22 Ekim 1948 Tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 7
'Cılt'l Sayı 18 -cehil ve taassup yur i dalâlete yöneliyor da komünist, dınsız VıEan ve ıftıraya İ(arşı ha < ve hokukat!er Ziya Şakırm mufteriyatına cevap H uYILAN» IN ııYALAN n INA HAKIKATııIN ŞAMARI Ve minen nâsi men yekulu ame-rma. bıllahı ” sebebi.saymak pasıl caiz olur!. Komünist hoca ve talebemn mevcudıyetmden ne unıveı-sıtemıze, ne-de onun muhterem profesörlerine ve hilh sa degerlı gençlerumze bir ayıp-ve âr - hıssesı isa-' vel'yevmil âhırı ve mâhüm ünellahe vellezine âmenü ve ma yahdedne ılla enfüsehüm ve mâ yeş'urume, - (Bakara, Â. 8-9) - . İnsanlardan birtakımları: Biz Allaha Ve âhiret buki böyle dÜemekle iman eylemişlerdrı o!rvıamışlaâ- :| dir.- Onlar, Allahı ve müminleri aldatmak istiyor- lar, Bilmiyorlar ki kendilerinden haşkasını aldata- mazlar. (Tercüme, müfessirindir. ) : Zıya Şakı.r son açıklamasında; önceki if- - “tiralarına bir de amedresen lerin «cehil ve ta- : assup yuvals_rı» oldugu yalanını ekliyor, ve ehli - urma' halifelerin şer âlet- - sünnet ulemasının uydur! leri olduklarını, yani kısa izahla zati menfaat hu- “siyle dini sıyasete âlet eyledıklerım soyluyor : ve-bundan da mutadi olduğu üzere gizli bir ta- : -arruz vesilesi çikararak «Alevi» leri halkın gö- zünden- dusurmek istemiş olduldarı netıcesme varıyor: Farsça ashnı Turkçe 1fade eylıyerek tek-— : ânı rar etmek vası olmuş, ne de ehli sün- net âlimleri dini pazara ve mezada cı.karmıstıı: İ Medreseler; - geçmiş günlerin ıımversıtelerıdır ı -Tefsirciyi, kelâmcıyı ve fakihi, muhaddisi ve muftıyı kadıyı ve hâkimi oldugu kadar file- zofu, doktoru; kitüyageri ve maJver_ı(_:ıyı, mimatı ' e mühendisi, veziri ve vaîi yi, âmiri ve memu- rü, kumandani. ve- emi â maddiyün, tabııyun, : dehrıyı, ilim.- ocaklarıdır... Amma. yetısenlerden dalâ- < <lete dahi sapanlar olmuşsa, ilim başka; hidayete - " » mazhar olmak yine baskadır İlim, hidayete vu- * sul için . kesp vasıtası olur, aama- fertlerin ira- desi aksi. istikameti ihtiyar eylerse .AHahu Ta- âlânin hıdayetı, ancak “lütuf. ve takdiri Rabba- nisine bağlı kalır. Böyle olunca, bugün asri “Ailimlerin nuriyle ışıklanmış çok insanlar; nasıl ve dalkavuk ' olabiliyorsa, aynı 'suretle eskiden yetişmiş bulu_aııîaı içinden fasıl— €e fâcir, zuhur eylemiş bı_ı_rımasmı ııld_k&xı müsssese için hakaet e istihza Ja Husrev» i Ziya Şakir . hattâ mutasavvıfeyı : “bile hep : orası yetıstırmıştır - Cehil- yuvaları - değil, , "Terine karşı söylerdi. Fatih : .| ğunun ııg]iâhdi iken onu rahlesi 5 ge a gi a ; S aB Tiyakâr : 'edeceğim | Böyle olmakla beraber, medresenin yetış- vam İ tırdıklerı âlimlerin çoğunluğu, Hem .de en bü- yuk çoğunluğu Ziya Şakirin işaret eylediği re- zalet tarafında. değil, fazilet. cephesınded.u:ler . İlmi yetkilerini salâbet, metanet, feragat, Allah- tan korEmak ve dinin icaplarına sarı]mak: süre- | tiyle tecelli ettirenlerin tarafı ağır bas Türk ve İslâm medeniyet tarihine adlarını altınla yazdıran bütün âlimlerden misal. almak - -uzün sürer ve malümu ilâm olur. Ziya Şakirin; . -Ahmet Refik merhumun halka roman biçimin- de okutmak üzere yazdığı tarihimsi hikâyeler- * den gösterdiği örneklere karşı, ben de yine Os- manli tarihinden, ve fakat ilim dünyasınca mü- teber - kaynaklar - olarak kabul olunanlarmdan -birkaç misal vereyim, ki me piyon mamülât süren bir kör takhtcılık fabrıkası ol— madığına, ilim ışığiyle kafaları nurlanmıs, ve âhiret bakımından kemale. ermiş gerçekten büyük insanlar yetiştirmiş olduğuna aklı yat- sın da hir daha -sağa sola kirli ellerıyle süp- rüntü fırlatmak curetınden vazgeçsin. İsimlerde ve.bu - ısımleı—le munasebeth fı_k— ralarda kronoloji sırasına. riayet etmiyor, Tas- gele alıyorum: Büyük bir ezirliği kabil ı.tmed.ıgı halde * Bursa ka— dılığını üzerine alan İstaribul fatihi İkinci Suk tan Mehmedin hocası «Ahmed bin, İzmail El- Gürani» yi tanır mı? Bu mübarek” zat;' o ka- dar ciddi bir din âlimi idi ki; vezirlere adla- riyle hitap eder, padişaha sadece selâm verirdi, - karşılarında çeğilip- bükülmez, hatalarını 'yüz- Ösmanlı Imparatorlu- inin karşısına :mpı.rı oanprprp ğunda Manisa valisi ve D, -€ — Dersine çalışmazsan'seni bununla tedıp Deyın okutan; işte bı_ mndre.:e ye_ g hogad'r Fatih, yedi Hsan Bilir; £ ilimlere va'm“ aydin hir hu:umdaı-ırıu_dw Bil 279 c ul ahmı olan «Mol- - Mehmet;: çocuklü- - i ve r.n_a_dd_
