No. 2256—5411 GELECEK SAYISINDA 50 nci yılına yaklaşan Ser- vetif ünun - Uyanış kış mevei- mine yeni bir kadroyla giriyor. BAŞMUHARRİR: AHMED İHSAN TOKGÖZ YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: HALİD FAHRİ OZANSOY ALFABE SIRASİLE YAZICILAR Abidin Dine Ali Süavi Bedri Rahmi Eyüboğlu Cavid Yamaç Cahid Saffet Fehmi Beldaş Gavsi Halid Ozansoy Hüsamettin Bozok Halikarnas Balıkcısı İbrahim Hoyi Kenan Hulüsi L, Erişçi Mahmud Yesari “Melih Cevdet M. Sami Teziş Mehmed Selim Nizameddin Nazif N. İlhan Berk Nihad Pınarlı (Resim) Oktay Rıfat Ragıb Şevki Reşad Ekrem Koçu Reşad Enis Said Faik Salih Zeki Aktay Suad Derviş Selim Cavid Türkân Tangür Vahdet Gültekin Zahir Sıtkı Güvemli | Karikatür | v6 ÜSTAD İSMAİL HAKKI BALTACIOĞLU UYANIŞ $SOANOL 367 KOşes$i MAKSİM GORKİ « Kül halinde, edebiyatın vazi- fesi insanı asilleştirmesi.» diyen Garki, sanatkârın vazifesini ne güzel formüle etmiştir.. Ons göre bir sanat eseri ve bu eseri vücude getiren sanatkâr, herşeyden önce bu maksada olan messfeşile kıymet alır. Hiç şüphe edilmez ki, insanın en çok ihmale uğradığı asır, yir- minci medeniyet asrıd£. Bu haki- katı daha doğru ve daha esaslı ifade etmek iâzımgelirse, medeni- yet denilen maddeleşmiş insan 7€- kâsının bu asırda olduğu kadar hiçbir asırda, hiçbir devirde bu derece kendisinin mahvına çalışma» mış, herşeyi sırf kendi rahatı, saadeti için yaparken, yine herşeyi kendi harabiyeti uğrunda kullan: maktan bir an bile çekinmemiştir. Hem de öyleki, bu hususta göğ- terdiği harikulâde vahşete kendi de şaşmaktan geri kalmamıştır. Bir zamandan bu tarafa, gittikçe arta- rak devam edip gelmekte olan bu hâl ve bu şaşkınlık nihayet öyle bir safhaya girmiş bulunuyor ki, insanlar artık bunları doğuran asıl sebepleri arayıp bulmak ve hâliha. zırda şualleri meçhul olan cevapla- rin karşılığını meydana çıkarmak lüzumunu zaruri olarak hissetmiş vaziyettedirler. Hangi kalbe girseniz, hangi kafatasını açıp baksanız, karşılaşa- cağınız ilk şey, ideal bir insan ve ideal bir hayattır. Bu niçin böy- ledir $.. diye birçok defadan sonra bir kere daha soruyorum ve bulduğum tek cevab şu oluyor: bugünün insanından ve bugünün yaşuyışından memnun değiliz, daha doğrusu nefret ediyoruz da ondan.. Evet, bu muhakkaktır, Kelimenin olanca manasiyle nefiet ettiğimiz, Yazan: SUAD TAŞER bütün gücümüzle biribirimizden tiksindiğimiz, içimizde biribirimize karşı sonsuz kinler betlediğimiz acı bir hakikat olarak maalesef meydandadır. Delil istemeyin, çün- ki saymakla bitmez!.. Bugün damarlarımızdaki kanı hareket ettiren kuvvet ve herşey- den evvel birbirimize karşı besle- memiz icabeden şey sevgi değil hıratır, Şüphe yok kl, sevebilmek güç bir iştir. Hele Gorkinin kabul ettiği manada ibsan sevgisinin ne demek olduğunu acaba kaç kişi veya kim hakkıyle anlıynbilişor!.. Kim, insanları seviyorum demekle yanılımadığına emin olabilir f... İn> san sevgisinin bu yüksek, en mu- kaddes şeklini Gorki'de bol bol buluyoruz. O, bütün ömrünü, bu- günkü cemiyetin «serseriler, setil- ler» damgasını vurduğu ve sadece merhamet etmek külfetine dahi katlanamadığı günahsız, evet ta mamen suçsuz ve günahsız kalaba- lık insan yığınları arasında dolaşıp, onları yakından tanımak, tanıtmak, sevmek ve sevdirmiye çalışmakla tüketmiştir. « Hayatın manası, maksadlara doğru olan meyillerin kuvvet ve güzelliğindedir> diyen Gorki, he- men sanat için de ayni fikirleri başka Okelimelerle ileri sürerek, «sanat, insan içindir; cemiyet içindir, diyor, aksitaktirde sanat, kıymet ve mana bakımından hiçbir şey ifade etmez». Bu böyle olunca sanatkârın vazifesi ve eser mey- dana getirmekteki gayesi olança vuzuhiyle tebellür etmiş olur. Yine kendi ifadesiyle; «sanatkâr, zama- nın zaruretlerini anlamak, istikbali evvelinden hissetmek mecbüriye- tindedir ve barşeyden önce bu — Devamı 373 üncü sayfada —