8 Ağustos | Reis arkasına dönerek tak- vimden bir yaprak ko, Okuduk ; n — Pazar, 10 Teşrinisani , Saat iki. Şimdi sabık Bah- riye nazırı Çürüksulu Mahmut Paşayı dinliyeceğiz. a O, şimdi karşımızda, kendi- sine irat edilecek suali bekli- Yor. Reis ise Divaniye meb'u- kaçıncı defa olarak gözden geçirmekle meşgul. Kış başındayız, fakat dr şarda parlak, neşeli bir gü- neş var, Gözlerim gayri* ihti- yari dalıyor. Fakat çıkmak, dolaşmak arzusu hiç yok. Nazarımı tırmalıyacak — man- "_"lll' karşısında kalacağımı ı"")'uıuu: Liman, hafif rüzgâ- rın altında sallanan - İngiliz, Fransız, hatta Yunan - zırhlıla- m ile dolu! — Divaniye meb'usu Fuat » takririnin "_kıbiıu:nı'n muharebeye vakit- SiZ. ve sebepsiz girdiğini,, Üylemeldediı.P Bsüğ Çürüksulu Mahmutpaşa tek- Far etti: — Vakitsiz ve sebepsiz... Hafif bir sesle söylüyordu, Fakat birden perdeyi yüksel- terek sordu: < — Zannedersem bu sual ile “muharebeye girmekte mec- 'vriyet var midi ?,, demek — is- tenilmektedir. Kendi hesabıma ben böyle bir mecburiyet gör- ".lüyorum. Bilâkis —memleke- ftin umumi ve siyasi vaziyeti Muharebeden — çekinmeyi em- Tediyordu. Menfaatimiz bun- daydı. Size hadiseyi — baştan anlatayım, | Çürüksulu Mahmut paşanın unda hiç pürüz yoktu, açık 'flüml bir, hikâye anlatır Bibi anlatıyordu: İçinden şöyle diyordu: “— Ne inatçı, ne sebatkâr ir. Yüz defa mağlüp Olsa, yüz defa tekrar hücum- d'fr'uqoçmulu.. ekrar oda; ürdi ve sa- bahın saat â:ln:un kadar bekledikten sonra otel garso- Buna bir otomobil getirmesini €mMretti. ü—lı bacağındaki yaraya Tağmen, Şakirle beraber oto- bindi. Şakir, evrak çantasini ba- bil hareket etti. Ali şakir, Roma - gehrini ilk defa görmüyor ve yolları iyi ..’“'*l:nhri bilmiyen ecne- bilerin echaletinden — istifade *derek onlardan fazla para ko- Ma»ı—:—*—w ÜĞN ZAZ a z Sunun ithamnamesini, bilmem | Reisin sesi beni uyandırdı: | ilk maddesinde | Mahmut Paşanın Verdiği Kısmını Yarın Yazacağımız Parçada Okuyacaksınız. “SON POSTA,, NIN Tefrikası 13 İNGİLİZ CASUSLARI İLE KARŞI KARŞIYA I 'Mahinat - Paşa —Saray Bosna hadisesinder sonra vaziyet ehemmiyet kes- betti. Ve harbiye nazırının ifahi teklifi üzerine her ihtimale arşı taburların bir miktarı- nın takviyesi muvafık görüldü. Avrupanın hercümerce doğru itmiye — başladığı — zamanlar ikkında ilâve edecek başka | bir şey bilmiyorum. evvel — Babiâliye — gitmiştim. Enver Paşa ile Halil ve Cavit Beyleri Sadrazamın yanında buldum. Enver Paşa söz söylüyor ve ahvalin ehemmiyet kesbet- tiğini anlatarak seferberlik ilân edilmesini istiyordu. Cavit Bey bu talebin kabulüne muarızdı: — Seferberlik ilânı Rusyaya Ukarşı bir hareket -telâkki SERVER BEDİ parmak için yolu uzatan şoför- lerin hilelerine kurban olacak adam değildi. Bunun için, şoförün yolu | uzattığını görünce hemen emir verdi: — Şoför, dur! j Fakat, şoför duracağı yerde eskisinden daha süratle otomo- bili sürmiye başladı. Ali Şakirin evvelâ kaşları çatıldı, sonra dudakları et- rafında bir tebessüm peyda oldu. Yan gözle bir kere ar- | kadaşına baktı; İhsan hayret | içinde idi, Otomobil gittikçe süratini | arttırıyordu. Ali Şakir, bir elini şoförün omzuna koyarak sordu: — Hişt.... Nereye? för hiç aldırış etmiyordu. İhsan, gittikçe Sartan bir hayret içinde, Şakire Türkçe Sufebetlk tatiden Üü gt | İfadenin En Canlı ATSON! İttilıatçılar Divanî_fîlide Hesap Veriyorlar.. Umumi Harp Seferberliğini Nasıl Ve Kimler İlân Ettiler? Çürüksulu Mahmut Paşa İtham Ediyor? olunur, diyordu. Ben de bu fikirdeydim : " — Seferberlik ilânına lüzum yoktur. Fakat her ihtimale karşı kuvvetli bulunmak lâ- zımdır, demiştim ve ilâve el- miştim. — İki gün evel kârar ver- miştk: — lâzımgelen — yerlerde ikmal edecektik. Dağdağasızce hazırlanacaktık. Enver Pş. ne beni dinliyor- du, ne de Cavit beyi. Müte- madiyen fikrinde ısrar ediyor- du. Düşüncesine göre, sefer- berlik ilân edilmezse asker toplamak, zaptü rapt temin etmek mümkün olmazdı. Bina- enaleyh mutlaka — seferberlik lâzımdı. Enver Paşa bizi, biz de En- ver Paşayı ikna edemeyince biçbir. karar vermeden dağıl- dık. İki gün sonra Ppazartesi, öğleden sonra meclis halinde toplanacak, vaziyeti bir defa daha — gözden — geçirecektik. Kalktım, evime gittim. Ertesi günü Babıâliye uğra- mamış, — doğrudan — doğruya nezarete gitmiştim. — ih Odamda otuürürken — sefer- berlik emri gelmez mî? Der- hal telefona sarılarak -Harbiye nezaretini buldum, sordum. “—Emir tamim edildi ! ,, ce- vabımı verdiler. Artık : bir emri- vaki karşısındaydım. Yapılacak şey kazaya mza göstermek- ten ibaretti. — Müsteşar ile demiryolları müdürü umumisini çağırarak se- ferberlik emri karşısında alın- ması icap tedbirleri dn- lattım. Acele ediyordum. Mak- sadım nezaretten bir an evel çıkarak Sadrazam paşayı bul- mak ve izahat almaktı... | sordu: İ İ f 1 — Acaba, İtalyancadan baş- ka dil bilmiyor mu? — Domuz, her dili biliyor, belki Türkçe bile anlıyor. — Peki? Bu ne? Fazla para almak için mi? — Hayır! Onun istediği pa- radan başka bir şey. İhsan vaziyeti o vakit anla- mış ve şoföre dikkatle bak- mıştı; fakat bu. herif te ca- sussa, ne çabuk bu otomobili tedarik etmiş ve şoförün ye- rine geçmişti? < Ali Şakir, İhsanın etle şoföre bakışından ne düğünü anlıyordu. — Bunlar basit şeyler! der gibi İhsana baktı. * —— Otomobil şehir hariçine çık- mak üzere idi. Ali Şakir oto- mobilin arka penceresinden baktı ve başka bir otomobilin ayni süratle kendilerini takip ettiklerini gördü. Ali Şakir, bir daha, sesinin en amirane perdesile — şoföre bağırdı. POSTA arilerimizin Sütunu| RÜZGÂR UÇURMUŞ BU NASIL İŞ? Zevelm beş sene evvel öldü. *25,, senelik memurdur. 3 sene evvel, dul maaşı bağlanmazı için verdiğlm istida iki sene İstanbul'da, bir o kadar da Ankara'da kaldı ve nihayet “3, ay evvel | izmit'e geldi. Geçen gün İzmit varidât | kaleminden evrakimı aradım, — yüzgür | esti, senin kâğıtların uçtu, dediler. Bu Wşe siz ne dersiniz ? malmüdürü — Raif B. Kâmile. ALİBEY KÖYÜNDE Bir karöâmiz Ali B. köyünde Çoban | geşmesi denilen yerde evvelce mevcut mMükemmel tuğla fabrikasının, çalınmak yakılmak suretis bugün iki sabit ka- ki çayırların paylaşıldığını ifade ederek bunların kime ait olduğunu, niçin bu hale geldiğini soruyor. SİGARA FİATLARI SABİT DEĞİL Mİ ? Dün akşam üç arkadaş Taksim bah- çesine gitmiştik. Bir müddet oturduktan sonra — sigaramız bitti. Bahçe müstahdi- miniaden bir çocuğun elindeki tepsi içinde — bulunan — sigaralardan — bir Serkildoryan —aldum. Bunun fialı Üzerin- de (17) kuruş yanlıdır. Benden - (25) kuruş aldı. Ve Üst tarahımı vermedi. hsteyince de bahçede bu fint üzerinden satılır dedi. Garsonlara söyledim. Burası Taksim bahçesidir, dediler. Cumaları Malâl . Gazilere narktan fazlasına #igara sattırmıyan Tütün inhisarı müdü- şiyetinin böyle Rum çocuklarına bu fiattan sigara —satmasına — müsaadesi var madır? Nazarı dikkatlerini celbetme- mizi rica ve hürmetlerimi takdim eyle- rim efendim. Karilerinizden: L Hakkı |TRAMVAYDAN ATLAMAK YASAKTIR Çapada Kaptansinan paşa mahallesin- de Cezmi Bey Aksaraya — giderken, tramvay Etem Pertev cezanesi önünde birdenbire durmuş ve Cezmi Bey bun- dan bilistifade tramvaydan atlamış. Fa- kat polis memuru üş ve kem tramvay durmadan atladığı için merkeze götürmüş.. Ve üç ay sonra Şehremaneti Cezmi Beyi iki lira cezaya mahküm etmiştir. Karilmir bundan mütecssirdir. Fakat ne yapalım ki bir. sul tesadüfün kurbanı olmuştar. Filhakika tramvaydan atlamak yasaktır. İŞ ARIYORUM Tahsllim - ortadır. Yaşım yirmidir. Bir ticarethanede kâtiplik veya tahsil- darlık istiyornm. İş verecek zatın lütfen adresime müracaatı. Kasımpaşa Ürünyol — Yeni mektep yanında (36) numaralı hanede Burhanettin. BİLMECEYE DAİR Eakişehir orta mektep No. 143 Hüse- yin B. — Bümecenizi (11) gözlü olarak tadil etmenizi rica ederiz. Kabul cttiği- miz şekil budur. DUVARIMI YIKTILAR? Komşum İmalâtı harbiyede müstah- dem saraç ustası Şükrü Efendi yaptır- anakta olduğu laşaatta duvarının düzgün olması için hiç haber vermeden hotbe- hot mutasarrıf olduğum evimin bir oda- Sının duvarını yıktırmıştır. Masmafih makamı aidesine müra- caat ettim, hakkında zabıt tutulmuştur. Ankara — Hacımurat — mahallesinde Kerimhoca sokağında "I,, No. da HM beynini patlatırım! Şoförün gene aldırmadığını görünce, derhal tabancasını çıkardı ve namlıyı — şoförün ensesine dayyarrak İngilizce : — Karar vermen için bir dakika vaktin var; eğer maki- neyi durdurmazsan ateş ede- gömdü. Tenha bir caddeden geçiyor- lardı ve bir dönemeçten sonra şehir haricine çıkacaklardı. Şoför, motöre boğucu bir sürat verdi. “ Ali Şakir derhal havaya bir el silâh sıktı ve tekrar namlıyı herifin ensesine dayadı. İhsan — otomabilin — içinde ayağa — kalkmıştı ve — elini arka — cebine atarak silâhina davrandı. Şoför motorün süratini eyice ağırlatmıştı; — kolunun — birile arka — otomobile bir — işaret vredi ve öotomohili durdurdu. Tam bu sırada Ali Şakir, — Şoför, dur! Durmazsan havaya- bir el silâh daha i | zandan ibaret bir hale geldiğini, köyde- | süvari ye topçu hayvanlarını — xi ça aşekliğm ç Devamlı Aşklardır Ki ğ Bu İnhisarı Yaratırlar Sevda Meselesi .. Karilerimden “ Muammer ,, | isminde bir genç, birçok güzel kız içinde bir tanesinin nasıl | sevilip diğerlerinin ihmal edi- | Tebileceğini anlamadığını yam- yor. l Bu genç devamlı aşkla her- | €ai aşk arasındaki farkı bi- miyor. İnsanlar, muhayyelele- rinde aradıkları tipi buluncıya kadar hercai aşkın zebunudur- lar. Her gördüğü kızı sever, fakat — hakikatte hiç kim- seyi Bir defa da aradığım buldu mu, o vakit dünyayı gürmez. Bana bu mek- tubu yazan genç henüz (18) yaşında olduğu için tabii tec- rübe devrinde sayılır. Fakat delikanlı, ayağını denk al, se versen fena seveceksin. * H.Y.N Rümuzile Mektup Yazan Karie: Henüz gençsiniz. Askerliği- nizi yapmadan evlenmeyiniz, Sevgilinizi kaçırmaktan korku- yorsanız — nişanlanınız, — fakat evlenmeyi sonraya - bırakınız. Bu nişanlılık sizin için bir de tecrübe olmuş olur. * Göztepe'de İsmet Sırrı H. Bir insanın elbette sevmediği bir tip tarafından sevilmesi, bir faciadır. sevmez. * Aksaray'da H. S. Beye: Bir kadının kalbini kazan- mak için onun zayıf noktalarını bulmak ve onları okşamak lâzımdır. Kadınların ruhunu az çok bilenler onların zaaflarını da bilirler. Elinizden kaçırdığı- nız. kadının artık arkasından kaoşmayınız. ve © aşka inan- mayınız. çekti. Ahali, * duran — otomobile doğru koşuyordu. Ali Şakir, şoförün yere in- mek istediğini görünce hemen yakasından tuttu ve İngilizce: — Yol.. Dedi, bu sefer bendesin! Arkadaki otomebil değil, İngiliz ordusu gelse ba- na vız gelir. Bekle bakalım! Karşıdan Karabinyerler geliyor, onlara hesap vereceksin. Biraz sonra İtalyan polis- leri otomobilin etrafını sar- mışlardı. Arkadan — gelen otomobil, hiç durmadan yürüdü gitti. Ali Şakir zabıta memur- larına derhal meseleyi anlattı. Şoför, —İtalyanca, — zabıta memurlarına bir şeyler söy- lüyordu. Polisler otomokile atladılar ve evvelâ, Ali Şakirle İluımî Alman sefaretanesine bıraktık- | tan sonra şoförü götürdüler. Ali Şakir ve arkadaşı, ev- W rak çantasını Alman sefare- tanesine teslim ettiler. Bütün kâğıtlar sayıldı ve Sevdada İnhisar Olur Mu? Greta Garbo'nun son saç tuvaleti Köylü Gene Sıkıntıda Antalya, 3 — Buğday fiat- ları çok düşüktür. Bu gidişle köylü borcunu bile ödiyemiyecektir. Borçların w' için Ziraat bankasına : tecili müracaat olunmuştur. — TAKVİM — — Gün S1 7-Agustos - 1930 Hızır 94 Arabi Rumt 12-Reblülevel -1348 | 25 - Temmiz -1346 — Vakat-Ezani-Vasatt | Vakst-Ezani- Vasatf Güneş | 941 | 516 | Akşam Iıı.— 11320 Öğle |s. f1220 | Yatsı | rasin.7 İkindi | 853 1612 | hasak | 2420 8 2 bir tane eksik çıkmadı. Alman mükabil casus teş- kilâtıma mensup bir şef, Ali Şakir ve arkadaşile saatlerce konuştu, — başlarından geçeni bütün teferruatile öğrendi. Sonra, İstanbuldan — gelen bazı talimatı göstererek bizim- kilere dedi ki: — Muvaffakiyetinizi bilhassa tebrik etmiye mecburum. Bu evrakın — İstanbuldan buraya nakli —mecburiyeti — bizi çok ? endişeye düşürüyordu; çünkü yine bu seriden bazı evrakı Berlinden Nevyorka bir Alman "Mw Orada, Entelicens Servisini a ». Memurü- muzu öldürdüler ve evrakı ele geçirdiler. Bereket — versin ki, © seri evrakın şifresini bula- ve hâlâ arıyorlar, — R olan — vak'aları sizden öğrendik; fakat, düm — Biz, — trende gece otelde cereyan eden şey- leri sabahleyin haber almıştıla. — Bu işte çalışan adamlardan bir kısmı, Nevyorktakilerdir. JA Acasn var) Ğ | '