—S Sayıfa EYİP SULTAN KİMDİR 20.Karşılarına Çık; Adam, Beyazlar Giymiş “Bir Ha aletti; Yüzü Görünmiyen Bir Hayalet dar Hemen İleri Atıldı Arkasına dönüp birdenbire || Kalinikos'un üzerine atıldı. Biçare ihtiyar daha: — Aman evlâdım! Ne olu- yor? Ne yapıyorsunuz! Demi- ye kalmadan, dört çift el kendisini yakaladı, yan sokağa | soktu. Kimi ağzından, kimi ko- kından, kimi de bacağından tutuyordu. Kıpırdamıya — bile mecali kalmıyan zavallıyı, sarıp sar- malayıp büyük bir torbanın içine tıktılar. | Serdar Yakup önde, Hasan | ile Ali arkada torbayı taşıyor, | Cafer de arkada olmak üzere | yola düştüler. | Dördünün de — sevinçten, kazandıkları — muvaffakiyetten gözleri parladı. Rum a'eşi mucidi iki saat sonra Arap ordugâhırda bu- hunacaktı. S Ddi DUTUNYADİS MANASTIRI Ellerindeki kocaman torba | Gd ile caddelerden geçen bu ga- | rip kafile (Manastırjın önünde durdu. Manastır'da eskisi gibi ne ufak birışık, ne bir hareket vardı. . — Artık Bizans'tan çıkmak için hiçbir mani de kalmamıştı. Birkaç saattenberi, Kalini- kos'u kaçıracağım diye kendi- sini avurta, ve bu heyecan içinde “Evdoksiya,, nın haya- Hni zihninden sildiğini zanneden Serdar Yakup manastırı görün- ce ğ?nğ'ınin sızladığını hissetti. bans'tan ve — dolayısile de Evdoksiya'dan — ayrılmıya karar verdiği zaman bu neti- ceyi hiç düşünmemişti. Eğerbirisi karşısına çıksa da: — Kal gitme! demiş olsa, bu kadar güçlükle elde ettiği Kalinikos'un torbasını bırakır, Bizans sokaklarına dalardı. Bu düşünceler içinde manas- trın kapısına dokununca kapı derhal açıldı. Dört arkadaş, etrafı dinli- yerek bahçeye girdiler. Uzaklarda havlıyan birkaç köpek sesinden başka hiçbir ses duyulmuyordu. Bahçe, —çınar — ağaçlarının gölgesi altında bir kat daha karanlık görünüyordu. Kuyuya doğru yürüdüler, erk İ — Kurtulduk! dedi. İş bi- zim zannettiğimizden daha ko- laymış! Hasanın aklına surların di- şında kordon çeviren askerler gelmişti. — Ya askerler hâlâ orada bekliyorlarsa! Bu meselenin daha fazla münakaşasına vakit kalmadı. Ayazdan nezle olmuş gibi çatlak çıkan bir ses haykırdı: — Oh! Geceler hayırlı ol- sun! Eski dostlar, bize bir “Allaba ısmarladık,, demeden nasıl gidiyorsunuz? Dört arkadaş, lüzumu ka- dar cesur olmalarına rağmen başlarındaki saçlar kirpi dike- ni gibi kesilmişti. âu ses te nereden çıkmışt? Manastırın — mezarlığından kendilerine böyle seslenen kim olabilirdi? Hasan, dişlerini takırdata- rak homurdandı: — Şeytanın yer yüzündeki | bir milyonu mülecaviz torun- larının başı için yemin ede- rim ki mezardan bir ses işittim! Serdar Yakup daha cesur davrandı: — Kim o ?! diye haykırdı, Ayni çatlak ses tekrar işi- K — Yabancı değil! Cafer tekbir alıp besmele çekti: — Allâhuekber! Cinlerin şerrine uğradık galibal! Bu sesi — çıkaran şimdi — mey- dana çıkıp bu hokkabazlığa nihayet versinl! Yoksa ben meydana çıkarırsam ba rsak- larını deşerim. Bu tehdit derhal tesirini gösterdi. Servilerin arasından beysz bir insan hayaleti kendini gösterdi. Karanlıktan yüzü belli ol- muyordu. * Dört arkadaş, bu beyaz hayaleti görür görmez “ Kali- nikos,, un torbasını yere bıra- kıp kılıçlarını sıyırdılar. Cafer: — Kıpırdama! diye haykırdı. Fakat hayalette öyle kor- kuya benzer hiçbir alâmet görünmüyordu. Şükran Hanım " Vali Kâzım Paşa Kızını Affetmiyor... İzmir, 12 (Hususiji— Muam- mer Ruşen Beyle evlenmek üzere bulunan Vali Kâzem paşanın kızı Şükran H. — bazı İstanbul gazeteleri idarehane- | lerine giderek babası İzmir valisi Kâzım Paşanın kendisini affettiğini ve yakında Muam- mer Beyle beraber İzmire î: deceklerini söylemiş.. Halbuki vali Kâzım Paşa İzmir gaze- telerine bu hususta aynen şu sözleri söyle: r. Yılı:âıı':.i.. Kat'iyen... Aslal.. Bir Fabrika Kazası İzmir 12, (Hüsusi) — Şehir civarında Turan yağ fabrikası amelesinden Kürt Ali, makine dairesinde tesisatla uğraşırken kendini cereyana kaptırmış ve ölmüştür. Ali, 32 yaşlarında ve yedi nüfuslu bir aile sahibidir. Büyük Müsamere Tayyare cemiyeti Kızıltoprak nahiye — şubesi tarafından bu perşembe akşamı — Fe- nerbahçede, Belvü gazino ve bahçesinde bir müsamere tertip edilmiştir. Bu — müsamerenin zengin programında varyete, dans müsabakaları, monolog, balon — eğlenceleri ve saire | vardır. Müstehzi bir sesle: — Lütfen o parıldıyan ve gözlerimi — kamaştıran — kılıç- larınızı kınna koyun da yak- laşayım! — Serdar Yakup bu ma- nastırda kendilerini — tanıyan bir kimse olacağına ihtimal vermediğinden : — İhanete uğradık! diye kekeledi.. O — ande aklına “Evdoksiya,, gelmişti Bu ihaneti ondan başka kim yapabilirdi. Dürt arkadaşın ellerinde kılınçlar, her dakika ani bir hücumu bekliyerek . etraflarına şaşkın, şaşkın — bakındıklarını gören yabancı,iki adna daha ilerledi; bu sefer ciddi bir sesle: — Korkmayınız, — hiçbir tehlike yok! dedi, ben yalnı- zım! Müsaade ediniz de yak- laşayım! Cafer, savurdu: —Fakat bunun, bizim onusıkı sıkı bağiayıp bodrursa kapa- dığımız — Tatiyos Dutunyadis olduğuna yemin ederim! LArkası — var| Lâvhalar Sokaklara Takılmıya - Başlandı dehşetli bir küfür Numaralar - çivilendi, bitti. Şimdi sıra sokak lâvhalarına geldi. Fakat bu lâvhalardaki isim- ler o kadar tuhaf ki sonradan bir değişme kararı verileceği- ne, şimdiden bunun bir İcabına bakılsa. Çünkü kâğıtçı izmi kırtasiyeciye tahvil edilirse bu değişiklikten — hiçbir. fayda beklenemez. SON POSTA Dünkü bilmecemizin halle- dilmiş şekli şudur: 1234567809101l1 ©a00 AD — Yeni Bilmecemiz 1234567891011 LAĞ 2 — Atıf edah (2), eser (2) 3 — Şikâr (2) nota (2) 4 — Arabi aylardan biri (5) bir. hayvan (5) $ — Semer (5) 6 — Mevhum dağ (3), İstanbul- da iyisi bulunmıyan mayi(3) 7 — Bez ev (5) 8 — Bir şirketin ismi (5) Avru- pada bir şehir (5) 9 — Cok değil (2) kı (2) 10 — Nota (2) beyaz (2) N' — Hıyar (9) Malül Gazilere Kahcalipaşa — askerlik — şube- sinden: Beyoğlu kaymakamlığı dahilinde — müteşekkil — Rumeli, Boğaziçi, Cihangir, Hasköy, Be- şiktaş, — Kılıcalipaşa — Teşvikiye şube reislerile Beyoğlu kayma- kami ve malmüdüründen ibaret mülüllere para tevzii komisyonu bekveçhi ati mukarreratı ittihaz etmiştir. Malâl —ve malüllerden velat edenlerin yetimlerile şehit yetimleri bu mukarrerata tab'an vesaiki alıp komisyona irirler- se beyhud: hek]zııuylp“:uıı- leleri derhal intaç edilecektir. 1 — Malül olup ta musaddak defterlerde ismi olan M. M. ge- lindye kadar vefat edenler eğer musaddak defterde İsimleri varsa mahkemenin veraset ilâmile ko« misyona gelip parayı alabilirler. 2 — Malül olup ta musaddak defterde ismi olan ve fakat kalk- miyacak dereceye kadar hasta bulunanların — ai ve — yahut peder veya validesi tabip mua- vininden bir rapor ve kâtibi- adillikten bir vekâletmame alarak şubelere müracaat edememiş ve feıeku: bir sehiv dolayısile isim- leri musaddak deftere dahil olma- mış ne kadar malül zabit, efrat ve şehit yetimleri varsa bunlar da mensup oldukları askerlik şube- lerine müracaatla 930 senesi Ey- lülün beşinci gününe kadar isim- lerini wkıydââırectklnrdlı. Bu müddet zarfında gelenler — arka- daşları gibi paralarını alacaklar- dır. Gelmiyenlerin hiçbir. maze- yetine bakılmıyacak ve bu gibi- ler para almak hakkından mahrum kalacaklardır. 3 — Komisyon herhafta pazar- tesi, çarşamba, Perşembe günleri Beyoğlu kaymakamlık binasında toplanacaktır. İstanbul yedinci İcra memur- lağundan: Bir burçtan — dolayı rasheuz —ve paraya — çevrilmesi mükarrer bir. çuval sabun bir teneke zeytin yağı ve eair bakka- liye eşyasının 16 - B - 930 cumar tesi günü saat “9,, dan itibaran Beykoz'da Fevzi paşa meydanıtda bilmüzayede paraya çevrileceğin- den talip clanların gün ve saatte hazır bulunacak memuruna müra- esatları ilân olunur. Son Posta'n Bilmecesi S - B | SAĞ e misafir gelecekti. Cici, Bici, Kuku hepsi bunu biliyorlardı. Daka mi- safir gelmeden bunlar - koltuğun ayaklarının yerine yay koydular. Can Beyi — merakla beklemiye başladılar. Can Bey tam vaktinde geldi. Ayı hala misafiri ıçeri aldı. Koltuğu odada görünce ancık şaşırdı. Kuka hiç bozmadan: —Efendim koltuğa buyurunuz... dedi. Fakat zavallı adam oturur Ağustos 15 Can Ben Kendini Şaşırdı Çünkü Yaramazlar KoltuğunuBozmuşlardı oturmaz koltuk pat diye arkayâ yattı. Ondan asonrada üne. O böyle öne arkaya yatarken elin- deki reçel kutusu karşıya firlad Cici hemen kutuyu yakaladı. Üçü birden mutfağa koştular. Üçü de yaptıkları işi pek beyeniyorlardı. (« ki koltuğun altına yay koy” muşüz. “Yoksa Ayı hala bu yer çelden bize hiçbir zaman — doyun- cıya — kadar vermiyccekti ,, diye seviniyorlardı. Bugünün Meselelerinden tarafı 1 inci sayfada| en koyu İttihatçı- dırlar. Fakat her ihtimali na- zarı dikkate alarak İtilâfçılara da hafiyelik yaparlar. Devir değişir. O kara gün- lerde İstanbul'da İngilizlerin “TÜRK finiş,, dedikleri zaman padişah ve İngiliz muhibbidir- ler ve mandacıdırlar, Kapıları ecnebi zabitlerine daima açık- tır. Çok hassastırlar: Mustafa Kemalin mu- vaffak olacağını hisseder etmez hemen istiklâlci- dirler. Çok vatanper- verdirler ve Anadolu'ya müfit raporlar yollarlar. Kadınları da, kızları da her ne bahasına olursa olsun mu- vaffakiyetlerini teshil ederler. İçlerinde — İstiklâl — madalyası alanlar bile vardır. Muhterem Fethi beyefendi, bunlardan sakınınız. Muvaffakiyetiniz , — saa- detiniz ve memleketin selâ- meti namina, Dalkavuklar- dan ve “hacıyatmazlar,, dan sakınınız, Vatan ve millet mefhumları onlar için meçhuldür. Fakat hiçbir zaman yere düşmezler, daima “hacı yatmaz,, dırlar. Muhterem Fethi beyefendi, düşmandan korkulmaz. Çünkü ona karşı tedbir alınır ve o- nunla dövüşülür. Türk milleti bir cihana karşı muvaffak ol- muştur. Fakat bunlardan daima korkulmalıdır. Dost görünen düşmanlardan. Eğer İsmet paşa, bütün hüsnü niyet ve iktidarına rağ- men müuvaffak olamıyorsa hacı- yatmazların ve dalkavukların ortalığı istilâsındandır. Onlar, örümcekler gibi ağ- larını kurmaktadırlar. Vatanın, hizmetlerine muhtaç olduğu namus- kâr ve fedakâr iş adam- larının faaliyete geçebil- meleri, hacıyatmazların sindiği, yani vatanın id- barlı devrine mi münha- sır kalacaktır. ? Bunu bize bir. daha Allah göstermesin. Fakat yanlış bir zihaba kar pılinmaması için şunu da arz” edeyim ki, ben sizden veya bir başkasından bir memuriyet veya herhangi bir hizmet ve binnetice hiçbir şey beklemi- yorum. | Benim en büyük saadetim vatanımın bu güneşli havasın” da hürriyetimle teneffüs etmek” tir. Burası da anlaşıldık* tan sonra maruzatıma netic vereyim: Fırkanıza hücum için dak kavukların ve hacıyatmazların. şammeleri faaliyettedir. | En hassas terazilerile kuv” vetinizi ölçüyorlar. İ Eğer onlar - fırkanızı — istili ederlerse ve siz cl:.s:ı%ye'iW onların yardımile kazanırsanız. emin olunuz ki o günden iti* baren — herşeyi kaybettiniz: Baki, bu kubbede bir hoş sedâ- Fethi beyefendi. , Millet sükün istiyor: sükün içinde faaliyet is- tiyor. Fakat kanun nü- mına, kanunsuzluk sahi fFelerinin de ebediyen ka: panmasını istiyor. Kandilli: Bedri Akınt BEYOĞLU BİRİNCİ NO> TERLİĞİNDEN : Beyoğlunda İstiklâl Cadde” sinde 316 numaralı mağı $ namı altında teşekkül şirket 12 Ağustos 1930 uhtesine ndA keyfiyetin alelüsul ilânını IM ederiz. (Aleko Valmas) * (Kirkor Deveciyan) elendn'î 12 Ağustos 1930 Beyoğlu birinci not!