6 Sayıfa SON POSTA EYİP SULTAN KİMDİR ,7:İlk Efendime Hiyanet Edince i De Aldatmam Tabiit Olur! || “mis veki çadur: « B ee S İkincisini Gözleri, hepsini dolaştı, en nihayet Serdarda karar kıldı. Serdar Yakup kapıya arka- sını dayamış - kollarını kavüş- turmuştu. —Seninle biraz konuşacağız * dostum! Onun için çagırdık. — Buyurunuz! — Hanımını, daha doğrusu Vasilisa Evdoksiyayı sever mi- sin. Şuna dikkat et ; çok sev- mekten ve meselâ uğrunda ölecek kadar sevmekten. — Anlıyamadım? — Nasıl? Yani sevmiyor musun? — Kendilerine karşı böyle bir his beslediğimin farkında değilim! — O halde, sana para versek Vasilisaya — söylemeden bize yardım eder misin? — Yadım mı? O da ne demek?, —'Yani bizim hesabımıza ona ihanet eder misin? — Aslal — Para vereceğiz, bu pa- ralarla zengin olup istediğin şeyi yapabileceksin. — Paraya ihtiyacım yoktur. Ben, hadım edilmiş bir günah- kârım. Vasilisa hiyanet edersem, sonra ikinci efendime de iha- net — etmiyeceğimi — nereden biliyorsunuz? Dünyadan alınacak - hiçbir zevkim, paramı yedirmek iste- diğim hiçbir. sevgilim yoktur. Hasan derin, derin içini çekti: Di — Çok fena, dostum! dedi; çok Fena, senin böyle hadım — olup para müukabilinde bi- zimle birleşmek istememekli- ğin çok fena! Cafer'in kaşları - çatılmıştı, hançerile oynuyordu. Ali ise, hâlâ hançerile diş- lerini arasıra temizliyordu: B — Maalesef yüreğimiz kan- — ağlamakla beraber seni öldür- mek mecburiyetindeyiz! Dutunyadis sapsarı kesildi. Boğuk bir sesle kekeledi: — Fakat niçin beni öldür- mek ihtiyacını hissediyorsunuz? — Çünkü bizimle beraber . hareket etmek istemiyorsun, ve susmuyorsun, — Niçin susacağım? — Çünkü lâzm. Biz gidi- yoruz. Ve Hasan ilâve etti: — Bir daha gölmemek üzre! Şimdi ise ayrıldığı bu- ha- tıralar için bir çocuk gibi açlıyordu. Yüzlerce insanın — arasına girip kafa, kol, bacak keser- ken, şimdi aşk karşısında ağlıyordu. Sadefli, yaldızlı taşlarla süs- lü masanın başına oturdu. Göz yaşları arasında şu sa- tırları yazdı: Vasilisal “Bugün senden ayrılıyorum, bunu artık seni unuttuğum için yazıyorum sanma! Ben, emin ol ki seni şimdi asıl senden ayrıldıktan sonra daha farla seveceğim. Sen ya- nımda iken, güzel gözlerin, sehirli sözlerinle beni kendine bağlıyordun. Senin yanımda başka — hiçbirşey, düşünemi- yordun. Şimdi karşıyayım, duğum — sızılar ise hayalinle karşı yüreğimde — duy- ı oğlunun — tahammül dereceyi aşmıştır. Fakat sevenler için bu acı- Üların'da büyük bir zevki var. Seni görmeden evvel kavga etmek, kan dökmekten başka biçbirşeyden zevk duymuyor- dum. Sen bana aşkın yüksek- Hiğini, doyulmaz heyecanlarını öğrettin. Ben bu hareketimle aşkı- mıza hiyanet etmiş olmuyo- rum. Belki onu daha fazla yükseltmiş oluyorum. Bna bu hayali alarak gidiyo- rum, vazifemi bitirip geleceğim. Beni o zaman kabul edip te | ayaklarının dibinde bir yer | verirsen ne mutin, buna müsa- ade etmezsen bile ben aramız- daki “VAZİFE,, denilen büyük uçurumu doldurmuş olacağım- dan, senin güzel gözlerini te- miz bir kalple seyredebilece- Beni affetmekliğini de sen- | den rica ederim.,, Mektubun tam burasında, | Caferin sesi aşağıdan geldi: — Serdar hâlâ giyiniyor mu? Serdar Yakup yaşlı gözlerile mektuba ve odanın içine bir kere daha baktı. Başka birşey — yazamazdı, aşağıda arkadaşlar lanıyorlardı. Tolgasını başına geçirdi. | Bir deli gibi koşa, koşa mer- edeceği sabırsız- | -— divenlerden aşağı indi, düşün- düklerini, — yaşlı — gözlerinden arkadaşları belki anlar diye, onların — yüzüne bile bakmıya cesaret edemiyordu. — Haydil Hazır masma, gir delim! Allah büyüktür ! Dedi, kapıdan fırladı. Arkadaşları arkasından an- cak koşarak yetişebiliyorlardı. Cafer başını salladı, hafif bir sesle Hasan ve Aliye eğil- di — Aşk onu bitirmiş! Dedi. Çok büyük azap çekiyor. Bu- na tahammül adebilmesi hay- ret edilecek bir şeydir. Kalinikos Çuvalda. Artık Helyopolisli Kaliniko- sun evinin yolunü bulmuşları dı. Yoldan geçen halk ve asker- ler, onlardan hiç şüphe etmi- yor, hürmetle selâm veriyor- lardı. Rum ateşi mucidinin evi gözükünce Serdar Yakup geri kaldı: — Dikkat dedi. Hiç telâş yok, berifitenha — bir yere çekeceğiz, herifin — ağrzımı ve gözlerini — bağlayıp — torbaya koyacağız. Ben işaret vermeden adamı kuşkulandıracak hiçbir. hare- kette bulunmayınız! JArkası — var| Piyango Kuponlarımızın Sonuna Az Kaldı TALİİMİZİ MUTLAKA DEKEVİNİZ! 1 — Hergün gazetemirin ilk sahife- sinde gördüğünür kupanu lütfen kesip saklayınız. HzBe kapenların aei 30/teha olacaktır. 3 — Bu otuz. kuponu ladığımız zaman Tötfen matbasmıza ,âî.'î'... veya Gaderiniz, mukabilinde numaralı bir Bilet alocaksınzı, bu biletin, ayni numar rayı Başıyan iki kasmu vardır, birinci katmını senet olarak sakhıyacak, — ikinel kısmını da kâtibiadil taralından' mühür- lenmiş olan bir kutuya bizzat atacaksı- T4 — Numaralı biletleri ihtiva eden kutu — katibiadil. tarafından açılacak ve kâtibiadi! tarafından kur'a çekilecektir. Kur'amıza dahil olmayı ihmal — etmeyiniz, — hiçbia zahmete girmeden mühimce bir para kazanabilirsiniz . Şimdiye Kadar Toplamadısanız “1000,, NASIL VERİLECEK?., € LİRA Bin lira, kazananlar arasında edilecektir. çu B im irinciye 250 ğıindyı 150 içüncü Dördüncüye Beşinciye Yetmiş karle Yetmiş karte Bu ikramiyelerin yekünu - olan (1000) Tira Tstanbul'da Türkiye İş bankasına yatırılmıştır. tami- yeler Cümhuriyet bt . olarak verilecektir. Kupon Eksikleri atbaadan Tamamlayabilirsiniz. T 3S Üzümm Samoanilk aet z AAT TP DN L AAA TCT ©OCDNOYUAUNA 1234567 Yeni Bilmecemiz 12345678 91011 ©OcMOYA WW a q e g Soldan Sağa, Yukardan Aşağı : 1 — İplik (4) peygamber (4) 2 — Fena (3) sokakta çok bu- kunur (3) 3 — Sayı (3) çocuk alan (3) orta (3) 4 — Nota (2) ölümden sonra 6) kırmızı (2) S — Arzu (4) kumaş böceği (4) 6 — Müjde (D 7 — Yanan (4) eski eser depo- | su (4) 8 — Nota (2) yular (3) bir dört ayaklı (2) 9 — Çefa (3) dümdüz yapan (3) beni13) 1ü—Sevmekten emir (3) şüphe(3) 11 — Bir çiçek (8) elbisenin bir kısmı (4) Namusa Taarruz Erzin, 6 (Hususi) — Ay- dınlı aşiretinden olup San Mazı köyüne yerleştirilen Hü- seyin, âyni köyden bir kızı Tgözüne kestirmiş. Geçen gün kız, Ceyhanını Çiflikât köyüne giderken önü- ne çÇıkmış, taarruz etmiştir. Fakat kızın kardeşi yetişip Hüseyini yaralamış ve jandar- maya teslim etmiştir. Hakkı Fort Çalışıyor Detroit'ten bildiriliyor: Fort fabrikası aldığı mühim sipariş | üzerine ( 100,000 ) den fazla | amele tutmuştur. Fort fabrika- ları şimdi günde ( 7000 ) oto- mobil yapmaktadır. İdama Mahküm Edilir- ken Omzunu Silkmiş Diyarıbekir. 7 ( Hususi ) — Diyarıbekir'in Ergani Osmani- ye kazasına bağlı Rezkai Ali- yan köyünde kanlı bir cinayet olmuştur. Havva namında bir kadın sevgilisi Hasanla birle- şip Yatakta uyuyan kocasını feci surette öldürmüştür. Son- ra ı_:ş_ı_edi kuyuya atmışlar ve adamın birdenbire kayboldu- ğunu yaymıya başlamışlardır. Fakat zabıta hakikati mey- dana. çıkarmış, katiller mah- kemeye verilmiştir. Mahkeme her ikisinin de idamma hükmetmiştir. Karar teliğ edilirken, kadın omuzla- Ağustos 12 Çocuk Sütunu Köpeğe Dair Güzel Bir Şiir Aka Gündüz'ün Bir uçamazsın ya. Yazısını Ezberleyin l Marifet Gösteriyorlar ı 1 — Kuşlar: Bak bizim kanatlarımıza, sen bizim gibi Dw T BİLİR MisİNİZ? Bir okka paxu't mu daha ağırdır, yoksa bir okka demir mi? NİÇİN ANNESİNİ SEVİYOR? Babası Orhana soruyordu: — Oğlum anneni mi daha çok seversin, beni mi? — Annemi. — Haniya dün beni daha çok sevdiğini söylüyordun? — Evet ama annem şimdi belediye meclisine aza oluyor. ! Elhamra — Aşk geceleri Etuval — Çıplak — âşıklar gemisi Ekler — Beyaz kartal Alkazar — Çelik pençe kara süvarisi Öpera — Buhbhranlı geceler Şik — Kanlı denizler Fransız — Yedi günahkârlar Taksim bahçesi — Barbet. Trenden Atladı Erzin 6, (Hususi) — Mersin jandarma — mektebinden firar eden bir asker, köyünde yaka- lanarak Cebelibereket jandar- ve rını silkerek: — Umurumda bile değil. demiştir. T. Cahit ma taburu tarafından — bir jandarma ile ve trenle Mersine gönderilirken aptesane pence- resini açıp (60) kilometre 3 — Kuşlar: Aman kaçalımı. Bu, perili bir hayvana benziyor. KÖPEK Köpeğimin adı Cicı Dişleri var sanki inci Gözleri de boncuk boncuk * Papara yer şapır. şapır Süt te içer lıkır lıkır Etrafına havlar hav hav Sanki arar şimdiden av * Köpek sadık bir hayvandır Hem usludur, hem yamandır Güzel Cicim, benim Cicim Gel gezelim beyaz incim Aka Gündür Hayatınızı Bize Anlatınız Karilerimiz, bize başlarından geçen mühim bir vak'ayı yaza- caklar, biz de bunu hikâye haline koyarak — neşredeceğiz. — Fakat, bazı karilerimiz bu ilânımızı yan- hş anlamışlardır. Gönderdikleri yazlar, hakiki hayattan alınmış vak'alardan — ziyade birer his, birer intiba mahiyetindedir. ve kuvvetli bir hakiki hayat vak'ası addedilemez. Binaenaleyh, kari- lerimize taarih edelim: 1 — 'Başlarından geçen MÜHİM VE MÜSTESNA vak'aları bize hikâye halinde değil, not halinde göndersinler. Bunu hikâye haline biz koyacağız." Onlar — kısaca vak'a yazsınlar. 2 — Bu vak'aları HARP, ÖLÜM, HASTALIK, AŞK, İZDİ- VAÇ, büyük bir KORKU, HAY- RET, KİN... gibi, kuvvetli unsur* | ları ihtiva eden MÜESSİR hadi- seler olmalıdır. süratle giden trenden atlamıf: hiçbir. kazaya uğramadan kaçmıştır. Hakkı