1 Kasım 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

1 Kasım 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- SON POSTA Çok Çocuklular Haklarını Arıya- bilirler; Hükümet Kendilerine a | Genç Kıza Göre Aşkın Manası Kari Gözile Gördüklerimiz Postalarda.. Biraz Daha Dikkatli a Olalım.. Halkan, bazı postaların intizamsızlı. | H#küâyet etmekte hakkı varmış; tehi Kün Zonguldağa gönderdiğimiz 6, 8 gazetemiz Zonguldaktan Zafran- _"' Bönderilmiş, oradan ancak ayın Bu Zonguldağa İade edilmiştir. halin tek bir manası olabilir: ı—"— Posta idaresi bize bu sözü söy- emeli idi? ADLİYE VEKİLİ BEYE 7-10-930 Bah günü Ödemiş bele- İatihabı pek hummalı bir fanli- m:ıw. Halk reylerini Halk fırkası halç S ç Yrmediklerinden türlü verile- Serbes fırka heyeti İdaresi ve da dokuz kişi müddel umumllğe :"oıı tevkif edilmişlerdir. Tahliye- İçin — müracaat edildi isede ret verilmiştir. Bunun Gzerine en *lan İzmir ağır ceza mahkemesi * itiraz edilmiştir. Halbuki evrak tıı.,,— hayale olunmuştur. Ödemişten d, '& gitmek için İzmirden geçmek lâzım- " Kanuni şekil en yakık mahellin İz- Sİduğunn gözterdiği balde bu şekilde *t edilmemesi m 4 mucip bi Üt zaldir? Demokrı hrlyet emayelkarız eeei Hten hepimiz mütcesslriz. Diş heklmi: Kemalettin Rıra BİR MEKTUBUN HİKÂYESİ Ağustosun Si inci günü Giresona ek Üzere postaneye — bir mek- ..,ı_"îîlmî.uı. Bu mektup fındık ahm M 4it büyük bir ticari muamele B dspo.ı.,ı verildiği tarihten niha- ç, ı.:_ Kün sonra Girescna — vasıl ola- aa planmıştı. Fakat bu. mektup K eylülün M üncü günü Giresona a Kt Yani postaya verildiği tarlır '& (20) gün sonraş zarlfın Üzerinde- damga bunu yöstermektedir. —Bu Mup alelâde bir mektup olsaydı © '* ehemmiyeti olmuyabilirdi. Halbu- bunun gecikmeşi yüzünden yapda- Tuamelei tüccariye besulmuya yüz Ş ve İki taraf davaya düşecek ı'h'ı:"[ gitmiştir. Posta idaresinin inde gidebilecek — bir yere (24) varan Stan au.ı..u..ı"î.ı:î"jî DÖNU MUHİTTİN BEY NE DÜŞÜNÜYOR? N,.:î'd"" bundan Üç ay evvel Azap 'Molor depo atelyesinde vazilemi H..:' talakki ederek çalışmakta Idim. ,”_:,.lnıııııı— bir emrile Kuruçeşme Makia ı Mtör makinist —muavialiğine Nn bi idim. Manşım da azaldı. Hakkı- :'lıı. —;:M;u. ziyaa — uğradığından ele müracant ettim. Bu ü Goleyı verileme albeyat Allem ve çocuklarım — sörünüyor. Yanag, ÖÜ mi? kabahatim nedir? anlı- h.h__"-' alâkada makamatın nazarı "i celbetmenizi rica ederim. Kasımpaşadan: Remzi Bir Polisten Şikâyet diliyor N:'.h"ilıu. Düyunu umumlye kar- Yanği T Humarada otucan sucu Settar MA S mumaralı polls efendiden Mdlde. — Bir gündeliğini — ortaya Te %nmx n Yardım İçin Bir Kanun Yaptı.' Yeni hıfzıssıhha — kanunu mucibince hükümet çok çocuk- hu ailelere yardım edecektir. Altı ve daha ziyade çocuğu olan kimselere ya muayyen bir para verilecek, yabut ta bu para yerine bir madalya ihdas olunacaktır. İşleri, güçleri resmi dairelerde bu işi takip etmiye müsait olmıyan çok çocuk ba- baları, ailelerinin resim, isim ve şöhretlerini bize bildirsinler. Otelciler Aralarında Bir Teavün Sandığı Yapıyor Otelciler cemiyeti bir ( Te- avün sandığı ) ve bir de istih- lâk kooperatifi teşkili için bir nizamname — hazırlamıştır. Sandık iptidai — sermayeleri — vardır. Cemiyetin aylık umum mas- rafı 150 lirayı geçmediği için azanın teabhhüdatı da bu san- dığa ilâve edilecektir. Yeni Dizamname mucibince otelci- lerden ayda asgari 25 azami 100 kuruş ve müstahdeminden onar kuruş alınacaktır. İstanbulda cemiyete kayıtlı 200 otlle 600 han vardır. İs- tihlâk kooperatifi de otelci- lere ötel eşya ve levazımını ucuzca temin edecektir. saçarak — yağma — ettiren bir suçleyu şikâyet ettiği halde bu polls eferdinin kaçırmasıdır. PEYAMİ SAFA SON FPOSTA'nın Edebi Romanı FATİH -HARBİYE qnğ:nıı.mam el iı::“k vesilesile mafazaya | bi “tün eşyanın — ilikle- kok, MEMiş hafif bir güzel le,.mif_"unın bu mağazaların Fiğş ÇEne de şaşıyordu. İçe- alabalık olduğu hzlde :_' Pekaz kozuşarak, m dilsiz gibi işaretle SÜyera Elatarek - isteciklerni hi gi Yahnız, cam tezgâh- .l![". m_“" konup Lald.cılan | B &n: hct çıtırdıcı. l Tterini d"e""mı Kız, cans en - Neriman birşey hatırladı: — Küçükken bakası on * Romazanda Beyazıt sergisinc — götü Ürüdü. Oradı, çadır. gibi Arao - kılıklı bir adam, irili ufaklı bizçok yağlı, kirli şişe- ler arasında, ayşakta durur, kokular sstardı. Bu çadıra uzuklan yaklaşırken — bile sert bir rane, Bahar, — hacıyağı kokusu — Norimanın — midesini bulanuıracak — Cerecede bur- nasa dolardı ve oraldan çavuk aek isterdi. Son günlerde sık sık yaptığı için dört bin lira | birşeyin —altında, | Biz, kendilgeizin nükümet nez- dinde, kanunen ihraz edecek- direceğiz. Bugün çok toculdn aileler- de nikisinindaha resmini derce- diyoruz: Bunlardan sağdaki Beşik- taşta, Yenimahallede, rbet- hane sokağında 23 No. da oturan tacir Arif Ef. ailesidir. Onbir çocuğu olmuş, beşi öl- Pamuklarımız | Çok Satıldı, Az Para Getirdi Bu sene Mersin limanından ihraç edilen pamuk miktarı geçen seneye nazaran daha çoktur. İhracat fazlalığı yalnız eylül ayında (*6 43) tür. Buna mukabil fiatlar geçen sene- ninkinde ($ 31) düşüktür. Ge- çen sene eylülünde Mersinden (1,547,332) bu sene eylülünde ise (2,210,822) kilo pamuk ihraç edilmiştir. Bu ihracat fazlalığına rağmen bu sene pamuk yüzünden memlekete giren para miktarı hemen ge- çen seneninki kadardır. İstanbul Müddei umumili- | ğinden: Mezunen İstanbulda bulunan Bafra ceza hâkimi Ba- hattin Beyin hemen vazifesi başına hareket etmesi lüzumu. mukayeseyi tekrarladı ve bu iki koku arasındaki farkı dü- İ şündü. Yolda yürürlerken, herkes, Fahriyeden ziyade Nerimana dikkat ediyordu; fakat bu, Nerimanın herkese ayrı ayrı dikkatinin —Bir karşılığından başka birşey değildi. Kıyafet- lere, yürüyüşlere, yüzlerdeki manıalara büyük bir tecessüsle bakan gözleri, herkesin alâka- sını çelecek büyüyor, parlıyor v daiba Cü bakıyordu. Löbonun önünden geçtiler. Nerimatr çeriye doğru bir göz attı ve Macidi göremedi. Fa- kat onun ikinci kat salonunda olnsası ihtimali de vardı. kadar beraber çık- mavr evvelâ Fahriyeye teklif edemedi. Müsait bir kıyafette leri hakkı arayıp neticeyi bil- | müş, altısı hayattadır. İsimleri Şahver, Cihat, Nihat, Melâhat Semahat ve Nebahattir. Bu son iki küçükler ikizdirler. Soldaki aile ise Cihangirde, Kumrulu sokakta, 40 No. daki aşçı dükkânım işleten Arif ağadır. Sekiz çocuğu vardır. İsimleri şunlardır: Seyfettin, Muzaffer, Sabahattin, Mürüv- vet, Kemal, Nadide, Refet, İsmet Hanım ve Beylerdir. F'ilî İnhisa; G Toz Şeker Getirti- lemiyecek Mi? İstanbuldaki şeker tüccarla- rindan (16) kişilik bir grup anlaşmış, Avrupadan toz şeker getirmemiye karar vermişler- dir, Esasen fazlasile gümrük resmi konduğundan hariçten toz şeker getirmek ve kazan- mak imkânı yoktur. Bu suretle toz şeker hususunda piyasa- mızda fili bir inhisar teessüs etmiştir. Bu işe nasıl dağru iştir diyelim? Otelciler Cemiyeti İle Kapıcılar Cemiyetinin İhtilâfı Apartıman kapıcılar cemiyeti bazı han ve otellerden aidat aldığı için otelciler cemiyetile aralarında bir ihtilâf çıkmıştır. İhtilâfı Ticaret Odası halle- decektir. olmadığını da düşünüyordu. Fakat Macidi görmeden İstan- bula dönmek ona o kadar güç geldi ki birkaç adım sodra Fahriyeyi geri çevirdi, beraber - pastacının yukarı kat salonuna çıktılar. Macit orada idi, fakat ya- mında bir kadın vardı; Neri- man sevinçten kedere süratle geçmenin baş dönmesile du- rakladı ve ne yapacağını şaşır- dı. İleri ve geri gidemedi. Bir kaç adım attı ve Macide gö- rünmek istedi, Macit onu ğörmüş ve he men kalkarak yanına gelmişti: — O.. Büyürün Neriman Hanım! dedi. Macidin yanında oturan ka- dın da kalkmıştı ve - onlara doğru geliyordu. Genç N__asıl Siz Ne Cevap Verirsini-? Bir genç kızdan aldığım bir m: p: “Öyle tasavvur - ediyorum ki “aşk, bütün varlıkların, kud- retlerin fevkinde saltanat sü- ren mantıki vazifeyi nazarlar- dan sildiren emsalsiz kuvvet.. Ben derim ki: O bir tuzaktır. Korkunç bir uçurumun ba- şında... Görenleri manyetizme ederek ve nihayetsiz arzuları aşıliyarak kendine zorla yak- laştıran sihirli muhteşem bir çiçek: — Tatlı çarpıntılarla kendinden geçerek y ların hemen her zaman akıbeti onun — görünmez zerreciklerile zehirlenerek baş döndürücü uçurumun nihayetsiz derinlikle- rine doğru feci bir iniş.. Yahut kıvrılan, kıvratan — mahiyetini bilenleri bile büyüliyerek ruh- larını uğuşturan - yaklaştıran rengin alevler.. İşte şefkatli teyzeciğim, ben © küdretin — kımıldana- miyacak kadar mağlübuyum. Gözlerimden gayriflihtiyari yaş getiren — beynim, — sinirlerim, uğuşuncıya kadar beni kıv- randıran bu aşkın şiddetini, ah, teyzeciğim Allah maddi azapları, hatla ölüm azabını kâfi görmediği — kullarını ce- zalandırmak için bir cehenm- gem : yapmıya hiç zahmet et mesin. Vereceği manevi ıstı- rap gönül azabı onun gaza- bını teskine hâfidir. Hem dar muhayyeleli insanların ateşli odunlu bir şekle soktukları cehennemin esasının da bun- dan başka birşey olmadığı ne malüm? . Hayat hakkında kurduğum rogramlarımı — altüst — eden gıı azaptan kurtulmak için ne yapayım?Bana bir fikir veriniz ve merhamet edinin teyze- ciğim.,, A B. Kızım, Şikâyet ettiğin cehennem Kız, Aşkı Anlar? Mevsime muvafık, son mo- da sade bir manto. saadetlerin. en — büyüğüdür. Bukadar sevebildikten sonra daha ne istersin?. Korkma.. Her aşk gibi bu da geçicidir. Bahusus çok gençsin. Birgün gelir ki bugünleri ararsın. Bununla — beraber kendini aşka bukadar verme. Onu azap haline getiren — senin fazla — hassasiyetindir. Biraz daha — hayata in ve ken- dini hayallerden kurtar. Hayal- den kurtulduğun gün, azap- tan da kurtulduğun gündür. Hanımteyze -— TAKVİM —— Gön 3131 -Teşrinievel-930Hr 179 Arabi — * Rumi 8- Cem.clahar-1349 | 18-Teşrinlevvel-1946 Vakit-Er: Vakit-Ezani- Vasati 115 | 6.28 | Akşam 12.— (17.10 &44 | 11.58 | Yataı | 1az(inss a0 |1449 |lmmaak 138 | 4a Vasatı Güneş Öğle Yeni Açılan Lisan Kursları Türkçe, Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Almanca V. S. Kayıt Muamelâtı Başlamıştır TECRÜBE DERSİ MECCANENDİR Ankara: Taşhan - İstanbul: 356 - İstiklâl caddesi Fahriye merdiven başında duruyor, içeri girmek - istemi- yordu. Neriman cesaret etti, koridora kadar yürüdü ve ora- dan salona baktı. Neriman hafifçe kızardı ve şaşırdı. Kadın, yanlarından ge- çerken Macite başile selâm verip yürümüştü. Neriman ona bakamadı. Mırıldandı: Dışarıda Fahriye var. — | Niçin gitmiyor, buyurun! | Geç kalırız. Bir dakika, canım. - Macit kapıya gitti ve Fah- riyeyi de çağırdı. Salon tenhadı. Bu, Nerimanı biraz evvelki heyecanmin arttı- gından kürtardı. Oturdular. Nerimanın buraya üçüncü gelişiydi; her seferinde burasını biraz daha seviyor ve beğeniyordu. Herşey temiz, herşey güzel. Zevkli bir kadın elile döşenmiş küçük bir ev odası gibi; ve baş başa ko- nuşmiya ne — müsait! Pustacı, muhallebici gibi yerleri daima bir dükkân fikrile beraber düşünmiye —alışmış Neriman için, bu mahrem küçük salon yepyeni bir şeydi. Fahriyenin da hayranlığını yüzünde gör- mek istiyordu. Fakat utanç, Fahriyenin — yüzünde, — bütün hisleri kırmızıya boyamış ve örtmüştü, sıkıldıği besbelliydi. Macit geceden — bahsetti. Sonra, —Fahriyeyi de — bahse karıştırmak için: “Sizde olma« hlıydiniz!,, dedi. ( Arkası var|

Bu sayıdan diğer sayfalar: