1 Ağustos SON POSTA İttihatçılar Divanı Âlide Hesap . Veriyorlar. Almanya İle İttifak Meselesi Mevzubahis Oluyor.:. Tekrar i i Fakat, Sadrazam Bir Türlü Tarih Tayin Edemiyor. | İsmail Hakkı Pş. | ! - — çıktığından kimsenin haberi Şemseddin B. — Bu teklifi nasıl karşıladınız? Sait Halim Pş. — Reddettik. Şimdi sıra canlı bir suale | daha gelmişti ve bu süalde | yine Şemseddin B. tarafından soruluyordu: — Mademki gemileri satın almıştık, eski O mürettebatın çinde bırakmakta ne mana vardı? İstikbalde Sait Halim paşa- mn siyasetini ve karakterini tetkik edenler, bu zevat hak- kında ne fikir .dermeyan ede- | <ekler, — bilmem. Fakat ben harp kabinesinin ilk sadra- zamını karşında hakikati ol- duğu gibi süylemiye azmet- miş bir adam halinde görü- yordum. Şemseddin Beyin suali karşı- sında hiç şaşırmadan cevap verdi; — Bir işin içinde hakikat olmayınca Şurasının burasının aksamasını tabii görmez misiniz? Bu noktada reis vaziyeti | bulâsa etnek istedi: | — Paşa hazretleri muhare- Mi vakitsiz ve sebepsiz giril- | iği. hakkında sorulan suale “evap - vermiş oldular. Ayni Zamanda da kendilerinin mazur | uğunu ilâve ettiler. Reisin bu e hulâsası azayı | tamamen tatmin etmemişti. Her kesin daha sorulacak birçok suali vardı. Ragıp Bey — Peki, fakat | acaba paşa hazretleri istifa | etmiş olsalardı, bu hareketleri Şomiğinin mani midi Sait Halim Paşa bu suale *welce de zımnen vermişti, bir defa daha tekrar etti; — Elbette mania €tmezdi, bilâkis muharebeye çabuk girmiş olurduk. ., Ragıp B.—Fakat biraz evvel ben harp taraftarı değilim, aksi halde çekilirim,, dediği- mizi söylemiştiniz zannederim. Sait Halim paşa — Evet demiştim, fakat bu tebdidimi ra mevkiine koyduğum tak- dirde Gil; muhasamanın daha £vvel başlıyacağına da emindim. vi takdirde ise netice Mos- | m İstanbul'a girmesi ve muharebenin bala b şekil | ması olacaktı. *SON POS cevap | teşkil | | bini İ en fazla merak noktaya tekrar avdet etti: — Paşa Hazretleri, Alman- ya ile ittifakımızın ne vakit akdedildiğini bir daha söyler misiniz? Sait Halim paşa — Müza- keresi büyük muharebenin ilâ- mından on, on beş gün evvel başlamıştır. Hüseyin Tosun Bey — De- mek Bosna hadisesinin vuku- undan sonrâ... Sait Halim paşa — kat'iyetle söyliyemiyece- Tari- Muharebeye girmem olan vak'aya geldik. Hepimizin ile beklediği nokta da bu. Sait Halim Pa- İ şaya soruyoruz: NIN Tefrikası 6 SERVER BEDİ İNGİLİZ CASUSLARI İLE KARŞI KARŞIYA Ali Şakirin bütün macera damarlar kabardı. Ona öyle geldi ki, bu kadın bitişik vagondaki hempalarile işaret- leşiyor” ve trende bir vak'a | hazırlığı var, vi Tren, akşam üstü, saat tam altıda hareket etmişti. adın, seyahate alışık in- sanlar gibi, trenin hareketine alâka göstermeden koltuğuna yice yerleşti ve kitap oku- mağa başladı. Şakir düşün- meyi tercih ediyordu. Kendi İkendine ilk suali şu Oldu; “Ne yapabilirler?., Ve bir ! | bilmez değ | ha olduğunu çok ihtimalleri akılndan geçir- di. Farzediyordu ki trende bir . İngiliz (Ocasus o tertibalı vardır ve herşeyi biliyorlar, Şakiri tanıyorlar. Yanında bir sivil memur da- ve onün evrak çantasını taşıdığını da biliyorlar; bu çantayı almak için, trende, lâmbaları söndürebilir, kom- partimanı basabilir, icap eder- se silâh çekebilir, kan döke- bilirler. Şakir bu adamların ber şeye muktedir olduklarını | ildi; Entelicens Ser- | vis hakkında kâfi derecede malümatı, vardı. Hava iyice karardı ve kom- Şemseddin Bey” mühim bi — Yavuz'un (Karadenize yok midi? Salt Halim paşa diğerlerine | olduğu gibi bu suale de safi- yetle cevap veriyor: — Ben bilmiyordüm. Bilme- Fakat istifamı verdiğim gece Enver ve Cemal paşalar ile Talât Bey evime geldiler. Ha- disenin vukuunda kat'iyen met- | halleri olmadığını söylediler, Yeminle teyit ettiler, Enver ve Cemal paşalar ile Talât Bey bu sözlerinde ve bu (o yeminlerinde sâmimi mi idiler.? Sait Halim paşa “bu | dakikada bu mevzua temas etmedi. Esasen sualler herke- sin dilinde yekdiğerini takip i ediyordu. msettin Bey sordu: AMİRALIN ROLÜ — Amiral Suşon bizi emri vaki karşısında bulundurmak maksadile bu hadiseyi ika için | başkalarından emir almiş ola- maz mi? Sait Halim Paşa — Müm- | kündür. Esasen amiral birkaç | defalar beni görmeğe “gel mişti. Bu ziyaretlerinin Sonun- cusunda“İmparatordan emir al- dım. İtilâf devletlerine harp İ ilân edelim, dedi, TArkası” Yar) 7) Bir Yunan Deniz Tröst ü | nan deniz ticareti Şirketleri aralarında bir tröst yapmışlar- | dır. Bu tröstten (Bayron Layn) | ismindeki kumpanya harif kal mıştır. | Ba tröst (130) milyon drah- mi sermaye ile vücut bulmuş- tar. İsmi niki Aktâploia,, dır. Maksadı Yakınşark deniz ticaretini ele geçirmektir. E eyziai Ana sımfı ile ilk'kısmı w ve erkek umum sınıfları muhte diğim içindir ki istifa etmiştim. | Haber verildiğine" göre Yu | |k ti Arnavutköyünde SUSUZ ŞEHİR İzmit, Bir Çöl Halindedir İzmit, 20 — Muhabirimiz yanıyor: Burada, uzun senelerdenberi görmediğimiz (müthiş sıcak dalgaları başladı. Hararet göl- gede (35)i geçiyor. Dondur- macı ve sucuların keyfine diyecek yok. Fakat yazık ki deniz, evlerimizin içine girdiği halde tek bir banyo yeri olmıyan bu koca şehrin bir çöl şehrin- den farkı yoktur. Banyodan vaz geçin, çes meler de kupkurudur ve deni- lebilir ki sıhhi kontrol de dahil olduğu halde belediyemiz işle- rinin bir çoğunu yapmamakta dır. - Şimdi bütün ümidimiz kıymetli valimiz Eşref Beyde- dir. Kendisile uzun bir mülâ- kat yaptım. Su meselsie için vali Beyin ne düşündüğü, belediye ve ticaret bankasının iştirakile bir limitet şirket tesis ettirmek ve şehre vzak olan Paşa suyundan başka içmeğe yarar su bulmak için muhtelif yerlerde sondaj |y aptırmaktır. Bu İstanbul Emanet su o müfettişlerinden Hüsnü B. buraya davet edik münasebetle İ miştir. Vergi 'Vermiyen Müteahhitler Resmi dairelere mal satan ve Devlet veya belediye ya- ılarını üzerlerine alan bir ısım müteahhitlerin bu işle- rinden vergi alınmadığı anla- şılmıştır. Maliye vekâleti bu yolsuz işin derhal önüne geçilmesini « bildirmiştir. ZAYİ — Sultanahmet şubeslo- den almakta olduğum 1908 numa- ralı pederimden muhassas maaş cüzdanımı zayettim. Yenisini ala- cağımdan eskisinin hükmü yoktur. Kuleli askeri lisesi talebesinden Lütfü oğlu Veli Bayram o se Kız iseleri ,» Erkek Tramvay caddesinde kârgir Çıftesaraylarda © ayn teşkilât dahilinde kız : Kayıt muamelesine başlanmıştır. Talep vukuunda mektep tarifnamesi gönderilir. partimanın lâmbaları yatidı. Kadın gene bir aralık pen cereden baktı. Şakır de süratle. yerinden | kalkarak © pencereden başını | uzattı ve kadınm. baktığı tara- fa bir göz atımeğ, bitişik vâ- gonun penceresinde bit ada- | mun, elindeki elektrik” cep | fenerini açıp kapadığı ve kadina ışıklarla gizli işaretler | verdiğini gördü. Fakağşığakir gözlerile o tarafa baktığı halde | başını tâmamile aksi tarafa | çevirmiş olduğu için, ötekiler gördüklerini anlamadılar. Bu- nunla beraber, fener söndü ve kadın başını içeri aldı. Biraz sonra Ali Şakir de İ yerine oturdu ve hiç “bir şey anlamamış gibi masum; bir | yüzle kadına sordu: | — Napoli - Roma hattında ilk seyahatiniz mi? — Evet, mösyö. Telefon İstanbul: 2867 — Anlaşılıyor. Ben üçüncü defa bu yolu geçiyorum. S bahleyin çok güzeldir. İtalyan köyleri... adın, o birdenbire ayağa kalktı ve: — Pardon, Mösyö.. biraz müsaade. dedi, Ve esmer vücudunu bir yi- lan gibi kıvırarak hızla yürüdü, kompartimandan çıktı. Şakir o etrafina (o bakındı; kom partimanda pek adam vardı; h#men yerinden kalktı ve öteki memurun ya- nmı giderek: — İhsan! Dedi, ben bir tehlike seziyorum. Bir baskına uğrıyabiliriz; ayrı ayrı otur- mamız doğru değil, biraz son- ra yanma gel. Şakir yerine oturunca bü- tün dikkatile etrafa bakıyor- du; esasen bütün bu mace- rada başlarma en büyük teh- —— | BİRİNCİ SEVGİLİ VE... Yirmi yaşında bir genç | kızm ayan cera her genç geçen maceralardan biridir. Bu kız bir genci seviyordu. | Genç te ona âşıktı, Aralarında ufak bir kavga çıktı ve ayni- dılar. Kız, bu genci o ka sevdi ki, ondan bahsettiği zaman: “— Onu hayatımdan daha çok severdim, diyordu. Erkek, bir başka kız buldu. Kız da başka bir erkek. Bu ikinci erkek, genç kızla evlenmek istiyor. Fakat kız birinci sevgil unutamıyordu. Bunu erkeğe söylemiyordu. Ne yapacaktı? Birinci se gilisini unutmadan bu ikinci gençle evlenmeli midi? Halbuki birinci erkek, kızı unutmuştu bile, Çünkü erkekler, kızlar kadar vefalı deği Kadın ise kolay unutamaz. Sevda kızm kalbinde üç sönen bir aleş gibidir. En lâkayt olduğunu zante! amanlarda bile ufal , üçüncü ir erkekle tanışmak mümkündür.Fakat bü- tün bu tanışmalar ilk aş ü den silmiye kifayet İkinci bir erkekle seviştiği zaman kalbinde hâlâ birincinin izini taşıyan kız evlenmemeli- dir. Çünkü bu evlenme hem onu hem de erkeği bedbaht eder. İkinci erkek mükemmel bir İ emin | likenin | İ koca olabilir. Hatta kıza düş- kün olabilir. Fakat evlilik ha- yatı için bir taraflı sevda kâfi değildir. Onun için kızım, birincinin sevgisini gönlünden çıkardığına olmadıkça, ikinci bir | erkeğin başını yakma. Hanım Teyze Sev gilisi İle iHariciye İmtiha Kaçmış Haber alındığına göre Tak: | simde otur bir EF., mağazasında genç kızla 8€- ve söz birliğ ederek kaybolmuşlarcız. . Bu verdiği isininde y on haftalar çalıştırdığı vişmiş ortadan zat kaçmak kararmı zaman yeni yaptırdığı bir evi de satmağı unutmamıştır. Yeni kanun mucibince ailesi takibat yapılması için müra- caat etmiştir. d daima düşünmüştü. Biraz sora İspanyol kadını yerine oturdu. o Gülümsüyor, Şakire Romayı çok merak etti- ğini söylüyordu. Şakir, tatlı bir neş'e içinde, kadına Ro- ma hakkında malümat verme- ğe başladı. Şakirin yerini değiştirmiş, yanma oturmuştu; kadın ev- velâ İhsana, sonra elindeki çantaya dikkatli bir göz attı ğını gizliyemedi. Tam bu sırada, komparti- manın bütün elektrikleri bir- denbire söndü ve kuvvetli bir el İhsanın elinden çantayı bir çekişte aldı; sonra başka biri memurun üstüne atıldı. Karanlığın içinde acı, keskin bir çığlık koptu, İhsanın baca- ğına bir biçak saplamışlardı. | Sivil memur, koltuktan yere e © gelebileceğini arkadaşı — İhsan, | dip onun Fakat kendide rahat değildi. | | 6-Rebiü | Güneş Kadın Ve Kalp İşleri Genç Kızlara Nasihat. 1 inci Sevgiyi Atmadan 2nci Erkeği Yakmayın.. en bu ma- | ekli başindan | | Bu eibise noktalı basmadan yapılır. Çok pratiktir. Kuma- gn rengi. gök mavisi" olursa ve renge “yân bir dö şapka giyilirse “fevkalâde şık olur. Her gün ve her saat giyile- Bilhassa aşağı | düşen yakası çok zariftir. bilir. adar ol Tekrarlanacak eti Hariciye vek bazı me- Kemal Efendi | murluklar için geçenlerde bir aka açtı. Müsabakaya nler kazanamadıkları için imtihan tekrar edilecektir. — TAKVİM | Gün 1 1sAgustos - 1930 Herir' 88 Arabi el - 1348 Rumi 19» Temmuz Vakıt- 'asnti | ValteEzani ———— Akşam (12 — 1977 Yat (a, 3 İmsak |754 28 456 4.54 (1220 849 1615 Öğle İkindi . ma a yuvarlanarak kıvrânmağa baş- ladı. Kompartımanın içi birbirine girmişti. İnsan gölgeleri oraya buraya koşuyor, birbirine çar- pıyor, — kadınlar. haykırışıyor, erkekler kibrit çakarak, titrek ellerinde çabucak sönen alevin zayıf ve geçici ışiğile, bütün bu kaçışan, bir- birini iten, dürten, ezen göl geleri bir an görüp gözden kaybediyorlardı. Şimendifer bütün gidiyordu ve imdat verilmiş olduğu | halde durmamıştı ; (nihayet ağırlaştı ve durdu. Ellerinde fenerlerle tren me- murları geldiler, kompartimanın kapılarını kapadılar, kimsenin yerinden kımıldamamasını ihtar süratile işareti henüz sürati | ettiler. Elektrikler yandı. Arkası var)