YILBAŞI KISMI BU KISIM - -— - BEDAVADIR BU KISIMDA Spor, Sinema, — Kadın, izah, Meraklı Hikâyeler, Meraklı Zabıta Hikâyeleri- ne Mahsus Sayfalar ve 1930 Senesınin Biânçosu Vardır. —e 1930 SENESİNİN BLÂNÇOSU Ağaoğlu Ahmet Bey Diyor ki: “Biz İnandık, S;İnanmadınız, Biz | “1930 Sene İnandığımızın Siz İnanmadığını- zın Mükâfatını Gövüyoruz,, “Son Posta, benden 1930 | Senesi hakkında bir İcmal yaz- Mamı istedi, Böyle bir yazının bu sene vakalarından bazılarına karış- Mamış birisi tarafından yazıl- Ması daha muvafık — olurdu. Ta serdolunacak fikir ve mü- faların şahsi duygu ve his- N tesirinden daha ziyade Gzade kalması binnispe temin Bdilmiş olurdu. Maamafih Son Postanın bu Artusunu icra ederken ben Mümkün olduğa kadar objek- kalmıya çalışacağım,, ŞARK HADİSESİ iç şüphe yoktur ki “Kozan,, Sanberi - geçirdiğimiz müddet | Yinde son sene en ağırıdır. U sene pek mühim vakalar * doludur. Mühim dabili vak'aların ba- finda şüphesiz ki Şark vekayii Para buhranı geliyor. Artık müzmin olduğu mu- kz '.;'r::ık ölan Şark vakayüi ile letinin zaman zaman ea ik mecburiyetinde ka- 2i bir emri vakıdir. kere hükümet takdire Hayan bir gayret ve himmetle 4 vekayün önünü aldı ve Şarkta '#'cün ve emniyeti te- İin edi. Fakat askeri tedbir- er iİle bertaraf edilmiş olan U vakaylin ta kökünden ke- Silip atıldığımı ve bir daha te- Errür elmiyeceğini zanneder- tek kendmizi aldatmış - oluruz. Esası siyasi ve içtimal olan u igibi hadiselerin sırf miha- Biki olan askeri tedbirler ile ledavisi gayri * aha esaslı, daha devamlı, daha müessir ve gene — siasi & Içti mahiyette olan ted- birlere ihtiyaç vardır. t tedbirler alınmadıkça y :’îhın baki kalacağı — ve Üsait yamanlarda patlak ve- *Bi muhakkaktır. Osmanlı âvletinin bizzat bu hususda . erdiği misaller bizim için kı:i' ibret dersi olmalıdır; 'ıh.fı'f Muharrik dahilde dük, © müsait zemin bulun- kdr “tahrikâtın ve hareket- - 'ıllkuııru intizar etmeli- i asıl mesele hariçteki tah- M aa dahildeki müsait zemi- İttih, Ttaraf edecek tedbirleri 8>. etmektir. DA ARA BUHRANI W Benin '_ıd_ek! para buhranı se- Ödir, , Hinci mühim meselesi- b ıc_hü'n(ı"' ki, bu bubranın #mizin Sebebi harici ticareti- üvaz, müyaıeııuıizl r. Bu ın';'f'l'_k dolayısile pa- Üa yütimi bir. temevrüce Malp | “Makta ve bu yüzden ı.’y:: Ll_f’u_ııdi hayatımızadı Ş ir istikrarın teessü: ve 1930 - 1931 Senelerı'gin İktısadi Vaziyetine Bir Sarsan Umumi Cihan buhranını doğuran sebeplerden — birincisi ve en mühimi Amerika borsaların- da yapılan büyük spekülâsyon- lardır. Bu — spekülâsyonların sebebi şudur: Teraküm eden sermayeleri — işletmekte müş- saya hicret ediyor, işlerinde kullanılamıyor. Serma- yelerin esham — üzerine olan bu tehacümü esham fiatla- rının baş döndürücü bir şekil- de tereffüünü mucip olmuştur. Buhran sebeplerinin bir di- ğeri de büyük sanayiin bü- yük mikyastaki istihsalâtının cihan piyasalarına bir “süper prodüksiyon ,, yani ihtiyaçtan pek fazla —sabsu masıdır. Gerek ziraatte, gerekse sa- nayide —vukua gelen bu faz- la istihsalden müteessir olan memleketleri iki sınıfa ayır- mak lâzımdır. Bu memleketlerin bir kısmı bizzat yekünlu istihsal yapan memlektlerdir. Bunların tabi- malları ihraç edilemedi ellerinde Kkaldı. — Diğeri ise bilvasıca mutecssir olan mem- ü Arretm'> ol- ila - Olmakta idi. Buna da me , Yermek Jâzımdı. Hü- ( * Mesele ile de uzun son sayfada ) leketlerdir. Bunlar fiatın su- kutundan zaruri olarak masun kalamıyanlardır. külât görülüyor. Sermaye bor- | istihsal | Ağaoğlin Ahmet B. | ——— —Z: si Fikir P;yami Safa Bey Diyor ki: Hayatımız Çoraktır, Kitap Çıkmamıştır. Mecmualar Kapanmışhr_.,, Veyami Safa Bey e U V YA AAA D GA ee b eeei Bizim Vaziyetimiz Denilebilir ki Türkiye bu iki sınıf memleketten hiçbirine | dahil değildir. Bir defa Türki- yede esasen ihracat sanayii mevcut değildir. Türkiye ziraa- tine gelince, biliyoruz ki Tür- kiye ziraatinde hâkim işletme şekli kücük işletmedir. Tarzı istihsal dahil pazar için çalışan bir tarzdır. Bu #senenin hususiyetlerine göre eğer cihan — piyasası müsait olsa idi ve — bazı memleketlerin — | Damping | siyasetleri beynelmilel — piya- sayı — hercümerç etmiş ol- masaydı geçen sene başında- ki tahminlere göre bir sene zarfında — 250-300 bin ton buğday ihraç etmek imkânı hasıl olacak'ı. Fakat mevzu- bahis esbap dolayısile bu ya- pılamamıştır. Bununlaberaber ihracat ti- careti, eldeki delâil ve müş'ire göre, memleket için şayanı dikkat bir mahiyet arzetmek- tedir. Ağustos ayındanberi ihracat hakkındaki bütün tahminler tamamile olmasa bile, buna Türkiye, Bütün Dünyayı Buhrandan Müteessirdir. Geçen Sene Buğdaylarımızı Satmak Mümkün Olamamıştır. —— —— çok yakın bir mikyasta tahak- | kuk etmiştir. Bu itibarla kam- biyo vaziyeti tahkim ve tak- viye edilmiştir Geçen martın iptidasından bügüne kadar İng'liz lirasının temevvücü en aşağı 1030 en yukarı 1035 te kalmıştır. Bu- nun ifadesi islikrar demektir. 10 ağustostanberi — İngiliz lirası temevvüçsüz olarak 1030 da açılmış ve 1030 da kapan- mıştır. Önümüzdeki — senenin vaziyeti hakkında indi adde- dilebilecek mikyaslar meyanın- da başlıcası mezru arazinin bu sene iktisap edeceği vüsaltir. Henüz bunun hakkında sa- rih bir malümat verilemez. Onun — için netice — tesbit e- dilemez. Halbuki önümüzdeki aylâr zarfında kuru meyva, tütün, zeytinyağı ihracatının e- hemmiyetle — devam edeceği tahmin edilmektedir. Ayni za- | manda İstanbul piyasasında da iyiliğe doğru temayül mevcut olduğu söylenmektedir. Mütehassısların noktai naza- rına göre, Türkiye cihan buh- ranından pek az müteessir ol- muştur. Çünkü Türkiye küçük istihsalât yapan bir memleket- tir. Hariçten talep edilen ihra- | cat emtiamız da, iyi veya fena hemen her sene ayni miktar- dadır. Ayni emtia istihsalâtında bulunan memleketlerin reka- beti bu mikyas üzerinde az- İumumi bir şekilde kabul ve izam | sektedar edel l Nazar çok müessir olabilirse de bunu etmek doğru değildir. Son defa Ruslarla mukavele yapılan Ruslar gelecek sene zarfında Türki- yeden 15 milyon Hiralık mal almıya mecburdurlar. Bu ihra- cat emtiasının cetveli de İktı- sat vekâ'etince tesbit edilmiş- | tir. Bu ihracat Rusların kendi teşkilâtı tarafımdan yapılacak ve buna mukabil hükümete 1,5 mi'yon lira kadar bir para vereceklerdir. Bunun ne dereceye kadar doğru bulunduğu ve ihracat işsiz — bırakıp bırakmadığı — sorulabilir. Ge- lecek sene zarfında tekrar — dampiig — harckâtına devamına — intizar — edilebilir. | Bi'hassa Rusların kereste, tün, buğday ihracatımızı mucibince tüccarlarımızı tü- | 2 bizim mibyasta bütün buhram Binaenaleyh iktısadi nımızın. d masına imkân bugün iktısaden birbirine Lağ- hıdırlar. Biz münferit ve mü- cerret bir âlemde yaşıyamayız. tomame Geçen senenin Ffikri mahsul- lerine bir göz atarsak, ilk ve- receğimiz hüküm şu olur: Kıtlık var, Zekânın toprağı hasis, kurak ve bereketsiz. Evvelki soneler- de atılan tohumlar yetişmemiş. Ekinler harap. Kitap ambarları bomküğ Mlabiyt — kököliyei Musikinin sesi kısık ların telleri kopuk. Ressamın paletinde boyalar kurumuş ve kabuklaşmış. Bir tek halis ilim ve san'at mecmuası yok. Otuz, kırk bin firalık bir sermaye telef eden ve saz- | “Hayat,, mecmuası bile kapan- mış. Yevmi gazetelar edebiyat sayıfalarından vaz geçtiler ve halkın ruhbunda ya'nız - sefil duyguları alevlendirmek - için, hep cinsi ve behimi kıvılcımla- rı üflüyorlar. Şarlonun -patlak potini, Billii Dovun bacağı yahut Ramon Novaronun ense- si, hergün, — gazetelerde üç makalenin sığabileceği sütun- lara yerleşiyor. Bu sefil tica- reti yapan gazetelerin başla- rında meb'uslar, müderrisler, ilim ocaklarında yetişmiş hars, mefküre ve — daha bilmem ne adamları var. Kariin cebile gazetenin kasası ara- sındaki münasebete rücu eden matbuat, siyasetle şehvet ara- iğrenç bir rekkas hare- n Evvelki — senelerde, Halk fırkasının müdahalesi üzerine birçok azası dağılan — güzel san'atlar birliği ve bilhnssa onun edebiyat şubesi mefluç- tur. Geçen sene zarfında kon- altı ay gecikerek yap- sekiz on kişiden fazla insan toplyamamıştir. Darülfünunun Mustafa Şekip gibi en velüt ve yaratıcı baş- ları öne düşüktür ve 1930 için- de hemen hiçbir eser neşret- memhişlerdir. İlim âlemi İzzet Beyi kaybetmiştir. Dil, imlâ, yazı, berbat bir anarşi içindedir. Dil encümeni bir leş gibi hareketsiz uzanıp yatıyor. AÂzasının çoğu siyasi ihtiras'arla gözleri perdelenmiş adamlardır. Encümenin semtine uğramıyorlar. Türk ocakları ördabir yalan- cıktan müsamerelerle varlıkla- rımn hikmetini izah için sahte vesileler icat ediyorlar. Türk yurdu, üç arkadaş muharriri beslemek için intişar cden ve göze görünmiyen hovarda bir müstehlikten — başka — birşey değil. Maarif Vekâleti de kımılda- T ve terbiye ölü. Halkı ekutma cdaları, “Şah İsmail,, , “Arzu ile Kamber,, ve saire gibi halk masallarını sabn alıp dağılmakla meşgul. (Devamı son sayfada) mıiyor.