FiL Hindistanda bir fil avına iş- tirak etmiş olan Amerikalı bir kadın yazıyor: Seylanda Nehmpatvevoda bir, fil avma çıkılacağı haberi bizi çok sevindirdi; dört sene evvel adada bir fil tutulmuş ve © ta- rihtenberi bir daha yakalanma- miştı. Filler terbiye edilerek im- sanlara bazı ağır işlerde yardım ettikleri cihetle hususi bir mü- saade almadıkça fil vurmak ya- aktı. Filler tek olarak kuyu- larda, bir kaç tane birden tu- tulmak istenil, zaman İse sür- gün avile yakalanırlar, Fil yakalamak için tertip edi- len sürgün avına hususiyeti iti- barile çit avı denir. Çit avına çıkılmağa karar verildiği zaman bir fil sürüsü izi bulmak üzere keşşaflar çıkarılır. Aynı zaman- da ormanın sıktı bir yerinde ve bir dere yakımna da büytik bir Şit yapılır. Çiti su yakınına yap- mak lâzımdır. Çünkü filler susuz kalırlarsa ayakları, hastalanır. İkişer metre ile uzun ağaç gövdeleri dikilir ve aralarına kalın dallar bağlanır. Ağaç göv- delerinin arkasında birer çatal destek vurulur, hepsi birbirine kamışla bağlanır. Bu çit bir ay şeklinde yapı- larak yirmi dönüm kadar yer çevirir. Çitin ağzına aym şekil- de iki büyük kapı yapılır. Ar- kasına dayanan kapıların yanı- na büyük destekler hazırlanır. Çit bu suretle hazırlandıktan sonra bu işte mütehassıs bir takım insanlar, filler girdiği za- man çiti kapamak üzere yüz metre kadar mesafede bekler. Bu avda fil sürüsü / çitten otuz mil kadar mesafede bulun- muştu. Bu çok uzun bir mesafe idi. Filleri kovalamak için U iki bin kadar kovalayıcı | seçildi. Bunlar fillerin etrafında büyük bir müstatil teşkil ettiler. Vanyo kabilesine mensup ko- valayıcılar filleri ileri sürmekte bilhassa mütehassıs oldukları ei- hetle müstatilin arka dılmda yer aldılar. Sürgün şu şekilde oluyordu. Vonyolar yavaş yavaş filleri il üyor ve bu esna- da müstatilin yan ve ön dılıları yerlerini muhafaza ediyorlar. Vanyolar mustatilin ortasına ge- lince yan dılıların boşta kalan yu karı yarısı koşarak müstatilin önüne gidiyor ve müstatili öne doğru uzatıyorlar. Bunların sıralanması bitince müstatilin ön dili de ilerliyor. Bu suretle müstatil ortasında filler olduğu halde çite doğru ile yor. Umumiyetle sürgünün ilk meyli çok zahmetli ve yavaş olu yor. Bu ayda bu ilk milin katı altı gün sürdü. Nihayet haftalarca süren bir takipten sonra fillerin çite yak- laştırılmış © oldukları © haberi geldi. OO zaman biz de kocamla ben otomobille Tangal- ladan hareketle üç yüz mil me- gittik. safede olan çit yerine Çit yerine girmek hususi ade ile oluyordu. Ve bu müsa- ade fazla gürültü olarak fillerin ürkmemesi için yüz elli kadar misafire tahdit edilmişti. Yolda bir çok halk çadır kurmuş bek- liyordu. Fillerin bir kere çite girdikten sonra bunların da ge- lip görmelerine müsaade olu- nacaktı, Fillerin çite sürünmesini bir kaç gün beklemek zarureti ha- sıl oldu; yağmur yağmıya başla- mıştı. Sürgüne devam imkânsız-| dı. Bu vesileden istifade ile sür güncüleri iş başında görmek için ormana gittik. Vaziyetleri fecidi.. Yağmurdan korunmak için şemsiye yerine kullandık- ları bir hurma dalından başka bir şeyleri yoktu. Birbirlerinden iki buçuk metre kadar mesafe- de duruyorlardı. Yerlerini terk- €tmeieleri, yiyeceklerini orada hazırlayıp yemeleri ve geceleri de ateş yakmaları Hizımdı. Yağ»! mur geceleri ateş yakmalarını güçleştiriyor ve zavallı adamlar, fillerin kaçmasma mani olmak için bütüm gece bağırmağa, gü- rültü yapmağa mecbur oluyor- lardı. Bir gün yemekte iken ansi- an bir haberci koşarak geldi ve fillerin bir saata kadar çite sü- rüleceklerini söyledi. Telâşla çite vardığımız zaman müstatilde işi kalmamış olan bir çok sürgün-l cülerin çitte ahzı mevki etmiş olduklarını gördük. Bunların el- lerinde tahta mızraklar vardı. Bu mızraklarla çite yaklaşan filleri ürküteceklerdi; yoksa fillerin çi- ti yıkmaları işten bile değildi. Birden çitin etrafındaki sür- güncüler bağırmağa ve mızrak- larını içtten içeri © uzatmağal başladılar. Biz de fillerin çite girdiğini zannettik. Fakat ya- nılmışlardı. Bu yanlışlık filleri ürküttü. Gürültünün geldiği ta- rafta tehlike sezen hayvan- lar geri döndüler, filler güç hal ile durduruldu ve çite © sürme ertesi güne tehir edildi. O gece bir mecusi papazı büyük bir ateş yaktı ve esrarlı hareketler çetrefil dualarla or- manların ve fillerin allahından ve bu sürüyü onlara lütfetmesini niyaz etti, Ertesi gün filler pek © müş- külatla tekrar çite yaklaştırıldı bu sefer herkes nefesini tutmuş! bekliyordu. Artık canlari burun- larından gelen sürgüncüler kı- pırdamıyordu bile. Yalnız fillerin ayakları altın- da ezilen dalların çıkardığı ça- tırdıların ihlâl ettiği nisbi bir sükütten sonra birdenbire bağ- rışmalar ve silâh: sesleri başladı Bu ahenge çitin etrafındaki sürgüncüler de bütün kuvvetle- rile iştirak etüler. Artık filler çite girmeğe ba; it. Fakat tehlikeyi sezip kardeşlerini kur- tarmak için çitin kapisna geri- len ve öteki filleri çitten içeri sokmıyan şahane bir dişi fil za- ruri © olarak vurulmuş ve bu karğaşalıkta da çevril- miş olan Oiki sürüden biri geri dönüp ormana kaçmıştı. Çite sokulmasına muvaffaki- yet elveren sürü (daha güzel olduğu için diğerlerinin kaçma- sına mani olunmamıştı. Filler şite girer girmez hemen kapılar kapandı. Bunu müteakip bir sürü il- mikçiler o ehli fillerle beraber çite girdiler. Ehli filler ilmikçile- re okadar büyük bir sadakat gös- teriyorlardı ki onların filler ta- rafından bir Zarara uğratılması na mani olmak için sarfettikleri gayretler çok müessirdi. Ehit fil- ler aynı zamanda lisanı hâl ile vahşi © hemcinslerine | beyhüde huysuzluk etmemelerini anlatı- yor, kâh okşıyarak, kâh tartak- lıyarak onları itidal dairesine davat ediyorlardı. Ehli Uo filler hiddetten kudurmuş bir halde bulunan vahşi filleri büyük bir maharetle çevirip sürükliyor vel bağlanmak üzere ağaçlara geti- riyorlardı. Ehli filler yabani fili horttm-| larile ağaç öntinde tutarken il- mikçi elinde halattan ilmik hazır olduğu halde filin arka ayağına! uzun bir kancanın Sivri ucunu batırıyor ve hayvan ayağını kal-| dırmca ilmiği geçirip ağaca bağ- lıyordu. Bu suretle bütün filler ehli fillerin şayanı hayret yardımı ile| bu yardım olmadan bir tek fili bile canlı tutmak kabil değildir. “Ağaçlara” bağlandılar, Minimini yavru filler bağrışarak annelerini arıyorlar, Hiddet — arasında tarafından o bir anie- kazaya leri kot eylemiştir. Mehmet Ali bey İzmir limanı, bulunacaklardır. Sitleyman hakkında verilmiş olan Emin önünnde infaz edileceklir. koratın ikmali ile arazi Üzerinde devam olunmaktadır » dedi, İstanbula muvasalatı beklenilen panması dolayısile Pazartesi günü reflerine verilecek ziyafetlere ai fasıla ile icra edilecektir; İstanbul, 10 (Y.A) — Koren gundan Japon veliahdının şehri kalmıştır. . Ankara 10 (Z.A)— O. H.F. Kırklar heyeti bugün içtima ederek vilâyotlerde teşkilât vazifelerini ikmal eden heyet- lerin müşahedelerini ve izahatını dinledi. Bu içtimalar devam edecek ve hor heyet faaliyeti hakkında uzun yollu izahat verecektir. İçtimalara Başvo- kil İsmet ediyor. Heyetler izahatlarını verdikten ve fırkanın umumi Paşa bizzat riyaset kongresinden Osonra tekrar mıntakalarına nvdet ederek mukarreratın tatbikine nezaret edeceklerdir. Gazi Hz. On gün son“ ra ilk merhale olarak Konyayı teşrif edecek- * olmak için ittihaz ektiği tedbir. leri izah ederek Türkiyenin Ce- nevre mukavelenine İltihakına ve uyuşturucu mevadın tahdidi (plâmna muvafakata amaze oldu- Bunu söylemiş ve ancak Türki- yenin imalAtçı devlet afıatile ima IAt teşebbilslerinin tahsisinde me- tnlebatim muhik bir tarzda na- zarı itibare alınmasını şart koy- muştar. Tstanbul 10 (L.A) — E fir- kası vilâyet kongre ve memur- ların halk işlerini sür'atle neti- celendirilmesi, stirtincemede bıra- kanlar hakkında mevcut ahkâm- . İstanbul, 10 (X.A)— Atyon- dan mamul maddeleri gizli ve kaçak olarak ihraç ettiğimiz) hakkında bazı mütsitler cemiye- ti akvama müracaat etmişlerdir. Hükümetimiz Cenevrede topla» nan afyon konferansına bildiril- mek üzre afyon meselesi hak- kında Ticaret odasının fikrini sormuştur. Bu ifsadatta bulunanların da şantaj yapmak istiyen bazı c0- Nebiler olduğu anlaşılmaktadır. Hükümetimiz afyon mukavelesi: e girmeğe, afyon istihsalâtmı, imalâtını mürakabeye, ihracatını vesika usulüne tâbi tutmağı ha- usulünün tatbik edileceği rüyeti de kat'iyet kesbetmektedir. Oöhevre, 10 (A.A) — Şevket Fuat Bey afyon komisyonunda Türkiyenin afyon istihsalâtındaki vaziyetini ve kaçakçılığa mai) uğr: maları “İçin o Bunlar da ehli filler tarafından oya /kalanarak kâh okşanarak, kâh hortumla © tokatlanarak dışarı çıkartıldılar. yaşamazmiş, Filler sonra boyunlarına bağ- lanan kalım bir halattan geçiri- len iplerle iki ekli file bağlana” rak çitten çıkarılırlar ve az za manda vahşiliklerini kaybederek! terbiye kabul ederler. ümhu Sabah gazetelerinin İstanbul 10 (Y.A) — İktant vekâleti denizcilik müfahasme Mehmet Ali bey bugün İzmire müteveccihen şehrimizdeki haro- Ankara, 10 (Y.A) — Japon kralı hazretlerinin Pazar günü refikalarının rakip bulundukları vapur ( Korent ) kanalının ka- Bu itibarla prens hazretlerinin İstanbul ve Ankaraya muvasalat ve hareketlerine ve buralarda ikametlerine, ziyaretlerine ve ço- üriyet telarafları balıkcılığı ve limana ait sair bütün hususat hakkında #riz ve amik tetkikat yapacaktır, Hükfmetçe bütün limanlar için esasli tetkikat yapılması ka rar altına alındığından mütahassıs Mehmet Ali bey İzmirden sonra Silifkeye ve diğer İlmanlera giderek oralarda da tetkikatta İstanbul,10ÇX.A)— İrtica hâdisesile alâkadar gehrimized tevkif edilenlerden Sabri Hoca bügün İzmire sevkedilmiştir. İstanbul, 10(X.A)—Şilede babasının başını balta İle koparan idam kararı pazartesi günü İstanbul 10 (Y.A) — Tahran sefirimiz Husrev bey hareketini Salı gününe talik eylemiştir. Husrev bey gazetecilere vaki beya- natında < Türkiye-İran münnasebatı dostanedir. Dostluk, hudut müzakeratının hüsnü gnretfe ikmali ile takviye bulacaktır. Müza- hududun muhtelit komisyon tarafından filen temdidine kadar mıntakadaki asayişsizliğe ve vatanımız dahiline tecavüzata mani olacak toğabiri askeriye ittihaz olunmuştur. Türk-İran ticaret muahedesi müzakeratına da biraderi * prens Takomuteu ve İstanbula muvasalat edecektir. it protokol programı birer gin nt kanalı zelzeleden harap oldu- mizi teşrifleri Pazartes gtinüne lerdir. Oradan Adana ve Antalyaya geçecek- lerdir. Reisicumhur Hz. bu iki şehir ve havali- sinde tetkiklerini ikmal- den sonra İzmire gide- ceklerdir. Gazi Hz. nin hangi gün İzmirde bulu- nacakları bilinemez. Re- isiccumhur Hz. nin bu seyahatten avdetlerinde C.H. Fırkasının büyük kongresini bizzat Gazi Hz. açacaklardır. Fır- kanın programı kon- grede tesbit olunacak- tır, Garip bir sanatkâr Groenlanda seyahatından hudut- suz heyecanla dolu tablo- larla avdet etmiştir Dünyanın gürültüsüz şöhrete| © On yaşında iken iki küçük malik adamları arasında Ame-)arkadaşile beraber annesi tara- rikalı Ressam Rockvvell Kent|fından meşhur “ Hürriyet âbi- büyüle bir mevki işgal eder. Buldesi , ni görmesi için Nevyork adamın sanatı kadar şahsi hu-|limanındaki küçüçk adaya götü- susiyetleri de şayan dikkattir.İrülmüştü. Çocuklar hürriyet tim- Kent hayatının büyük kısmını| saline hürmeten fevkalâde temir en akla gelmiyecek yerlerde ge-| tutulan adanın temiz kaldirim» girir, Kent geçen ay Groenlandİları üzerine yemek olarak taşı” dan bir hudutsuz beyecanla do-)dıkları domatesleri ve el lu olarak bir çok zengin tablo-|atıp ezmeğe başladılar. Polisler lar ve resimlerle dönmüştür. | (bunları © yakalayınca o adadan Kent, Nevyork hükümeti da-Jattılar. “ Bu, bir adadan ilk hilinde ufak bir kasaba olanJdefa atılışımdır , demektedir. memleketine döndüğü zaman bü-| Kent, ilâve etmektedir. “ Ada tün hemşehrilerini büyük bir ko-|havam bana yaramıyor.,, der içinde bulmuştur. Şimendi-| (Gittiği ikinci ada Monlegan fer kumpanyası bu kasabaya iş-|adası oldu. Buraya mektepten liyen hattı, kar temin etmediği) çıkar çıkmaz gitti. o Mektepte mülâhazasile tatil etmiştir. Şi-| mimarlık okumuş, fakat son © mendifer hattının tatili kasabayı) nıfta mimarlık hoşuna gitmedi- dünya ile münasebetten kesmiş) ğine karar vererek me ve herkesin işini gücünü altüst) rakmıştı. Hevesi resme idi, Ada- etmişti, Halk demiryolu idaresi- nin bu hareketine fevkalâee kız- mış ise de kumpanyaya karşı bi şey yapılamıyacağı kanaati hü- küm sürüyordu. Fakat Kent bu kanaatte de- Zildi. Derhal bir avukat tutarak kumpanya aleyhine bir dava açtı, Dava epeyi sürdü ve (şiddetli oldu. Kent davayı kazanmak için her gayreti sarfetti, Gazete- lere o bentler & yazdırdı, halka istidalar verdirdi, şikâyetler top- ladı. Nihayet davayı kazandı. ve treni tekrar kasabaya işlet- meğe başladı. Trenin işleyip işlememesinde (kendini / alâ- kadar eden bir şey var mı idi? Asla, Onun medeni dünyanın hiç bir işile alâkası yoktu. Fakat mücaeele edecek bir şey yaj yordu, ve en tahammül edeme- diği şey de insanların mantık- sızlıkları, ahlâksizlıkları idi. O yalnız istedigi şeyi yapardı. O gün de şimendifer kumpanyasına sinirlenmiş ve onunla mücadele etmek istemişti. Kendi tabirile “ bu küçük hâdise , de Kent'in ruhunun bü tün çeşnisi bulunmaktadır. San- atkârların umumiyetle sinirli ol- dukları ve ekseriya bunadıkları bir yaşta o vücutça ve ruhça büyük bir candegiye malik bu- lunmaktadır . Kent'in hayatını kazanmak için istakoz avladığı ve mezar kazdığı, marangozluk ettiği ol- muştur. Fakat sanatkâr para Zirdir. Hatta bu hususta inhisar|dan başk şiddetli ahkâm vagı|lacak resmin tarifini dinleme- konuşulacak (vo tomenniyatta bulunacaktır. İstanbul, 10 (Y.A) — Ht. kmetle temas etmek tizere Krup fabrikası uniumt müdürü bugün Ankaraya milteyeocihen hareket eylemiştir. İstanbul 10 (Y.A) — Fahret- tin paşa hazretleri yarın (bugün) çitten İşehrimizden diyanıharp mıntaka. |cuğu vardır, İlarına hareket eyleyecektir. İstanbul 10 (Y.A) — Hebak Bulgar başvekili M. Danef bugün şehrimize gelmiştir. IŞ YUVASI Hükümet civarı Yusuf oğlu hanı | Şimaal manzaraları Kentin ru- No: 11 Her türlü iş, Ve pasaport il hatırı İçin bir çizgi bile çizi miştir, Vakıa mecmualardan ilâ: nat şirketlerinden siparişler al- mış fakat hiç bir zaman yapı- miş, yalnız kendi istediği şeyi kendi İstediği gibi yapmıştır. Kent kendisine hayatını s0- ran muharrirlere hayatında neşre- dilmeğe değer bir şey olmadır ğını ve hayatının büyük bir kıs- mının gazetelerde görülmesini istenilmiyecek şeylerle dolu ol- duğunu söylemektedir. İki defa evlenmiştir, beş ço- Kentin seyahatları da dava- ları kadar ve tablolarile tahta üzerine hâkkedilmiş resimleri kadar meşhurdur. Sekiz metre boyunda bir yelkenli ile Cenubi Amerikanın Horn burnunn do- laşmiş bir taraftan da resim yapmıştır. Ateş adamlarının dal- gaları arasında bir geçit keşfet- miştir. Groenland — açıklarında kayığı batmış, yüzerek Groen- handa çıkmış ve orada bir kaç ay kalarak 'tablolar © yapmiştır, da istakoz avcılığı ile O mezar kazıcılığından vakıt — arttırarak bir resim mektebi açtı. Mektepte resimden (başka anarşistlere ve sosyalistlere kon- ferans ta veriyordu. Birkaç ay- lık bir mevcudiyetten sora mek- tep kapandı Evli idi ve birde ocuğu vardı. Bir çocuğu da yol- a idi. Kent henüz yirmi altısın- da bulunuyordu. Nevyorklu bir mimar önu bü- yük bir inşaatın doğrama kıs na nezaret etmek üzere bir ya- lıya gönderdi. Orada amele ile birleşerek grev ilân etti. Grevde muveffak oldu. Memnun edilen işçiler işi pâtronları memnun edecek bir mükemmeliyetle ikmal ettiler, Otuzuna yaklaşmıştı ki Kent bu tarzda işlerin kendisi için olmadığına ve bütün vaktini re- sime ve yaşamağa hasretme ka- rar verdi Bütün dünvayı gözden ge- girerek © Nevfoundland adasını çalışmak üzere en eyi yer ola” rak intihap etti, Arazi çıplak ve kemikli idi. Tam onun iz ittiği . Hesap etti, bu- bir adam ailesini ile geçindirebilirdi. Uzun hesap ve kitaptan sonra burada ailesini sıkıntısız geçin- direbilnek için ayda 50 dolar kâfidi. Evelce de tablolarını sat- miş olan bir dükkâna müracaot etti, ve ayda 50 dolar mukal linde bütün eserlerini ona gön- dermeği teklif etti. Dükkâncı evvelâ razı oldu ise de sonra vaz geçti. Kent annesine müracaat etti. Ve annesi ayda 50 dolar İyollamağı kabul etti, Üçüncü ada! Bu ada İngil- ittir, Kent bur it ilân edildi. Ahali güçlü kuvvetli bir adamın doğru ve dürüst bir iş intihap edecek yerde çizgi çizmekle ik- tifa etmesinden şüphelendiler ve hükümete haber verdiler, K. Bir gün de postahanede emperyalizmi aleyhinde bir söz söylemişti. Telefon numarası - 27 69 si Abone şeraiti Senelik: © 10 hira Altı aylık: 6 lira Ecnebi memleketler için: Senelik: o 25 fira mi teshilât gösterilir. hunda sicak memleketlerin coş- kun hayatiyetinden daha derin akisler yapmaktadır. İHTAR: Abone ve ilân ü ileri bilâistisna i