27 Şubat 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12

27 Şubat 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ROMEN EDEBİYATINDAN : NEHRİN KARSISINDAN | Yasan :A ietor PAPİLİAN |m——— >) Çeviren: Cavit YAMA Ç| İnanılacak şey değil! Kızının hâlini duyunca, Artemie Grozavul, kalbinin ateşte kavrulduğunu his- sedeceği ve vücudunu bir sıtmanın sarsacağt yerde - böyle mühim bir kederde ancak böyle olurdu-ruhun- da fitil gibi çabuk tutuşan bir memnuniyet hissinin kabardığının farkına vardı. Mariuca ölmek üzereydi... Ama şimdi bâri güveyinin evine girebi- lirdi. Sonra, derbal günahının far- kına vararak, kendine bu kara ha- beri getiren Karavul Toma Çiucu- rel'e dert yanmıya koyuldu. — Allah, Allah... Kızım ne ile hatâ etti de ölüm tam onu seçti? Cincurel ise bir şey demeden susuyor, gikılmış ve ölmiye çekişen bir hastanın başucundaki gibi şap- kası elinde dinliyordu, Onun böyle yüzü buruşmuş ve çenelerinden sarkmış, gözlerinin dibinde yağsız bir kandil gibi mezarlarının ümit. sizçe parladığını gören Artemie Grozavul kederinin nereden gel- diğini biliyerilu. Toma Çiucurel'in Müriuca ln sirasi iyidi ve delikanlı iikere gitmuesderi önce emindiler ki... Fakat, insanlara çekirdekleri fırında kavurtan, hayvanlara da ağaç köklerinden yeşilliklerini ke- mirten büyük kıtlıkt'n sonra kızı Mariuca pi. arda Valter'e hizmetçi girmişti. Zengin Sag pi - - bereket ki şans ona yardım etti de Jasın karısı öldü - önceden onu nikâhsiz sön- ra da nikâhla aldı. li) Transilvanyada, Alman ekalliyeti. 176 — Servetifünun — 2323 Sasların âdetlerine göre kızca- gız ehli namns çıkarak ona iki ço- cuk yaptı ve üçüncüsü için - gene Sas âdetlerine göre - köydeki koca. karıları dolaşarak zehirli ot kökü- nün kaynamış sularını içti ve dü- şürmek için camı tozu yutin... Bü- tün dert bundandı zâten... — Artemie amca... İhtiyarın düşüncesi bir ip gibi en ince yerinden koptu. — Artemis amca... — Ne var, oğul? — Ben onu karşıdan bizim ta- rafa getirip te burada defnedelim, diyorum. Hıristiyanca... Öleceğini bildiğinden, böyle ko- nuşmaktan gsıkılmıyordu. Üç gün evvel onu gelin gibi rüyasında gör- müştü. Mariuca onun evine girmişti, o karşılamağa çıkacağı anda bir- denbire kapıdan dalan rüzgâr göğsüne çarpmıştı. Gece yarı, aralık kapıdan Mariuca yalnızça... Ve birsabah evvel de gene böyle kö- tü bir alâmet olarak duvardaki mu- kaddes resim kimse ona elini sürme- den yere düşmüştü ve kendinin de köyünde tanımadığı bir köpek bir ölü arkasından gibi ulumuştu. Nağt iyordum... Onu bris- tiyancâ gömelim. Fakat, ihtiyar, kabardı: — Olamaz; oğul! Sanki sersemlemişti. Kızının daha ölmediğini dü- şünmeden, kendinin ölü arkasında bütün Saş köyü sırayla ikişer iki- şer tıpkı asker atları gibi tahayyül ediyordu. Cincurel üçüncü defa olarak: — Onu hırletiyanca görmelim amena.. dedi. Şimdi ihtiyar silkindi. Ne ya- pıyordur. Kızınin ölümüne kendi mi dua ediyordu? Fakat gururun- dan da feda etmeyi kabul etmi- yordu. Genç adam onu kandırmak için; — Annesi de senin diğer ç0- cukların da bu tardfta gömülü. ded. Çöplükte, hemen hemen gözünü bit tane arkasından çıkaracak gibi bakan tavuk gibi, ihtiyarın kafasını körce bir fikir yoruyordu. --— Olamaz.. oğlum. Onun bizim tarikattan, Sas tarikatına geçtiğini unutuyorsun galiba... Cincurel'in ruhuna bu fikir bir demir kapı gibi ağır düştü. — Papas Romitzan artık onu defnedemez. Delikanlının kalbi boşluk ve karanlıkta boğulmuş bir vaziyette vuruyordu, Ne kara ölüm! Ep günahkârın bile günahlarım hafifleten dualardan bile mahrum kalan kadıncağızı gireceği toprak- tan daba kara bir ölüm onu öteki dünyaya götürüyordu. # Sabahtan, Artemie Grozavul sandıktan yeni gömleğini, çiçekli göğüslüğünü, siyah benekli beyaz yün çoraplarını çıkardı ve Saslar arasında Rumen isminin lekelen-

Bu sayıdan diğer sayfalar: