'4 "Sayıfa GBİRAZİNSAF San'atkâra Hürmet Böyle Mi Olur? Güzel san'atları yükselten- ler, — san'atkârlardan — ziyade eserlerin revacını temin eden- lerdir. Her memleketin devir- lerine göre bu şahsiyetler de- ğişir. Kırallık, imperatorluk zama- nında tiranlar ve saray erkâ- nı; başka zamanlarda zengin- ler.. Bunlar eseri takdir etsin, etmesin, san'at muhibbi görün- mek için müşteri rolü oynarlar. Salonunda bir (Rubens), bir (Rembrant), bir (Rafael) bulun- mak, darülfünun diploması ka- dar şerefli addolunurdu. Ser- gilerdeki, müzelerdeki eserler münekkitlerin kalemlerinde bi- rer hürmet abidesi olur. müb- dine şeref verir. Gerçi sağlığında: refaha er- miş san'ankâr nadirdir; fakat hiç olmazsa dünyadan çekil- dikten sonra eserlerine kıymet, ismine bürmet izafe olunur. Hemen aç denilebilecek bir sefalet çukurundan ebedi lâh- . dine, yerleşen (Mille) nin eser- leri bugün müzelerin en ihti- ramkâr köşelerini işgal eder. Bizim san'at adamlarımız, çok teessüf olunur ki, ne sağ- ’S ON 'PosîA ŞEHREMİNİ OLSANIZ | NELER YAPARSİNIZ? 5—Bütün Yolları Parke Yapardım 6 — OKTRUVAYI DA KALDIRIRDIM Şehrin imarı için karilerimizin bildirdikleri — mütalcaları — derce devam ediyoruz. Dünkü mektup | bitmemiştir. Bugün ve yarın son ka- | #ımlarını dercediyoruz ve edeceğiz. | Siz Olsanız Bu şehir sizindir. Şehrin sıhhati, güzelliği ve ihtiyaçlarile en ziyade onun içinde yaşıyanlar alâkadardır. Fakat şimdiye kadar hiç kimse size, şehrinizi güzelleştirmek ve şehir dalıilinde medeni bir insan gibi yaşayabilmek için ne düşün- düğünüzü sormamıştır. İşte biz size bu imkânı veriyo- raz. Ve içinde yaşadığımız, her derdine ortak olduğunuz bu şe- Ne Yaparsınız ? hirde bir an İçin: “Şehremini olsanız ne yaparsınız 9, sualini soruyoruz. İ Maksat, Şehremanetine çatmak, veya şuna, buna tariz etmek de- ğgildir. Sadece şehir halkının, ken- di şehirleri için ne düşündüğünü Panlamak ve bu süretle şehrin dertlerini yakından görüp anlıya- rak onların çarelerini aramaktır. l Şehrinizin gözelleşmesini — isti- yorsanız bu suale cevap veriniz. Mahut Kadıkoy Flali |7 Arsaları BOŞ '4Bırakmazdım 8--KÖMÜR DEPOLARI | UZAKLAŞTIRILMALI boş duran arsaları tahtaperde- ler içine aldırırdım. Ve bu masarifi de kendim yapar, arsa sahiplerini borç- landırırdım. Arsa — sahibi hu arsayı satar veya ürzerine bina yaparsa ©o zaman bu parayı alırdım. 22 — Mezbaha — rüsumunu az alarak ahalinin daha kolay gıdalanmasını temin ederdim. Bütün bu resimleri yirmiden yedi kuraşa indirirdim. 23 — İsim ve mevki itiba- rile mevcut, fakat cisim itiba- rile mevcut olmıyan belediye doktorlarının faaliyetini arttı- rirdim. Bunların ne iş yaptıkları sorulunca “şehir fukaralarını tedavi ettiklerini , söylerdim. 24 — İtfaiyenin başına ilk tesiste bulunanlardan doktor Bedi Beyi getirirdim. Bunun gi- bi her işi adamına verirdim. Ölül Etrafındal Dedikodula Burgaz ıd;.ı;dn oturl bir. müddettenberi — kuli Bır kulağa — fisıldanan — tuhaf hadisenin dedikodusunu yorla. Kimse sarih bir bilmiyor, ama dcdıkodıl vam ediyor. Bize kadar akseden bi yiayı ve etrafında yaptıj tahkikatı yazıyoruz: Burgaz adasında bir PS ailesi vardır. Zengindir. Bu (50-55)lik madam Pancel kızı matmazel Suzan ve. Aleko efendiden ibarettir. Haziranın — (28)inci $ matmazel — Suzan, — evlei kiracı bulunan matmazel isimli Rus kızı ile adada £ tiye çıkıyor. Ve o gün, bi evinden dışarı çıkmıyor. 22 muzda da hastalanıyor. Evvelâ doktor, Epami das efendi bakıyor. Ameli lüzum gösteriyor. Daha # doktor Sgürdeos'ta ayni söylüyor. Nihayı t 26 temm peritonit ameliyatı yapılıyd Fakat genç kız yaşam 24 saat sonra vefat ediyol İşte asıl dedikodular bundan sonra başlıyor. hğında refah, ne mezarında l (12) ye sattırmaz, bu suretle , adedini bugünküne nisbet İ gti “le *m, 25 — Memleketin dahili, Bu şayialara göre, hürmet görüyor... İşte nümu- nesi: Hoca Ali Rıza Bey. Rıza Bey, senelerce bu memlekette — resim — zevkini myandırmıya, — fisebilullah, ça- hlşmış, kırk sene muallimlik et- miş, elinde kalem, fırça gör- düğü her genci teşvik etmiş, hiçbir. menfaat gözetmeden ders vermiş, ahlâkan çok muh- terem, kendi ekolünde cidden müktedir. bir san'atkârdı. Bu büyük hüner adamı bundan birkaç ay evvel seve seve nakşettiği semasına, denizine uçan kuşlarına, çam ağaçla- rına, delikli kayalarına, aşı boyalı evlerine ebedi veda ediyor, göçüyor da kimse- nin, hatta san'at arkadaşla- rının bile haberi olmuyor. Ne bir ihtifal, ne teessürü ima eden bir ses, bir soluk... Aman yarabbi... Ne ha- zin... Ne elim... Kemal Emin aşra Bayilerine İstanbulda çıkan gazete ve mecmuaları zamanında N ve müsait şartlarla almak isterseniz lütfen bir defa da bize müracaat ediniz. Temin ederiz: Mutlaka memnun olacaksınız . Hasan Basri: Ankara caddesi, 79 Yorulmaksızın Para Kazanmak İstemez misiniz? Evinize veya Işinize giderken, sokak- ta gezerken veya birisile görüşürken ber hangi bir vaka karşısında kalabi- lirsiniz... Havadis nedir. biliyorsanız 0 — vakayı derhal görebilirsiniz. Bir yangın, bir katil, bir kaza birer havadistir. Ras- geldiğiniz vakalardan ertesi günü ge- zetelerde görmek istediğirz biri olunca derhal telefonumzu uçınız ve havadisi güzetemize haber veriniz, isim ve ad- vesinizi de bırakınız. Verdiğiniz hava- disin ehemmiyetine göre — gazetemiz mükâfatını vermeyi vazife bilir. n':dıı- numaramız İstanbul “ 203 , * 16 — Memleket ahalisinin kaldırımlarını çimento yaptırır, mazdım. kından takip eder, ikinci bir | 18 — Memleketin milli ser- dahi sair kısımlarile memle- | Lüks olmıyan yalnız üç nevi | 19—Ekmek narhını her hafta değiştirirdim. Meselâ bugün on lira yol bedeli ile beş se- nede bütün İstanbulun parke, beş senenin nikayetinde par- kesiz bir metre yer birak- | I7 — Kanalizasyon muka- velesini — tetkik, inşaatını — ya- defa böyle fahiş bir hatanın | yapılmamasına çalışırdım. vetini muhafaza etmek için yalnız montajı değil motörü kette yapiılan fabrikaların açıl- | masına kolaylık gösterirdim. otomobilin takside çalışmasını temin ederdim. zahire piyasasına göre yap- tırırdım. Bugün tutulan sistemi ekmek azami (9) buçuk ku- ruşa satılması İâzım gelirken hem ahalirin hakkını muhafaza eder, hem de esnafı ihtikâra teşvik etmezdim. 20 — Şehrin en İüzumlu | mış, gerek sahibinin — ihma- | linden ve bakımsıslıktan dolayı yerlenııde ıımııınî aptesanelerin daha çoğaltırdım. | harici ticaretini baltalıyan ok- 21 5 Gezek yangından kal- / tyuya namı altındaki verginin kaldırılmasına çalışırdım. CArkası yarın bitecektir | ŞARLO'NUN GARİP TABİATİ Yeni Bir Karüzo )İ_Tsu—oslm Alonss —| Dolores Del Riyo Ortaya Çıktı? Bu Adamın Sesi Pek Fevkalâdedir Geçen sene İstanbul'da gös- terilen filimler için de en güzel şarkı söyliyen adam “Touber,, idi. Bugün bu artistin plâkla- rı hemen de her evde bulu- nur, Geçen sene — Amerika'da yapılan operet tarzındaki fi- limlerde sesi en çok beyeni- len adam “Tibet,, isminde bir opera tenörüdür. Şimdi desesi en çok beye- nilen yeni bir artist çıkmış- tır. İsmi (Tullio Carmanetti)dir. Bu adamın sesi harikulâdedir. Açık Hava Filimleri Sesli filimden sonra açık havada alınan filimlere fazla ehemmiyet verilmiştir. Filimde tabiatin kendi sesi filime ayrı bir güzellik ilâve etmektedir. Geçen sene gördüğümüz filim- ler içinde Beyaz Gölgeler fili- minde — bülbüllerin — ötüşünü hatırlıyanlar bunu — teslim ederler. Foks — kumpanyası bunu nazarı dikkate alarak Afrikaya ayrı bir gurup göndermiştir. Gurup orada orijinal açık hava filimleri -yapmaktadır. H l Şarlo hâlâ sesli filime yanaş- miyor. Fakat bu inadı kendisine pabalıya maloluyor. Bununla beraber Şarlo, pek al- dırmıyor. Kâfi derece parası öl- duğu ve sesine emniyeti bulunma- dığı için böyle hareket etmekle belki akılhea davranıyor. Çok sevilen bu büyük san'at- kârın kendine mahsus bazı garip âdetleri vardır. Meselâ, Şarlo tem- beldir. Gıyıı intizamsız ve nadi- | ven çalışır. Gürdü çL üelk besyo l mapar. Şetonunda yapyalaız TU en dersi almadığı halde mükem- mel piyano çalar ve besteler ya- par. Fakat bunları neşretmez. Şarlo iki elile de yazı yazabi- ———Aı— Evleniyor Hem De Bir Kumpanya Müdürü İle Sinemanın bu kıvrak artisti son zamanlarda sinemadan çe- kilerek kendi hayatını serbest , bir surette geçirmek istediğini ilân etmişti. Dolores Del Riyo gibi ateşli bir artistin çekilmesi hakikaten büyük bir zıya adde- dilebilirdi. Bunun için olacak ki filim kumpanyalarından biri- “nin müdürü Dolores Del Riyo ile evlenmiye — karar vermiş, güzel artist te bu teklifi kabul etmiştir. Amerikalılarla Alman- lar Anlaşıyorlar İngiliz ve Fransız sinemala- rının Amerikan filimlerine kar- şı — gösterdikleri muhalefete, Amerikan kumpanyaları, Al- man kumpanyalarile anlaşmak suretile cevap verdiler. Son verilen haberlere göre Amerikalılar Alman kumpan- yalarile —anlaşmışlar ve bütün dünyayı filim noktasından ken- di aralarında taksim etmişler- lir. Gece evine çekildikten sonra kapılarını kapar ve kimseyi kabul etmez. Yatağının yanında — bir diktafon makinesi vardır. Gece aklına yeni bir fikir gelirse bu makineye söyler. Ertesi sabah kâtipleri maki- neden kendilerine - verilen emri alırlar. Nİ Kadınları çok sever, fakat kendisile alay etmelerinden de çok korkar. * zel Suzan ile Zina, son ' yani (28) haziran gecesi ad tenha taraflarında gezerle üç yabancının taarruzuna ramışlardır. | Genç kızlar, hadiseyi, ! ile herkesten saklamışlâ Fakat matmazel Suzan tağa düştüğü zaman arkâ ile başından geçen had annesine anlatmıştır. Bu münasebetle dün bir harririmiz. gerek madam | ceri, gerek oğlu Aleko ef ile görüşmüştür. Madam F ceri diyor ki: MADAM PANCERİ *— Kızım ötedenberi desinden — rahatsızdır. — Fi gelir, geçerdi. Haziran (221 gene hastalandı. Doktor 5f deos'a gösterdik. Peritoni! bahsetti. Ameliyat yaptı. , kat yaşamadı. Taarruz idi doğru değildir.,, ALEKO EFEN? * — Validem - size vaziyeti anlatmıştır. Eğef taarruz olsa idi, bizi kuvvet — susturamazdı. İîî ve hükümet olan yerde yapılabilir mi?,, ker Bu temaslardan ıoıırıı: gazlılar'la tekrar gö 7 müz zaman dedikodunun © ruluğunda — israr enildj söylersek hayret etm niz ? ez j Posta kutusu : İstanbul - 741 Telgraf: İstanbul - SON pos' 4 Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan mesaliyet alınmat