6 Saş SON POSTA —-EYİP SULTAN KİMDİR 78 Bu acele, (Rum ateşi) ni bulduğu söylenen adamı ele geçirmek zamanmın gelmesin- den değildi, Evdoksiyanın yalan söylememiş olması idi. Burası dar, karanlık korku veren bir Cafer: — Tam büyücü yeri! dedi. Önünde yüksek bir duvar vardı. Evin bacasından koyu bir duman çıkıyordu. Ali omuz verdi. Cafer du- vara sıçradı. Sonra Hasan ve sonra serdar; en sonunda da Ali | yi çektiler. Penceresi aydınlık odayı buldular. Önüne sırık . filân dayadılar ve baktılar. Odada bir fırın var. F- rının Önünde —ufak, tefek çatal sakallı bir adam. Fırının üzerindeki kaplardan | bir şeyler boşaltıyor. Arkasın- | da içi su dolu büyük bir liğen | | meşgul olduğu anlaşılıyor. var. Yüzündeki sevinç alâmetle- rinden iyi meticeye — vardığı belli. Bir ara bir tabağa siyah bir toz koydu. Buna bir çıra yaklaştırdı. Bu siyah madde birdenbire parladı. Sonra tabağı suyun içine boşalttı. Alev sönmedi. Serdar: — (Rum ateşi!) diye mırıl- | dandı. Alnında biriken terleri sildi : — Bu adamın şimdi işini bitirmeli. Evine de ateş vermeli. Hasan, kızların tarif ettikleri gibi kaçmak için istifade ede- cekleri küçük kapıyı muayene etti. Hepsi içeri girmiye hazır- — handılar. Bu arada serdarın aklına bir düşünce geldi. Dedi ki: — Haydi Cafer şu kapıyı aç ta bak. Dışarda kimse ol- masın, Bu suretle daha emin olarak hareket edebiliriz. Ca- fer kapıyı açtı baktı, Bakması ile beraber bir elin omzuna yapışması bir oldu. Gür bir ses sordu: — Kimsin sen; burada ne arıyorsun? Cafer arkadaşları gibi Rumca biliyordu. Elbisesi de Bizanslıların elbisesi gibi idi. Fakat yirmi kişilik bir kuvvetin bu saatte, bu karan- | hk kapı önünde bulunması da biraz garip tesadüflerdendi. Arkadaşlarını kurtarmak i- çin vakit kazanmıya çalıştı. Yan gözle Aarkasına baktı. Serdarla Ali ve Hasanı göre- medi. Deme onun yakalanma- sı Özerine birer tarafa siviş- mişlerdi. Sorulacak — sualleri bekledi ki bunlar 'da gecikmedi. Çün- kü bazı emirler veren devriye zabiti şimdi yanımna gelmişti: — Burada ne arıyorsun?. — Hiç; dolaşıyordum! — Dolaşmak yasaktır, Bil-| miyor musun? Müsaade vakti yarım saat geçiyor. — Saatim yoktu: -— Saate lüzum yok. Bek- çilerin bağırmasını duymadın | Pi)Bizans'ta ve bazı Avrupa şe- hirlerinde yatma vakti bekçilerle ilân edilirdi. Muhasara halindeki bu şehird ise bu hale tabii idi. Bizans Askerleri Hiddetle Sordular: — Kimsin Sen, Burada Ne Arıyorsun ?.. Askerlerden hın kaba, kaba söylendi: — Bu kadar gürültüyü işit- mediğine göre kiryenin pek — Bari bu nesne tombulca bir şey mi idi? — Sesinin çıkmadığına ba- kılırsa myaan bir pilice düşmüş olacak. Bu sözlerden de anlaşılıyor ki askerler, Caferi, tatlı bir zgleııhduı dönüyor zannediyor- |ardı. Cafer de bu işin içinden birkaç Bizans altını bayılmakla kurtulacağını zannediyordu. Bu muhavereyi kapı arka- sından dinliyen serdarla arka- daşlarının sevincine hudut yok- tu. Cafer yakalandığı zaman | herşeyin mahvolduğuna hük- meden fedailer, * Kalinikos ,, u yakalamaktan bile ümidi kes- HST TET İçeri girip berifin işini bitir- meyi — düşünmüşlerdi — bile, Fakat sorulan suallere Caferin verdiği cevaplardan kurtula- | caklarim — anladılar, — Herif gülerek sorgusuna devam etti : — Ey, nereden bu sefer böyle? Cafer sırıtarak çıktığı, daha doğrusu — çıkarıldığı — kapıyı gösterdi. Zabit hayret etti: — Orası (Kalinikos) 'un evi- dir. Beraberinde dişi kedi bile bulundurmaz. Ve eğilerek Caferin yüzüne dikkatli, dikkatli baktı. Şakaklarından fışkıran kıvır- cık saçlar, esmer teni, kartal gagasını andıran burün - ile karşısındaki adamın Bizanslı- | dan ziyade bir Arap olduğunu anlatıyordu. — Tutun, diye Bu herif bir casustur. Cafer, kararını bir şimşek süratile verdi. Eğri kılıcımı sıyırdı. — Savulun! Sayhasile Bi- zanslıların arasına daldı. Bu arada — arkadaşlarına işittirmek için de bağırdı: — Ben kaçıyorum. Siz de durma; Askerler, bu hücum karşısın- da çil yavrusu gibi dağılırken Cafer de aralarından sıyrıl- mıya muvaffak olmuştu. Fakat — vaziyeti —kavrıyan zabit, on kişiyi (Kalinikos) un bahçesine saldırdı. Her kimi bulurlarsa — yakalamalarını da sıkı sıkı tenbih etti. Geri ka- lan neferler de Caferin peşine takıldılar. Caferin bütün emeli askerler haykırdı, K Ka d o civardan uzaklaştırmaktı. Bu suretle — arkadaşlarını — tehli- keden kurtarmış olacağı fik- rinde idi. Bu düşünce ile de | bacaklarının var kvvetile ko- şuyordu. Büyük caddenin ö- nüne gelince birden durakladı. Çünkü iki taraftan da dev- riye geldiğini görmüştü. Arka- da ise kılıç, kalkan sallıya- rak gelen ötekiler vardı. Kı- henı dizine vurup kırdı. ve kollarıni kavuşturup - bekledi. Dudaklarında acı bir gülüşün kıvrımları dolaşiyordu. Bir Sandal Devrildi Evvelki gün Kalamış deniz hamamlarında bir sandal dev- rilmiştir. İçinde bulunan Ahmet Fikri, Kemal Tahir, Necdet Kâmil, Mitat Nâzım, İsmail Hüsnü, Emin Ali Beyler elbi- selerile denize dökülmüşlerdir. | - Hadiseyi uzaktan gören Hilmi ve Turgut Beyler, bir sandalla yetişip kurtarmışlardır. Bir Kamyon Denize Uçtu Kalamış'tan denize süprüntü döken (123) numaralı kamyon denize uçmuş, bir saat uğraşıl- dıktan sonra çıkarılmıştır. Satıcılar ” Bu resim, sabahın saat yedi- sinde Eminönün'de alınmıştır. Orada mevcut olmaları lâzım gelen belediye zabıta ,memur- larına mahsus yüksek, beton kürsüden, —seyyar satıcıların nasıl istifade ettiklerini göste- riyor. ©LA ODURUN I Aıhı_v_ıl l Memuru Me_ır_kiinde Dünkü bilmecemizin halle- dilmiş şekli şudur ; 12345678 891011 ©MAOA W Soldan Sağa Ve Yukardan sAşağı : 1 — Dam örtüsü (7) 2 — Bir vilâyet halkı () 3 — Uzun ağaç (5) dilin altı (5) 4 — Tedvir etmek - (5) gümüş takımı (5) 5 — Teniste kullanılır (5) teces- süs (5) 6 — Fazlalık bildiren (2) hikâye rabıtası (2) 7 — Hanım (5) Derece (5) 8 — Ek (5) halk (5) 9 — Beygirtuvaleti (5) Eski bir serpuş (5) 10 — Türkiyenin en büyük par- ası (7 ıı -uiı'ıhı (© Ağaçtan D“Ş*ll Kızıltoprakta, ağaçlara tır- manam Zeki adlı küçük bir çocuk İağaçtan düşmüş, — ayağı kırılmıştır. — Ağ'iılndan Yaralandı Tütkuvaz lokantası erzak memurü Lolyöt Ef. tabancası- m karıştırırktih — ateş almış, kurşunağzına girmiştir. Lolyoz Ef. Amerikan hasta- nesine yatırılmıştır. - Vaziyeti vahim oOlmakla kesizdir. Eminönünde Sabah Belediye beraber - tehli- | Bu İhtiyarın Derdine ÇareBulun. Çün Vaziyette ŞEN FIKRALAR | ü Çok Müşkül Kalmıştır Muşamba Meselesi Faikle annesi bir gün bir — -— yere, öğle yemeğine davetli idi. W Faik üçüncü köftesini de | bitirdikten sonra bir tane daha istedi; annesi vermedi: | — Senin gibi küçük bir | oğlana üç köflte yetişir. | — Peki ama anne sen, hiç | küçük bir oğlan olmadın ki. Üç köftenin yetişeceğini nerden biliyorsun? Hoca — Sıcak, her uzatır, soğuk kısaltır. şeyi Atâ — Efendim, günler de | onun için mi yazın uzun, kışın g | kısadır? BUNLARI BİLİR MİSİNİZ? — Görülmediği, işitilmedi- | ği, elle tutulmadığı halde ismi olan şey nedir ? — Hiç'bir şey. * — Rüzgârdan bile sallanır, titrerim fakat ağır yükleri de taşırım; ben neyim? — Deniz. | parçasını Çocuklar, imdadıma yetişin, Karım bana bu muşamba verdi ve muffağa döşenmek için dört köşeli bir şekle sokmamı istedi. Bana yardım eder misiniz? (Eksik resim bilmecemiz hakkındaki müddet azalıyor. Genç karilerimizin — cevapla- rıni bir an evel göndermele- rini rica ederiz. Çünkü acele etmek kendi menfaatleri iktı zasıdır. | Piyangomuza İştirak Ediniz Taliiniz Müsade Ederse Bin Lira Kazanırsınız Lâtf&n Kuponlarımızı Her Gün Kesmeği İlk nüshamızdan — itibaren karilerimiz arasında bir eğlence tertip ettik. Bu eğlence bir tali oyunu- dur; ikramiyesi 1000 liradır. Tali oyununa siz de iştirak edebilirsiniz, hem — bunun için herhangi bir masrafı ve zahmeti ihtiyar edecek değilsiniz, ba- kınız neden: Müsabakamızın Şartları 1 — Hergün gazetemizin ilk sahifesinde — bir kupon göreceksiniz, lütfen bu kuponu kesip saklayınız. 2 — Bu kuponların adedi 30 tane olacaktır. 3 — Bu otuz kuponu topla- dığınız. zaman lütfen matbaa- mıza getiriniz veya gönderiniz, mukabilinde numaralı bir bilet alacaksınız, bu biletin ayni numarayı — taşıyan iki kısmı vardır, birinci kısmını senet olarak saklıyacak, ikinci kıs- mını da — kâtibiadil , tarafından mühürlenmiş olan bir kutuya bizzat atacaksınız. 4 — Numaralı biletleri ih- Kadın Tayyare- ciye Çay Kadın Birliği Pazartesi günü Unutmayınız “1000,, LİRA NASIL VERİLECEK? Bin lira, kazananlar arasın- da şu suüretle taksim edile- cektir: Birinciye Ikinciye Üçüncüye Dördüncüye Beşinciye Yolmlş ikarle Yetmiş karie Bu ikramiyelerin olan (1000) — lira Türkiye Iş bankasına yatırıl- mıştır. iyeler Cümhuri- yet altını olarak tiva eden kutu kâtibiadil tara- fından açılaçak ve kâtibiadil tarafından kur'ası çekilecektir. Kur'amıza dahil olmayı ihmal etmeyiniz, hiç bir zahmete girmeden mühimce bir para kazanabilirsiniz. İranlı, Bir Genci Vurdu Kalyoncu'da, Tiyatro soka- ğgında oturan on altı yaşındaki Koço İranlı Muzaffer tarafın- dan sustalı çakı ile yaralan- Yani buralarını nasil birer | birlik binasında kadın tayya- | Mıştır. tezgâh gibi kullandıkları gö- rülüyor. Köprü üstünün akşam- ları aldiğı fena manzaraya ise bhiç diyecek yoktur. Göz önleri böyle olursa, iç sokaklar ne haldedir. Kolaylıkla kıyas - edilebilir. reci Matmazel Marva'ya bir çay ziyafeti verecektir. Matmazel Marva Cumartesi günü gece “9, da Türk oca- ğında — tayyarecilik hakkında | bir konferans verecektir. Polis, Muzafferi yakalamıştır. , Kadıköylülere dıköy Sayfas Yarın çıkıyor. -Okumayı utmayınız.