Kari Gözile Gördüklerimiz Yunanistanda mal mülk sahibi olan- Latan müzhedesinden sonra mübadl #ayri mübadil diye üciye ayrılmıştır. rdan mübadil olanlar haki uyarlar. Gayri Bu biçareler seneler haklarından istifade Yalnız son zamanda hü mir Yunan emlâkinin icarından Planan yarayı avans olarak eürT yard dağıtmıştır. o Bundan sonra * #avallılar bu haktan da mahrum ataklardır. Filhakika o Yunanlıların olmak Üzere verecekleri yüz yirmi Smeg | » hin İstertinin yarısı altmış iel bim | Müz liranın yüzde iki nisbet üzerinden Mei ğe zvikbahla olumuyorsa ön Wien yekünu fazlaya baliğ olan gayri | dillerin bu para dertlerini göremi. aşikürder. Bu zavalhların Yunan dn senede binlerce Hira arazileri ve bugünkü vaziyetleri Srünülecek olursa meselenin fecaati Sydana çikar, Son zamanda itilAfna- İN imzalanması gayri mübadilleri “e İçinde' bırakmıştı: Çünkü bano- eki alacaklardı. Aylar geçti, Maliye &. Bey seyahatini ikmal ettiler. Savaliların vefa için kıymetli eğ #öylediler. Fakat birşey çıkmadı. “Yet bir heyet tarafında emlâkin get kıymetini ikmal ettikten sonra Bemol tarı verileceği havadisini işittik. * hakiken böyle ise ( Itiraslarımız İm ta, ere arasiden bir çoğunun lan kıymeti, tapular, vergi makbuz Ve icar mukaveleleri Üzerinden Yoüayta, Misin erik kıymetinin takdiri ayni A İstinaden icra edilmesin. Meselâ İkkânın kıymeti takdir edilecek, akn çatısı uçmuş, harabe kay #eleniş, Yehut yanmış bu dük iç, SESİ kiymet takdir. edilecek. “dn ieymet takdiri birçok mas- ağ Mucip olacaktır. Biademki hak tn gayri mübadillerin, daha ha ön vana kavuşan; bu zavallı 4 işlerinin temizlenmesi için alâka- makamın ehemmiyeti suretle bu taki Vaadi, İp etmesini sica ederir, Rüştü Muğlada Serbes Fırka ula viliyetinde Serbes fırka teşki- sile ilerlemektedir. Bütün kaza "ahiyelerde « kadın, erkek birçok » Mİ Mi fırkaya dahil olmaktadır. | münevver olan halkımızın Serbes | takişafna çalışmaları her türlü AtA sezadır, efendim. S5. C, Fırkası Muğla Vilâyet ocağı Ma, Cevaplar Fevzi Beye: Mtkbmuu aldık, Altıdam ziyade te olduğundan ; bahöndiyerme” aklarımızla birlikte çıkaraca a ra gönderdiğiniz. takdirde e meşredilecektir. 27 Tep, Yika numarası : irat | Hiç oTasavvur Edemezsiniz... Parisin meşhur artistlerinden Laval, fakir arkadaşlarına yardım için resimlerini sokakta satıyor Akademide bir sınıf Fransa uzun müddettenberi artistlerile meşhurdur,Artistlerin kendilerine mahsus o mahalle- leri, yaşayışları, âdetleri vardır. Son Zamanlarda Pariste yalnız ressamların miktarı (40) | bini bulmuştur. Tabii bunların çoğu tanın- mamış kimselerdir, içlerinde ön safta bulunan ve © şöhret #ahibi olan on iki kişi vardır. Ötekiler tedricen küçülürler ve nihayet meçhuliyet içinde kaybolurlar. Fakat yâşamak lâzım, Bu PEYAMİ SAFA SON POSTA'nın Edebi Romanı FATİH - HARBİYE MÜ yerd. Yürüyeme- © baktı. Kendini sı- Ve son kuvvetlerini 2 istiyordu. Müthiş Yi, ret içindeydi. Şimdi de Müze kan ayini bilen Şinasi korktu, eği; tesirini azaltacak bir Mi, aradı, geç kaldığını da Mağ, *çin hiçbir şey bula- MW, Yalnız Nerimanın kolu- Hakypek istedi. My At kiz kolunu şiddetle NE Sasi a çnasinin bu zafından ” di, ie bir o cesaretle Köklerin bir nefes aldı e Tini alabildiğine açtı. «hı, bilhassa çenesi ve omuzları görünecek kadar titriyordu. İki ellerini de yu- ka- | kan kaldırdı ve yumruklarını, dişlerini sıktı, sıktı, korkunç bir kelime söylemek için çıkıyordu. Bir anda | haykırmak ister gibi geri Yy Kizardı ki Nerimanın sinir) di ve hiçbir şey söyleme- len olduğu yerde sallandı, Şinasinin hemen açılan kolla- rna baygın düştü. İki yolcunun yardımile onu ewvelâ bir kahveye taşıdılar. Yüzüne su serpildi. Kendine geldiği vakit büyük bir sinir nöbeti başlamak üzereydi. Şi- nasi otomobille onu bir ecza- neye götürdü. Dükkânın arka tarafında onu bir şezlonga yatırdılar. Daha otomobilde kadar artist nasıl geçinir? O- nun da çaresini (Obulmuşlar. Bu artistler ekseriyetle yaptık- ları tabloları sokaklarda, gazi- nolarda filân teşhir edip satar- lar. Halkı teşvik için de şöyle bir hileye müracaat ederler: İçlerinden biri mirasyedi bir Amerikalı kıyafetine girerek meşhere gelir ve resimleri yüksek fiatlarla satın almıya kalkar, Bu satın alış tecessüsü davet eder, Etrafa insan top- lanır ve satış başlar. İ Bu zavallı artistler model iken şiddetli bir titreme ile başlıyan asabt buhran iki saat sürdü. Eczacıyı, sonradan gelen doktoru, fennin bütün vasıta- larıbi aciz birakan * giddetli buhranlardan biri ki titremeler, katılmalar, oküçük (muvakat felçler, hıçkırıklar, kahkahalar, kendini oraya buraya atmalar, nefes tıkanıkları, boğulmalar, ihtilâçlar gibi... O hayvani varlığın bütün sefaletini ilân eden en korkunç ârazı gösterdi ve nibayet hastayı tam bir hezal haline düşür- dü. Eczaneden çıktıkları vakit geceydi. Otomobille eve gitti- ler. Yolda bir kelme konuşma mışlardı. Şinasi iki üç kerre Nerima- nm elini tutmuş ve okşamak istemişti. Kız şiddetle elini çekti ve başını arkasına daya- dı, gözlerini yarı kapadı, oto- mobil evinin önünde durunca" Bunların Nasıl Geçinebildiklerini! Gayri Mübadillere Dair | Pierre o Pettt - Jean bir Ayni ismiude meşhur Fransız artisti. zamanda şair ve bes- tekârdır. Monmartrde kakvehane- lerde artist hayatı bulmakta müşkülât çekerler. Çünkü modellere ancak bir öğle yemeği yedirebilirler. Bu para ile de büyük ve kuvvetli bir model bulmıya muvvaffak olamazlar. Onun için zavallıların çoğu sefalet içinde yaşarlar. ya kadar hiç kımıldamadı. Yere inerken Şinasinin koluna girmesini de istememişti. Sak lanarak atladı, kapının tokma- ğını kendisini kurtaran bir şey gibi tuttu ve bütün kuvvetile bazlı hızlı, üst üste vurdu, Gülter kapıyı açınca Neri- man kendini içeri attı ve mer- divenlere doğru koşmıya baş- ladı. Şinasi de onu takip edi- yordu. Merdiven başında Faiz beyle karşılaştılar. İhtiyar adam kızının önüne durdu, kollarını uzattı ve onu durdurmak istedi. Neriman babasını da itti, merdivenleri hızla çıktı, oda- sına koştu, kapıyı kapadı ve içeriden kilitledi. Faiz bey, Şinasi ve Gülter kapınm önünde kaldılar, Şinasi alçak sesle: — Nöbet geldi! Dedi ve başka hiçbir şey konuşmadılar ; Nerimanda ik İ Aşk, Âdet Ve Kanun Birleşme dini kaidelere ve eski an'anelere tevfikan yapıl dığı zaman ağırlık istenir, bir sörü çehizler verilir, bir kız evlendirmek, bir aile için bir yıkım teşkil ederdi. Medeni kanun bu mecburi- yetleri tamamen kaldırdı. Bu- gün artık evlenirken ağırlık vermek mecburiyeti yoktur. Fakat bazı aileler eski âdet- leri unutamadıkları için hâlâ ağırlık isterler, hâlâ kızlarını satmayı düşünürler. İşte ( M.H. ) imzasile bana mektup gönderen bir kariim bundan şikâyet ediyor: “Talip olduğum kızın ailesi bana birçok ağır teklifler yap- tı. 500 liradan fazla ağırlık, bir pandantif, bir çift elmas küpe, bir elmas yüzük ve sai- re istediler, Bunların hepsini yapacaktım. Fakat şimdi de başka müşküller çıkarıyorlar . Kız benimle evlenmiye hazır, fakat ailesinin sözünden dışarı çıkamıyor. ,, | Kim ağırlık ve hediye mu- kabilinde vermek, onu satmak demektir. Zaten ağırlığın, he- diyenin, hatta yüzüğün tari- hine bakarsak şunu görürüz: maldır. Ağırlık ve hediye kızın kıymetini tayin eden bir mi- yardır. Her aile kızını mümkün olduğu kadar pahali satmak ister. Ağırlık ve hediyenin faz- la olmasını bunun için arzu eder. Anlaşılan bu gencin talip ol duğu kızın ailesi henüz bu seviyede bulunan muhafazakâr bir ailedir, hâlâ kızını para mukabilinde satmak arzusun- dadır. Kızın da ailenin sözün- den çıkamamasına bakılırsa, oda tahsili noksan bir kızdır. Bununla beraber benden nasihat isterseniz söyliyeceğim şey şudur: medeni kanunun bize temin ettiği izdivaç, alım satım (O muamelesi ranın ne olduğunu onlara an- latmıya lüzum yoktu; sebep- leri de kolayca tahmin edile- bilirdi. Sustular ve içeriye kulak verdiler. Hiçbir ses gelmiyordu. Sonra, arada bir kesilen veya bir mendille boğulan hıçkırık- lar duydular. Gülter: — Siz çekilin, dedi, ben içeri girerim. İki erkek uzaklaştılar Faiz Beyin odasına girdiler. Nerimanın babası, odanm ortasında, gözleri yerde, ellerini ve kıyam halinde gibi duruyordu. Kaşları çatık ve yüzü kansızdı. Başını hafif hafif sallamıya başladı, Faiz Beyde görünen bütün hususi otavurların ve İ hareketlerin lügatini z bi- İ len Şinasi bu duruşun da ma- İ nasını anladı: Nerimanın babası İ mühim bir karar vermek üzere defa görülmiyen bu asabi buh- | idi. Kız cemiyet içinde satılık bir | olmaktan | önüne kavuşturmuş, namazda, | Kadın Ve Kalp İşleri Aile Kurmak Ve Eski Zihniyet İzdivaçta Ağırlık Mevzubahis Midir?.. “Türk iğnesi, denilen elişi- ne ait bugün de bir, iki nümu- ne takdim ediyoruz. Bu nümu- neler iki fantazi yastığa aittir, İktisat Meclisi Azalığı Merhum Fehmi İsmail bey- den inhilâl eden İktısat mecli- si azalığına bir zatın intihabı lâzımgelmektedir. Bu yere Borsa meclisinden bir azanın i intihab zusulden bulunmaktadır. çıkmıştır. Gönüller arasında bir bağ varsa eski âdet ve an'aneler bu bağı çözemez. Kız evlenmiye (o razı ise (derhal mişanlanır ve kimseyi dinle- mezsimz. Hanımteyze Gün 59 16-Teşrinisani-930Xasm 9 Arabi Rumi 24 Cemelahar-1349 | 3-Tegrininani - 1346 yakan an | Vm mesa 1.57)649 am) 12. — |16.8 Öğle | 7.8111.59 a 3S a dl za 145 | lmazk (1214) 5.5 Başı mütemadiyen sallanı- yordu. Alt dudağını hafifçe ısırdı ve gözlerini tı. Bil hesap ediyordu. Ekm sl manzara seyeder gibi yere ba- kan gözleri, Şinasiye doğru ağır ağır kalktı. Derin bir nefes almış ve teemmülden karara geçmişti. inasiye doğru bir adım attı, başını kaldırdı: — Oğlum! Dedi, geç kalı- yoruz ve korkarım ki bunun daha fena akibetlerini göre- receğiz. Yarından tezi yok, bu İ meseleyi meşru bir surette ! halledelim. Şinasi cevap vermedi, yalnız başile bu karara itant etti. Fa- kat, ikisi de, bir birlerine söy- lemedikleri bir endişe içinde | idiler. Şinasi ın odas sına doğru başını çevirdi, bak- tu Faiz Beyde onu taklit etti Endişe oradan geliyordu, Ne- rimanın bu k kabul et | mesi lâzımdı. | lArkası varj