Yo e. : İ ASAT 8 Ce ae GŞgyfı SON POSTA “Son Posta,, nın Tarihi Tefrikası:10 HAREM DE!ILİZLERİNDE BİLLÜR TOPA SARILMIŞTI.. Bu adam, bu siyah köle © sabahtanberi üçüncü defa olarak karşısına çıkıyordu ve | onun işaretlerinde garip bir | kudret, iradesini sarsan bir nüfuz yardı. Kumral kız, sebebini tahlil ve idrak edememekle beraber garip bir incizap ve adeta zaruri bir inkiyat ile o nüfu- za gene boyun eğdi, içi kay- nıya kaynıya sıçradı. Hayret!.. Bütün halayıkların hümmalı ve sürekli didinme- lere rağmen — tutamadıkları top, ilk hamlede Gülnihalin avcuna il Kızlar da, köleler de, çüncü Osman da onun bu umulmaz muvaf- fakiyetini, billür topu kolay- ca yakaladığını vuzuh ile gör- müşlerdi. Bu müşahede, sa- londaki insanlar üzerine ayrı ayrı tesirler ika etmişti. Kız- lar, kırgın ve kızgindi. Köleler yeni padişah için tahakkuk eden ilk zifafı tes'ide hazır- lanıyorlardı. Hünkâr, mütehey- yiç ve memnundu. Gülnihal, bir cürüm işlemiş gibi sersem ve pişmandı. Mahazaa hepsi — ve bizzat Gülnihal hayretten de geri kalamıyorlardı. — Billür topun nadiren ve pek müşkülât ile tutulabildiği ötedenberi ma- lâm bir keyfiyetti. Hayli uzun boylu kızlar bile, ona el diğ- dirmek uğrunda hüsran çek- mişlerdi. Boyca diğer yoldaş- larından hiç te farkı olmıyan Gülnihalin, bir sıçrayışta topu tutması adeta esrarengiz - bir muvaffakiyetti. Hünkâr bu iş- te kızın beslediği aşkin lütüf- kâr bir rol oynadığına hük- metti. Köleler, bahtın Gülni- hali yükselttiğine inandı; Ha- layıklar, boyrat kızın cfsun okuyup kendilerine — galebe ettiğine zahip oldu, kumral kız da, kendini kaybettiğine, ve fazla sıçradığına kanaat getirdi. Bu zıt hükümler ve telâkki- lerle tahakkuk eden neticenin rengi de değişmiş olmuyordu. Gülnihal, saray ananesine göre * Fıraşı hümayun , a — girmek baklkını kazanmıştı Güzel bir mahlük ta olmasa o haktan- fe- rih ve fahur - istifade edecek- ti. Halbbuki güzeldi, sevilmiye cidden lâyık bir kızdı. Üçüncü Osman, kendisine taaşşuk ettiği haber verilen kumral halayığın “ resmi ,, de- nilecek bir şekilde firaşına liyakat kesbetmesi üzerine şöy- le bir kımıdandı, şişman kar- nına, müsterih bir vaziyet verdi . — Beri gel çecukl - dedi - seni okşıyayım | Bu iltifat, öbür kızları çıl- gin bir rüzgüra çevirir, deli gibi koştüururdu. — Gülnihalin üslünde bilâkis sıkıcı bir tesir yaptı; güzel kumral, bir adım bile atamadı. Rengi atmıştı, dudakları titriyordu. Yüksek bir. bahtiyarlığa değil de ölü- me davet olunuyormuş gibi bulunduğu yerde - sallanıyordu. Biraz evvel topa sıçrarken yaptığı gibi, yine dört ta- raftan yardım arıyor, nemli gözlerile o derin sükünetten medet dileniyordu. Hünkâr, onun tereddüdünü sevinç şaşkınlığına hamletti, te- lâş ile bağırdı : — Bre Beşir, yetiş! gafil çocuk “ Merküşadi ,, ye uğ- rıyacak ! Zeki köle gülen, dudakları- na yapışan müstehzi tebessümü gizliyerek — koştu, Gülnihale îıkkştı hürmetkâr bir tavırla oluna girerken fısıldadı : — Aklını başına al, sabırlı ol, bu işin sonu hayırdır! Kölenin bakışı müşfik, sesi müşfikti. Bu gönül okşayıcı şefkat, kumral kızın yüreğinde garip bir teslimiyet uyandırdı ve Hafız Beşire yaslana yaslana hünkârın — oturduğu — sedire doğru yürüdü. O, çirkinliğinden iğrendiği tacidarın ne yapacağını düşün- müyordu. Zihninde siyah köle- nin fısıldadığı kelimeler dolaşı- yordu. Bu zeki adam, “ işin sonu hayır olur! , demişti. Acaba maksadı ne idi?. Ken- disinin hünkâr hakkındaki düşüncesini pek iyi bilen köle, çirkin herif tarafından gösteri- lecek - iltifatı ve o iltifattan doğacak — neticeleri — elbette “hayır , li olarak tarif ede- mezdi. Ohalde, ne demek istemişti ve bu köle kendisine niçin şefkat gösteriyordu? Gerdeğe girmekten tevah- huş eden bir gelin gibi isteksiz isteksiz yürüyen — perişan düşünceli kız, — hünkârın karşısına gelir gelmez, hafız Beşir kolunu bıraktı. Fakat kuvvetlice bir tazyik ile de- minki nasihatini bhatırlatmayı da ihmal etmedi. Bu tazyik, munis bir nüvaziş gibi Gülni- kurudu, yüzüne hafif bir ipti- sam bile geldi. Sebebini bil- memekle beraber hafız Beşire itimat ediyordu ve hünkârın firaşında zelil olmaktan kur- tulacaiğnı umuyordu. Hünkâr, aylardan beri ken- di hizmetinde bulunduğu halde varlığına alâkadar olmadığı, körpe kızcağızı dikkatle süzü- yordu. Biraz evvel onun sevinç ölümüne uğrıyacağından endişe etmişti. Şimdi, bu endişesinin doğru olup olmadığını tetkik ediyordu. Gülnihal, mes'ut değil, mem- nün bile görünmüyordu. O güne kadar gençliklerinden va- kitli vakitsiz gıdalandığı hala- yıklar gibi bu da sakin ve mütevekkildi. Sevinç ölümüne uğramak tehlikesi şöyle dursun, heyecana düşmek istidadından bile uzaktı. Üçüncü Osman, uzun tec- rübe yıllarının verdiği görüş kabiliyetile bu hakikati anladı. Ve çirkin çehresini buruştur- du., Canı sıkılmıştı, neşesi - kı- nlmıştı. O, yüzü ve gözü güzel, teni yumuşak bir hala- yığın vuslatından müstağni idi. Bu gece için, candan se- ven ve sevdiğini gene candan söyliyecek olan bir “sevdalı kız,, istiyordu. Hafız Beşirin verdiği haber, ihtirasını gicik- lamış ve ömründe görmediği böyle hissi bir sahneye şahit olmak ihtiyacını yüreğine aşı- lamıştı. Halbuki Gülnihal, de- mindenberi — gözünde — tüten bu müstesna zevki, hiç te va- hale teılıyet verdL ıstırabı | detmiyordu. birax ıınldı. ki ııeııler | Ticari Kongre Yarın Balkan Devletleri An- | İlk Mekteplerde Ne laşmak İstiyorlar Yapılacak? Yunanistan'da bir kongre ektedilecektik. >Bu kengredü Yunanistan, Bulgaristan, Tür- kiye limanları arasında yapılan bahri ticaret hakkında bir iti- lâf temini ve komşularımızın bizden kömür almaları konuşu- lacaktır. Ki e Hariciye Vaktlilkbir. Reyel ilüdece: cektir. İstanbul Ticaret odası reisi Mitat B. bu heyete müşavir aza olarak iştirak edecektir. Tavuk Kolerası Lüleburgaz 24 — Kasaba- mızda birkaç gündenberi tavuk kolerası olduğu söylenen bir hastalık çıkmıştır. Şimdilk za- yiat ehemmiyetsizdir. İlk mektepler, yarın açıla- caktır. O güm ders - okuttu- |© L rulmıyacak , — muallimler — ta- Iebeye, Gazinin gençliğe hitap eden nutkuunu oguyırak izahat verecektir. Adliye Vekilinin Vedanamesi Adliye vekâletinden istifa eden Mahmut Esat B. cümhu- riyet müddeiumumiliklernie bi- rer vedaname göndermiştir. Lüleburgazda Serbest Fırka Lüleburgaz, 24 — Serbest Fırka kasabamızda da teşek- kül etti. Riyasete Belediye reisi Kemal Bey getirilmiştir. i lı Hünkâr, Ansızın Yüzünü Buruşturdu ... | :, Yeni Bilmecemiz 1234567891011 Soldan Sağa, Aşa,; ”) ğ—'&hç.ıem süsü (5) pa- Yukardan rasız. (5) 2 — Sayı (3) işaret edilen yer G) ...ç *îd &) sarı noktalar (3) guıel quııı () 4 — Günahsız. 5) 5$ — Koy, bırak '(2) bağışla- mak (2) nota (2) teessür (2) 6 — Bir millet (3) renk a T Not () Şütülmüş buğ- day (2) bayır beyaz (2) 8 — Bina yapan (5) 9 — Kırmızı su (3) bir uzuv (5) 10 — Güzel, doğru (3) bul, a- Feştar | () yapmal . G) | il — Bir isim (5) kavuk ©) Maarif Kararları Barem kanunu — mucibince lzun müddet vekâlet caiz ol- madığından mekteplerde hasta- lanan muallimler vekâletle idare edilmiyecektir. Yedek muallim olmuyan mekteplerin münhal dersleri başmuallim tarafından erilecektir. Kadıkoy Bostancı Tramvayı Kadıköyü'nden Bostancı'ya kadar olan hat üzerindeki teamvay yolu bu yıl içinde yapılacaktır. L BORSA J İstanbul 29 Eylül 1930 — Kapanan fiatlar — NUKUT Kuruş Kuruş £ Altin —— Sik— | 20 Leva Si,— 1 Mecidiya — Sö— | 1 Florin — B3— 1 Bankonot 240,50 | 20 Karom — 125,— 1 İsterlin — 1031,— | YAvusturya şi S0 — 1 Dolar — çe | 1.Pemta < as0 20 Fransta fr. 16715 | 1 Mark Soças vilinet . Ha İ L D a 10 Relçika r. 115,40 | , ı_q"" ”"7"'* 0 Drahmi — 5&.— | 20 Dinar 'Tıas 20 laviçre fr. B0— | 1 Çernoveç - Kuruş Adet Sa 1 İsterlin — 1080 — 1 Çamoveç Y0 Adet 1 T.L.Dolar DA7 1 ,.l-rlr*lZM— Len Lmso,:ı_ Lan Bi 3,38,50 Tmu ü 36440 fr. ZARIS 1 n ŞimAv A, 1 » p Pezeta 4,37.80 1 w Mark 1,98,25 K a Zeti 4, N— V n Pango — » Leva 6530 l..ı-Dın-' y S. Fırkanın Yeni Bir Ocağı S. C. Fırkası Küçükpazar ocağının resmi küşadı İsmail Hakkı Beyin irat ettiği nutukla dün icra edilmiştir. Ocak reisli- gine Edip Bey, azalıklara Yu- suf Ziya, il Halil, Galip, Arif ve Hakkı beyler intihap olunmuştur. Ocak, aza kay- dına başlamıştır. Hercai Damitanın Bir Cevabı... Sovyet Hükümeti İki Sinema Yapıyor... * Lili Damita ,, kararlarında | — sebatsızlığı ile meşhuıdur Son defa Avrupaya bir seyahat yap- Uktan sonra Amerikaya dönen bu Parisli artistin etrafmı gazeteciler almış ve sormuşlar: — İşittik ki Avrupada nişan- lanmışsınız? — Evet. — Müsaade eder misiniz ki dişanlınızın ismini yazalım ? — Hay, hay. Fakat siz yazıncıya kadar değişip değiş- miyeceğini temin edemem. * Sovyet hükümeti, büyüklerle küçüklera ait sinemaları ayır- mıya karar vermiştir. Bunun sebebi, küçük ve büyük insan hayatının birbirine uymaması- dır. Bu karar ahlâkt noktai nazardan alınmıştır. Olga Çe:ova, ağır bir rolden sonra neşeli, neşeli konuşuyor, güneş banyosu alıyor Yarın akşam Elhamra Sinemasında Mevsimin ilk süper filimi ve VİLLY FİRTSCH ve LİLLİAN HARVEY in Temsili muhteşemleri olan AŞKVALSİ Büyük gala olarak gösterilecektir. Şaşır- fıcı valsleri ve şen melodileri ile temayüz eden bu Viyana opereti cidden şayanı temaşadır. Gişeler, gala müsameresi ile müteakip günler için açıktır. Fiatlarda zammiyat yoktur. Yarınki mafineden itihbaren AKAZAR SİNEMASI 1930-1931 mavzimi temsillerine Demir El mühteşem — filmi ile başlıyor. Müteveffa büyük artist LON | ŞANEY iİle KONRAT NAGEL tarafından — fevkalâde — temsil edilen bu müthiş ve korkunç uude sergüzeşt ve esrar büyük bir rol oyuamaktadır. tx?xlşınw mürekkep bir orkestra. Her film ( hususl ııırmı yapılmış parçaları programın her seansında çıııu**’" Daıülfünuna Müracaat | Sarkıntılık “Pek Fazla... Galatada — oturan Cemal efendinin zevcesi Yaşıf Bu sene Darülfünun fakülte- | j lerine müracaat pek fazladır. | hanım Arap ceamiinden şimdiye kadar Hukuk faktite- | ken Cemal isminde biri ; sine 200, Fen fakültesine 70, | kıntılık etmiş, Yııır H ÇA Edebiyat fakültesine de 60 Ef. | yüz bulaııuynu müracaat elmiştir. gözünden yaralayıp M