No. 1701— 16 UYANIŞ 247 Çocukları koruma cemiyeti merkez hasta- hanesinde bir günde do- Şan çocuklar. Şimâl memleketle- bilhassa İskan- dinav ülkelerinde çocuk- ları koruma cemiyetleri çok mütekâmil ve geniş teşkilâtlara sahiptirler. rinde, Ziyanın tahlilile maddenin mahiyetini inşa hususunda, fen adamlarından' Alber Nodon tuy izahatı veriyor: i Sulp, mayi, havayi her cisin milyarlarca biri birinden ayrı, mütemadien müteharrik <mo- lekül> denilen zerrelerden müteşekkildir. Moleküller de «atom» dediğimiz daha küçük zereciklerin toplanmasından vücuda gelmiştir. Her atomda elektron tesmiye edilen daha küçük nesnelerden mütekevvindir, ki bunlar atomun merkezindeki bir nüvve etrafında fev- kalâde bir sür'atla dönerler. Her elektron gayet seri devrinde menfi elektrik kudretiyle mahmuldür, nüvve ise müs- bet kudreti hamildir.. Attomun nüvvesi güneşe, etrafında dönen elektronlar da seyyarelere benzetiliyor. Her basit cisim, kendine has kimyevi ve hikemii evsafı haiz ayrıca bir mesleki şemsi gibidir. Şu hale nazaran yıldızlardan gelen inşiaatı 7iyaiye atomların tam bir aksi Sedasıdır. Fezada bize uzak olân âlemlerin ve maddelerden teşek- kül ettiğini bildirmeğe müsaittir. Spektroskopun ince amudi yarığınden giren yıldızlardan gelen ziya tahlil ediliyor, hedefte bir takım cizgiler sodüyum otomonundur. Bu hututu şuaiyenin bazı — parlaklığında, enliliğin- de — tahavvulytı da sodiyum otomunun ne ha- raretle, nekadar buhar tazyiki altında bulnundu- Sunu, me derece elektirikle meşbu olduğunu anlatmağa yarıyor. Bu veçhile tahlili tayfinin gösterdiği çizgi- leri muayene etmekle müşahede etmekte olduğu- muz yıldızda sodiyom buharının ne halde bu- lunduğnu tayin edebiliriz. 8 Küçük çocuklar banyoya hazırlanıyorlar Sodiyomonkinden başka diğer otomlar meselâ eliyum, idrojen, kalsiyum otomuları yapılsa yıldiz hakkındaki malümat o nisbette tevessii eder. Astrofizik ilminin tetkikatı sahasına dair Mr. Nodor tarafından verilmiş olan ve yokarıki satırlarda iktibas edilen izahattan anlaşılıyor ki bu ilim mekanik, fizik ve kimyanın şimdiye kadar toplanmış olan malümatından istifade ediyor, böylece semayı dolduran ecramın teşek- kül ve tekevvünü hakkında bir fikir veriyor. Anlayorüz ki gök yüzünü dolduran yıldız. ların bir çöğu henüz gazlardan ve cisimlerin buharlarından mürekkptir. Bunların satıhlarındaki hararete göre merkez- lerinde tasavvura sığmayack derecede hararet mevcuttür. Bu merkezlerde gazlar müthiş tazyik altındadır. Ihtimal buralarda elektronlara ayrılmıstır. Elektronlar ve nüvvede harp olmuştur, madde kalmamıştır. Bunların yerini ne tutmuştur? Bugün ilim bu sualin amma yıldızlar nasıl yapılıyor? denilirse Nas- «eski aylar kesilir, kesilir, cevabını veremiyor, rettin Hocanın, yıldız yapılır» mukabelesinden belki daha eh- ven bir cevap verebilir ! Semada bizin —âlemi şems gumuz kehkeşan haricinde bizden milyonlarca ziya senesi uzakta henüz gaz halinde sehabeler mensup oldu» var!l.. Öyleki bu sahabelerden parçalar ayrı- lacak, tekâsül edecek de yıldızlar olacak.. Sanki bu gaz halindeki sahabeler yıldızlar imal ederek fezaya fırlatmakta olan birer fab- rika |. Mahmut Sadık