Gördüklerimiz Bir Riça Mektupinnmzın Gir- mesini- — İstiyorsanız Kısa Yazınız.. Bazı karilerimiz dert ve şikâyetlerini Salatırken fazla tafsilâta giriyorlar. Bu Ka birçok — şikâyet — sahiplerine —ait Tektupların günlerce beklemesini intaç *diyor. Bu gibi mektupların mümkün Mertebe lasa olmasını bilkassa rica | *derii. | Hükümet Gazetelerinin | Yaptığı Tesir Alyonun okkasmm — ameleye sekir aa toplatıp yedi Jiraya sattıktan vergisinie ve borcunu veren İzmir üaü serseri ve sarhoş Öyle mi beyefendi!. Dört yük elli Hra kazanç veremeyince kendisini asan, li edince beynine bir. kurşun sıkan serseri bunakların sümüğü burnunda ların kardeşleri öyle mi beyefendil Belki bu elli bin kişi yani bir İzmirliler iyet ve refahın kalbimize ilka ettiği Yecanlı sevinç hislerile sarhoş olabi- Fakat milletin ve bu seseri balkın Parasile ziyafetlerde bol bol şampanya | Patlatanlar gibi değil beyefendi. | Hakikati öğrenmek için buraya kadar Muhabir. göndermiye kudretinizin kihi gçelmiyeceğini bildiğim için İstanbu' "İhtimında İzmirden çıkan yolculardan Vadis toplamanızı tavsiye ederim. Ve *der siz hakikati görmemekte 1srar *den sözlerinizle görür ve bakikati Yilmemekte inat eden — kulaklarınızla #itmekte devam ederseniz, bildiğini *kuyan ahengi beruk gramolon mevkilac tadiniz. düşersinle. İzmir: Velik Reşit DAVUTPAŞALILAR LİSE İSTİYORLAR Koca İstanbulda öç tane tam devreli İse vardır. Som günlerde Lülelide yapı- ha “ Valde , mektebinin İlse olması haberini aldık, ve von “derecâ sevindik. Lâkin bu — sevintimlz çok — #ürmedi. | ŞÖTEKE işitiyormm l burasa ('Kız orlu ) Mektebi olücakmiş. — Acabü kax - orta ektepleri — lgelgilden OA we talcbesi Yaha çok muz Bizleri İatanbul — iiscai | amzet yazıyor Ve Bonra bütün talebeyi | lerin semilnden 2-3 saat wünkta bu- 'a Kabataş İlsesine yollüyor. Ta “Yutpaşa gibi bir. semtte bulünan bir l be kış günü buraya matıl yelişir? '#sen talebenin fazlalığından İstanbul İnden de istifade pek az Olmuştur. Gba bu sene - hiçbir Mt? Davutpaşa son sınıf talebesi M. Adnan 281 ve müteaddit imzalar CEVAPLARIMIZ 'Anı—-..ıusyn..'d. Haydar Emin Beye: *veccüh ve alâkanıza teşekkür ederiz. lise açılmıya- *kat o tefrikalara artik devam imkânı B : DU VKari mektuplarının de- Yemı 7 #nei sayfadadır.J — Beşu'nun bana sorduğu Tiale cevap vermeli miyim? — Hayır. Ranl Bertranda döndü: _* Sizin de fikriniz bu mu- '? Bana itimadınız var mı? | — Evet. ı _n* Şatoda kalmak istiyor | 'Sunz? erin — birdenbire ayağa i::kh ve Raulün gözlerinin * bakarak: — Siz bize ne tavsiye e- *Seniz onu yapacağız, dedi. "İı; O halde şatoda kalınız, burada cereyan edebi- :;ğ olan vakayie fazla ehem- | İ *SON POSTA, NIN Tefrikası: No 31 AA Arsen Lüpen'in Son Sergüzeşti mamumz İMDAD GELİYOR Hâlâ Musa Zamanında “Olduğu “5 Gibi Yaşıyanların Kongresi Geçen hafta Almanya'da Beynelmilel hahamlar kongresi aktedildi. Tuhaf — kıyafetleri, kara uzun sakalları, ve iptidai hayatları ile bu adamlar çok nazarı dikkati celbettiler. Dünya aldı yürüdü, Bilhassa Yahudiler dünyanın her tara- fında' en TF aKadıköyde Su | adı % e Su Kadıköyde AÂltıyol ağzında evelki gün küşat resmi icra edilen Kayışdagı Çeşmesinin — suyu keüfı;ıiıür. Çeşmeye gelenler boş dön- mektedir. yapılan ve MUHARRİRİ MORİS LÖBLAN meyiniz. Yalnız burada bulun- duğunuz — müddetçe, yüksek sesle, aym 12 sinde şatoyu terkedeceğinizi söyleyiniz. — Bilhassa bunu kimlere işittirelim? — Köyde rasgeldiğiniz her- kese. —Biz hiç dışarı çıkmıyoruz. — O halde hizmetçilerinize söyleyiniz. Ben onları gidip Havrda bulacağım. Bu tasav- vurunuzu — noter, — adamları, Şarlot, Arnolt, — müstantik, hepsi bilmelidirler ve sizin 12 Eylülde şatoyu terkedeceğinizi öğrenmelidirler, O günden sonra şatonun iletde gidiyorlar. Fakat onları maziye bağlıyan bu adamların * saltanatı -hâlâ yıkılmadı. Yüzlerine bakmız, hâlâ Müsa ile karşı karşıya olduğunuzu zannedersiniz. Hahamlar bu kol e Mu- seviliğin beynelmilel dini ba- ğını küvvetlendirmek için mü- zakeratta bulunmuşlar. Malüm Edirnede Spor.. Ötedenberi beklenmekte o- lan Edirne - Kirklareli muhte- lit futbol müsabakası bu haf- ta Edirne Karaağaç yolundaki l oraya dönmiyeceğiniz şayi o | ve: malı, Beşu sordu: ta geldiler, Raul, Beşu ile be- raber ertesi günden itibaren avcı kulübesinde yerleşecek- lerdi. Beşunun hizmetçisi on- ların hizmetine bakacaktı. Bir aralık Raulle yalnız ka- | lan Katerin dedi ki: | — Ben daima itaat edece- ğgim Raul, Size karşı gelmek benim için imkân haricindedir. | O akşam hep beraber ye- mek yemişlerdi ve gündüz, ya Museviler her memleketin vatandaşı olur, oranın malı olurlar. Bu kongre bütün dün- yaya yayılan Müusevileri hiç olmazsa bir noktadan bağla- mak maksadile - toplanmıştır. Fakat şimden sonra buna mu- vaffak olurlar mı? Allah bilir. Stadyomda üç bine yakın bir seyirci kütlesinin |huzurudda intaç edildi. Bu mühim ve heyecanlı müsabaka bir bire neticelendi. Edirne : Selim Sırrı lerim var, dedi. Bertrand çok sararmıştı ve Raul dudaklarının - titrediğini gördü. Kadın dedi ki: — Siz, otelde zevcimin bir kadınla beraber olduğunu söy- lediniz. Defterden kopardığı- nız yaprak yanınızda mı ? — Evet — Gösterir misiniz bana ? Raul cebinden itina ile ke- silmiş bir kâğıt! çıkardı. Bu kâğıt altı kısma ayrılmıştı ve her kısımda bir sual vardı. — Kocamın imzası nerede? İşte: “M. Gersinyi, gö- rüyor musunuz, kendi isminin Raulün ithamları yüzünden bu | bir başka türlüsü. Yazısını tanı- | yemekte çok konuşulmadı. | Saat ona değrü evvelâ dıniz. mı? Kadın başını salladı, sonra | Katerin yatmak için ayrıldı, | gözlerini Raule kaldırarak: sonra da Beşu çekildi. Raul | bilârde — salonunu terkedeceği vermeyiniz. — Kederlen- | kapanacağı ve bir daha sizin | sırada Bertand ona yaklaştı — Burada kadının — imzası yok, dedi. Raul cevap verdi: Kâdın Ve Kalp İşleri ütün Karilerimize Soruyoruz. Sevmel; Mi, Yoksa Sevilmek Mi İstersiniz? Soruyoruz.. Sizi bu iki kutup arasında muhtar bıraksalar hangisini ter- cih edersiniz: Sevmeli mi, sevilmeli mi? Ben ikisini de tecrübe ettim. İkisi de kötü şey. Bir taraflı" sevmek insanı öldüren bir azap- tan başka birşey değil. Siz için için yanarsınız. O, lâkayt kör ve aşkınızla alay Onun taş gibi duruşu sizi is- yana sevkeder. Sevip sevilmemek daha Yi- eder. yade kızların başından geçen | bir faciadır. Kız sevda peşin- de daima mahfi kalmıya mah- kümdur. Hissini erkeğe izhar etme- si dünyanın en güç işlerinden biridir.. Hiçbir zaman bir kız sevdiğini erkeğe — söylemiye cesaret edemez. Halbuki ha- | yat şartları onu daima gizli aşk yaşamıya mecbur etmiştir. Erkeği uzaktan görür, uzak- tan sever. Kalbinin içinde tu- tuşan aşk ateşini daima üze- rine kül atarak göstermemiye çalışır. Kendi kendine erir, solar ve verem olur. Fakat izzeti nefsini korumak, âleme rezil olmamak endişesi onu açılmaktan meneder. Erkekler içinde bu hal aşa- ği yukari böyledir. Aldığım mektupların çoğunda hep bu dert* seviyorum. Fakat sevdi- ğimi nasıl söyliyeyim, sevil- diğimi nasıl anlıyayım? Her gencin kafasında bu istifham. Serbest arkadaşlık hissiyatı başlamadıkça — kızla erkeğin birbirlerini ayni zamanda sev- meleri güçtür. Sevip sevilmek bir az da mütekabil bir gönül ve ruh alış verişi- dir. Bu salış verişin olabilmesi için tarafeynin birbirini tanı- masi, ve tanışması İâzımdır. Uzaktan — yapılan gizli- aşk, gizli verem gibi insani öldür- Hayi ? Nad e Benim size söyliyecek- | birkaç gün sonra - iltihak etti. İşte benim ona ait bulduğum I Sonbahar Elbisesi l |D Kırmızı kadifeden bir son- | bahar elbisesi. Fistanın kenar- ları katlamalarla genişletilmiş- tir. Yaka ve kollar beyaz krepdöşindir. mekten başka hiçbir netice vermez. Rabbim hepinizi bir aşktan kurtarsın. Hanım Teyze taraflı Giğn 30 16 - Eylül - 1930 Hızır 134 Arabi Rumf D-Rebilaharısıs | $ -Eyiil - 1546 Vakat-Erani-Vasati | - Vakıt-Ezani Vasti Seta Hec| M ea Öğle uıı:ı) Yataı | 133 |J19,sa Tadadi (9i İsab | hasak | 939 | 359 yazısını elde ettiniz mi? — Evet. — O halde bu yazmın ki- sayfa ve işte imza: Hı’d.ııı min tarafından yazıldığını bili- — Bu isim size bir şey ha- tırlatmıyor mu? — Hiç. — Yazıyı tanımıyor. musu- nuz? — Hayır. — Yazınm — değiştirildiği besbellidir. Fakat bu yazı dik- katle tetkik edilirse bazı hu- susiyetler bulmamak mümkün değildir. “A,, harfinin majüs- külü ve “İ, barfinin noktası- nin sağa doğru atılması gibi. Biraz sonra kadın kekeledi: — Niçin hususiyetlerden bahsediyorsunuz? Bazı mukaye- se noktaları mı buluyorsunuz? — Evet. — Bu kadının hakiki el * Andreal, Parisli, yorsunuz? Bertrand kekeledi: — Biliyorum. — Madam Andreal. Kadın asabı - sıçrayışlarla — Ya aldanıyorsanız? Çün- kü.. nihayet... aldanabilirsiniz ya... Siz de insansınız. İki yazı birbirine pek benziyebilir. ve ayni adamın yazısı olmaz. Dü- şününüz. Böyle bir itham çok ağırdır. Kadin sustu. Gözleri arada bir Raulün üstünde dolaşıyordu. birdenbire hınçkımıya başladı. Rî_ul_ kadının üstüne eğildi ve elini onun - rak ıııııfılı:lınd.ı:ommmı 524 —Ağlamayınız. Ben her şeyi halledeceğim ve yoluna koya- cağım. Fakat, bana bütün tah- minlerimin doğru — olduğunu itiraf eder misiniz? LArkası var)