyorum. müzakere henüz ne suretle olunacağı da tarafından s0- gibi ağzma sonra: Sultan Hamit, o geceyi uy- üsuz geçirdiği gibi ertesi Sün de hiçbir yerlerde durup “*l-rımıd.. Her ihtimale karşı la Aarayın müdafaası için en sağ- M tertibat alınmakla beraber ""' hünkâr, huzur ve sükün "hmlyordu Ayni zamanda, Tazam ile dahiliye ve zap- hezaretleri mütemadiyen bere ediyordu... Ve şayet tahakkuk ederse muha- ahabı hbır alerin kuvyetlerini birbirin- a €N ayırmak için zaptiye sü- Brilerinden — kollar Adliye tertip nezareline *“ Mezahip “ vesayai lâzimede ere , Ermeni pat- i gönderildi. O gün ve n * sükünetle geçti. İhba- nb Seriya olduğu gibi - bir azlıktan ibaret olduğu- “_ ??ı;ek bünkârın yüre- ak biraz su serpilmişti. 'u' trtesi günü, öğleye Ücler, '!ım rengi değişti. İhti- yti harekete geçmişlerdi. ııl N ilk gününden itiba- anbul komitesinin icra Cigün içtimaa başla- oe Ka A"mn merkezle- P rinden gönde- rilen seri ateşli revolverler, fe- dailere dağıtı- hyordu. İlk — verilen karar, eylülün on dokuzancu pazar — günü, ayini — ruhani bahanesile bü- tün — fedailer patrikane kili- sesinde topla- nacak ve ora- dan her tarafa sevkolunacaktı. Buna patrik itiraz etti. Bu itirazı, mukad- des bir mahallin ? bir cinayet —| menba olmasını isteme mek ten ziyade, — pazar İgününün işe karıştırılmaması fikrinden ileri geliyordu. İhtilâl menfi bir şekilde neticelenirse, hükümet, pazar günleri dini ayinlerin yapılması için bile içtimaa müsaade etmiyebilirdi. Ayni zamanda ikmal edile- ıııîyeı işler de vardı. Buna maklı KAN gAhüAsımu Abdülhamidin, Telâş Ve Korkudan Gözüne Bir Tü l Uyku Girmiyordu Abdülhamit Sarayının San'atkâr ve Yaş- Saraylılarından birisi | stifade ediniz 1 -- İlin 8 satırı geçmiyecektir. 9 — Her satır 4 kelhme hesap edi- leceletir. $ — Her ilân 5 adet ilân kupeuu mukubilindedir. (— Her 9 sutırdan fazlamıma 2 kırpon İlâse edilmelidir. h $ — Her küpon Üzerindeki tarihten | bir hafta müddetle muteberdir. B SON POSTA yı okuduktan kuponunu — saklayı- lan 5 adedini ilâmınız bir zarfa koyarak |Ş posta ile idarehanemize gör | deriniz. İlânımızın gazeteye gir- Ü mesi için bu kadarı kâfidir. —e SON POSTA z BEDAVA İLÂN KUPONU 20- Kânunusani -1931 Yazan: Ziya Şakir konyan efendiye müracaat edilmelidir. T ZAYİ MÜHÜR — Eski ve yeni harfe lerle olan tatbik mührümü zayi etim. Yenisini yaptıracağımdı Maberut bey ker ada aanemninli BÜSEYİN ZEYTİN YA kullanınız. Ye: yemek ist 'k;';.:;ı.ı.k sfer türbesi kı Bagtinden itibaren binaen ihtilâl, pazartesi gününe kalmı ştı. (Arkasmı var) demir, çinko, ğ bakır menfa cağım. Galata, KİBAR BİR AİLE NEZDİNDE — Mü- | kalafat yeri, No $8 rebbiyelik yapmak İsteye: İr ecnebi Siniya madamm vardır. Arzu edenlerin Bey eğ- lunda — Beyker mağasını attin Nall Beye tahriren müracaatl Aşıta ".iud“d.ı larım — vardır. ah eriklarine sa- Rize Kazancı Çok Çocuklulara Yapılari Para Yar- dımından İstifade Etmek Istıyenler Hıfussıhba kanunu mucibin- ce çok çocuklu ailelere yapıl- ması vadedilen para yardımın- dan istifade etmek için müra- | caat eden aile gruplarının re- simlerini aşağıya dercediyoruz: | t — Taşkasap, Selçuksu- tan mahallesi, Mihrâlem s0- kak 27 No. da mütekait topçu kaymakamı — Maltepe — askeri lisesi riyaziye muallimi manas- | tırlı Emin Zihni bey ve refi- kası Servet banun, çocukları: Cezmi, Naci, Düral, Mukad- des, Ferbunde, Fethiyc, Fıtnat hanım ve EK. ler. 2 — İzmir, Gaziler, mahal- lesinde, Çolak sokak 18 No. da Selânik — muhacirlerinden | No.da Bekir Efendi ve refikasi Hüseyin Ef. ve refikası Naz- | Aliye Hamım. Çecuklar: Nu miye hanın, çocukları : Remzi, | riye, Muzaffer Şevket, Musta- Kemal, İsmet, Muzaffer, Hati- | f& Halit, Ali Riza Hamım ve ce, Makbüle, Perihan “ hamn | Efendiler. ve E£. ber. ) ke — Pendik, Rasim Ef. Ü A sokağında 55 No. da Yanya çS — Şehremini civarında, | vubadillerinden Zübeyde HL Küçük hamamda, Balcı yoku- Çocukları: Zeynep, — Fatma, şunda (l No.dıH.ıwHın!m. Nakiye, Celâl, Recep, Salih Çocukları: — Kadri, İbrahim, H. ve EL. ler. İsmail, Melek, Mehmet, Saffet, T— lınfi:-, Kemalpaşa ka- Hanım ve Efendiler, | | zası, Parsa nahiyesi, yukarı 4—Kadıköy, Kurbağalı de- | cam odatsrında Mitat İsmail re 4 sokak 20 No.da Ziynet | Ef. ve refikası Meriha H. Hamm ve çocukları. | Çocuklars; Bahriye, Emine, 5 — Boğaziçi, Kanlıca, Mih- | Melek, — Şükrü, — Muammer, rabat, Fıstıklı. yokuşu — 68 | Abmet, Besim H, ve Efendiler. Bu Sütunda Hergün İngilizceden —— ELMASÇI akşamın doku- zuna kadar Çanseri Lenide alıkoymuştu. Azıcıkta başım ağrıyordu. Bu saatten sonra işe veya eğlence e meylim - yoktu. gökün — görülebilen sakin bir akşamı heber yoardu. Dere kenarına giderek suyun Üüstünde titreşen ışıklara Bir iş beni parçası veri- bakarak gözlerimi di ye ve -başımı serinlendirmiye karar verdim. Zaten dere ke- narına gitmek için en iyi za- man gecedir . Hayırkâr bir karanlık, sula- rın kirini saklar. Turuncu, kır- mızı, sarı, yeşil, beyaz renkli ışıklar da her karanlık köşe- nin hududunu çizer. ( Vaterloo ) köprüsünün al- | z a - tından görünen yüzlerce ziya bu dere kenarının uzunluğunu, üstünden görünen kuleleri, Vestministerin — yıldızlı göğe doğru uzandığını gösterir. Ben böylece dalgın ve yor- gun giderken karanlıklar için- den bir ses: — Sıcak bir gece, diye m- rıldandı. Başımı çevirdim ve yanıbaşımda eğilen bir ada- min yüzünü gördüm. Güzel olmamakla beraber solgun, in- ce bir yözdü. Boynunun altın- dan iğnelenen yakası, yüzünün çizgilerini daha çok meydana çıkarıyordu. Cevap vermedim. Verirsem belki de kahvaltı parasını beraber. — sunmalıydı. Fakat gözlerinde 6 derece zeki bir bakış vardı ki sus- maktan utanır gibi oldum. Cevap verdim: — Evet, çok sıcak, dedim. Fakat bizim gibi burada olan- lar için değil. O, suların ilersine — doğru bakmakta devam ediyordu: — Hayır.. dedi; bürası çok hoş; ve devam etti: — Londrada — böyle sakin bir yer bulmak çok iyi. Eğer böyle teskin edici sözler ol- masa, uzun günün uğraşmala- rından, didinmelerinden ne hale gelirdik? Bilmiyorum. Her cümleden sonra uzun bir fasıla vererek konuşuyordu. — Dünyanın yorucu işlerini siz de biraz tatmış olmalısınız, aksi halde burada bulunamaz- dınız. Fakat başınızın benim kadar yorgun olduğunu, ayak- krmızınğpenimkiler kadar ağrır dığını zannetmiyorum. Bazan: Dünyanın bukadar zahme- te değeri var, mı? diye düşü- nürüm. Bazan da mevki, ser- vet, isim, hepsini atıp. pir kö- şeye çekilmiye karar veririm. Fakat ihtirasları terkeder- ken bütün hayatımda nedamet- | kimse EİE Ai dirmi- | | ki ten başka birşeyin kalınıyaca Zinı biliyorum!.. Sustu. Eğer Hayretle yözüne bak dünyada Ümitsiz bir gördümse © da bu, önümde duran adamdı. Elbise: sifparça parça, yüzü tıraşı uzamıştı. Haltalarca bir toz ambarının içinde kapalı kal- mış gibi görünüyordu. Halbu- bana büyük zah- metlerinden, meşekkatlerinden bahsediyordu. Aşikâr denecek gibi güldüm. Bu adam ya delidi hut kendi fakirliğile acı şaka yapıyordu. Dedim ki: — Eğer yüksek maksatla- rın, yüksek gayelerin ağır işler gibi üzüntüleri varsa mükâfat- ları da vardır. Nüfuz, iyilik yapmak kudreti, bizden daha fakir ve daha zayıf olanl yardım etmek, hatta nü bile bir memnuniyet var. Böyle bir lâtife yapmakla soğuk ve bayağı bir iş yapmış oluyordum. O da benim bu söz- lerimden mütcessir oldu. Vahşi fakat vakur ve sakin yüzünü bana çevirdi. Cevap verdi: — Ben — kendimi çoktan unuttum! Ve sonra bir dakika beni süzdü ve devam etti: — Hareketimin abes olduğunu fa Hatta size — herşey diğim zaman bile bana ina yacağımza eminim. Onun için tereddüt ıçmdeyım Faka birkaç kelime — konuşu biraz açılacağımı zannediyorum, Muhatabım - sabırsızlanmışlı. Büyük bir asabiyetle dedi ki: — İnanmamakt artık usandım. Ve âni bir hareketle palto- sunun düğmelerini çö bir kordonla boynuna ası'ı sert bir maddeyi alıp bana uzattı: — Bilmem, bunun nc oldu- ğunu anlıyacak kadar malümat sahibi misiniz? s Uzatılan şeyi aldım, evirdim, çevirdim, iyice muayene ettim. Bu, kahve renginde bir çakıl taşı idi, — Büyük, hem hakikaten bü yük bir iş var. Fakat çimdiki halde çok büyük — müşzksdlât içinde çırpınıyorum. Halukat şudur ki... Ben... Elmas yapa rımi,, Ben, adamın bir mecmmn ol- duğuna hükmederek lâtifeme devam ettim: — Şimdi işsiz. kaldınız zar. - nederim? bir veya- bir ra ne derece an (Arkası var) EKLER TİYATROSU YUNAN OPERETASI Sast MçiSte“ÇİNGENE AŞKI, 3 perda Büyük Ve İyi Meyva İsterseniz böceklerin için kış Ağaçlarınızı tahribatından kurtarınız. Bunun mevsiminde :ğıwlznıuu NEVÖZIN İle yıkayınız” En münas'p zaman şimdidir. B kücalleri yi ağtşlak Kutusu 1 PDracrari kanken! Dskürgeç ile liradır. Yegüne deposu Sirkoclde Horasancızan hanında At * 8e